Türkiye'nin elektrikli otomobil satışları, 2011-2023 döneminde artan talep ve altyapı yatırımlarıyla geçen yılın sonunda 81 bin 332'ye, şarj istasyonu soket sayısı ise 28 bin 196'ya ulaştı.

Türkiye Elektrikli ve Hibrid Araçlar Derneği (TEHAD) verilerine göre, Türkiye'de elektrikli araçların kullanılmaya başlandığı 2011'de 24 elektrikli otomobile 36 soket hizmet veriyordu.

Son 13 yılda ulaşımda karbonsuzlaşma hedefleri doğrultusunda dünya genelinde elektrikli araç satışlarında artış yaşanırken Türkiye de bu trendi yakından takip etti.

Türkiye'nin otomobili Togg projesi de tamamen elektrikli otomobil üretme tercihinin elektrikli araçlara olan farkındalık ve ilgiyi artırması açısından bu dönemde alınan en stratejik kararlardan biri oldu.

Öte yandan, bu dönemde Türkiye'de üretim yapan otomotiv markaları, elektrikli araçlarda otomobilin yanı sıra otobüs ve hafif ticari araç üretimini de geliştirdi.

Türkiye'de elektrikli otomobil sayısı 2023 sonunda toplam 81 bin 332'ye, soket sayısı da 28 bin 196'ya ulaştı.

Yatırımlar ve talep doğrultusunda Türkiye'nin 81 ilinde elektrikli araçlar için şarj istasyonu bulunuyor.

ELEKTRİKLİ ULAŞIMDA VERGİ TEŞVİKLERİ VURGUSU

TEHAD Başkanı Berkan Bayram, 2011-2023 döneminde Türkiye'deki otomotiv sektörü ve elektrikli araçlara olan talebin gelişimine paralel olarak şarj istasyonları ve şebeke altyapısının da gelişim gösterdiğini söyledi.

Bayram, bu eğilimin devam edeceğinin öngörüldüğünü belirterek, elektrikli araçlara olan talebin yenilikçi döneme uygun olarak artmaya, gerekli altyapının da gelişmeye devam edeceğini kaydetti.

Bayram, şöyle konuştu: "Önümüzdeki dönem tüm sektör oyuncularının işbirliğiyle elektrikli, hibrit, hidrojenli araçlar, şarj istasyonları ve akü-batarya teknolojilerine odaklanılması gerektiğini gösteriyor. Toplam enerji verimliliği ve karbon emisyonunun azaltılmasına katkı sağlayacak teknolojilerin desteklenmesi açısından önümüzdeki dönem belirleyici ve etkileyici olacak. Öte yandan bu sektörler için girişimci ve yatırımcılarımıza yönelik vergi teşvikleri ve destekleyici mevzuatların ortaya konulması gerekiyor. 2011 öncesi Türkiye'de elektrikli otomobil yoktu, elektrikli araç soketi de genel anlamda kullanımda değildi. Renault Fluence Z.E. Modeli'nin ilk olarak Bursa'da üretilmeye başlamasından sonra elektrikli araçlar bu dönemde günlük hayatımıza girdi."

2011-2023 döneminde yıllık elektrikli otomobil satış sayısı ve yıl sonunda ulaşılan soket sayısı ise şöyle;

13 Şubat 2024 Salı

Borsa İstanbul Kıymetli Madenler ve Kıymetli Taşlar Piyasası'nda (KMKTP) standart altının kilogram fiyatı 3 milyon 75 bin liraya yükseldi.

Altın piyasasında en düşük 2 milyon 923 bin lira, en yüksek 3 milyon 80 bin lirayı gören standart altının kilogram fiyatı, gün sonunda yüzde 0,3 artışla 3 milyon 75 bin lira oldu. Standart altının kilogram fiyatı dün günü 3 milyon 66 bin 399,50 liradan tamamlamıştı.

EN FAZLA İŞLEM YAPAN KURUMLAR

KMKTP'de altında toplam işlem hacmi 2 milyar 687 milyon 928 bin 567,14 lira, işlem miktarı ise 878,70 kilogram oldu.

Tüm metallerde toplam işlem hacmi ise 3 milyar 117 milyon 214 bin 56,50 lira düzeyinde gerçekleşti.

Altın borsasında bugün en fazla işlem yapan kurumlar, Uğuras Kıymetli Madenler, İstanbul Altın Rafinerisi, Türk Ekonomi Bankası, NMGlobal Kıymetli Madenler ile Akbank olarak sıralandı.

Bugünkü işlemlere ilişkin veriler şöyle:

STANDART TL/KG           DOLAR/ONS

Önceki Kapanış 3.066.399,50     2.787,00

En Düşük            2.923.000,00     2.677,00

En Yüksek          3.080.000,00     2.809,00

Kapanış 3.075.000,00     2.677,75

Ağırlıklı Ortalama           3.062.997,46     

Toplam İşlem Hacmi (TL)            2.687.928.567,14             

Toplam İşlem Miktarı (Kg)          878,70  

Toplam İşlem Adedi       49         

17 Ekim 2024 Perşembe

Dünya Altın Konseyi (WGC), altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel Gayri Safi Yurt İçi Hasıla (GSYH) ile uyumlu bir getiri sağladığını açıkladı.

Dünya Altın Konseyi, "Altının uzun vadeli getiri beklentisi" başlıklı raporunu yayımladı.

Raporda, altının portföy riskini yönetmeye katkısının ve değer koruma özelliklerinin çok sayıda çalışmayla desteklenerek iyi bir şekilde belirlenmiş olduğu ifade edildi.

Altının portföy getirisine katkısının ise aynı şekilde belirlenmediğine işaret edilen raporda, “Altının uzun vadeli getirisini tahmin etmeye yönelik çerçeveler bulunuyor ancak bunlar, diğer varlık sınıflarına ilişkin sermaye piyasası varsayımlarıyla uyumlu, sağlam bir yaklaşımdan uzaktır.” yorumuna yer verildi.

DESTEKLEYEN MÜCEVHER VE TEKNOLOJİ SEKTÖRLERİ

Raporda, altının getiri beklentisine yönelik araştırmalar sonucunda, bu emtianın bir “değer saklama aracı” olarak tanımlandığı belirtilirken, söz konusu yaklaşımın bazı eksikler barındırdığı vurgulandı.

"Altın standardının” uygulandığı dönemlerden gelen verileri kullanmanın, altının performansı konusunda yanıltıcı sonuçlar çıkarttığı değerlendirmesine yer verilen raporda, uzun vadeli fiyatlara yalnızca finansal piyasalardan gelen talep üzerinden bakmanın da altının portföylerdeki ağırlığının daha az olduğu yanılgısına yol açtığı kaydedildi.

Raporda, altının uzun vadeli getiri hesaplamasına yeni bir yaklaşım sergilendiği, bunun sonucunda da altının uzun vadede son 50 yılda enflasyonun önemli oranda üzerinde, küresel GSYH ile uyumlu bir getiri sağladığının ortaya konduğu ifade edildi.

Altın alımlarını destekleyen mücevher ve teknoloji sektörleri, merkez bankaları, finansal yatırımlar, perakende külçeleri ve madeni paraların, mevcut teorilerin önerdiğinden çok daha fazla olduğunun vurgulandığı raporda, “Ayrıca, finansal piyasa yatırımcıları kısa vadede fiyat oluşumunu belirleme eğiliminde olsalar da uzun vadede daha az baskındırlar.” denildi.

17 Ekim 2024 Perşembe