Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Burak Dağlıoğlu, iş dünyası dostu bir yatırım ortamı olan Türkiye'nin sağlam ve hızlı büyüyen bir ekonomisi olduğunu belirterek, "2003 yılından bu yana hızlı büyümemiz devam ediyor." dedi.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek'in ev sahipliğinde, Dışişleri Bakanlığı, Hazine ve Maliye Bakanlığı, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi resmi desteği, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) işbirliğiyle, bu sene "İş Birliğinde Yeni Dönem" temasıyla 14.'sü düzenlenen "Türk-Arap Ekonomi Forumu" İstanbul'da gerçekleştirildi.

 

Dağlıoğlu, açılışta, Türkiye'nin 2003'ten bu yana Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan liderliğinde Arap ülkeleriyle işbirliği açısından doğru yolda ilerlediğini belirterek, "Türkiye'nin Arap ülkelerine olan ihracatı 20 yıl önce sadece 5 milyar dolardı. Bu, Türkiye'nin ihracatında yüzde 10'u temsil ediyordu. 2023'te 45 milyar doları geçti ve bu da Türkiye'nin yıllık toplam ihracatının yaklaşık yüzde 20'sine ulaştı. Son 20 yılda Türkiye 50 milyar dolardan fazla doğrudan yabancı yatırımı Arap ülkelerinden aldı." ifadelerini kullandı.

 


Türkiye'nin dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasında yer aldığını anımsatan Dağlıoğlu, "Türkiye sürdürülebilir ve dijital bir büyüme hedefliyor. Türkiye şimdiye kadar bir bölgesel merkez oldu ama bundan sonra bir küresel ekonomik güç olarak devam etmek istiyoruz. Özellikle Arap ülkelerinden yatırımcıların bu büyümeye katkıda bulunmak için Türkiye'ye yatırım yapmasını bekliyoruz." değerlendirmesini yaptı.

 

Türkiye'nin Afrika, Avrupa ve Asya'nın tam ortasında bulunan coğrafi konumunun önemine dikkati çeken Dağlıoğlu, "Türkiye'de iş dünyası dostu bir yatırım ortamı var. Türkiye'nin sağlam ve hızlı büyüyen bir ekonomisi var. 2003 yılından bu yana hızlı büyümemiz devam ediyor. Türkiye, çok rekabetçi bir yetenek havuzuna sahip." dedi.

 

DÜŞÜK FAİZE VE YÜKSEK KREDİ AKIMINA DAYALI, KOLAY BÜYÜME DÖNEMİ BİTTİ

 

Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği (TOBB) Başkanı Rifat Hisarcıklıoğlu da dünyanın zor bir dönemden geçtiğini, küresel ekonomi ve ticaret hacmindeki büyümenin yavaşladığını ve jeopolitik riskler, çatışmaların arttığını dile getirdi.

 

Güçlü uluslararası işbirliğine ve dayanışmaya ihtiyaç duyulduğuna işaret eden Hisarcıklıoğlu, "El birliğiyle, ülkelerimizde özel sektörü güçlendirmeliyiz. Zira çağımızda ülkelerin esas gücü, özel sektörlerinden geliyor. Türkiye ekonomisinin gücü ve dinamizmi de, özel sektöre dayalıdır." diye konuştu.

 


Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin girişimci bir ülke olduğuna dikkati çekerek, "Pek çok sektörde, otomotiv, beyaz eşya, konfeksiyon başta olmak üzere, Avrupa’nın ana tedarikçisiyiz. AB’nin kendi dışında, en çok otomobil ithal ettiği ülkeyiz. Tüm bunları, ticareti serbest hale getirip, rekabeti artırmak suretiyle sağladık. Zira ticaret zenginleştirir, korumacılık fakirleştirir. Özellikle gelişmekte olan ülkelerin istikrarı ve refahı için, ticaretin daha serbest olması şarttır. Dolayısıyla hep birlikte, serbest ticareti talep etmemiz gerekmektedir." ifadelerini kullandı.

 

Dünyanın farklı bir çağa girdiğini dile getiren Hisarcıklıoğlu, "Ortaya çıkan yeni teknolojilerle birlikte, geçmiş yüzyılın karbon bazlı büyüme dönemi sona eriyor. Ekonomileri doğal kaynaklara dayalı, rekabetçi piyasalara sahip olmayan, ticaret yapmayı bilmeyen ülkeler, mevcut iş modelleriyle kalırlarsa, bu asrın kaybedenleri olacak." dedi.

 

Hisarcıklıoğlu, düşük faize ve yüksek kredi akımına dayalı, kolay büyüme döneminin bittiğine işaret ederek, "Ülkeler ve özellikle bizler gibi gelişmekte olanlar, verimlilik artışlarına ve inovasyona dayalı, yeni ve farklı bir büyüme sürecine odaklanmak durumunda. Dünyaya entegre olmuş, iş yapma ortamını iyileştirmiş ülkeler, bu yeni asrın kazananları olacak." diye konuştu.

 

AVRUPA DEVLETLERİ, BİRBİRLERİYLE YAPTIKLARI TİCARETİ ARTIRARAK ZENGİNLEŞTİLER

 

Türkiye'nin çok büyük sanayi üretim gücüne sahip olduğunu belirten Hisarcıklıoğlu, Türkiye'nin ihracatının yüzde 60'ını gelişmiş, zengin pazarlara, ülkelere gerçekleştirdiğini aktardı.

 

Hisarcıklıoğlu, "Ülkelerimizi ve milletlerimizi daha müreffeh hale getirmenin yolu, bir araya gelmek ve bir arada durmaktır. Bunun yolu da ticareti ve özellikle de birbirimizle yaptığımız ticareti artırmaktır. Asırlarca birbirine düşman olan Avrupa devletleri, birbirleriyle yaptıkları ticareti arttırarak zenginleştiler. AB ülkeleri, dış ticaretlerinin yüzde 70’ini birbirleriyle yapıyorlar." ifadelerini kullandı.

 

Sanayi, turizm ve tarım alanında, Arap ülkelerinin sermaye birikimleriyle Türk özel sektörünün üretim tecrübesinin bir araya getirilmesi gerektiğini vurgulayan Hisarcıklıoğlu, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Coğrafyamızda girişimciliğin geliştirilmesi ve KOBİ’lerin güçlendirilmesi için de Arap dostlarımızla yakından çalışmak istiyoruz. TOBB olarak bu konularda tecrübe ve bilgi paylaşımı yapmaya hazırız. Yatırım ihtiyacı olan Arap ülkelerinin yeniden inşasını da beraber gerçekleştirebiliriz. Küresel sorunları ve zorlukları, Türkiye ile Arap ülkeleri olarak, daha fazla işbirliği, ticaret ve ortak yatırımlar yaparak aşabiliriz. Birlikte çalışmalı, birlikte yükselmeliyiz. Türk iş dünyası olarak dileğimiz, Arap kardeşlerimizle ilişkilerimizi daha da derinleştirmek, çok boyutlu hale getirmektir."

 

TÜRKİYE'NİN ARAP ÜLKELERİNE İHRACATI HER SENE ARTIYOR

 

Arap Odalar Birliği Genel Sekreteri Dr. Khaled Hanafy ise Türkiye ile Arap ülkeleri arasında devam eden, gelişen, süreklilik arz eden ekonomik bir ilişkinin olduğunu ve bunun rakamlardan da anlaşıldığını belirtti.

 


Hanafy, Türkiye'nin Arap bölgesinde ekonomik olarak büyük bir ortak olduğuna işaret ederek, "Türkiye'nin Arap ülkelerine ihracatı her sene artıyor. Yüzde 10 civarı bir artış söz konusu. Arap ülkeleri de Türkiye'ye yatırımını sürekli artırıyor ve direkt yatırım yapıyor. Aynı zamanda direkt olmayan yatırımlar da var. Bu yatırımlar özellikle emlak sektöründe gerçekleşiyor. Her sene ortalama 10 milyon Arap turist Türkiye'ye seyahate geliyor. " değerlendirmesini yaptı.

 

Hanafy, sözlerini, "Pazarlarımız hedef pazar olmamalı, bir yardımlaşma ortamı olmalı, belki de özel bölgeler açılmalı, büyük fırsatlar değerlendirilmeli. Şu anda uluslararası alanda o kadar kötü bir durum var ki bizim bunu fırsata çevirmemiz lazım. Şu anda tedarik zinciri eskiden çok daha zayıf. Biz coğrafi olarak bu ihtiyacı gidermeye daha yakınız." diye tamamladı.

 

DAHA SAĞLAM AĞ OLUŞTURMAK İSTİYORUZ

 

Al-Iktissad Wal-Aamal Group İcra Kurulu Başkan Yardımcısı Walid Abou Zaki de Arap ülkelerinin reformları daha da derinleştirmek ve kendi ülkelerindeki yatırımları daha da çeşitlendirmek istediğini söyledi.

 

Zaki, Arap ülkelerinin dünya ekonomisinde daha belirgin olmaya çalıştığını belirterek, "Bu formunun yapılması Türk-Arap işbirliğinin ne kadar ayrıcalıklı bir noktaya geldiğini gösteriyor. Türk şirketleri Arap pazarının çoğu bölgesinde, noktasında varlığına daha da gösteriyor, belirginleştiriyor." dedi.

 

"Türkiye ile Arap ülkeleri arasında daha sağlam bir ağ oluşturmak istiyoruz. Bu ağla Türk ve Arap şirketleri birbiriyle daha iyi eşleşebilsin veya karşı karşıya kaldıkları riskleri bertaraf edebilsin." diyen Zaki, ülkeler arasında daha çok ortaklık hayata geçirilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

08 Kasım 2023 Çarşamba

Toplam piyasa değeri 14.2 trilyon TL olan Borsa İstanbul’da 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Son üç ayda BIST 100 endeksi kendi rekorunu tazeleyerek 10 bin seviyesinin üzerine yükseldi.


Borsada aynı dönemde gıda şirketlerinin de iyi bir performans gösterdiğini söyleyen uzmanlar, “Son üç ayda gıda şirketlerinin performansı, BIST 100 kazançlarını da geçti” diyor.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

Yerel seçimler geride kalırken BIST 100 endeksi hem kendi rekorunu tazeledi hem de 10 bin seviyesinin üzerine yerleşti. İstanbul BIST tüm endeksi dahilinde 500’ü aşkın şirket işlem görüyor. Bu şirketlerden gıda, içecek, tarım, ormancılık sektörleri içinde toplam 20’nin üzerinde şirket var. İstanbul Ticaret’e konuşan uzmanlar, önümüzde daha net bir tablo olduğuna ve bunun paralelinde borsada yükseliş trendinin devam edeceğine işaret ederek, burada ana temanın enflasyon, makroekonomik dengelenme ve yabancı girişleri olduğunu vurguluyor. Yıl başından bu yana fiyat hareketleri incelendiğinde, gıda şirketlerinin son üç ayda iyi performans sergilediğini söyleyen uzmanlar, “Şirket bazlı ayrışmalar gözlemlense de son üç aydaki performansları BIST 100 kazançlarını geçti. Bunun temel sebebi de açıklanan bilançoların diğer sektör hisselerine göre daha pozitif ve beklentilerin üstünde olması” diyor.

 

TEDBİRLER POZİTİF YANSIDI

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, yeni ekonomi yönetiminin kadrosuyla ortodoks politikaların uygulanması, makro ihtiyati tedbirlerle sadeleşme adımlarının atılması ve duyulan güven ile Türkiye’nin makroekonomik verilerinde iyileşmenin sürdüğünü söyledi. Bu sürecin yabancılar tarafından olumlu karşılandığını, CDS fiyatlaması, kredi derecelendirme kuruluşları ve majör yabancı banka kurum raporlarından da görüldüğünü belirten Erbaş, özellikle kredi derecelendirme kuruluşlarının not artışlarının devam ettiğine dikkat çekti. Global oyuncuların takip ettiği bu gelişmelerin Borsa İstanbul’a pozitif yansıdığını belirten Erbaş, “Bu seneyi neredeyse yarılarken dolar bazında yüzde 24 primlenen BIST, gelişmekte olan ülkeler arasında pozitif ayrışıyor. Genel seçimlerin ışığında, son bir senelik süreçte ise yabancı takas oranımızın yüzde 29’dan yüzde 40 seviyesine dayandığını görüyoruz. Takip eden dönemde özellikle hükümetin enflasyonu düşürmek için uyguladığı daraltıcı para politikalarının etkisi enflasyonda görülmeye başladıktan sonra gösterge faiz oranlarında kademeli azaltımlar bekliyoruz. Yurt dışı merkez bankalarından erken gelecek faiz azaltım sinyalleri risk alma noktasında değerlendirilerek 10 bin seviyesi üzerinde kalıcılığın devam edeceği görüşündeyiz” dedi.

 

ORTALAMA GETİRİ YÜZDE 80

 

Erbaş, Borsa İstanbul’da gıda özelinde 20 şirket olduğunu belirterek, şu bilgiyi verdi: “Tarım ve tarıma dayalı bazı şirketlerin (Kayseri Şeker, Bor Şeker, Bagfas Bandırma Gübre Fabrikaları, Gübre Fabrikaları, Hektaş, Agrotech Yüksek Teknoloji ve Yatırım, Ofis Yem Gıda, Türk Traktör ve Ziraat Makineleri, Kütahya Şeker, A.V.O.D Kurutulmuş Gıda, Elite Natürel Organik Gıda, Orçay Ortaköy Çay Sanayi, Söke Değirmencilik) sene başından bu yana ortalama getirisi yüzde 80.50 oldu. Bu şirketler, Borsa İstanbul’un yüzde 36 getirisine göre pozitif ayrıştı.”

 

TARIMA DAYALI ŞİRKETLER 

 

Borsa İstanbul’da tarıma dayalı halka açık şirket profillerinin de değiştiğini bildiren Erbaş, “Bazı şirketler doğrudan tarım ürünleri üretirken ve ilaçlama, gübreleme ve tohum çalışmaları yaparken, bazıları ise tarıma tedarik sağlayan ve üretime çeşitli ekipmanlarla destek veren grup olarak ayrılıyor. Diğer taraftan yeni halka arz olan tarıma dayalı şirket fiyatlaması, temel göstergelerin dışında gerçekleşebiliyor. Bu nedenle şirket performansları sadece temel beklentiler üzerinden değil, sektör içindeki konumu ve halka açılma süreci ile ilgili olabiliyor” diye konuştu.

 

İNOVATİF TEKNİKLER VERİMİ ARTIRIYOR

 

Ahlatçı Yatırım Genel Müdür Yardımcısı Tonguç Erbaş, dünyada en büyük tarım ve tarıma dayalı şirketler incelendiğinde Archer-Daniels-Midland’ın Kasım 2022’den bu yana yüzde 35 değer kaybetti-ğini hatırlatarak, küresel geliş-meleri şöyle özetledi: “Küresel gıda şirketi Bunge, Haziran 2022’den bu yana yüzde 9’a yakın değer kaybetti. Latin Amerika’nın dev tarım şirketi olan Adecoagro, topraksız tarım ürünlerinde öncü olmayı hedefliyor. 2023 üçüncü çeyrek sonuçlarına göre brüt kâr marjını yüzde 40’a yakın arttırdı. Global tarım şirketleri inovatif teknikler ve verimliliklerini sürekli artırma çabasındayken Türkiye’deki tarım ve tarıma dayalı şirketlerin global trendleri takip etmesi fayda sağlar.”

 

YENİ ZİRVELER GÖRECEĞİZ

 

A1 Capital Genel Müdür Yardımcısı Üzeyir Doğan, Borsa İstanbul BIST Tüm endeksi dahilinde 531 şirketin faaliyette olduğunu belirterek, bunların 47’sinin gıda içecek, tarım, ormancılık sektörlerinde olduğunu söyledi. Doğan, şunları kaydetti: “Bu 47 şirketin toplam piyasa değeri 900 milyar TL civarında seyrederken BIST Tüm endeksindeki şirketlerin toplam değeri ise 14.3 trilyon TL civarında. BIST 100 endeksinin yılın geri kalanında da yeni zirveler görmeye devam edeceğini, hatta ekonomi ve siyaset ekseninde doğru adımlar atıldığı sürece makro risklerdeki düşüşle birlikte bu trendin gelecek yıl da süreceğini düşünüyoruz.”

 

GETİRİ ORTALAMASI YÜZDE 49

 

InvestAZ Araştırma ve Strateji Birim Müdürü Mehmet Bilal Bircan, Borsa İstanbul’da 550 şirketten 10’unun dolaylı ya da doğrudan tarımsal faaliyetlere dayalı iş kollarında olduğunu belirtti. Yılbaşından bu yana BIST 100 ve BIST Sınai endekslerinin performanslarının sırasıyla yüzde 36 ve yüzde 27 getiri sağladığını söyleyen Bircan, beklentileri şöyle anlattı: “Bu dönemde tarım ve tarıma dayalı alanda faaliyet gösteren şirketlerin getiri ortalamasının ise yüzde 49 olduğu dikkat çekiyor. Devam eden süreçte tarımsal alanların iyileştirilmesine yönelik çalışma-larla bir yandan Türkiye’nin kendi içerisinde tarımsal ürün yeterliliği desteklenirken bir yandan da ihracatın artırılmasına olumlu katkı sağlayacak.”  

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Enflasyonla mücadele hedefi ve ekonomide istikrar için hazırlanan Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, genelgeler ve yeni düzenlemelerle bütün kamu kurumlarında uygulanacak.


Kamu harcamalarında hangi kalemlerde tasarrufun artırılacağı, nerelerde ödeneklere öncelik verileceği tek tek açıklandı. Paketin daha öncekilerden farkı ise verimlilik, güçlü izleme, kamunun tamamında uygulama esası olacak. 

 

ADEM ORHUN 

 

Kamuda Tasarruf ve Verimlilik Paketi, Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz ile Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek tarafından açıklandı. Pakette harcamaların azaltılmasının yanı sıra verimliliğin artırılması, izleme ve denetim hedefleri de dikkat çekiyor. Bir diğer husus ise paketin hedefleri kapsamında yeni düzenlemelerin yapılacak olması. Paketin sunumu öncesinde konuşan Yılmaz, daha önce yapılmış hazırlıklara ve talimatlara dikkat çekti. Yılmaz’ın yaptığı açıklamaya göre bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya konulan, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte uygulanacak. Önümüzdeki aylarda Cumhurbaşkanlığı Strateji ve Bütçe Başkanlığı ile Hazine ve Maliye Bakanlığı’nın yaptığı hazırlıkların devreye girmesiyle toplam etkisini gösterecek. Bunlar, zamanı geldikçe açıklanacak. 

 

CUMHURBAŞKANI TALİMATI

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 16 Nisan’daki kabine toplantısının ardından yaptığı açıklamada, Orta Vadeli Program’ın (OVP) güçlendirilmesi için kamuda tasarrufun artırılmasına, yatırımlarda önceliklerin belirlenmesine ve yapısal reformların hızlandırılmasına dikkat çekmişti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 Mayıs’taki toplantıda ise kamuda harcamaları etkileyen alanlarda tasarruf kültürünü güçlendirici adımlar atılacağını ve bu yönde gerekli talimatları verdiklerini belirtmişti. 

 

DEVAMI GELECEK

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın talimatların hatırlatan Cevdet Yılmaz da “Bu paket, tek başına değil, bütüncül bir çerçevede ortaya koyduğumuz, birbirini destekler mahiyette diğer paketlerle birlikte anlam ifade ediyor. Önümüzdeki aylarda, çeşitli hazırlıkların devreye girmesiyle ve oluşturacağı toplam etkiyle tam olacak. Bunları sizlerle zamanı geldikçe paylaşacağız” dedi. Yılmaz, “OVP’nin enflasyonu düşürmeye yönelik politikalarının yıllık bazda belirgin sonuçlarını bu yılın ikinci yarısında görmeye başlayacağız. Gelecek yıl yüzde 20’nin altında, 2026 yılında tek haneli enflasyona ulaşmada kararlıyız. Bunu sağlarken, büyümeyi, istihdamı ve sosyal dengeleri azami oranda gözetmeye devam edeceğiz” diye konuştu. 

 

HESAP VEREBİLİRLİK

 

Bu paketin, geçmiştekilerden farklılık arz ettiğini söyleyen Yılmaz, farkı şöyle açıkladı: “Bu paketi, geçmişten çıkardığımız derslerle, bu dönem aldığımız tedbirleri daha sıkı bir izleme sistemiyle hayata geçireceğiz. Ayrıca, ‘hesap verebilirlik’ mekanizmalarını güçlendirerek, haklı bir gerekçeye dayanmayan sapmaları engellemeyi amaçlıyoruz. Bu çalışmanın hayata geçirilmesinde idari ve kanuni olarak iki ayaklı çalışma yürütülüyor. Hiçbir kuruluşumuz bundan istisna değildir. Kanun gerektirmeyen hususlardaki genelge taslağı hazırlandı, kısa süre içinde Cumhurbaşkanımızın onayına sunulacak. Kanun gerektiren konularda yürüttüğümüz hazırlıklar, TBMM’nin takdirine arz edilecek.”

