Yönetmelik ile bankalar tarafından yeni müşteri kazanımında kullanılabilecek uzaktan kimlik tespiti yöntemlerine ve müşteri kimliğinin tespit edilmesini müteakip sunulacak bankacılık hizmetlerine dair usul ve esasların belirlenmesi amaçlanıyor.

Öte yandan, mesafeli olsun olmasın bir bilişim veya elektronik haberleşme cihazı üzerinden yazılı şeklin yerine geçecek ya da mesafeli sözleşme ilişkisinin kurulması sağlayacak düzenlemeler bulunuyor.

Yönetmelik kapsamında, 1 Mayıs'tan itibaren Türkiye'de bankacılık işlemleri, banka şubesine gitmeden elektronik ortamda gerçekleştirilebilecek. Bankalar, görüntülü görüşmeyle uzaktan kimlik tespiti yapabilecek, mesafeli olarak sözleşme ilişkisi kurulabilecek. Böylece bankacılık hizmetlerine daha hızlı ve rahat erişim sağlanacak. Müşteri olma süreci kısa süre içerisinde dijital ortamlar üzerinden uzaktan tamamlanabilecek.

Yönetmelik ile şubesiz dijital bankacılık faaliyetinin de önü açılırken, mevcut bankaların yanında dünyada Neobank olarak da adlandırılan yeni bankaların lisanslaması da ilerleyen dönemde mümkün olabilecek.

YÜKSEK GÜVENLİK TEDBİRLERİ VE MÜŞTERİ TEMSİLCİLERİNE ÖZEL EĞİTİM

Bankalar uzaktan kimlik tespitinde Yönetmelik ile belirlenen sıkı güvenlik tedbirlerini uygulamakla sorumlu olacak.

Banka hesabı açılışında görüntülü görüşmeyle uzaktan kimlik tespiti yapacak müşteri temsilcileri bu konuda özel eğitim alacak. Müşteri temsilcisi ile kişi arasındaki görsel ve işitsel iletişimin bütünlüğünün ve gizliliğinin yeterli seviyede olması sağlanacak.

Bu amaçla, yapılan görüntülü görüşme uçtan uca güvenli iletişimle gerçekleştirilecek. Kimlik tespiti sürecinde kişinin yüzüyle kimlik belgesinden yakın alan iletişimi kullanılarak alınan fotoğrafın biyometrik karşılaştırması yapılacak.

Yapılacak görüntülü görüşmede engelli kişiler için gerekli eğitimleri almış en az bir müşteri temsilcisinin bulunması zorunlu olacak.

UZAKTAN KİMLİK TESPİTİ YAPILAN KİŞİLER ÖZEL RİSK PROFİLİNDE İZLENECEK

Bankalar, uzaktan kimlik tespiti yaptığı kişileri farklı bir risk profilinde izleyecek.

Bu kişilerce yapılan işlemin türüne ve tutarına bağlı olarak ilave güvenlik ve kontrol yöntemleri uygulanacak. Uzaktan kimlik tespiti sürecinin tamamı, sürecin tüm adımlarını içerecek ve denetlenebilir olmasını sağlayacak şekilde kayıt altına alınıp saklanacak.

01 Nisan 2021 Perşembe

Etiketler : Sektörel

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul'un dünya kongre şehirleri içinde yükselerek 8 yılın en iyi performansını gösterdiğini, nihai hedeflerinin ise dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek olduğunu söyledi.


 

İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), İstanbul'un 2023'te katılımcı sayıları 300 ila 25 bin arasında değişen 72 kongreye ev sahipliği yaptığını açıkladı. İstanbul, Avrupa'da 16'ncı, dünyada ise 21'inci sırada yer aldı.

 

2023'te Paris, dünyada 156 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 152 kongre ile Singapur, 151 kongre ile Lizbon izledi.

 

İstanbul'da kongre sayısı, 2023'te bir önceki yıla göre 14 adet arttı.

 

Öte yandan, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliğinin (ICCA) verilerine göre, İstanbul geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa'da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı.

 

İTO ve ICVB Başkanı Avdagiç, İstanbul'un küresel turizm ve kongre sektörleri içerisinde yükselişini son hızla sürdürdüğüne dikkati çekerek, İTO ve ICVB olarak, kongre turizmi odaklı olmak üzere son 5 yıldır yapılan yatırımların ve projelerin başarılı sonuçlar verdiğini söyledi.

 

İstanbul'un kongre turizmi özelinde uluslararası sıralamalarda ve istatistiklerdeki yerini aşamalı olarak yükselttiğini kaydeden Avdagiç, "İstanbul, dünya kongre şehirleri içinde adım adım yükselerek 2023'te son 8 yılın en iyi performansını gösterdi. Buna ICVB olarak katkı vermek gurur verici. Nihai hedefimiz, 2011 ila 2015 arasında başardığımız gibi, dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek." ifadelerini kullandı.

 

Dünyadaki tüm destinasyonlarda gerçekleşen kongrelerin istatistiğini tutan ICCA sisteminde yer alan verileri paylaşan Avdagiç, 2024'te İstanbul'da katılımcı sayıları 250 ila 7 bin arasında olan 19 uluslararası kongre düzenleneceğinin bilgisini verdi.

 

Avdagiç, ICVB'nin de toplam 12 bin 800 kişinin katılacağı 6 uluslararası kongreye doğrudan destek verdiğine işaret ederek, ICVB'nin 2025 ve sonrasında da İstanbul'a alınması için adaylık çalışması yaptığı 13 uluslararası kongresi bulunduğunu bildirdi.

 

İSTANBUL'DA YAPILACAK BAZI ULUSLARARASI KONGRELER

 

İstanbul'da 24 binden fazla "kongre turisti"nin katılacağı birçok uluslararası kongre düzenlenecek. 

Öne çıkan kongreler arasında, mayıs ayında, Otomatik Yüz ve Hareket Tanıma Uluslararası Konferansı (FG 20) ve 47. Avrupa Lenfoloji Derneği Kongresi, haziranda, Uluslararası Plastinasyon Konferansı, Dünya Biyolojik Psikiyatri Kongresi (WFSBP), FDI Yıllık Dünya Diş Hekimliği Kongresi, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu Dünya Kongresi (IFLA) ve İyi Pamuk Konferansı, temmuzda, Havalimanları Konseyi Uluslararası Avrupa Genel Kurul, Kongre ve Sergisi, eylülde, Uluslararası Sağlık Hizmetlerinde Kalite Derneği Konferansı (ISQUA), Uluslararası Ulaştırma Uçağı Ticareti Derneği EMEA Konferansı (ISTAT), Uluslararası Transplantasyon Derneği Kongresi (TTS), IPPE Yıllık Politik Ekonomi Konferansı, ekimde Uluslararası Kauçuk Konferansı (IRC), kasımda da Uluslararası Antimikrobiyal Kemoterapi Derneği Kongresi (ISC) yer alıyor.

14 Mayıs 2024 Salı

Türkiye'de içme suyu amacı taşımayan işletme halindeki 944 baraj, 5 bin 300 kilometrekare rezervuar yüzey alanına sahipken; bu alanın yüzde 10'unda yüzer GES kurulmasıyla, elektrik enerjisi ihtiyacının dörtte birini karşılayacak üretim öngörülüyor.


 

Enerji alanında düzenlemeler içeren ve 11 Mayıs'ta yürürlüğe giren Maden Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun, denizler, baraj gölleri, suni göller ve tabii göllerin Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığınca yenilenebilir enerji kaynak alanı olarak ilan edilen alanlarında imar planı yapılmaksızın yenilenebilir enerji üretim santralleri kurulabilmesine olanak sağlıyor.

 

Söz konusu alanlarda Devlet Su İşleri Genel Müdürlüğüne veya sulama birliklerine ait tarımsal sulama amaçlı tesislerin elektrik ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla yenilenebilir enerji kaynaklarına dayalı lisanssız elektrik üretim tesisi de kurulabiliyor.

 

Yüzer güneş enerjisi santralleri (GES), saha tipi güneş enerjisi santralleri kurulumunda yaşanan zorlukları avantaja çevirerek kullanıcılara kolaylık sağlıyor. Yüzer GES'lerin alt tarafında bulunan suyun bu santrallerin periyodik olarak soğumasına yardımcı olması panel verimliliğini artırıyor.

 

Karasal GES'lere göre yüzde 10 daha verimli çalışan yüzer GES'ler, atıl durumdaki rezervuar yüzey alanlarının değerlendirilmesini ve ekonomiye kazandırılmasını sağlıyor. Yüzer GES’ler içme suyu maksatlı barajlar haricinde tüm baraj rezervuarlarında kurulabiliyor.

 

Türkiye'de içme suyu amacı taşımayan işletme halindeki 944 baraj, 5 bin 300 kilometrekare gibi çok geniş bir rezervuar yüzey alanına sahip bulunuyor.

 

Bu yüzey alanının yüzde 10'unda yüzer GES kurulumu yapılması durumunda, 53 bin megavat kurulu güçle yıllık 79 milyar 500 milyon kilovatsaat elektrik enerjisi üretimi yapılabileceği öngörülüyor. Bu da Türkiye'nin elektrik enerjisi ihtiyacının yaklaşık dörtte birine karşılık geliyor.

 

Yüzer GES'ler sayesinde buharlaşması önlenerek tasarruf edilecek su miktarının ise yıllık 540 milyon metreküp düzeyinde olacağı tahmin ediliyor. Söz konusu tesisler sayesinde atmosfere salınacak karbondioksit miktarının da 51 milyon tondan fazla azaltılacağı hesaplanıyor.


Türkiye'de bulunan göl ve göletler de dahil edildiğinde yüzer GES potansiyelinin ifade edilen bu miktarların çok daha üstüne çıkacağı tahmin ediliyor.

 

"TÜRKİYE'DE YAKLAŞIK 80 GİGAVATLIK YÜZER GES POTANSİYELİ VAR"

 

Güneydoğu Enerji Araştırmaları Derneği (GEADER) Başkanı Ömer Çelebi, Türkiye'nin yüzer GES potansiyeli açısından iyi bir konumda bulunduğuna işaret ederek, "Yüzer GES'ler, Türkiye'nin yenilenebilir enerji politikalarında ve yeşil dönüşümünde yeni bir dönemi başlatacak, aynı zamanda Türkiye'nin milli enerji politikalarına önemli katkı sunacak." dedi.


Yüzer GES'lerin son yıllarda küresel düzeyde yaygınlaştığına işaret eden Çelebi, Türkiye'de içme-kullanma suyu temin edilen rezervuarlar ve sulak alanlar ile kıyı kanunu kapsamında kalan kıyı ve sahil şeritleri hariç deniz, baraj ve göletlerde santral kurulabilecek yaklaşık 80 gigavatlık yüzer GES potansiyeli bulunduğunu bildirdi.

 

Karasal GES'lerde sıcaklık artışının enerji üretiminde kayıp oranını artırdığına dikkati çeken Çelebi, şunları kaydetti: "Yüzer GES uygulamalarında su, fotovoltaik hücrelerde doğal soğutma yaparak enerji verimliliğine katkı sunacak. Ayrıca, yüzer GES'lerde toz ve kirlenme oranının çok düşük olması enerji üretiminde verimliliğe önemli fayda sağlayacak. Bu santraller, aynı zamanda hidroelektrik santrali üzerinde kurulduğu için hidrolik sisteme yardımcı kaynak olarak önemli katkı sunacak. Gün içerisinde elektriğin yoğun tüketildiği saatlerde, yüzer GES'lerden elektrik üretimi hidroelektrik enerjisinden tasarruf sağlayabilecek."

 

Çelebi, yüzer panellerin hidroelektrik santraller için hibrit çözümler sunduğunu ve baraj suyu üzerindeki enerji üreten güneş panellerinin, suyun buharlaşma oranını da azaltacağını belirterek, "Bu hibrit sistemler, sadece enerji üretimini artırmakla kalmayacak, aynı zamanda su kaybını da azaltarak su yönetimine katkıda bulunacak." diye konuştu.

 

Türkiye'de yüzer GES'lerin kurulması için en uygun bölgelerin ışınım oranı ve güneşlenme süresi en yüksek yerler olduğuna işaret eden Çelebi, "Güneydoğu Anadolu Bölgesi, Türkiye genelinde ışınım ve güneşlenme süresi bakımından üst düzey seviyededir. Bu bölge ayrıca çok sayıda baraj ve göletin bulunması nedeniyle yatırım için ideal bir konumdadır. Bu şekilde, verimli arazilerin heba olması da engellenmiş olacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

 

"BELEDİYELER DE GÖLLERDE LİSANSSIZ YATIRIM YAPABİLECEK"

 

Güneş Enerjisi Yatırımcıları Derneği (GÜNEŞDER) Başkanı Serdar Ekiz de 1 megavat pik kurulu gücündeki güneş enerjisi santralinin yaklaşık 9 bin metrekarelik yüzey alanına kurulacağı varsayıldığında, Türkiye'deki yüzer GES potansiyelinin çok büyük olduğunu ifade etti.

 

Ekiz, söz konusu kanunla belediyelerin göllerde lisanssız yatırım yapabileceğini vurgulayarak, "Belediyelerin bu haktan yararlanması çok önemli. Birçok belediyemizin sınırlarında sulama amaçlı göller mevcut. Denizli merkezinde sulama amaçlı büyük bir göl bulunmakta. Hem buharlaşmanın önüne geçilmesi hem de enerji iletimindeki kayıplar açısından büyük bir fırsat. Sektör olarak yeni bir alan olacağından şüphemiz yok." ifadelerini kullandı.

 

Lisanssız elektrik üretiminde güneş enerjisinden üretimin payının yüzde 90'lara ulaştığını belirten Ekiz, Türkiye'deki yüzer GES'lerin de bu rakamı artıracağını söyledi.

 

Ekiz, yüzer GES'lerin sabitleneceği alanda rüzgar etkisinin iyi hesaplanması gerektiğine dikkati çekerek, "Özellikle şiddetli bir rüzgarda deforme olmadan bütünlüğünü kaybetmemelidir. Bu GES'ler, su yüzeyinde durabilme kabiliyeti olan ekipmanlarla kurulacağı için alt yapının çok dikkatli uygulanması gerekir." değerlendirmesinde bulundu.

14 Mayıs 2024 Salı