İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı'nda ATAK, GÖKBEY ve T70 helikopterleri, temel eğitim uçağı HÜRKUŞ uçuş gösterisi gerçekleştirdi.


İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı'nda Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen özgün havacılık platformları gövde gösterisi yaptı.

 

Türk Havacılık ve Uzay Sanayii (TUSAŞ) Kahramankazan merkez yerleşkesinde ismi KAAN olarak açıklanan Milli Muharip Uçak, HÜRJET, ATAK-2 ve ANKA-3 için "İstikbalin Yüzyılı Tanıtım Programı" düzenlendi.

 

Programda, ATAK, GÖKBEY ve T70 helikopterleri, temel eğitim uçağı HÜRKUŞ uçuş gösterisi gerçekleştirdi. HÜRJET ve Milli Muharip Uçak taksi yaparak tören alanına geldi. Pilotlar, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'a kask ve peç takdim etti. Erdoğan, Milli Muharip Uçak KAAN'ı imzaladı.

 

Tören alanında ayrıca insansız hava araçları ANKA ve AKSUNGUR, T70 ve ATAK helikopterleri, Özgür Projesi kapsamında modernize edilen F-16 uçağı sergilendi.

 

"GERİ KALMIŞLIK SONA ERDİ"

 

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demir, burada yaptığı konuşmada, havacılıkta yıllarca içeriden engellemeler, dışarıdan ambargolarla maruz bırakılan geri kalmışlığın, özellikle son 20 yılda Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kararlı liderliği ve güçlü himayesiyle sona erdiğini söyledi.

 

Öncesinde sadece yabancılarla ortak üretim programlarıyla yer alınan, parça üretimleriyle ilerlemeye çalışılan ancak milli ve özgün tasarım geliştirmelerinin başarılamadığı bir havacılık sektörü olduğuna işaret eden Demir, şöyle konuştu:

 

“Verdiğiniz bu güçlü destek hem vakıf şirketlerimiz hem özel sektörün önünü açmıştır. İlk milli hava aracımız Bayraktar Mini İHA’nın 2007’de envantere girmesinin ardından geçen sadece 15 yılda, Bayraktar TB2, ANKA, AKINCI, AKSUNGUR başta olmak üzere, güvenlik güçlerimizin ihtiyaç duyduğu her tip ve özellikte İHA, SİHA, TİHA ve dronlar milli savunma sanayimiz tarafından tasarlanmış, geliştirilmiş ve üretilmiştir. Bayraktar KIZILELMA insansız savaş uçağımız ile de bu alanda artık dünyanın zirvesinde yer almanın gururunu yaşıyoruz. Bugün KIZILELMA’dan farklı görevler üstlenecek bir başka insansız savaş uçağımız ANKA-3’ün motor çalıştırması ve ilk yürüyüşünü yapmasıyla bu alandaki varlığımızı zenginleştiriyoruz. İnşallah önümüzdeki günlerde ANKA-3’ü de uçuracağız. Herkesin hayali olan kendi savaş uçağımızı yapmak da Cumhurbaşkanı’mızın arkamızda sonuna kadar durmasıyla bu tesislerde kendi mühendislerimize nasip oldu.”

 

Türkiye’nin ilk insanlı süpersonik jet uçağı HÜRJET’in de bu tesislerde mühendislerin emeğiyle üretilip uçurulduğunu belirten Demir, ATAK helikopterinin envantere girişi ve GÖKBEY Genel Maksat Helikopteri’nin geliştirilmesinin, bu alanda Türkiye’yi az sayıda ülkenin ulaştığı bir seviyeye getirdiğini vurguladı.

 

Demir, bu başarıda emeği olan herkesi canıgönülden kutladığını dile getirerek, “Türk savunma sanayisi olarak liderliğini en güçlü şekilde gösteren, sonsuz desteklerini arkamızda her zaman hissettiğimiz Sayın Cumhurbaşkanı’mıza şükranlarımızı arz ediyor, dev projelerimizin tamamlanışının ve yeni dev projelerimizin başlangıcının da zatıalilerinin liderliğinde gerçekleşeceğine olan inancımızla ‘Türkiye Yüzyılı’nı istikbalin yüzyılı yapmak için var gücümüzle çalışacağımıza söz veriyoruz.” İfadelerini kullandı.

 

“AÇIK DENİZLERE BUNDAN SONRA ÇOK DAHA İYİ UÇACAĞIZ”

 

TUSAŞ Genel Müdürü Temel Kotil, programda yaptığı konuşmada, son 4 yılda çok çalıştıklarını ve "Türkiye Yüzyılı" için 5 ürün hazırladıklarını söyledi.

 

Mili Muharip Uçak'ın piste çıkıp ilk taksisini yaptığını belirten Kotil, projelerde görev alanların 36 saat, haftalarca eve gitmeden, çocuklarını görmeden özveriyle çalıştıklarını bildirdi.

 

Kotil, Milli Muharip Uçak'ın 5. Nesil bir savaş uçağı olduğuna işaret ederek, benzer uçakların ABD, Çin ve Rusya'da bulunduğunu ve bu ülkelerin henüz kimseye satmadıklarını, ülkelerin bekası için stratejik önemde görüldüğünü anlattı. Kotil, Milli Muharip Uçak'ın da Türkiye'nin bekası için tasarlanıp üretildiğini dile getirdi.

 

HÜRJET'in ilk uçuşunu başarıyla gerçekleştirdiğine dikkati çeken Kotil, HÜRJET'in hem ileri eğitim hem de hafif saldırı uçağı olarak görev yapacağını ifade etti. Kotil, 2025'te Hava Kuvvetlerine teslimata başlayacakları uçağın uluslararası satışını da gerçekleştirmeyi hedeflediklerini kaydetti.

 

Kotil, ATAK-2'nin 11 ton sınıfında bir helikopter olduğunu ve ABD ile Rusya'da bu sınıfta helikopterler bulunduğunu aktararak, helikopterin geçen hafta başarılı bir uçuşa imza attığını anımsattı.

 

Yerli helikopter GÖKBEY'in yerli motoruyla ilk uçuşunu gerçekleştirdiğini, ayrıca Ankara'dan İstanbul'a uçuş yapma başarısı gösterdiği vurgulayan Kotil, gelecek günlerde jandarmaya bu helikopterlerden teslim edeceklerini bildirdi.

 

Kotil, ANKA-3'ün 2 hafta içinde uçmasını hedeflediklerini ve hayalet insansız hava aracı olarak görev yapacağını belirterek, şunları kaydetti:

 

"Sayın Cumhurbaşkanım, gördüğünüz ürünler buzdağının tepesidir. Buzdağının altında 6 bin genç mühendis, teknisyen toplam 15 bin kişi var. Bu sözleri tutmak için hep beraber sabahladık. Çünkü ülkemize, 100 yıla sözümüz vardı. Son 6 yılda 15 milyar lira yatırım gerçekleştirdik. Yüzümüz suyun üzerine çıktı, artık nefes alıyoruz. Açık denizlere bundan sonra çok daha iyi uçacağız."

 

5. NESİL SAVAŞ UÇAĞI KAAN

 

KAAN ile Türkiye, bu seviyede (5. Nesil) uçak üretebilen 5 ülkeden biri oldu.

 

Uçak, insansız hava araçları ve “havadan ihbar ve kontrol” gibi platformlar ve tedarik edilmesi planlanan diğer unsurlarla ortak çalışabilecek.

 

Yeni nesil silahlarla havadan havaya muharebe, süpersonik hızda dahili silah yuvalarından hassas vuruş gerçekleştirebilecek uçak, yapay zeka ve nöral ağ desteğiyle artırılmış muharebe gücü sağlayacak.

 

Bu program kapsamında Yıldırım Test Tesisi, Radar Kesit Alanı Test Tesisi, Rüzgar Tüneli Tesisi gibi dünyanın sayılı büyüklükteki test merkezleri ülkeye kazandırılıyor.

 

Uçağın envantere girmesinin ardından 2070’lere kadar Türk Hava Kuvvetleri Komutanlığının ihtiyaçlarını karşılaması öngörülüyor.

 

TÜRKİYE’NİN İLK JET UÇAĞI HÜRJET

 

Jet eğitim uçağı projesi HÜRJET ile Türkiye'de ilk kez bir jet uçağının tasarım ve üretim faaliyetleri yürütüldü.

 

Filolarda göreve başlamadan önce muharip pilotların eğitim sürecinde önemli rol oynayacak HÜRJET'in, jet tekamül eğitimi kapsamında kullanılan T-38 uçakları ile akrotim gösterilerinde kullanılan F-5 uçaklarının yerine Türk Hava Kuvvetleri envanterine dahil edilmesi hedefleniyor.

 

HÜRJET ile Iron Bird (Demir Kuş) Test Tesisi, mühendislik ve eğitim simülatörleri, yakıt test tesisi, kuş çarpma test tesisi gibi tesislerin ülkeye kazandırılması sağlandı. Ayrıca kanopi mekanizma dayanıklılık, çevresel kontrol sistemi ve aksesuar dişli kutusu üretimi gibi kabiliyetler de geliştiriliyor.

 

HÜRJET geliştirme kapsamında jet uçağı uçuş kontrol sistemi, uçuş kontrol bilgisayarı, "active side stick" ve eyleyici kontrolcüsü geliştirilmesi, eyleyici entegrasyonu ve ataletsel sensör sistemi milli imkanlarla geliştirilerek kabiliyet kazanımı gerçekleştirilmiş oldu.

 

Milli Muharip Uçak başta olmak üzere 5. Nesil savaş uçaklarını kullanacak pilotların yetiştirilmesi için yerli ve milli imkanlarla platform kullanıma alınacak.

 

İNSANSIZ SAVAŞ UÇAĞI ANKA-3

 

ANKA-3, ANKA insansız hava araçları ailesinin üçüncü üyesi olarak geliştirildi.

 

Jet motoru sayesinde daha hızlı, yüksek faydalı yük taşıma kapasitesine sahip ANKA-3 kuyruksuz yapısıyla radarda daha az görünecek.

 

Dost-düşman hava unsurlarını tespit edebilecek ANKA-3, keşif, gözetleme ve istihbarat, farklı hava-yer mühimmatları ile taarruz, hava-hava mühimmatları ile karşı hava araçlarına angaje av taraması gerçekleştirebilecek.

 

Dost unsurlarla beraber operasyon ve haberleşme rölesi gibi birçok görevi yerine getirebilecek ANKA-3 sistemi, ANKA ve AKSUNGUR ile aynı yer sistemleriyle kontrol edilebilecek.

 

AĞIR SINIF TAARRUZ HELİKOPTERİ ATAK-2

 

ATAK-2, artırılmış faydalı yük ve mühimmat kapasitesi, modern aviyonik sistemler, düşürülmüş lojistik maliyet ve yüksek performans hedefleri doğrultusunda tamamen yerli ve milli kabiliyetlerle tasarlandı.

 

Sıcak ve yüksek coğrafi koşullar ile olumsuz hava koşullarında yürütülecek görevlere yönelik istekleri karşılayabilecek ANKA-3'ün, modern aviyonik sistemleriyle benzer helikopterlere göre rekabetçi ve yenilikçi bir yapıda olması hedeflendi.

 

Ağır sınıf taarruz helikopteri ile Türkiye'nin taarruz taktik ve keşif helikopteri alanındaki tecrübesi derinleşmiş olacak.

 

ATAK-2 ile Türkiye bu seviyede helikopter üreten 3 ülkeden biri oldu.

01 Mayıs 2023 Pazartesi

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma