İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası (İEİS) Genel Sekreteri Savaş Malkoç, "Kamu kurumlarımızın, sektörümüzün yetkinliğine ve gücüne olan inancı, bizim yatırımlarımız, insan kaynağımız, teknolojimiz ve deneyimimiz sayesinde Türk ilaç endüstrisi 2023’e de başarısıyla damga vuracak" dedi.

İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası’ndan (İEİS) yapılan açıklamaya göre, salgın sürecindeki tedarik zorluklarına ve maliyet artışlarına rağmen hem Kovid-19 tedavi protokolünde yer alan hem de tüm diğer tedaviler için ihtiyaç duyulan ilaçları hızla üretip toplumun ve sağlık çalışanlarının ilaca erişimini kesintisiz devam ettiren Türk ilaç endüstrisi, 2023'e de hızlı başladı.

 

Mevsimsel koşullara bağlı olarak artan hastalıklar nedeniyle üretim ivmesini daha da artıran ilaç endüstrisi, toplumun ilaca erişimi noktasında önemli adımlar atmaya devam ediyor. Vatandaşların ihtiyaçlarını karşılayacak ölçüde ilaç üretimi kesintisiz devam ediyor.

 

"TÜRK İLAÇ ENDÜSTRİSİ ÜRETİMİNİ TAM KAPASİTE DEVAM ETTİRMEKTEDİR"

 

Açıklamada görüşlerine yer verilen İlaç Endüstrisi İşverenler Sendikası Genel Sekreteri Savaş Malkoç, salgın sebebiyle 2020 yılında başlayan ve halen tam olarak çözülemeyen küresel ticaret ve tedarik zincirindeki aksamaların yanı sıra emtia fiyatları ve üretim maliyetlerindeki aşırı artışların her sektör gibi ilaç endüstrisini de çok ciddi bir yükün altına soktuğunu belirterek, "Salgın döneminde bile vatandaşlarımızı ilaçsız bırakmayan Türk ilaç endüstrisi, bu zor dönemde de bu bilinçle üretimini tam kapasite devam ettirmektedir." ifadesini kullandı.

 

Malkoç, Türk ilaç endüstrisinin üretim kapasitesi ve gücünden kimsenin şüphesi olmaması gerektiğini aktararak, şunları kaydetti: "Uluslararası standartlardaki üretim tesislerimiz aralıksız şekilde faaliyetlerini sürdürüyor. Dünya standartlarındaki bu altyapımız sayesinde Sayın Cumhurbaşkanımızın da belirttiği gibi ülkemizin ilaç ihtiyacının yüzde 90’ını yurt içi üretimle karşılıyoruz. Sağlık Bakanlığı Türkiye İlaç ve Tıbbi Cihaz Kurumumuzun, Uluslararası İlaç Denetim Birliği ve Uluslararası Uyum Konseyi üyelikleri, ülkemizin ilaç geliştirme, üretim ve denetim konularındaki küresel boyuttaki yetkinliğinin en net göstergesi. Devletimiz ve sanayimiz bugüne dek toplumumuzu hiçbir zaman ilaçsız bırakmadı, bırakması da söz konusu değil. Kamu kurumlarımızın, sektörümüzün yetkinliğine ve gücüne olan inancı, bizim yatırımlarımız, insan kaynağımız, teknolojimiz ve deneyimimiz sayesinde Türk ilaç endüstrisi 2023’e de başarısıyla damga vuracak. Halihazırda piyasaya sunduğumuz ilaç miktarındaki artış, vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak ölçekte."

 

"İLACA ERİŞİM SORUNU HER GEÇEN GÜN HIZLA AZALMAKTA"

 

Bu dönemde ilaç tedariki konusunda hiçbir sorun olmadığını söylemenin de doğru olmadığını belirten Malkoç, Almanya, Fransa ve İngiltere gibi ülkelerde basına da yansıyan global tedarik zinciri sorunlarının bulunduğunu bildirdi.

 

Malkoç, salgın sonrası bu sene çok ciddi boyutta artan mevsimsel hastalıkların yarattığı ilave talep nedeniyle özellikle soğuk algınlığı ilaçları ve antibiyotikler konusunda küresel boyutta ilaç yokluklarının mevcut olduğunu aktararak, "Bununla birlikte, 100 yılı aşkın tarihe sahip Türk ilaç endüstrisi olarak, yaşadığımız tüm ham madde, ambalaj maddesi ve etkin madde tedarik sıkıntılarına rağmen 7/24 tam kapasite ile vatandaşlarımızın ilaç ihtiyaçlarını karşılamak için büyük bir fedakârlıkla çalışıyor ve üretiyoruz. Endüstrimizin bu özverili çalışması ve Sağlık Bakanlığımızın aldığı önlemlerle ilaca erişim sorunu her geçen gün hızla azalmaktadır. Bu sayede, Avrupa’daki birçok ülke ile kıyaslandığında bu sorunun çok daha az hissedildiğini söylemek mümkündür.” değerlendirmesinde bulundu.

 

Salgın döneminde olduğu gibi küresel boyutta ilaç arzında sorun yaşandığı bugünlerde de Türkiye'nin güçlü yerli ilaç endüstrisine sahip olmasının stratejik öneminin daha iyi anlaşıldığını vurgulayan Malkoç, “Vatandaşlarımızın ilaca erişiminin istikrarlı şekilde güvenceye alınması için büyük zorluklarla oluşturduğumuz yerli ve milli ilaç endüstrisinin devletimizin tüm imkânlarıyla desteklenmesinin ne kadar hayati olduğunu anladığımız dönemlerden geçiyoruz.” ifadesini kullandı.

13 Ocak 2023 Cuma

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar