Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Dönmez, Gabar Dağı'ndaki yeni petrol rezervi keşfinin Türkiye'nin enerjideki ‘makus talihini’ değiştireceğini söyledi.

 

Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanı Fatih Dönmez, Türkiye'nin günlük petrol üretiminin 5 yıl önce 40-50 bin varil, geçen sene 80 bin varil olduğunu belirterek, "Bu son sahayla (Gabar Dağı) birlikte birkaç yıl içinde ilave 100 bin varil daha üretim imkanına kavuşmuş olacağız. Böylece yıllık üretimimiz, tüketimimizin neredeyse yüzde 20'sini, belki bir miktar fazlasını karşılayabilir hale gelecek." dedi.

 

Eskişehir'de, Cumhurbaşkanlığı İnsan Kaynakları Ofisi ve Anadolu Üniversitesi işbirliğiyle düzenlenen İç Anadolu Kariyer Fuarı'na katılan Dönmez, Karadeniz'deki doğal gaz ve Şırnak Gabar Dağı'ndaki petrol keşiflerine ilişkin AA muhabirine açıklamalarda bulundu.

 

Karadeniz'deki keşfi açıklarında birilerinin inanmadığını, aşamaları geçtikçe inananların sayısının arttığını dile getiren Dönmez, "Karada da en son yaktık, sisteme de bu ay içinde veriliyor. Bir yandan da Sayın Cumhurbaşkanı'mız vatandaşlarımıza açılışta iki müjde vermişti. Birisi 25 metreküp mutfak kullanımlarının bir yıl süreyle bedavaya verilmesi, diğeri de ilk bir ayda tüm faturaların karşılanması. Faturalar gitmeye başladı. Orada tüketim değerleri yazıyor ama 'sıfır' bedel, 'Karadeniz gazımız hayırlı olsun' şeklinde. Son derece olumlu geri dönüşler de alıyoruz." ifadesini kullandı.

 

"BU SON YILLARDAKİ GELİŞMELER İTHALATIMIZI ÖNEMLİ ÖLÇÜDE AZALTIR"

 

Bakan Dönmez, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından, Gabar Dağı'nda keşfedilen yeni petrol rezervinin duyurulmasının ülkede heyecanla karşılandığını söyledi.

 

Türkiye'nin enerjide dışa bağımlılığını kıracak, azaltacak müjdelerin peşi sıra gelmeye başladığını vurgulayan Dönmez, şöyle devam etti: "Bu niçin oluyor? Sayın Cumhurbaşkanı'mızın elbette bu projenin arkasında kararlı şekilde durması, ekibimizin bu işe adanması ve inanması. Arayınca da çalışınca da Mevla'm nasip ediyor. Hakikaten son derece sevindirici anlar ve günler yaşıyoruz. 5 yıl önce bizim petrol üretimimiz günlük 40-50 bin varil bandındaydı. Geçtiğimiz yılı 80 bin varille kapattık. Bu son sahayla birlikte birkaç yıl içinde ilave 100 bin varil daha üretim imkanına kavuşmuş olacağız. Böylece yıllık üretimimiz, tüketimimizin neredeyse yüzde 20'sini, belki bir miktar fazlasını karşılayabilir hale gelecek. Bizim ithalatta en önemli kalemlerimizden biri, enerji ithalatı; petrol ve doğal gaz. Bu son yıllardaki gelişmeler ithalatımızı önemli ölçüde azaltır. Cari açığımıza son derece pozitif katkısı olacak. Sadece geçtiğimiz yıl 95 milyar dolarlık enerji ithalatı vardı, petrol ve doğal gaz olmak üzere. Ne kadar fazla üretirsek, yurt dışına ödeyeceğimiz döviz de o kadar azalacaktır."

 

Dönmez, Gabar'daki kuyuya şehit öğretmen Şenay Aybüke Yalçın'ın isminin verildiğini hatırlattı.

 

Geçen yıl da yine Gabar'daki bir kuyuya şehit Esma Çevik'in adını verdiklerini anlatan Dönmez, "Bu şehitler bizim kamu görevlilerimiz. Çalışırken şehit olmuşlardı. Onların adını o sahalar faaliyet gösterdiği müddetçe hatıralarımızda yaşatmak için bu sahalara verdik." diye konuştu.

 

Bu keşfin, Türkiye'nin enerjideki "makus talihini" önemli ölçüde değiştireceğini kaydeden Dönmez, "Çünkü o sahada bizim daha arayacağımız birçok bölge var. Neden oraya giremedik yıllarca? Terör vardı, terör nedeniyle oralara giremiyorduk. Belki de terörün olma nedenlerinden biri bu. Şimdi terörden arındırıldıkça o bölgelerde aramalarımıza, araştırmalarımıza hız vereceğiz." diye konuştu.

 

NÜKLEER ENERJİYLE İLGİLİ ÇALIŞMALAR

 

Bakan Fatih Dönmez, Mersin'deki nükleer güç santraline nükleer yakıtı getirdiklerini, söz konusu santralin nükleer tesis statüsünü kavuştuğunu anımsattı.

 

Tesisteki 4 ünite devreye girdiğinde, ülkenin elektrik tüketiminin yüzde 10'unu karşılayabilecek kabiliyette olduğunu aktaran Dönmez, şunları kaydetti: "Maalesef nükleer teknoloji sahip olmadığımız, bir türlü gerçekleştiremediğimiz bir alandı. Konuyu sadece enerji bağlamında da görülmemek lazım. Farklı alanlarda da nükleer teknoloji kullanılıyor, özellikle sağlık alanında. Nükleer tıp, gerek görüntüleme, gerek teşhis ve tedavide bu tip süreçlerde de yoğun olarak kullanılıyor. Mühendislerimiz, uzmanlarımız artık bu alanlarda da kendilerini geliştirebilecek, araştırmalar yapabilecek noktaya doğru gidiyor. Türkiye Enerji, Nükleer ve Maden Araştırma Kurumu (TENMAK) bünyesinde Nükleer Araştırma Enstitümüz var. Orada gerek özel araştırmalarında, denemelerde kullanılacak teçhizatı ve alt yapıyı kurduk gerekse tıp alanındaki ihtiyaçlarımızı karşılamak üzere proton hızlandırıcımız var. Onunla birtakım AR-GE çalışmalarımızı yapıyoruz. Üniversitelerimiz yoğun bir şekilde kullanıyor. Zaman zaman özel sektörden talepler geliyor."

 

Yeni müjdelerin gelebileceğini vurgulayan Dönmez, "Çalışmalarımızı ilerliyor. Netice aldıkça elbette yeni müjdelerimiz gelecek. Vatandaşlarımızın bizi izlemesi lazım. Bizi izlemeye devam edin." dedi.

04 Mayıs 2023 Perşembe

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar