Tarım ve Orman Bakanlığı’nın sektörün potansiyelini ortaya çıkaracak envanterleri tek çatı altında toplayan "Türkiye'nin Arıcılık Haritası" internet portalı, alanda faaliyet gösteren kişi ve kuruluşların yanı sıra vatandaşların kullanımına sunuldu.


Tarım ve Orman Bakanlığı’na göre, Hayvancılık Genel Müdürlüğü (HAYGEM) tarafından yürütülen, Bilgi Teknolojileri Genel Müdürlüğü’nce geliştirilen harita sayesinde arıcılıkla ilgili birçok veri ve istatistiki bilgi tek yerde toplandı.

 

Tüm internet kullanıcılarının erişimine açık olan Türkiye Arıcılık Haritası'nın gelecekte Tarım Cebimde uygulamasına uyarlanmasıyla vatandaşların siteyi daha kolay ve rahat kullanmaları hedefleniyor.

 

Harita, Türkiye'nin geneli ve illere göre ayrı ayrı hazırlanmış, renk skalası ile belirtilmiş üretici ve kovan sayısı, bal üretimi ve kovan başı bal verimi, ülke genelinde üretimi yapılan bal çeşitleri ve bu balların illere göre dağılımı, illerde en çok üretimi yapılan bal çeşitleri, tescil edilmiş coğrafi işaretli ballar, damızlık ana arı üreten iller ve kapasiteleri, damızlık ana arıların ırk özellikleri ve tescilleri ve bombus arısı üreten iller ve kapasiteleri gibi bilgileri içeriyor.

 

Haritaya, "bal ormanları" çalışmasının entegre süreci de devam ediyor. Resmi veriler yayınlandığında haritaya işlenerek, bunun her yıl güncellenmesi planlanıyor. Ayrıca ileride haritaya il/ilçe bazlı flora bilgileri içeren dosyaların eklenmesi ve kullanıcılar tarafından gelecek görüş ve önerilerin harita güncellemelerinde değerlendirilmesi öngörülüyor.

 




















Siteye, "https://balharitasi.tarimorman.gov.tr/" adresinden ulaşılabiliyor.

 

ADANA KOVAN BAŞINA VERİMDE LİDER

 

Sitede yer alan bilgilere göre, Türkiye'de, Pervari'den Anzer'e, Zara'dan Geven'e coğrafi işaret almış 25 tescilli bal bulunuyor.

 

Lavantadan, pamuğa, narenciyeden anasona kadar ticarete konu 24 çeşit bal, Türkiye'nin çeşitli illerinde üretiliyor.

 

81 ilinin tümünde bal üretimi yapılan Türkiye'de, toplam 8 milyon 733 bin kovan bulunuyor.

 

Muğla 949 bin 267 kovanla ilk sırada yer alırken, bu ili 604 bin 213 kovanla Ordu, 481 bin 878 kovanla Adana, 335 bin 686 kovanla Antalya ve 303 bin 120 kovanla Mersin izliyor.

 

Kovan başına en fazla verim 25,6 kilogramla Adana'da alınırken, bu ili 24,2 kilogramla Çanakkale, 21,3 kilogramla Sivas, 18,8 kilogramla Ordu ve 16,3 kilogramla Aksaray takip ediyor.

 

En fazla bal üretimi yapılan il 12,3 bin tonla yine Adana iken, Ordu, Sivas, Muğla ve Aydın bu alanda öne çıkan iller olarak dikkati çekiyor.

 

En fazla işletme sayısı bulunan iller ise Muğla, Sivas, Rize, Ordu ve Antalya olarak sıralanıyor.

 

Damızlık ana arı üreten illerin başında 10 bin 800 adet kapasiteyle Ardahan geliyor. Bu şehri, 8 bin adetle Ankara, 5 bin 400 adetle Çorum izliyor.

 

Bakanlıkça tescil edilen ırklar arasında ise Kafkas ve Anadolu Arısı ırkının yanı sıra Efe, Gökçeada, Trakya, Hatay ve Yığılca Bal Arı Ekotipi bulunuyor.

 

"100 BİN TONUN ÜZERİNDE BAL ÜRETİMİ BEKLİYORUZ"

 

Hayvancılık Genel Müdürü Salih Çelik, artık üretici, tüketici hatta kamu personelinin arıcılıkla ilgili bütün güncel bilgilere tek bir dijital ortamdan ulaşabileceğini söyledi.

 

Türkiye'nin Arıcılık Haritası'nın ülkeye çok büyük fayda sağlayacağını belirten Çelik, ilerleyen zamanlarda bunu "Tarım Cebimde" uygulamasına entegre edeceklerini bildirdi.

 

Çelik, cep telefonlarından uygulamaya girilerek, sektörle ilgili pek çok veriye tek tıklamayla ulaşılabileceğini dile getirdi.

 

Çelik, "(Ben sağlıklı beslenmek istiyorum, coğrafi işaretli bir Geven balı almak istiyorum.) diyen birisi, bu haritaya bakınca hangi illerde bunun üretildiğini görebilecek. Hatta Türk Patent ve Marka Kurumunun coğrafi işaretlerinin detayları bile var. İnsanları tereddütte bırakacak hiçbir şey yok." dedi.

 

Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü verilerine göre Türkiye'nin, 2020 yılı itibarıyla koloni varlığı ve bal üretimi açısından Çin'den sonra ikinci sırada geldiğini ifade eden Çelik, Türkiye İstatistik Kurumu verilerine göre geçen yıl yurt içinde 96 bin ton bal üretildiğini söyledi.

 

Çelik, bu yıl mevsim koşullarının çok iyi gittiğini belirterek şunları kaydetti: "Henüz netleşmese de 100 bin tonun üzerinde bal üretimi bekliyoruz. 2022'nin 11 aylık döneminde 41,5 milyon dolar değerinde 16 bin ton bal ihracatı gerçekleşti. Bu uygulamayı Bakanlığın sitesine ve Tarım Cebimde uygulamasına entegre ettiğimizde dünyanın her yerinde görebilecekler. 'Türkiye'de bu bal üretiliyormuş, bunu buradan alalım.' diyebilecekler. Bu da üreticilerimizin mallarını çok daha kolay satması açısından önemli bir envanter olacak. Bal ormanları çalışmasını da bu haritaya dahil ederek bal üretimini artırmayı hedefliyoruz. Böylece dünyada daha fazla söz sahibi olacağız."

 

Üretimi artırmak için ıslah çalışmaları yapılmasının önemli olduğunu vurgulayan Çelik, Ardahan'da Kafkas Arısı Üretim Eğitim ve Gen Merkezi, Ordu'da Arıcılık Araştırma Enstitüsü ve İzmir'de Ege Tarımsal Araştırma Enstitüsü müdürlükleri bulunduğunu ifade etti.

 

Çelik, söz konusu enstitülerle ırk ıslahını geliştirmek için ortak çalışmalar yaptıklarını belirterek, "Elde ettiğimiz arıları, hangi bölgeye adapte olacaklarsa oraya veriyoruz. Arı sayısını çoğaltarak üretimi artırmayı hedefliyoruz." dedi.

09 Ocak 2023 Pazartesi

Türkiye, halen uluslararası 82 birliğin üyesi. Orta ölçekli devletlerin yer aldığı MIKTA da bunlardan biri.


10 yıl önce kurulan MIKTA ile ülkelerarası dış ticaret ortalama yüzde 49 arttı. Birlik; dünya barışı, sürdürülebilirlik, sağlık, gıda güvenliği ve göç sorununu da ana gündem maddeleri olarak belirledi.

 

BARIŞ CABACI

 

Türkiye, diplomaside etkin bir oyuncu olarak, uluslararası ve bölgesel birliklere katılarak hem ticaretini hem de siyasi ağırlığını artırıyor. Güvenlik ve ekonomik işbirliği alanlarında son dönemlerde daha etkin olan Türkiye, çeşitli platformlarda liderlik rolü de üstleniyor. Türkiye’nin etkin olduğu en önemli resmi uluslararası birliklerin başında OECD, Birleşmiş Milletler (BM), NATO, Avrupa Konseyi, Güneydoğu Avrupa İşbirliği Süreci (GUAM), Türk Konseyi ve Ekonomik İşbirliği Teşkilatı (EİT) ve Türk Devletleri Teşkilatı (TDT) geliyor. 

 

82 BİRLİK ÜYELİĞİ

 

Türkiye’nin kurucu üyesi olduğu 11 uluslararası birlik bulunuyor, üye olunan birlik sayısı ise 2024 itibariyle 82 oldu. Resmi birliklerin yanı sıra gayriresmi kuruluşlara da üye olan Türkiye, bölgesinde ve uluslararası arenadaki varlığını gösteriyor. Bunlardan biri de kıtalararası önemli geçiş noktalarını kapsayan MIKTA. MIKTA; Meksika, Endonezya, Güney Kore, Türkiye ve Avustralya arasında 2013’te kuruldu ve gayriresmi bir istişare ve eşgüdüm platformu olarak faaliyet gösteriyor. 

 

2022’DE LİDERLİK TÜRKİYE’DE

 

MIKTA hayata geçirildiği günden bu yana Dışişleri Bakanları düzeyinde yılda üç kez toplanıyor. 2022 yılında MIKTA Dönem Başkanlığı Avustralya tarafından Türkiye’ye devredildi. Türkiye’nin MIKTA Başkanlığındaki öncelikleri ise şöyle: Küresel sağlık, etkin göç yönetimi ve gıda güvenliği. MIKTA ülkeleri, G20 ve diğer önde gelen uluslararası örgütlerle daha yakın işbirliği ve eşgüdüm içinde bulunmayı ve üye ülkeler arasındaki ikili ilişkilerin geliştirilmesini hedefliyor. Bu çerçevede, MIKTA ülkeleri Birleşmiş Milletler, Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) ve OECD nezdindeki daimi temsilcilikleri başta olmak üzere, çeşitli ülkelerde büyükelçiler/daimi temsilciler düzeyinde çalışma toplantıları düzenliyor, küresel meselelere ilişkin pek çok konuda ortak çalışmalar yürütüyor. 

DÜZENLİ EKONOMİ İÇİN

 

Bu toplantıların en sonuncusu ise geçen hafta Meksika’da düzenlendi. Türkiye Büyük Millet Meclisi (TBMM) Başkanı Numan Kurtulmuş’un başkanlığındaki Türk heyeti, toplantı kapsamında bölgedeki büyükelçilikleri ziyaret etti. Toplantının ardından açıklama yapan TBMM Başkanı Kurtulmuş, Türkiye’nin hiçbir uluslararası platformu boş bırakmaması gerektiğine işaret ederek, “Türkiye, dünyanın neresinde olursa olsun çok taraflı toplantıların hepsinde üzerine düşen sorumluluğu yerine getiriyor ve çok etkin bir şekilde yer alıyor. Şimdiye kadar MIKTA’da da Türkiye olarak etkin bir şekilde yer aldık ve kendi görüşlerimizi ifade ettik. 

10 yılı aşkın bir kuruluş olan MIKTA’nın, hedeflerini tekrar gözden geçirmesi gerekiyor. Bu kuruluş kurulduğundan bu yana ülkelerarası ticaretin artması da önemli hedeflerinden biri” diye konuştu. 

 

DÖNÜM NOKTASI 2013

 

2010 yılında 5 ülke arasında ilk müzakereler başlasa da MIKTA’nın resmileşmesi 3 yıl sürdü. İlk görüşmelerden beri ülkeler arasındaki ticaret rakamları karşılıklı olarak arttı. Bu birlik, yeni Serbest Ticaret Anlaşmaları’nın (STA) imzalanmasına da vesile oldu. Bu kapsamda, Türkiye ile Güney Kore arasında 2013 itibariyle STA devreye girdi. Türkiye tarafında tarife satırlarının yüzde 65’inde, Güney Kore tarafında ise yüzde 80’inde liberalizasyon sağlandı. Bu süreç 2018’de tüm tarife satırlarının yüzde 90’ının liberalizasyonuyla tamamlandı. Diğer ülkelerde çeşitli ticaret anlaşmaları imzalanarak ticareti geliştirici hamleler de bulunuyor. 

 


COĞRAFİ KARDEŞLİK

 

Geçtiğimiz G20 zirvesinde MIKTA üyesi ülkelerin liderleriyle görüşen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, şunları söyledi: “Ülkemiz, MIKTA’nın, bölgesel ve küresel sorunlara yapıcı çözümlerin kolaylaştırılması, küresel yönetişimin daha da etkinleştirilmesi ve küresel yönetişim mekanizmalarında ihtiyaç duyulan reformların hayata geçirilmesi bakımından önemli katkılarda bulunabilecek potansiyele sahip. Bu bağlamda MIKTA platformundaki işbirliğinin daha da geliştirilmesini destekliyoruz. 

MIKTA, uzak coğrafyada kardeşliğimizi pekiştiren bir platform oldu.”

 

AFRİKA KITASI ANGAJMANI

 

Bundan sonraki süreçte Türkiye ve MIKTA’nın orta ölçekli güç araçları arasında nasıl bir paralelliğin olduğu ve her iki aktörün araçlarının nasıl daha uyumlu hale getirilebileceği meselesi de oldukça önemli. MIKTA’nın küresel sıralamalarda orta ölçekte konumlandığını, üye ülkelerin dış politika havzaları sayesinde çok büyük bir coğrafi alana hitap ettiğini belirten Marmara Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Emel Parlar Dal, bir demeçte şunları söyledi: “BM ile G20 toplantıları çerçevesinde gündem oluşturmaya çalışarak küresel hiyerarşi ile koordineli bir yol haritası çizmeye çalıştığı dikkate alınırsa, Türkiye’nin orta ölçekli güç kimliğine daha fazla yatırım yaparak MIKTA’nın diplomasi araçlarını çeşitlendirmesinin olası olduğu söylenebilir. Bu çerçevede Türkiye’nin, MIKTA’nın da gündeminde yer alan konularda, BM Az Gelişmiş Ülkeler Konferansı, Dünya İnsani Zirvesi gibi örneklerde de ortaya koyduğu uluslararası toplantı ve zirve diplomasisi tecrübesinin MIKTA’nın mevcut orta ölçekli güç araçlarını ciddi oranda destekleyebileceği değerlendirilebilir. Buna ek olarak MIKTA ülkeleri arasında Afrika kıtası ile en fazla angajmana sahip olması bakımından Türkiye’nin, MIKTA’nın niş diplomasi anlayışına uygulama alanı açarak, MIKTA’ya Afrika gündemini kolayca taşıyabileceği öne sürülebilir.”

 

ORTA ÖLÇEKLİ DEVLETLERDE KALKINMANIN ÖNEMİ

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Uluslararası Ticaret Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Figen Yıldırım, MIKTA’nın ve benzer birliklerin gelişmekte olan ülkeler için önemli olduğunu belirterek, şunları paylaştı: “MİKTA üyeliği bizim için çok kıymetli. Buradaki en önemli kilit nokta, teoride "host culture" (ev sahibi kültürü) kavramıdır. Kültürler ve ülkeler arası uluslararası ticareti geliştirme üzerine yapılan araştırmalarda, kültürel ve ekonomik güçlerin ulusların zenginliği ve eksiklikleri açısından birbirleriyle ticaret etmelerinin önemli olduğu belirtilmektedir. Benzer özelliklere sahip ülkelerin bir arada olması büyük önem taşır. Bu amaçla, ülkeler belirli boyutlarda benzerlik gösterdiklerine göre gruplandırılmış ve Türkiye de farklı, daha önce aklımıza gelmeyen ülkelerle, örneğin Yeni Zelanda ile, bir araya getirilmiştir. Bu çerçeveden baktığımızda, MIKTA üyeliği orta üst, orta ve gelişmeye yakın gelişmiş ekonomilere sahip ülkelerin bir güç birliğidir. Türkiye burada çok kilit bir rol oynar. Bazı niş alanlarda, özellikle perakendecilikte ve CRM (Müşteri İlişkileri Yönetimi) uygulamalarında, Endonezya ve Meksika'da nörobilimle alakalı gelişmelerde karşılaştırmalı üstünlük teorisine uygun olarak bizim onlardan öğreneceğimiz ve Türkiye'nin de nispeten daha iyi olduğu konularda onlara öğreteceğimiz pek çok konu bulunmaktadır. Aslında karşılıklı olarak eksikleri tamamlama yeri, tamamen MIKTA ülkeleriyle yapılacak olan ticaretin girişimi ile eşdeğer niteliktedir. Bu yüzden MIKTA'yı çok önemsiyoruz. İhracatçımızın bu konuya verdiği önem de bu durumu desteklemektedir. Teoride, güç birliği yapmak için benzer kültür özelliklerine sahip olmak gerektiği vurgulanmaktadır. Belirsizlikle ilgili davranışlarda, sanayide, teknolojide, üretimde, tarımda hangi alanlarda daha ağırlıklı olduğumuza, bireysel mi kolektif mi yaklaşıma daha yakın olduğumuza baktığımızda, tüm bu boyutlar açısından değerlendirdiğimizde, MIKTA ülkeleri arasındaki bu güç birliğini anlayabiliyoruz. Kısa bir süre sonra, niş alanlarda birlikten doğan güçle ilerlediklerinde, diğer daha güçlü birlik ülkelerinin ticaretinde de önemli bir rekabet gücü oluşturacaklarını düşünüyorum. Bu noktada, buradaki ticari diplomasinin yönetimi büyük önem taşımaktadır. Özellikle bu bölgelere özgü hızlı bir durum analizi tespiti ve buna özgü bir rekabet stratejisi ve stratejik planın hazırlanması önemlidir. Stratejik plan doğrultusunda ilerleme kaydedilmesi, bütün ticari diplomasiye yön veren kurum ve kuruluşların bu bilinçle farkındalığının arttırılması, hızlı bir dış ticaret potansiyelini göstermektedir.”

 

BİRLİĞİN ANA GÜNDEM MADDELERİ

 

Enerji

Terörizmle mücadele ve güvenlik

Ticari ve ekonomik işbirliği

İyi yönetişim ve demokrasi

Sürdürülebilir kalkınma

Gıda güvenliği

 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Sağlık hizmetleri sektörü, Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) fiyat artışının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesini öneriyor. Sektörün bir diğer beklentisi ise kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Sektörel Değerlendirme ve İstişare Toplantısı, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın başkanlığında, Meclis ve Komite Üyeleri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sektörel ihtiyaçların görüşüldüğü toplantıda, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, kurumlar vergisi ve KDV oranları, yeşil pasaport, reklam ve tanıtım, tıbbi atık ödemeleri ve sağlık turizmi konuları ele alındı.

 

1.5 MİLYON SAĞLIK TURİSTİ

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan yaptığı konuşmada, sağlık sektörünün sadece ekonomik gerçekler üzerinden anlamlandırılamayacağını belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu iş her şeyden önce temel insan hakkı, toplumsal ihtiyaç, dolayısıyla bir kamu politikası. Türkiye’nin sağlık alanındaki kalite ve performans artışı, uluslararası arenada da kendini gösteriyor. Türk sağlık sektörünün, özellikle son dönemlerde yakın coğrafyamızda Avrupa’da önemli bir konuma yükseldiğini ve varlığından bahsettirdiğini gözlemliyoruz. Nitekim sağlık turizmi verilerine göre; sağlık hizmeti almak için gelen turist sayısı 2021’den 2023’e kadar iki kat arttı. Geçen yıl sağlık hizmetlerinden faydalanan turist sayısı ise 1.5 milyonu aştı. Bu sayı giderek artıyor.” 

 


SEKTÖREL SORUNLAR

 

Atılgan, sektörün sorun ve talepleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “SUT fiyat artışı oranlarının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesi, sağlık kuruluşlarının işbirliği adına kamusal denetimlerin standardize edilmesi, kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi gibi beklentiler sıklıkla öne çıkan konular arasında. Bizleri buluşturan bu birliktelik ruhu sorunları aşmak açısından sektöre güç verecek.” 

 

SUT FİYATLARI ARTMAYA BAŞLADI

 

Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Cantürk ise SUT fiyatlarının son dönemlerde daha sık arttığını söyledi.Cantürk, “Sağlık turizminde istenilen hedefe ulaşılacaksa bunu birtakım yönetmeliklerle sektörün gerçeğine uygun hale getirmeliyiz. Sağlıkla ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları’nın bir araya geldiği, sorunlarını tek sesle haykırabildiği ve taleplerini ilgili mercilere iletip, sonuç alabileceği günlerimizin olacağına inanıyorum. Hepimizin hedefi, özel sağlık sektörünün gelişmesi” diye konuştu.

20 Mayıs 2024 Pazartesi