 

ÖNCEKİLERDEN FARKLI

 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek de Tasarruf ve Verimlilik Paketi sunumunda farklara dikkat çekti. Bakan Şimşek, “Bu bizim ilk tasarruf çabamız değil, son paket de olmayacak. Dolayısıyla bu alanla ilgili olarak önümüzdeki dönemde birçok adım atacağız. Bugünkü tedbir setini, geçmişteki uygulamalardan farklı kılan üç husus var” dedi. Bakan Şimşek, paketi farklı kılan üç maddeyi şöyle açıkladı:

 

  • Birincisi, Orta Vadeli Program’ın özüne uygun olarak, kamuda verimliliği artırarak tasarrufu amaçlıyoruz.  
  • İkincisi, bu paketle birlikte çok güçlü bir izleme, denetleme, raporlama ve yaptırım modelini hayata geçiriyoruz. 
  • Üçüncüsü, tedbirler, kamunun tamamını kapsayacak şekilde uygulanacak. Yani merkezi idareler, mahalli idareler, KİT’ler, döner sermayeler, fonlar yani kamunun tamamı bu tedbir paketinin kapsamındadır.

 

DEZENFLASYON İÇİN

 

“Vergi artışı, mevcut nesilleri etkiliyor, borçlanma ise gelecek nesillerin yükümlülük altına girmesi demek” diyen Bakan Şimşek, şöyle devam etti: “Kamuda harcama kontrolü ve tasarruf üzerinden dezenflasyon sürecine destek vereceğiz. Bu, çok önemli. Yatırımların öncelikli alanlara yönlendirilmesi de verimlilik açısından, uzun vadeli büyüme açısından çok kritik bir değişken. Kamu maliyesi ve birçok alanda reform yapacağız ve bunları paylaşacağız.” 

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre program, şu adımlarla güçlendirilecek: 

 

  • Kamuda harcama kontrolü ve tasarruflar artırılacak.
  • Yatırımlar öncelikli alanlara yönlendirilecek.
  • Yapısal reformlar hızlandırılacak.

 

TASARRUF VE HARCAMALAR

 

Harcama tedbirlerinin 3 temel ayağı olduğunu belirten Bakan Şimşek, bunları şöyle açıkladı: 

 

  • Kamuda tasarruf 
  • Bütçe harcamalarında disiplin
  • Kamu yatırımlarında verimlilik

 

Bakan Şimşek’in sunumuna göre, kamu tasarruf alanları içindeki 8 öncelikli alan şunlar olacak: 

1. Taşıtlar

2. Binalar

3. Kamu istihdamı

4. İdari yapılanmada etkinlik

5. Yurt dışı geçici görevler

6. Enerji ve atık yönetimi

7. Haberleşme giderleri

8. Diğer cari harcamalar 

 

AVDAGİÇ: DEZENFLASYON İÇİN KATKISI OLACAK

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) Başkanı Şekib Avdagiç, kamuda tasarruf programının ‘üretirken verimli ve harcarken tasarruflu olmayı’ bir döneme mahsus bırakmayıp, ülke kültürüne yerleştireceğine inandıklarını belirtti. Programın, enflasyonla mücadele fedakarlığını toplumun tüm kesimlerine paylaştıracağını ifade eden Avdagiç, “Topyekun bir mücadelenin yeni bir başlangıcı olmasını ve dezenflasyon kararlılığımıza katkı sağlamasını diliyoruz. Temennimiz, bu fedakarlıkların karşılığının kısa sürede kalıcı refah olarak tüm topluma geri dönmesi” değerlendirme-sinde bulundu.

 

NEDEN MALİ DİSİPLİN?

 

  • Kalıcı fiyat istikrarını sağlamak
  • Doğal afetlere kaynak oluşturmak
  • Yeşil ve dijital dönüşüme kaynak
  • Düşük risk primine ulaşmak
  • Makul şartlarda kredi bulmak
  • Bütçe açığını azaltarak nesiller arasında adaleti sağlamak

20 Mayıs 2024 Pazartesi