Türk Silahlı Kuvvetlerinin kara unsurlarının ateş gücünü artıran yeni nesil tank avcılarında 300'üncü teslimat gerçekleştirildi.


Silah Taşıyıcı Araçlar Projesi kapsamında 300'üncü aracın teslimatı dolayısıyla FNSS tesislerinde tören düzenlendi.

 

Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün, törende, güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını günümüzün teknolojik yeniliklerine göre karşılamak için çalışmalarını sürdürdüklerini söyledi.

 

Projede birkaç unsur dışında yerli çözümlerin ve altyapıların kullanılmasının önemine işaret eden Görgün, "Kara araçlarında bütün ihtiyaçları yerli karşılayabilmenin haklı gururunu yaşıyoruz. Dost ve müttefik ülkelerin ihtiyaçlarını karşılamak da ayrı bir gurur verici." dedi.

 

Hem güvenlik güçlerine yeni araçlar kazandırdıklarını hem de var olan araçları en son teknolojilerle modernize ettiklerini anlatan Görgün, Türkiye'nin 35'ten fazla ülkeye 4000 binden fazla aracın teslimatını gerçekleştirdiğini kaydetti.

 

İhracatın sektör için çok önemli olduğunu vurgulayan Görgün, geçen yılın aynı döneminden 1 milyar dolar daha fazla ihracat gerçekleştirdiklerini söyledi.

 


Hibrit teknolojiler ve otonomi konusunda hafif, orta ve ağır sınıfta ürünleri devreye almak için planlarını yaptıklarını ifade eden Görgün, kazanılan tecrübelerle ağır sınıfta otonomi ve hibrit sistemleri kullanıma sunacaklarını dile getirdi.

 

Proje kapsamında ayda 19 araç üretim kapasitesine ulaşılmasının önemli bir başarı olduğunu vurgulayan Görgün, 344 aracın teslimatının gelecek yılın ortalarında tamamlanacağını kaydetti.

 

HEDEFTE İHRACAT VAR

 

FNSS Genel Müdürü Nail Kurt, proje kapsamında 300’üncü aracı teslim etmenin gururunu yaşadıklarını söyledi.

 

Araçların muharebe sahasında koruma seviyeleri, kara ve suda görev yapabilmeleri ve kule sistemi özellikleriyle kendi sınıflarının en yetenekli tanksavar sistemleri olarak dikkati çektiğini vurgulayan Kurt, SSB ve Kara Kuvvetleri Komutanlığı proje ekiplerinin yaklaşımlarıyla ortaya bir sektörel başarı hikayesi çıktığını belirtti.

 

Yaklaşık 500 yerli ve milli çözüm ortağı ile çalıştıklarını dile getiren Kurt, yurt içindeki bu başarıyı her iki aracın ihracatını gerçekleştirerek taçlandırmayı amaçladıklarını kaydetti.

 


İLKLERİN PROJESİ


 FNSS tarafından teslimatları ve teslimat sonrası lojistik destek faaliyetleri sürdürülen Silah Taşıyıcı Araçlar Projesi kapsamında, Kara Kuvvetleri Komutanlığına, PARS 4X4 ve KAPLAN araçları ile Kornet-E ve OMTAS Silah Kulesi teslimatları gerçekleştiriliyor.

 

Özellikle Roketsan tarafından geliştirilen KMC-U kule sistemi entegre edilen KAPLAN araçları da Türkiye'nin milli tanksavar sistemi olarak ön plana çıkıyor.

 

Araçların teslimat sonrasındaki ihtiyaçlarına yönelik hayata geçirilen lojistik destek sözleşmesi de yine bu alanda bir ilk olma özelliği taşıyor.

 

Özellikle tanksavar platformu olarak kullanılmak üzere tasarlanan PARS 4x4 ve KAPLAN araçları, çevik ve modüler yapıları ile zırhlı bir muharebe aracının sağlayacağı hareket ve taktik manevra kabiliyetini, üstün koruma yeteneği ve ateş gücüyle birleştiriyor.

 

Tanksavar özelliklerinin yanı sıra ateş destek, keşif, iç güvenlik görevleri ve konvoy koruma gibi çeşitli harekat gereksinimlerine uygun hale getirilebilen modüler tasarıma sahip PARS 4x4 ve KAPLAN, değişen operasyonel ihtiyaçları karşılamak için esneklik ve çok yönlülük sağlıyor.

 

Araçların muharebe ortamının şartlarına/tehditlerine göre belirlenmiş siluetleri ve güç-ağırlık oranları, gelişmiş süspansiyon sistemleriyle birleşerek, farklı arazilerde ve tüm hava koşullarında yüksek hızlarda manevra yapabilmelerine olanak tanıyor. İki platform da amfibi özelliğiyle dikkat çekerken, bu özellik nehir ve akarsular gibi sulu açıklıkları hızlı ve etkin şekilde geçebilmelerine imkan sağlıyor.

10 Kasım 2023 Cuma

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, uluslararası girişim sermayesi fon yöneticilerinin Türkiye'de daha fazla varlık göstermeyi istediklerini belirtti.


Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, bir dizi programa katılmak için bulunduğu Londra'da girişim sermayesi fonları yöneticileriyle görüşmesinin ardından, Türk basın mensuplarının sorularını yanıtladı.

 

Türkiye'de özellikle girişimcilik ve teknoloji ekosisteminin son 20 yılda muazzam bir mesafe kaydettiğini dile getiren Kacır, teknoloji girişimlerinin ölçeği büyürken sayısının da arttığını söyledi.

 

Kacır, bugün 10 binden fazla Türk teknoloji şirketinin 100'ün üzerinde teknoparkta inovasyon ve AR-GE odaklı çalışmalarını sürdürdüğünü aktardı.

 

Bu ekosistemin finansal olarak desteklenmesi ve büyümesinin kritik önemde olduğunu vurgulayan Kacır, "Teknoloji girişimleri, bütün dünyada çoğunlukla girişim sermayesi yatırım fonlarından aldıkları yatırımlarla büyüyor. Biz de Türkiye'de girişim sermayesi yatırım fonlarını büyütmeye gayret ediyoruz. Türkiye'de yeni girişim sermayesi yatırım fonlarının oluşturulması bizim önemli bir hedefimiz. Ayrıca, küresel yatırım fonlarının Türkiye'de teknolojik girişimlerine yatırım yapması da amacımız. Bunun için son yıllarda pek çok adım attık. Kamu kaynaklarının fonların fonu olarak girişim sermayesi fonlarına yatırım yapmasını sağlayan, böylelikle bir kaldıraç oluşturmayı mümkün kılan programlar başlattık." diye konuştu.

 

TÜRK TEKNOLOJİ GİRİŞİMLERİ 3 YILDA 4 MİLYAR DOLAR YATIRIM ALDI

 

Bakan Kacır, söz konusu programlar ve bu alanda gösterilen çaba sayesinde Türkiye'de teknoloji girişimlerinin önceki dönemlere göre daha büyük yatırım aldığını dile getirerek, "2010-2020 arası Türkiye'de teknoloji şirketlerine ve startuplara yatırım ölçeği yıllık 100 milyon dolar tutarındaydı. Türk teknoloji girişimleri, 2020-2023 döneminde ise 4 milyar dolar yatırım aldı. Bu tabii Türkiye'nin milyar dolar değeri aşan unicornların, yani Turcornların da çıkmasını hızlandırdı." dedi.

 

Oyun, e-ticaret, yazılım ve fintech gibi alanlarda milyar dolar değeri aşan Türk teknoloji girişimlerinin bulunduğunu kaydeden Kacır, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"2030'a kadar Türkiye'nin teknoloji ekosistemini, girişimcilik ekosistemini büyütmeye devam edeceğiz. Türkiye'den 100 bin teknoloji girişiminin doğmasını ve aynı dönemde bunların 100'ünün milyar dolar değeri aşarak Turcorn olmasını sağlayacağız. Ama bunu yaparken mutlaka uluslararası işbirliklerimizi güçlendirmemiz, Türkiye'nin teknoloji girişimciliğindeki başarı hikayesini dünyaya çok daha güçlü şekilde anlatmamız, tanıtmamız lazım. Bu vesileyle bulunduğum Londra'da çok sayıda girişim sermayesi fonu yöneticisiyle çok kapsamlı görüşme gerçekleştirdim. Bazıları geçmiş dönemlerde Türkiye'de yatırım yapmış olmakla birlikte pek çoğu aslında Türkiye'nin yeni bir başarı hikayesinin eşiğinde olduğunu ifade etti ve Türkiye'ye gelme konusundaki istekliliklerini benimle paylaştı. Bundan da açıkçası memnuniyet duydum.

 

Londra özellikle girişim sermayesi fonları ve diğer varlık fonları alanında dünyada öncü merkezlerden biri. Burada 500'den fazla sermaye fonu bulunuyor ve her yıl bu fonlar çok büyük ölçekte kaynak temin etme imkanına sahipler ve bu kaynağı yıldan yıla artan bir ölçekte teknolojiye ve teknoloji girişimciliğine ayırıyor. İnşallah, önümüzdeki dönemde kendileriyle kurduğumuz ilişkileri ve iletişimi çok daha ileri seviyeye getireceğiz. Türkiye'de benzer etkinlikleri onlarla birlikte gerçekleştireceğiz ve Türkiye'nin teknolojik girişimlerinin büyümesini hızlandırmaya devam edeceğiz."

 

TÜRKİYE'NİN YENİ HİKAYESİNDE KATMA DEĞERLİ ÜRETİM BAŞROL OYNAYACAK

 

Bakan Kacır, pek çok girişimin odağında sağlık, yeşil ve dijital dönüşüm ile yapay zeka gibi alanların olduğunu söyledi.

 

Özellikle bu alanlarda Türkiye'nin sahip olduğu kapasiteyi paylaştığını anlatan Kacır, "Yine yeşil dönüşümün önemli bir unsuru olan yeni nesil mobilite teknolojilerinde Türkiye'de startupların teknoloji girişimlerinin geldiği seviyeyi kendilerine çok detaylı olarak anlattım. Onlar da Türkiye'de daha fazla varlık göstermek arzusunu bizimle paylaştı. Türkiye'de kamunun, özellikle Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı olarak biz ve ilgili kurumlarımızın bu ekosistemi ne kadar güçlü şekilde himaye ettiğimizi de görmeleri, onlar açısından cesaretlendirici oluyor." diye konuştu.

 

Kacır, Türkiye'de inovasyon ve fintech alanındaki regülasyon gelişmeleri ve kripto varlıklarla ilgili yeni yasa çalışması hakkında da yatırımcıları bilgilendirdiğini aktardı.

 

Tüm bu yaklaşımların Türkiye'nin yenilikçi teknolojilere ne kadar kuvvetli şekilde ev sahipliği yaptığını ve dönüşümü en ileri seviyede nasıl yakaladığını gösterdiğini dile getiren Kacır, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Onlar da bunun aslında çok farkında. Türkiye'nin makro ekonomik göstergelerindeki iyileşmeyi de çok kapsamlı olarak hem girişim sermayesi fon yöneticileriyle hem de dün yine görüştüğüm İngiltere Yatırım Bakanı ile konuştuk. Özellikle Türkiye'nin kredi risk priminin hızla düşüyor olması aslında Türk ekonomisinin doğru yolda olduğunun önemli göstergelerinden biri. Bunun sonucunda önümüzdeki dönemde Türkiye'ye yatırımların çok hızlanacağını öngörüyoruz. Muhataplarımız da aynı fikirdeler ve burada özellikle Türkiye'nin yeni dönemdeki bu sermaye akımlarını hızlı çekmesi, bu kaynağın büyük ölçekte katma değerli üretime, teknolojik dönüşüme ve teknolojik girişimciliğine kazandırılması için çabalarımızı artıracağız. Türkiye yepyeni başarı hikayelerini hayata geçirecek ve bu defa öncekilerden de daha güçlü şekilde, katma değerli, rekabetçi, verimli üretim ve yüksek teknoloji girişimleri bu hikayede başrol oynayacak."

 

Bakan Kacır, ayrıca Londra'daki iş dünyası ve sivil toplum kuruluşları temsilcileriyle bir araya geldi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Ticaret Bakanlığı, muafiyet fazlası getirilen cep telefonlarının yurda girişinde vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla uygulamada değişiklik yaptı.


 

Ticaret Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada, yolcu beraberinde yurda sokulmak istenilen eşyalar kapsamının, Gümrük Kanununun Bazı Maddelerinin Uygulanması Hakkındaki Karar kapsamında düzenlendiği belirtilerek, "GSM-cep telefonu"nun da liste kapsamında yer aldığı anımsatıldı.

 

Cep telefonunun, yabancı misyon mensupları hariç, yolcunun kimlik numarasına kayıtlı hatlarla kullanılması kaydıyla, üç takvim yılında 1 adet getirilebildiğine işaret edilen açıklamada, bu cep telefonunun da yolcu beraberi kişisel eşya statüsünde gümrük vergilerinden muaf olarak serbest dolaşıma sokulabildiği vurgulandı.

 

Açıklamada, bunun haricinde yolcu beraberinde hediyelik eşya statüsünde veya posta/hızlı kargo taşımacılığı yoluyla muafen veya vergileri ödenmesi suretiyle dahi cep telefonu getirilmesinin mümkün olmadığının altı çizilerek, şöyle devam edildi: "Kararın uygulanması esasında, yolcuların beraberindeki eşya statüsünde ve muafiyet limiti dışında beyanlarına aykırı olarak getirdikleri cep telefonunun gümrük vergilerinin iki kat olarak alınması ve eşyanın sahibine teslim edilmesi, bu durumda, 1 adet muafiyet sınırını aşan ve vergileri alınarak teslim edilen telefonların getiren kişi veya üçüncü kişiler adına ulusal ağa tanıtılarak doğabilecek vergi kayıp ve kaçağının önüne geçilmesi amacıyla gerekli tedbir alındı. Bölge Müdürlüklerince, Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumuna 1 adet muafiyet sınırını aşan telefonların kişi ve IMEI numaralarının bildirilmesi gerektiği hususu talimatlandırılmıştır."

 

MUAFİYET FAZLASI TELEFONLAR 3 AY GÜMRÜK AMBARLARINDA BEKLETİLEBİLECEK

 

Düzenlemeyle sadece yolcu beraberinde getirilen kişisel eşya statüsünde olan bir adet cep telefonuna muafiyet tanınması uygulamasında değişiklik olmadığına vurgu yapılan açıklamada, yolcu beraberi hediyelik eşya statüsünde veya beyana aykırı bir şekilde yurda sokulmak istenen ikinci cep telefonlarının İMEİ kaydı yapılmamak suretiyle kullanımı engellenemediği için bu kapsamdaki telefonun maktu vergileri ödenerek teslimi uygulamasının kaldırıldığı bildirildi.

 

Açıklamada, "Bununla birlikte yolcu beraberinde muafiyet fazlası olarak getirilen cep telefonunun, yolcu tarafından tekrar yurt dışına çıkışında teslim alınmak istenmesi halinde Gümrük Kanunu'nda belirtilen 3 aylık süre boyunca gümrük ambarlarında bekletilmesi ve süre içerisinde yolcunun tekrar yurt dışına çıkarken beraberinde teslim edilerek iade edilmesi mümkün bulunmaktadır." bilgisi paylaşıldı.

17 Mayıs 2024 Cuma