tatil-sepeti

İlk çeyrekte OECD ülkeleri arasında en yüksek büyüme kaydeden ikinci ülke Türkiye’nin gelecek döneme yönelik beklentiler yukarı yönlü revize ediliyor. Seçim sonrasında belirsizliklerin de ortadan kalkması üzerine uluslararası kuruluşlar Türkiye’nin büyümesine yönelik tahminlerini yükseltti.


 

OECD, Türkiye ekonomisine yönelik büyüme beklentisini yüzde 2.8’den yüzde 3.6’ya çıkardı. Dünya Bankası da Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini yüzde 2.7’den yüzde 3.2’ye yükseltti. Bu yükseltmede ekonominin ilk çeyrekte dirençli kalmasının etkili olduğu belirtiliyor.

 

Türkiye ekonomisi, TÜİK tarafından açıklanan birinci çeyrek büyüme rakamlarına göre, 2023 yılının ilk çeyreğinde geçen yılın aynı dönemine oranla reel olarak yüzde 4 büyüme kaydetmişti.

 

Böylelikle Türkiye, verisi açıklanan AB ve OECD ülkeleri arasında yılın ilk çeyreğinde yıllık bazda en yüksek büyüyen ikinci ülke olmayı başarmıştı. Zorlu dış konjonktürün yanı sıra asrın deprem felaketinin de yaşandığı bu dönemdeki etkileyici büyüme, uluslararası kuruluşlar ve yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.

 

İLK DÜZELTME OECD’DEN 

 

Seçimlerin de demokratik bir olgunlukla gerçekleşmesi ve geleceğe yönelik belirsizliklerin ortadan kalkması üzerine uluslararası ekonomi kuruluşları, Türkiye’nin büyümesine yönelik beklentilerini olumlu yönde revize ediyor. Ekonomik İşbirliği ve Kalkınma Örgütü (OECD), küresel ekonomik büyüme tahminini yüzde 2.6’dan yüzde 2.7’ye, Türkiye ekonomisine yönelik büyüme beklentisini de yüzde 2.8’den yüzde 3.6’ya yükseltti. OECD’nin yeni yayınlanan ‘Haziran Ayı Ekonomik Görünüm Raporu’nda, küresel ekonominin bir dönemeçten geçtiği vurgulandı ve sürdürülebilir büyümeye ulaşması için ‘uzun bir yol’ ile karşı karşıya olduğu uyarısında bulunuldu. Düşen enerji fiyatlarının, gerileyen enflasyon oranlarının, arz dar boğazlarının hafifletilmesinin, Çin ekonomisinin Covid-19 sonrası yeniden açılmasının ve güçlü istihdamın ekonomik toparlanmaya katkıda bulunduğuna yer verilen raporda, bunun yanında söz konusu toparlanmanın geçmiş yıllara göre zayıf olacağına işaret edildi. OECD raporunda, enerji ve gıda fiyatları hariç tutulan çekirdek enflasyonun beklenenden daha yüksek olduğu ve yüksek faiz oranlarının, özellikle emlak ve finans piyasalarında giderek hissedildiği belirtildi.

 

2023-2024 ÖNGÖRÜLERİ

 

Raporda, OECD’nin 2023 ve 2024 yıllarına ilişkin ekonomik büyüme öngörülerine de yer verildi.

 

‘Mart 2023’ raporunda, yüzde 2.6 olarak açıklanan 2023 küresel reel ekonomik büyüme tahmini, son raporda, enflasyonun düşmesi ve Çin’in Covid-19 kısıtlamalarını kaldırması nedeniyle yüzde 2.7’ye yükseltildi. Büyüme tahmini, 2024 için yüzde 2.9 olarak korundu. Martta bu yıl için yüzde 2.8 olarak açıklanan Türkiye ekonomisine yönelik büyüme tahmini ise yeni yayımlanan raporda yüzde 3.6’ya yükseltildi. İç talebin Türkiye’nin ekonomik büyümesinin ana itici gücü olmaya devam edeceği belirtildi. Türkiye ekonomisinin 2024’e ilişkin büyüme tahmini de yüzde 3.8’den yüzde 3.7’ye çekildi.

 

ENFLASYON AŞAĞI YÖNLÜ

 

Raporda, Türkiye’de enflasyonun bu yıl yüzde 44.8, gelecek yıl yüzde 40.8 olacağı, işsizlik oranının bu yıl yüzde 10 ve gelecek yıl yüzde 9.9 seviyesinde gerçekleşeceği öngörüsüne yer verildi. OECD, ABD ve Çin ekonomisi için 2023 büyüme tahminini 0.1 puan artırarak sırasıyla yüzde 1.6 ve yüzde 5.4’e yükseltti.

 

Örgütün Almanya için görünümü keskin bir şekilde düşürmesi dikkati çekti. Almanya için büyüme beklentisi yüzde 0.3’ten ‘sıfır büyümeye’ düşürüldü.

 

DÜNYA BANKASI DA YÜKSELTTİ

 

Dünya Bankası da Türkiye ekonomisine ilişkin büyüme tahminini bu yıl için yıl başında yüzde 2.7 olarak öngörürken, ekonominin ilk çeyrekte dirençli kalmasının etkisiyle yüzde 3.2’ye yükseltti.

 

Dünya Bankası’nın Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nun haziran sayısına göre, Türkiye ekonomisinin bu yıl yüzde 3.2, gelecek yıl yüzde 4.3 ve 2025’te yüzde 4.1 büyümesinin beklendiği bildirildi. Dünya Bankası, ocak ayında yayımladığı tahminlerde, Türk ekonomisinin 2023’te yüzde 2.7, 2024’te yüzde 4 büyüyeceğini öngörmüştü.

 

DİRENÇLİ KALDI

 

Raporda, Türkiye’nin şubat ayı başında iki büyük depremle sarsıldığı anımsatılarak, bu depremlerin doğrudan kaybının 2021 GSYH’sinin yüzde 4’ü oranında olduğunun tahmin edildiği, kurtarma ve yeniden inşa maliyetinin iki kat daha yüksek olabileceği aktarıldı. Bankanın raporunda, yeniden inşa çabalarının yatırımı desteklemesinin beklendiği belirtildi.

 

Makroekonomik politikaların gelişiminin yüksek enflasyon zemininde belirsiz olduğuna işaret edilen raporda, döviz kurundaki değer kaybının yanı sıra yüksek cari açık ve düşük net döviz rezervlerinin de önemli zorluklar oluşturduğu ifade edildi. Dünya Bankası haziran raporunda, tüm bu ters rüzgarlara rağmen Türkiye’nin, Avrupa ve Orta Asya bölgesi büyümesine önemli katkı sağlamaya devam ettiği ve ekonomisinin 2023’ün ilk çeyreğinde dirençli kaldığı vurgulandı.

 

KÜRESEL EKONOMİDE ‘KESKİN’ YAVAŞLAMA

 

Dünya Bankası’nın Küresel Ekonomik Beklentiler Raporu’nun haziran sayısına göre, küresel ekonomik büyüme keskin şekilde yavaşlıyor. Raporda, artan küresel faiz oranları nedeniyle yükselen piyasa ve gelişmekte olan ekonomilerde finansal stres riskinin arttığı belirtildi.

 

Raporda, 2022’de yüzde 3.1 olan küresel ekonomik büyümenin bu yıl yüzde 2.1’e gerileyeceğinin tahmin edildiği kaydedildi. Dünya ekonomisinin gelecek yıl yüzde 2.4 büyümesinin beklendiği belirtilen raporda, bu oranın 2025’te ise yüzde 3 olacağının öngörüldüğü bildirildi. Dünya Bankası, ocak ayındaki tahminlerinde, küresel ekonominin bu yıl yüzde 1.7 ve gelecek yıl yüzde 2.7 büyüyeceğini öngörmüştü.

 

EURO BÖLGESİ

 

Raporda, Euro Bölgesi’nde de para politikasındaki sıkılaşma ve enerji fiyatındaki artışların gecikmeli etkisiyle ekonomik büyümenin 2022’de yüzde 3.5’ten 2023’te yüzde 0.4’e gerilemesinin beklendiği belirtildi. Euro Bölgesi’nde 2024’te yüzde 1.3 ve 2025’te yüzde 2.3 büyümesinin tahmin edildiği kaydedildi. Bankanın ocak ayındaki tahminlerinde Euro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme beklentisi 2023 için yüzde 0 ve 2024 için yüzde 1.6 olmuştu.

12 Haziran 2023 Pazartesi

S&P Global, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin, gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceğini bildirdi.


 

S&P Global'den yapılan açıklamada, faiz oranlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerine yakın seyrettiği ve enflasyonun yavaşladığı Kolombiya, Filipinler ve Meksika'da, piyasaların önemli faiz indirimlerini fiyatladığı belirtilerek, buna karşın Brezilya Merkez Bankasının artan enflasyon ve mali belirsizlik nedeniyle 25 baz puanlık faiz artışıyla ters yönde hareket ettiği kaydedildi.

 

Açıklamada, düşen enflasyon ve iyileşen reel gelirler sayesinde daha güçlü iç taleple desteklenen gelişmekte olan piyasalarda ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin genel olarak güçlü olduğu vurgulandı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimine işaret edilen açıklamada, gelişmekte olan piyasalarda da merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin veya başlamasının beklendiği aktarıldı.

 

Açıklamada, bu durumun 2024 sonu ve 2025 başında iç talebi artıracağına işaret edilerek, "Enerji fiyatlarındaki düşüş özellikle Tayland, Filipinler, Macaristan, Türkiye, Şili ve Hindistan gibi net enerji ithalatçıları için merkez bankalarının faiz indirimlerini daha da destekleyebilir. Daha düşük ithalat maliyetleri cari hesapları iyileştirebilir ve para birimlerini güçlendirebilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

S&P Global'in açıklamasında, ABD ekonomisindeki belirsizlik, devam eden iki çatışmanın jeopolitik riski ve siyasi belirsizliklerin gelecekte piyasa oynaklığına zemin hazırlayabileceği ifade edildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : SP Fed faiz

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine başlamasının ülke ekonomisinin bulunduğu yer açısından "olumlu bir işaret" olduğunu bildirdi.


 

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen,Başkent Washington'da düzenlenen Atlantic Festivali'nde yaptığı konuşmada, ülke ekonomisindeki mevcut gelişmeleri değerlendirdi.

 

Fed'in faiz indirimi kararının ABD ekonomisinin bulunduğu yer için çok "olumlu bir işaret" olduğunu dile getiren Yellen, "Fed'in enflasyonun düştüğüne ve yüzde 2 hedefine geri dönme yolunda olduğuna, enflasyonla ilgili risklerin gerçekten anlamlı şekilde azaldığına dair güvenini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yellen, ülkede aynı zamanda güçlü kalmaya devam eden bir iş gücü piyasası olduğuna işaret ederek, şu anda en önemli endişe veya nedenin iş piyasasının güçlü kalmasını sağlamak olduğunu söyledi.

 

Para politikasının kısıtlayıcı duruşunun devam ettiğini düşündüğünü ifade eden Yellen, "Beklenti, faiz oranlarının daha da düşmesi yönünde. Ancak gelen verileri izlemek elbette gerekli ve her zaman sürprizler olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : Fed Yellen faiz