Türk savunma sanayisi, 2024’te bir süredir üzerinde çalıştığı platform ve ekipmanları ilk kez güvenlik güçlerinin kullanımına sunacak, geliştirme çalışmalarında da önemli kilometre taşlarına ulaşılacak.


 

Güvenlik güçlerinin ihtiyaçlarını yerli ve milli çözümlerle karşılamak, savunma sanayisindeki yurt dışı bağımlılığı en aza indirmek, yeni teknolojilerle muharebe sahasında sürpriz etkisi yaratmak için yürütülen çalışmalar 2024 yılında da hız kesmeyecek.

 

Türkiye’nin en önemli teknoloji projelerinden milli muharip uçak KAAN’da ilk uçuş gelecek yıl gerçekleştirilecek. KAAN’ın bugüne kadar fırlatma koltuğu testleri, tam boy statik testi, kontrol yüzeylerinin atalet ve statik testleri, iniş takımı düşürme testleri, sistem entegrasyon laboratuvarında aviyonik sistem testleri, yakıt testlerinin ardından motor çalıştırma testleri yapıldı. KAAN’ın ilk uçuşu birkaç hafta içinde gerçekleştirilecek.

 

İnsansız savaş uçağı ANKA III, jet eğitim uçağı HÜRJET ve ağır sınıf taarruz helikopteri ATAK-2’nin testlerine devam edilecek.

 

BAYRAKTAR KIZILELMA İÇİN SERİ ÜRETİM ZAMANI

 

Bir süredir testleri sürdürülen Türkiye'nin ilk insansız savaş uçağı Bayraktar KIZILELMA'nın seri üretimine başlanacak. Agresif manevralarla hava-hava muharebesi icra edebilecek Bayraktar KIZILELMA, düşük radar kesitiyle güvenlik güçleri için güç çarpanı olacak. Kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip Bayraktar KIZILELMA, gövde içinde taşıyacağı mühimmatlarla belirlenen hedeflere taarruz gerçekleştirebilecek.

 

Katlanabilen kanat yapısına sahip Bayraktar TB3 SİHA'nın TCG ANADOLU gemisine konuşlandırılmasına yönelik çalışmalar yapılacak. Kısa pistli gemilerden kalkış ve iniş kabiliyetine sahip Bayraktar TB3 SİHA, keşif-gözetleme ve istihbarat görevlerinin yanı sıra kanatları altında taşıdığı yerli akıllı mühimmatlarla operasyon icra edebilecek.

 

İlk milli fırkateyn TCG İSTANBUL, Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edecek. MİLGEM projesinin 5. gemisi olan TCG İSTANBUL'un ardından aynı anda başlatılan projenin 6, 7 ve 8. gemilerinin inşasına devam edilecek.

 

MİLLİ SİLAH SİSTEMİ VE RADARLAR

 

TCG İSTANBUL ile beraber Türk savunma sanayisi bünyesinde geliştirilen birçok ürün ilk kez güvenlik güçlerinin envanterine girecek.

 

Yakın mesafede hava ve su üstü hedeflerini parçacıklı mühimmatla etkisiz hale getiren GÖKDENİZ Yakın Hava Savunma Sistemi, Deniz Kuvvetlerine kazandırılacak.

 

Geminin hava savunma radarı işlevini üstlenecek CENK, yaklaşan hava araçlarının, füzelerin, su üstü araçlarının tamamının tespit ve teşhisine imkan verecek.

 

Deniz Kuvvetlerine kazandırılacak bir diğer ürün AKREP Deniz Platformu Çift Bant Atış Kontrol Radarı olacak. AKREP, hedefe ait iz bilgilerini yüksek hassasiyetle üretebilen ve X-bant yarı-aktif satıhtan-havaya güdümlü mermiler için aydınlatma sağlayan bir sistem olarak geliştirildi.

 

MİLLİ KARA VE HAVA MOTORLARI ENVANTERE GİRECEK

 

Türkiye’nin ilk silahlı insansız deniz aracı ULAQ’ın da aralarında bulunduğu çeşitli insansız deniz aracı sistemleri ilk kez envantere girecek.

 

MERT Taşınabilir Elektronik Taarruz Sistemi, ilk kez güvenlik güçlerinin kullanımına sunulacak. Geniş frekans kapsamasına ve yeni nesil tekniklere sahip MERT, farklı hedefleri eş zamanlı olarak uzak mesafeden etkisiz hale getirebilecek.

 

Yerli askeri kara aracı motoru TUNA’nın ilk kez kullanıldığı VURAN 4x4 araçları Türk Silahlı Kuvvetlerine teslim edilecek. Yıl içinde TUNA motoru KİRPİ araçlarında da kullanılmaya başlanacak.

 

Milli İHA’lara güç veren askeri turbodizel motoru PD170, AKSUNGUR ile ilk kez envantere girecek.

 

YAZILIMCILAR SAVUNMA İÇİN ÇALIŞACAK

 

HAVELSAN tarafından hayata geçirilen "dijital birlik" konseptinin yeni üyesi kamikaze insansız deniz aracı ÇAKA DAY-KİDA için çalışmalar sürdürülecek.

 

İnsansız hava, kara ve deniz araçlarının birlikte görev yapmasına imkan sağlayacak Karma Sürü Operasyon Merkezi çalışmaları ve testleri saha gösterimleriyle devam edecek.

 

Yurt dışı lisans bağımlılığını azaltmak amacıyla yapılan çalışmalar kapsamında KOVAN ve Açık Kaynak Veri Yönetim Platformu ODAK yaygınlaştırılacak.

 

Biyometrik Veri Yönetim Sistemi Projesi kapsamında nitelikli parmak izi tanıma sisteminin ardından niteliksiz parmak izi tanıma sistemi de tamamlanacak.

30 Aralık 2023 Cumartesi

Dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT’a, 60 ülkeden 3 bin 200 firma katıldı. İTO’nun 6 ayrı salonda düzenlediği Türkiye milli stantları ise büyük ilgi gördü. Fuara 124 firmayla katılan Türkiye, 6. büyük katılımcı ülke oldu.


Almanya’nın Münih şehrinde 29. kez düzenlenen, dünyanın önde gelen su, atık su, geri dönüşüm ve çevre teknolojileri fuarı IFAT 2024, 13-17 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. IFAT Fuarı’nda; su ve atık su sistemlerinde dijitalleşme, su ve atık su sistemleri yönetimi, su yönetiminde geri dönüşüm, kanalizasyon taşımacılığı ve arıtımı, malzeme akış yönetimi, yenilikçi ve verimli atık ve geri dönüşüm yönetimi, hava tahliyesi ve hava kirliliği kontrolü, hammadde yönetimi, yenilenebilir enerji gibi birçok başlıkta ürün ve hizmetlerle ilgili en güncel teknoloji ve çözümler, dünyanın dört bir yanından gelen ziyaretçilerle paylaşıldı. 

 


İTO İLE 36 FİRMA

 

IFAT Fuarı’nın Türkiye milli katılımını İstanbul Ticaret Odası gerçekleştirdi. Fuara 124 Türk firması katılırken, 36 firmanın katılımını da İTO sağladı. İstanbul Ticaret Odası’nın 6 ayrı sektör salonunda düzenlediği Türkiye milli stantları büyük ilgi gördü. Türkiye, böylece sektörde güçlü temsili ile katılımcı ülkeler arasında 6. oldu.  

 


1966’DAN BERİ 

 

1966 yılından bu yana düzenlenen, araçların yanı sıra akıllı sistemlerle sürdürülebilir kaynak kullanımı için çözümlerin de sergilendiği fuara, İTO Yönetim Kurulu Sayman Üyesi Yakup Köç, Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman ve Meclis Üyelerinden oluşan İTO heyeti de katıldı. İTO heyeti, T.C. Münih Başkonsolosu Süalp Erdoğan, T.C. Münih Ticaret Ataşeleri Recep Aslan ve Ali Bayraktar ile Türkiye milli iştirak katılımcılarını ziyaret ederek, sektöre dair görüş alışverişinde bulundu.

 

60 ÜLKE KATILDI 

 

Fuarda, 60 ülkeden 3 bin 200’den fazla firma ürünlerini sergiledi. Fuardaki katılımcıların yüzde 55’ini uluslararası firmalar oluşturdu. Toplam 18 salona ve geniş bir açık alana sahip olan fuar, yaklaşık 42 futbol sahasına eşdeğer olan toplam 300 bin metrekarelik bir alanda yapıldı. Fuarı, 150 ülkeden, 120 bini aşkın kişi ziyaret etti.

 


BAŞBAKAN SCHOLZ’DAN ‘İKLİM DEĞİŞİKLİĞİNE ADAPTASYON’ MESAJI

 

Fuarın açılışında, Almanya Çevre Bakanı Steffi Lemke ve Bavyera Çevre ve Tüketicinin Korunmasından Sorumlu Devlet Bakanı Thorsten Glauber, sürdürülebilirlik ve yeşil teknoloji hakkında konuşma yaptı. Almanya Başbakanı Olaf Scholz ise video mesaj ile katılımcılara şu mesajı verdi: “IFAT Fuarı’nın temaları sürdürülebilir ticaret için oldukça önemli. Sektörlerin iklim değişikliğine adapte edilebilmesi için bu yıl da fuarın teması ‘iklim değişikliğine adaptasyon’ olarak belirlendi. Sektörlerin büyümesi için iyi çevre koşulları oluşturmalıyız.” 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi