tatil-sepeti

Dış Ekonomik İlişkiler Kurulu (DEİK),Zoomüzerinden "Ufuk 2020 - Avrupa Yeşil Mutabakatı Tarım ve Gıda Sektörüne Yönelik Teklif Çağrıları Bilgilendirme Semineri"düzenledi.

Burada konuşan Dışişleri Bakanlığı Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel MüdürüBülent Özcan, Türkiye'nin AB sürecinde çok kritik bir dönemeçte olduğunu ifade ederek, Avrupa Birliği'nin geçen yıl yaptığı dönüşümlerin merkezine Yeşil Mutabakat kavramını oturttuğunu söyledi.

Bu mutabakatın, özünde, ulaştırmadan gıdaya, tarımsal üretimden çevreye, iklimden kalkınmaya kadaraşağı yukarı tüm konuları kapsadığını anlatan Özcan, Türkiye'nin en büyük ticari partnerinin Avrupa olduğu düşünüldüğünde Avrupa'da ortaya konan Yeşil Mutabakat'ın Türkiye'deki tüm paydaşlar için büyük önem taşıdığını kaydetti.

DEVLETİMİZ BU PROGRAMA PARA VEREREK KATILIYOR

Özcan, AB'nin 7 yıllık dönemler halinde mali çerçeve belirlediğini ifade ederek, 2014-2020 döneminin sona ermek üzere olduğunu söyledi.

2021-2027 döneminde destek programlarının revize ederek yeniden planlanacağını aktaran Özcan, şunları kaydetti: "Ar-Ge ve inovasyon açısından Türkiye'nin katıldığı çok önemli bir program var. AB ve Türkiye açısından çok önemli bir destek programı. Bunun adı Ufuk 2020. 2014-2020 döneminde uygulanıyor, yaklaşık 80 milyar Euro’luk bir bütçesi var. Bütün Avrupa ülkelerinin katıldığı, Türkiye'nin de içinde olduğu... Biz buna yaklaşık 300 milyon Euro civarında, onun biraz daha altında katkı payı ödüyoruz. Bunun büyük bir kısmını AB'den aldığımız hibe desteklerini onlara geri vererek yapıyoruz. Dolayısıyla aslında devletimiz için maliyetli bir program. Yani devletimiz bu programa para vererek katılıyor. Ancak son kullanıcı için, programdan yararlanacak iş dünyamız için, akademisyenlerimiz için, kamu kuruluşları için, sivil toplum kuruluşlarımız için, KOBİ'lerimiz için iyi bir program. Buradan direkt hibe alabiliyorlar. Ufuk 2020 dünyanın en büyük Ar-Ge ve inovasyon programı. İnovasyon ve Ar-Ge liginin de 'Şampiyonlar Ligi'.Yani burada olduğunuz zaman büyük aktörlerle tanışma, görüşme, Avrupa'nın önümüzdeki dönemde Ar-Ge ve inovasyon vizyonu hakkında bilgi alabilmek için, yenilikçi teknolojilerle ilgili de çalışma yapabilme imkanı sunuyor."

ŞU ANDA HARALA GÜRELE PROJE KONSORSİYUMLARI YAPILIYOR

Özcan, Ufuk 2020 Programı için son çağrının Yeşil Mutabakat başlığıyla eylül ayında yapıldığını ifade ederek, Ufuk 2020 Programı'nın 2021-2027 döneminde Ufuk Avrupa ismiyle devam edeceğini söyledi.

Türkiye'nin Yeşil Mutabakat çağrısını tarım ve gıda sektörleri açısından önemli bulduğunu aktaran Özcan, bunun altında 10 temel bileşenle 26 tane alt bileşenin bulunduğunu kaydetti.

Burada 74 milyon Euroluk bir bütçe bulunduğunu anlatan Özcan, "Bu bütçe STK'lara, iş dünyası kuruluşlarına veriliyor. Bununla ilgili şu anda harala gürele proje konsorsiyumları yapılıyor. Bizler de bu bilgileri aldıktan sonra sizlerle beraber ne yapmamız lazım, hep beraber bu süreçlerin içinde daha fazla yer almak adına daha fazla gayret göstermemiz gerekiyor" dedi.

Türkiye'nin Ufuk 2020 Programı için koyduğu bütçeyi geri alabilmesi gerektiğini belirten Özcan, şöyle konuştu: "Biz Ufuk 2020 Programı'ndaki 80 milyar Euroluk bütçenin yaklaşık 300 milyon Eurosunu Türkiye olarak katkı payı olarak ödüyoruz. Geriye alma anlamında ilk defa önemli bir dönem yakaladık ve koyduğumuz bütçeyi aldığımız projelerle kazanmış ve hatta üstüne çıkmış bulunuyoruz. Koyduğumuzdan daha fazlasını aldığımız bir döneme girdik. Ancak potansiyelimiz daha yüksek. Türk özel sektörünü, Türk işletmelerini, onun dinamikliğini, Avrupa'yla olan bağlarını düşündüğümüz zaman bizim yerimizin bu olmaması lazım.Bizim açımızdan bir kıyas yapayım; Türkiye'de en büyük işletme olarak bu programdan fon almış kuruluş yaklaşık 6 milyonEuro civarında bir kaynaktan yararlanmış. Oysa Avrupalı muadillerine baktığımız zaman bunun en az 50-60 milyon Euro bandında olduğunu görüyoruz. Bu büyük sanayi kuruluşları açısından. Start up'lar, girişimciler ya da KOBİ'ler açısından baktığımız zaman fark neredeyse 100 katına çıkıyor. YaniTürkiye'den fon almış bir KOBİ'nin AB üyesi ülkelerdeki bir KOBİ'yle kıyasladığımız zaman çok daha geride olduğumuzu görüyoruz. O yüzden bizim özellikle işletmelerimizi sürece çok daha fazla katmamız lazım."

ÖNCELİKLE UFAK ADIMLARLA, ORTAKLIKLARLA İLERLEMEK MANTIKLI OLACAKTIR

Özcan, Ufuk 2020 Programı'nın belli bir süreçle işlediğini belirterek, bu süreci ciddiye alarak, kararlı adımlarla ilerlenmesi gerektiğini söyledi.

"Bu öyle, 'biz bir proje hazırladık, sunduk, buradan finansman bekliyoruz tarzında bir program değil" diyen Özcan, programa katılacak aktörlerin, konuların, partnerlerin iyi belirlenmesi gerektiğini kaydetti.

Ufuk programlarında 7-8 farklı ülkeden 10-15 kuruluşun birlikte hareket etmesini gerektirebildiğini anlatan Özcan, "Öncelikle ufak adımlarla, ortaklıklarla ilerlemek mantıklı olacaktır" diye konuştu.

Avrupa Birliği Başkanlığı Mali İş Birliği ve Proje Uygulama Genel Müdürü Özcan, programdan daha fazla faydalanabilmek için Avrupa ekosistemiyle bağların artırılması gerektiğini ifade ederek, "Özellikle ülkeler bazında geliştirilen proje pazarları var. Bu proje pazarlarında proje fikri olan kuruluşlar bir araya geliyorlar. Tartışmalar yapıyorlar ve konsorsiyumlar kuruyorlar, oralara katılmak gerekiyor. Daha fazla boy göstermek gerekiyor. Türkiye'de hep beraber daha fazla organizasyon yapıp yabancıları bu sürecin içine dahil edecek birliktelikler kurmamız gerekiyor.Velhasıl-ı kelam oyunun kurallarını öğrenmemiz gerekiyor. Aynı zamanda da iş dünyası kuruluşarı ve onları temsil eden çatı örgütleri bu sürecin içine daha fazla sokmamız gerekiyor. Bunu bir stratejik hedef olarak ortaya koymamız lazım" değerlendirmesini yaptı.

AB Başkanlığı olarak TÜBİTAK'la beraber Ufuk 2020'ye katılmayı bir devlet politikası olarak benimsediklerini anlatan Özcan, "Artık devlet politikasının şirketlerin de politikası haline gelmesi lazım. Bunu da özel sektörümüze iyi anlatmamız lazım. Yeni dönem bu Yeşil Mutabakat'la sınırlı olmayacak. Biz Ufuk Avrupa konusunda da hem DEİK'le hem diğer iş dünyası kuruluşlarıyla daha fazla sahada olacağız. Ama anlatmak da bir yere kadar. Biraz da taşın altına elimizi koymamız gerekiyor. Birebir gitmemiz gerekiyor" diye devam etti.

18 Kasım 2020 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Akkuyu Nükleer Güç Santrali'nde (NGS) Türk mühendislerin elde ettiği yetkinlik, ilk kez ihracata konu oldu.


Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığından yapılan açıklamaya göre, Nükleer Teknik Destek Anonim Şirketi (NÜTED), Akkuyu'nun birçok sürecinde edindiği tecrübeyi Macaristan'a taşıdı. Macaristan'da bulunan PAKS-II Nükleer Santral Projesi'nde imalat denetim hizmeti verecek olan NÜTED, Macar tarafıyla yeni sözleşmeler için de görüşmeleri sürdürüyor.


Akkuyu'dan elde edilen kazanımları uluslararası geçerliliği olan sertifikalar ile güçlendiren NÜTED, Macaristan'da kurulumu devam eden söz konusu projeyle imzaladığı sözleşme kapsamında santrale imalat denetim hizmeti verecek.


Macaristan'daki santral ile daha yüksek kapsamlı farklı hizmetlere yönelik görüşmeler de devam ediyor. Türkiye'nin nükleer alandaki ilk hizmet ihracı olan bu sözleşme, Türk mühendislerinin nükleer alanda sahip olduğu yetkinliği de gösteriyor.


NÜTED, Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı'nın ilişkili kuruluşu olan Nükleer Düzenleme Kurumu (NDK) tarafından 2020 yılında kuruldu. Türkiye'nin nükleer alandaki ilk teknik destek şirketi olan NÜTED, nükleer alanda ihtiyaç duyulan her türlü teknik destek, analiz, danışmanlık, denetim, eğitim ve sertifikalandırma hizmetleri yürütüyor.


NÜTED, Akkuyu NGS'de de görev üstlenerek saha, inşaat, imalat ve işletmeye alma süreçlerinde denetim, gözetim, değerlendirme, eğitim ve mühendislik hizmetleri olmak üzere birçok alanda çalışmalar yapıyor.

28 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : #NükleerSantral #Akkuyu

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, deprem bölgesindeki 11 il için 46 milyar liralık su yatırımının planlandığını belirterek, bunların 16 milyar liralık kısmının tamamlandığını kaydetti.


Hatay'ın Hassa ilçesindeki Tahtaköprü Barajı Sulaması 1. kısım alanında incelemede bulunan Yumaklı, burada yaptığı konuşmada, devletin her durumda ve şartta vatandaşın yanında olduğunu söyledi.


Devletin vatandaş için var olduğunu aktaran Yumaklı, şöyle konuştu:


"22 yılda ülkede 10 binin üzerinde su ve sulama tesisi, baraj, taşkın koruma yatırımı yapmış durumdayız. Bunların bugünkü rakamları itibarıyla değeri yaklaşık 2,5 trilyon lira. Hatay'da da 26 milyar liranın üzerinde bir rakamla 122 tesis hayata geçirilmiş oldu. Hatay denilince ilk akla gelen elbette Asi Nehri oluyor. Asi Nehri'nde 2023 yılında yaklaşık 40 kilometrelik bir kanal temizliği gerçekleştirilmişti. Asi Nehri'nin ıslahını kısım kısım planladık. Planlandığı gibi ve projelere uygun bir şekilde tamamlamış olacağız. Şu anda bulunduğumuz yer Tahtaköprü Barajı'nın sulamasıyla alakalı daha doğrusu sulama bölümüyle ilgili bir kısımdayız. Tahtaköprü Barajı'nın yükseltilmesiyle ilgili işlemin tamamlandığını belirtmek istiyorum. Aslında komple bir bütün ancak 9 farklı kademeden oluşuyor. Birinci kısım işi yani şu anda içinde bulunduğumuz yer bu 9 kademeden sadece bir tanesi. Bu projenin toplam maliyeti 24 milyar lira. Yaklaşık 450 bin dönümlük bir alanın sulamaya açılması söz konusu olacak. Bu iletim hattının sadece bu iletim hattının maliyeti 4,2 milyar lira civarında. Ana iletim hattında da inşaat işlemleri devam ediyor."


Bakan Yumaklı, sulama inşaatının bitmesiyle 14 köyün toplulaştırma çalışmalarının tamamlanacağını ifade etti.


Deprem bölgesindeki 11 il için 46 milyar liralık su yatırımı planlandığını dile getiren Yumaklı, "Bunların 16 milyar kısmı tamamlandı, 30 milyar liralık bir yatırım devam ediyor. Bunları da en geç 2 yıl içerisinde tamamlamış olacağız. Inşallah hem başta Hatay olmak üzere bütün deprem bölgesinin hızlıca ayağa kaldırılmasıyla ilgili çalışmayı tamamlamış olacağız." dedi.


Programa, Hatay Valisi Mustafa Masatlı, AK Parti Hatay Milletvekili Hüseyin Yayman ve ilgililer katıldı.


Yumaklı, daha sonra Hatay Valiliğini ziyaret ederek değerlendirme toplantısına katıldı.




28 Eylül 2024 Cumartesi

Etiketler : #Hatay #TarımveOrmanBakanlığı #DepremBölgesi