Türkiye'nin 2050'de elektrik üretiminin yüzde 91'ini yenilenebilir enerji kaynaklarından sağlayabileceği öngörülürken, ulaşım sektöründe temiz enerji dönüşümünün hızlanmasıyla elektrikli araçların binek araç pazarındaki payının artacağı düşünülüyor.





Sabancı Üniversitesi İstanbul Politikalar Merkezi'nin (IPM) Türkiye'nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası çalışmasının üçüncü ve son raporu olan "Dönüşümün Takvimi ve Coğrafyası", Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Çerçeve Sözleşmesi 28. Taraflar Konferansı (COP28) kapsamında düzenlenen basın toplantısında açıklandı.


Türkiye'nin Karbonsuzlaşma Yol Haritası'nın ilk raporunda Türkiye'nin emisyonlarını karbon tutma ve yakalama teknolojileri kullanılmadan 2030'da 2018 seviyesine göre yüzde 32 ve 2050'de yüzde 68 azaltabileceği tespit edildi.


İkinci raporda Türkiye'de net sıfır emisyona ulaşmak için gereken yatırım maliyetinin 2020-2030 dönemi için 101 milyar dolar olduğu, bunun da yıllık 10 milyar dolarlık yatırım ihtiyacına karşılık geldiği hesaplandı.


COP28'de açıklanan son raporda ise, elektrik sektöründe mevcut kömür santrallerinin hangi takvimde ve sırayla devreden çıkarılabileceği, devreye alınacak gaz, yenilenebilir enerji ve depolama tesislerinin coğrafi dağılımı, ne zaman ve hangi büyüklükte kurulması gerektiği incelendi.


Buna göre, Türkiye linyit kömür santrallerinin hepsini 2035'e kadar, ithal kömür santralleri dahil tüm kömür santrallerini ise 2040'tan önce devreden çıkarabilir.


YENİ RÜZGAR VE GÜNEŞ SANTRALİ KURULUMLARI BATI VE ORTA ANADOLU'DA YOĞUNLAŞIYOR


Türkiye'nin kara ve deniz üstü rüzgar enerjisi kurulu gücü ise 2030'da 32 gigavatı ve 2050'de 62 gigavatı geçebilir.


Rüzgar enerjisi kurulu gücünün 2030'da bu seviyeye ulaşması mevcut kapasiteye göre yüzde 122 artış anlamına gelirken, 2050'de 62 gigavatı aşması durumunda toplam rüzgar enerjisi kapasitesi yüzde 330 yükselmiş olacak.


Türkiye'nin güneş enerjisi kurulu gücü ise çok daha hızlı bir büyümeyle 2030'da 36 gigavata, 2050'de yüzde 193 gigavata ulaşabilir.


Bu durumda, Türkiye'nin güneş enerji kurulu gücü 2030'da mevcut kapasiteye göre yüzde 155 artarken, 2050'de ise bu artış 14 katı bulabilir.


Yeni rüzgar enerjisi santrallerinin çoğunluğunun Batı Anadolu ve Batı Akdeniz bölgesinde, güneş enerjisi santrallerinin de Orta Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgesinde yoğunlaşacağı öngörülüyor.


Türkiye'de depolama tesislerine yapılacak yatırımlarla 2030'a kadar 5,7 gigavat kapasiteye ulaşılabileceği hesaplanırken, 2050'de bu kapasitenin 40 gigavata yükselebileceği tahmin ediliyor. Depolama santrallerinin kurulumunun Orta Anadolu bölgesinde yoğunlaşacağı öngörülüyor.


Ulaşım sektöründeki dönüşümün hız kazanmasıyla 2030'da toplam binek araç pazarının yüzde 20'sini elektrikli binek araçların oluşturacağı, bu oranın 2050'de yüzde 66'ya çıkabileceği hesaplanıyor. Bu durumda 2050'de Türkiye'deki toplam elektrikli binek araç sayısının 19,4 milyonu bulması bekleniyor.


Böylece diğer sektörlerdeki dönüşümün de sağlanması durumunda, Türkiye'nin 2053 için belirlediği net sıfır emisyon hedefine ulaşabileceğine kesin gözüyle bakılıyor.


FOSİL YAKITLARIN ELEKTRİK ÜRETİMİNDEKİ PAYI 2050'DE YÜZDE 7'YE GERİLEYEBİLİR


Basın toplantısında raporun çıktılarını açıklayan Sabancı Üniversitesi İPM İklim Değişikliği Çalışmaları Koordinatörü Ümit Şahin, Türkiye'nin 2053'te net sıfır emisyona ulaşma hedefinin çok önemli olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Üç yıldır yürüttüğümüz kapsamlı çalışmalarla, yenilenebilir ve temiz kaynaklara dayalı bir enerji sistemiyle 2053'te net sıfır emisyon hedefine ulaşmanın mümkün olduğunu gösterdik. Türkiye'nin emisyonları 2050'ye kadar yüzde 68 azalabilir. Şebeke esnekliğini sağlayacak önlemlerin alınmasıyla yenilenebilir enerjinin elektrik üretimindeki payı 2050'de yüzde 91'e ulaşabilir, depolama sistemlerinin kapasitesi 40 gigavatı bulabilir. Elektrikli araç stokunun ise 2050'de 19,4 milyona ulaşarak binek araç pazarındaki payının yüzde 66'ye çıkabileceğini öngördük."


Linyit kömür santral kapasitesinin 2030'da 3 gigavata düşürülebileceğini ve bu santrallerin 2035'te tamamen kapatılabileceğini ifade eden Şahin, "İthal kömürlü termik santral kapasitesinin ise 2030'da 4 gigavata gerileyeceğini ve 2035'ten sonra tamamen kapatılabileceğini hesapladık. Böylece 2050'de fosil yakıtlara dayalı enerji üretimi sadece yüzde 7 olurken, güneş, rüzgar, jeotermal ve biyokütlenin elektrik üretimindeki payı yüzde 80'e yükselecek." bilgisini paylaştı.

02 Aralık 2023 Cumartesi

Bulgaristan’ın en gelişmiş sanayi, üretim ve turizm şehirlerinden Burgaz, biri yapım aşamasında olan, biri de tamamlanarak hayata geçirilen iki yeni yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği yapmak istiyor.


Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı’ndan yapılan açıklamaya göre, küçük ve orta ölçekli yatırımcılar ve girişimciler için de çeşitli teşvikler uygulanıyor.  

 

SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Bulgaristan’ın en kalabalık dördüncü kenti konumunda olan Burgaz, iki ayrı yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği istiyor. Gümrüksüz serbest ticaret bölgesine de ev sahipliği yapan Burgaz; lojistik, altyapı ve Türkçe kullanımının yaygınlığı gibi avantajlarla dikkat çekiyor. Bulgaristan Burgaz bölgesine yönelik iş fırsatları, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen webinarda ele alındı. 

 

UYGUN KONUM 

 

‘Burgaz’a Yönelik Ticaret ve Yatırım Fırsatları’ konulu webinarın açılışında konuşan Burgaz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Todor Demirkov, bölgelerinin yatırım için çok uygun bir konumu olduğunu ifade etti. Demirkov, “Şirketlerimiz Avrupa standartlarında hizmet veriyor. Burgaz bölgesi, gelişmiş altyapı ve ulaşım imkânları ile dikkat çekiyor. Her anlamda çok cazip bir lokasyonda bulunuyoruz” diye konuştu. 

 


BÜYÜME TRENDİ

 

Toplantıda konuşan Burgaz Ticaret Ataşesi Ali Arda Alıcı da Bulgaristan’ın son 5 yıldır büyüme trendi içinde olduğunu söyledi. Alıcı, “Bulgaristan’a yatırım yapacaklar için en büyük fırsatlardan biri, sabit kur sisteminin uygulanıyor olması. Bu şekilde kur dalgalanmalarından etkilenilmiyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) fonlarından faydalanma imkanı var. Burgaz bölgesi de Bulgaristan’ın en gelişmiş bölgelerinden biri. Çok önemli bir turizm kenti. Normalde 380 bin olan nüfus, turizm sezonunda 1 milyona çıkıyor. Potansiyel arz eden ürünler; makina, demirli metal, motor ve hazır giyim malzemeleri olarak ön plana çıkıyor.

 

İŞGÜCÜ AVANTAJI 

 

Toplantıda konuşan Burgaz Belediyesi Temsilcisi Violeta Lazova da bölgelerinin yatırım için çok elverişli olduğunu söyledi. Violeta, “Kentimizde gümrüksüz serbest ticaret bölgemiz var. Buradan KDV uygulaması olmadan üçüncü ülkelere ihracat mümkün. Şehrimizde 95 eğitim kurumumuz var ve işgücümüzün yüzde 98’i en az bir yabancı dil biliyor, iki dil bilenlerin oranı yüzde 73. Ayrıca burada Türk vatandaşları da yaşadığı için Türkçe bilen işgücü de bulunuyor. Burgaz’da 17 bin kayıtlı firma var. Şehrimizde yüzde 29 ticaret, yüzde 25 hizmet, yüzde 15 üretim, yüzde 19 lojistik, yüzde 11 tarım ve yüzde 6.5 inşat alanında faaliyet gösteren firma var” diye konuştu. 

 

KÜÇÜK İŞLETMELER

 

Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı Direktörü Petar Ivanov da yatırım bölgelerinden bahsetti. Biri kuzeyde, biri güneyde iki ayrı yatırım bölgesine sahip olduklarını ve bu bölgelere yatırımcı çekmek istediklerini ifade eden Ivanov, “Sanayi ve lojistik parkımız iki fazdan oluşuyor. Kuzey bölgesi için özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcı çekmek istiyoruz. Bölgemiz havalimanına, tren garına, gümrüksüz bölgeye çok yakın. 

 

Şu an burası tamamlandı ve 37 firma faaliyete başladı. Güney yatırım alanımız ise yapım aşamasında ve buraya da daha büyük çaplı yatırımcıların yatırım yapmasını istiyoruz. Burası da yine lojistik ve altyapı olarak çok güzel imkanlara sahip” dedi.  

 


KARADENİZ’İN EKONOMİK FIRSATI

 

Toplantının açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün gerçekleştirdi. Üstün, “Burgaz bize, coğrafi olarak Türkiye’deki pek çok şehirden daha yakın. Coğrafyası, yeşili, doğası çok güzel. Ayrıca turizm, lojistik ve ticaret imkanlarıyla göze çarpıyor. Karadeniz kıyısındaki ekonomik fırsatların bölgesel hatta küresel ölçekte değerlendirilmesi için çok çok önemli bir zemine sahip. Geçen yıl Bulgaristan’la dış ticaret hacmimiz 6 milyar 600 milyon doların üstüne çıktı. Bu olumlu süreci, bilhassa Bulgaristan’daki şehirlerin yatırım ve ticaret imkanlarını değerlendirerek ileriye taşıyabiliriz” diye konuştu. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar