tatil-sepeti

Çin’in ihracat kontrolü uygulayacağı stratejik metal antimonun fiyatı hızla yükseliyor. Türkiye, 99 bin tonla küresel rezervlerin yüzde 7’sine sahip. Geçen yıl da bu elementi en fazla İtalya ve Avusturya’ya satarak, 16.8 milyon dolarlık ihracat yaptı.


 

Batarya, yeni nesil araçlar, cam sanayi ve alev geciktirici alanında kullanılan antimon için Türkiye’de yatırımlar gün geçtikçe artıyor.

 

HABER: BARIŞ CABACI

 

Stratejik bir yer altı zenginliği olarak öne çıkan antimon; yenilenebilir enerji, savunma sanayi ve yeni nesil araçlar için kritik önem taşıyor. Doğada nadir bulunan antimonun üretiminde önemli bir paya sahip olan Çin, ulusal çıkarlarını ve güvenliğini korumak amacıyla 15 Eylül’den itibaren bu elementin ihracatında kısıtlamaya gideceğini açıkladı. Antimon rezervleri 1.2 milyon ton olan ve 83 bin tonluk küresel üretimin yüzde 48’ini gerçekleştiren Çin’in bu kararı, antimon fiyatlarında artışa yol açtı.  

 

99 BİN TON REZERV 

 

Türkiye, Bolivya, Tacikistan, Myanmar, Kanada, Güney Afrika, Rusya, Hindistan ve Meksika da antimon rezervleri ve üretimiyle dikkat çekiyor. Türkiye’nin antimon rezervlerinin 99 bin tonun üzerinde olduğu biliniyor; bu da dünya rezervinin neredeyse yüzde 7’sine denk geliyor. Türkiye’de antimon rezervleri; Balıkesir, Hatay, İzmir, Kütahya, Manisa, Niğde ve Tokat’ta bulunuyor. Bu illerdeki rezervlerden yıllık 6 bin ton antimon üretiliyor. Dünya genelinde antimon talebinin yükselmesiyle birlikte Türkiye’nin bu alandaki stratejik önemi de giderek artıyor. Türkiye, bir yandan antimon üretim kapasitesini artırmak için çeşitli yatırımlar yapmayı sürdürürken, bir yandan da antimon madenciliğine yönelik yatırım fırsatlarını değerlendirerek, yeni projeleri hayata geçiriyor.

 

16.8 MİLYON DOLARLIK İHRACAT

 

2022 yılında Türkiye, 16.8 milyon dolarlık antimon cevheri ihraç ederek, dünya genelinde 6. büyük ihracatçı konumuna yükseldi. Türkiye’nin antimon ihracatında en büyük pazarları İtalya (12.8 milyon dolar) ve Avusturya (3.92 milyon dolar) oldu. Aynı dönemde Türkiye’nin antimon ithalatı ise 238 bin dolara ulaştı. İtalya, Rusya ve İsveç’e yapılan ihracatta hızlı bir büyüme gözlendi. Türkiye, antimon cevheri ihracatı ve ithalatındaki bu büyüme ile global pazarda dikkat çekiyor. Türkiye’den bu elementi ithal eden ülkeler ise sırasıyla şöyle: İtalya, Avusturya, Belçika, Fransa, İsviçre, İran, Cezayir ve Türkmenistan. 

 

EN FAZLA ANTİMON İTHAL EDEN ÜLKELER

 

Dünyada ithalat tarafından bakıldığında 2022’de en büyük antimon ithalatçıları 102 milyon dolarla Fransa, 74 milyon dolarla ABD, 67 milyon dolarla Belçika oldu. 2023’te en çok ithalatını artıran ülkeler ise Japonya, Ekvador, Güney Kore ve İspanya.

 

Türkiye’nin küresel antimon rezervinden aldığı pay: %7

Antimon fiyatı: 22 bin $/Ton

Türkiye’de yıllık üretim: 6 bin ton

 

KULLANIM ALANLARI

 

Alev geciktiriciler: En yaygın olarak plastikler, tekstil ürünleri ve elektroniklerde yangına karşı dayanıklılık sağlamak amacıyla alev geciktirici malzemelerde kullanılır.

Metalurji: Kurşun ve kalay alaşımlarının sertleştirilmesi ve güçlendirilmesi için kullanılır.

Batarya: Antimon, özellikle kurşun-asit pillerde kullanılarak pil ömrünü ve performansını artırır.

Cam ve seramik: Cam üretiminde saydamlık sağlamak için antimon oksit kullanılır.

Yarı iletkenler: Elektronik devrelerde yarı iletken olarak kullanımı da önemli.

Fotovoltaik ekipmanlar: Güneş enerjisi panelleri ve diğer fotovoltaik cihazlarda önemli bir bileşen.

 

FİYATI İKİYE KATLANDI

 

Antimon fiyatları, Çin’in ihracatı engellemesi ve alıcıların stoklamaya yönelmesiyle rekor seviyeye geldi. Yılbaşından bu yana neredeyse ikiye katlanan antimon fiyatları, ton başına 22 bin doların üzerine çıkıp, tüm zamanların en yüksek seviyelerinden işlem görüyor. CRU danışmanlık şirketinden Chetan Soni, fiyatların zaten çok yüksek olduğunu hatırlatıp, Çin’in hamlesiyle daha da yukarıya gidip 30 bin dolara ulaşabileceğini söylüyor. Londra’daki Hallgarten & Company’nin Müdürü ve Madencilik Stratejisti Christopher Ecclestone da “Açılacak yeni bir arz hattı yok” deyip, fiyatların bu yıl kolayca 30 bin doların üzerine çıkabileceğini ifade ediyor.

26 Ağustos 2024 Pazartesi

Etiketler : batarya antimon cam sanayi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı