tatil-sepeti

İslam İşbirliği Teşkilatı verilerine göre helal pazarın büyüklüğü 5 trilyon doları aştı. Pazarın en büyük oyuncularından biri de Malezya. Son yıllarda Güneydoğu Asya’da dizileriyle marka bilinilirliğini tescilleyen Türkiye, bu avantajı Malezya pazarında birçok helal üründe fırsata çevirebilir.


HABER:SÜMEYRA YARIŞ TOPAL 

 

Dünyada en hızlı büyüyen pazarlardan biri olan helal pazar, İslam İşbirliği Teşkilatı 2023 yılı Raporu’na göre 5 trilyon dolarlık bir büyüklüğe ulaştı. 

 

Önümüzdeki 5 yıl içinde iki kattan daha fazla büyümesi beklenen helal pazarının en önemli ülkelerinden biri de Malezya. 

 

Türkiye Cumhuriyeti Kuala Lumpur Büyükelçiliği’nin verdiği bilgilere göre Türkiye; Malezya pazarında özellikle dizileriyle önemli bir marka bilinilirliğine sahip. 

 

Aynı kaynağa göre; ‘Made in Türkiye’ algısı, dizilerin rüzgarını arkasına alarak helal pazarda önemli kapılar aralayabilir. 

 

 

STRATEJİK ORTAKLIK 

 

Bu nedenle işbirliği potansiyelinin yüksek olduğu Malezya pazarına ait tüm detaylar, İstanbul Ticaret Odası’nın düzenlediği ‘Malezya’ya Yatırım ve İş Fırsatları Webinarı’nda ele alındı. 

 

Toplantının açılış konuşmasını, İTO Yönetim Kurulu Üyesi İbrahim Doğan Salman yaptı. 

 

Salman, iki ülke arasındaki ilişkilerin çok stratejik olduğunu ifade ederek, “Nitekim önce stratejik ortaklığı esas alan 2014’teki Ortak Bildiri ve ardından 2022 yılında bunun ‘Kapsamlı Stratejik Ortaklık’ seviyesine çıkartılması, bu yüksek düzeyli ilişkilerin yansımalarıdır. 

 

İnanıyoruz ki, karşılıklı güvene dayanan ve dostane ilişkileri esas alan yaklaşımlar, iki ülkenin ticaret ve yatırım ilişkilerinin gelişmesinde önemli rol oynayacak’ diye konuştu. 

 

 

UYGUN ZAMAN 

 

Toplantıda konuşan Türkiye Kuala Lumpur Büyükelçisi Emir Salim Yüksel, iki ülkenin ticari işbirliğini geliştirmek için çok uygun bir zaman olduğunu belirtti. 

 

Yüksel, “İki ülke arasındaki ilişkiler son derece yakın. Her iki ülke de İslam İşbirliği Teşkilatı üyesi. Ayrıca bu yıl diplomatik ilişkilerimizin 60. yıl dönümü. 

 

İki ülke, 2022 yılında stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Her iki ülke de seçim dönemini yeni geçirdi. Dolayısıyla önümüzde siyasi istikrarın korunabildiği ve yatırım yapmaya uygun birkaç yıl daha var. 

 

Malezya gelişmiş hukuki altyapısı, eğitimli nüfusu, istikrarlı para birimi, bölgesinin ulaşım üssü olması gibi nedenlerle Türk yatırımcılar için çok cazip bir pazar” dedi.

 

 

SERBEST TİCARET ANLAŞMASI 

 

Türkiye ile Malezya’nın 4.5 milyar dolarlık bir ticaret hacmi bulunuyor. İki ülke ticari ilişkilerinde Türkiye 400 milyon dolarlık ihracat yaparken, Malezya 4 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiriyor. 

 

Türkiye ile Malezya arasında 10 yıldır Serbest Ticaret Anlaşması bulunuyor. Bu kapsamda ihracata konu olan ürünlerin yüzde 99’u gümrük vergisinden muaf tutuluyor. 

 

Malezya özellikle giyim, gıda, kozmetik gibi alanlarda helal alt başlığıyla önemli fırsatlar barındırıyor. 

 

 

Önemli bir merkez olacak

 

Güven Togan-PCOM Technologies Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı: Malezya, Türk firmalar için önemli bir merkez olacak. Bölgede özellikle fiber alt yapı yatırımları şu an çok önemseniyor. 

 

Dijital Malezya oluşturmak için çalışılıyor. Fiber altyapı için sürekli yeni hedefler konuluyor ve bunlara ulaşılıyor. Malezya, ASEAN ülkeleri arasında 5G teknolojisi konusunda hep ilk üçte yer alıyor. Ayrıca inanılmaz bir hızla veri depolama merkezi olma yolunda ilerleniyor. 

Bu konu ile ilgili 33 milyar dolarlık bir yatırım öngörülüyor. 

 

Düşük işletme maliyetleri fırsat 

 

Mert Ateş-Ephesus Global Trading Kurucusu: Burada güven ilişkisi çok önemli. Türk ürünleri için Malezya pazarı oldukça bakir bir pazar. Ürünlerimizin kalitesi ve Avrupa menşeli üretimlere göre uygun fiyatı, pazarda önemli bir artı olarak görülebilir. 

 

Malezya, pozitif bir pazar görünümüne sahip. 

Kısmen düşük işletme maliyetleri de bölgenin cazibesini artırıyor.

 

 

UZMANLAR NE DİYOR?

 

Ticaret bu tarafa yöneliyor Merve Kadiroğlu-Türkiye Kuala Lumpur Ticaret Müşaviri: Her geçen gün ticaret bu bölgeye doğru kayıyor.

 

Malezya, büyüme hızı açısından ASEAN ülkeleri arasında ilk sıralarda yer alıyor. Enflasyon çok stabil; son birkaç yıldır yüzde 3’ler civarında seyrediyor. 

 

İşsizlik oranı oldukça düşük. Malezya’yı yalnızca Malezya olarak düşünmemek gerekiyor. Aslında bölgesinde 10 ülkeye açılan kapı olarak değerlendirilebilir. 

 

Malezya, ayrıca lojistik performans sıralamasında da önemli bir yere sahip. 

 

Türk firmalarının Malezya pazarında güzel bir algısı var. İş yapılabilecek önemli fırsatlar değerlendirilmeli. 

 

 

Dijital serbest ticaret bölgesi 

 

Münevver Koçak-Türkiye Kuala Lumpur Ticaret Müşaviri: Malezya e-ticaret açısından hızlı büyüyen bir ülke. Ülkenin e-ticaret alt yapısı oldukça gelişmiş.

 

Burada sınır ötesi e-ticaretin daha da büyüyeceğini öngörüyoruz. Ayrıca bölgede Dijital Serbest Ticaret Bölgesi kurulması için çalışmalar sürüyor. 

 

Ülkede gıda konusunda helal standartları işliyor.

 

Ancak diğer alanlarda da helal sertifikasyonu firmalara önemli bir avantaj sunuyor.  

 

 

Yeşil enerji 

 

Shahzul Jayawirawan bin Mohd Yunus-Malezya İstanbul Başkonsolosluğu Yatırım Ofisi (MIDA) Direktörü: MIDA olarak iki ülke arasındaki işbirliği imkanlarını projelendiriyoruz. 

 

Malezya’nın, 2030 Sanayi Master Planı çerçevesince önümüzdeki 6 yıl boyunca imalat sanayinde belirlenen 7 alt sektörde önemli yatırım fırsatları var. Katma değerli ve inovasyon odaklı sektörler öncelikli. Yeşil yatırım stratejisi de ön planda tutuluyor. 

 

Malezya için yeşil enerji çok önemli. Bu anlamda Malezya, Güneydoğu Asya’da Enerji Dönüşüm Endeksi’nde birinci sırada. Haberleşme ağı sistemleri de yatırım yapılabilecek bir diğer başlık.

 

 Önümüzdeki 10 yılda 5G teknolojisinin yaygınlaşması için ciddi yatırımlar yapılacak. Malezya, 16 ülke ile STA anlaşmasına sahip. Bu da aslında 4.5 milyar insana ulaşmak demek.

16 Ekim 2024 Çarşamba

Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim hızına yönelik belirsizliklerin olduğunu kaydederek, sağlıklı bir istihdam piyasası ve ekonomik aktivitenin Fed'in enflasyonla mücadele konusunda işini kolaylaştırabileceğini söyledi.

ABD'de enflasyonla mücadelenin resesyonla sonuçlanıp sonuçlanmayacağına yönelik belirsizlikler varlığını korurken, son makroekonomik veriler ve beklentilerin üzerinde gelen şirket karlılıkları ülkedeki ekonomik aktiviteye yönelik iyimserliği besliyor.

Analistler, ABD Merkez Bankası’nın (Fed) faiz indirim hızına yönelik belirsizliklerin olduğunu kaydederek, sağlıklı bir istihdam piyasası ve ekonomik aktivitenin Fed'in enflasyonla mücadele konusunda işini kolaylaştırabileceğini söyledi.

Dün açıklanan verilere göre ekim ayına ilişkin Richmond Fed imalat sanayi endeksi eksi 14 ile beklentilerin üzerinde gerçekleşti. Endeks geçen ay eksi 21 seviyesinde bulunuyordu.

Buna ek olarak, Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını yayınlayan IMF, küresel ekonomik büyümenin istikrarlı ancak zayıf kalacağının öngörüldüğü aktararak, küresel ekonomik büyüme tahminin bu yıl ve gelecek yıl için yüzde 3,2 olduğunu kaydetti.

IMF, temmuz ayındaki tahminlerinde dünya ekonomisinin bu yıl yüzde 3,2 ve gelecek yıl yüzde 3,3 büyüyeceğini öngörmüştü.

Öte yandan, ABD'nin başkenti Washington'da süren IMF ve Dünya Bankasının yıllık toplantılarından gelecek haber akışı yatırımcılar tarafından yakından izleniyor.

Kurumsal tarafta ise üçüncü çeyrek finansal sonuçları beklentileri aşan General Motors'un hisseleri, yüzde 10'a yakın arttı.

ABD'li savunma sanayi şirketi Lockheed Martin'in hisseleri ise beklentileri karşılayamayan satış rakamları sonrasında yüzde 6'dan fazla geriledi.

Bugün, Tesla, Coca-Cola, IBM ve Boeing'in finansal sonuçları yatırımcılar tarafından yakından takip ediliyor.

Para piyasalarındaki fiyatlamalarda Fed'in gelecek ay yüzde 89 ihtimalle politika faizini 25 baz puan indirmesi beklenirken, bankanın yıl sonuna kadar yapılacak iki toplantıda toplamda 50 baz puanlık indirim yapması tahmin ediliyor.

Söz konusu gelişmelerin ardından ABD'nin 10 yıllık tahvil faizi dün yaklaşık 3 baz puan artarak 4,21 seviyesinden günü tamamlarken, şu sıralarda yüzde 4,23 seviyesinde bulunuyor. Dolar endeksi de dün yüzde 0,2 yükseliş kaydetmesinin ardından, yeni güne 104,2 seviyesinden başladı.

Fed'in faiz oranını 50 baz puan düşürmesinden sonra ABD'nin 10 yıl vadeli hazine tahvili faizinin arttığına ve yüzde 4,24 seviyesine kadar yükseldiğine işaret eden analistler, bu hareketin iyileşen ekonomik verilerin yanı sıra Bankanın bundan sonraki faiz indirimlerinde daha agresif olmayacağına dair beklentilerden kaynaklandığını söyledi.

Altının ons fiyatı ise merkez bankalarının güvercin duruşu ve devam eden jeopolitik gerilimlerle dün yüzde 1,1 yükselişle 2 bin 748,91 dolardan kapanırken, yeni işlem gününde rekor tazeleyerek bir önceki kapanışın hemen üzerinde 2 bin 750 dolar seviyesinde bulunuyor.

Bununla beraber, gümüşün ons fiyatı dün yüzde 2,7 artışla 34,70 seviyesinden kapanarak yükseliş eğilimini üst üste altıncı iş gününe taşırken, yeni işlem gününde yüzde 0,3 azalışla 34,74 dolardan işlem görüyor.

Brent petrolün varil fiyatı ise dün yüzde 2,1 yükselişle 75,29 dolardan kapanırken, bugün yüzde 0,3 artışla 75,61 dolar seviyelerinde bulunuyor.

Bu gelişmelerin yanı sıra, bugün Kanada Merkez Bankasının (BoC) para politikası kararları takip edilirken, Banka'nın 50 baz puanlık faiz indirimine gitmesi bekleniyor.

New York Borsası'nda dün Dow Jones endeksi yüzde 0,02 ve S&P 500 endeksi yüzde 0,05 değer kaybederken, Nasdaq endeksi yüzde 0,18 değer kazandı. ABD'de endeks vadeli kontratlar yeni güne negatif seyirle başladı.

Avrupa borsalarında dün negatif bir seyir hakim olurken, Avrupa Merkez Bankası (ECB) Başkanı Christine Lagarde'ın bugün yapacağı açıklamalar yatırımcıların odağına yerleşti.

 

Lagarde, dünkü açıklamalarında, enflasyonu yendiklerini henüz söyleyemeyeceğini belirterek, "2025 yılı içerisinde bu hedefe sürdürülebilir bir şekilde ulaşacağımızdan kesinlikle eminim." ifadelerini kullandı.

IMF dün açıkladığı Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısında Avro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 0,8'e çekildiği ve 2025 yılı için yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürüldüğü kaydedildi.

Avrupa'nın önde gelen ekonomilerinden Almanya'nın büyüme tahminin bu yıl için yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşürüldüğü ve gelecek yıl için yüzde 1,3'ten yüzde 0,8'e indirildiği belirtilen raporda, Fransa ekonomisine ilişkin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 1,1'e çıkarıldığı, gelecek yıl için ise yüzde 1,3'ten yüzde 1,1'e düşürüldüğü bildirildi.

Raporda, Alman sanayisinde uzun süredir devam eden zayıflığa, ve emlak piyasasındaki sorunlara işaret edilerek, diğer tüm büyük sanayi ülkelerinin şu anda Almanya'dan daha iyi durumda olduğu belirtildi.

Analistler, Avro bölgesinde resesyon sinyallerinin güçlü kalmaya devam ettiğini belirterek, ECB'nin parasal gevşeme hızında ekonomik aktiviteye yönelik veri akışının etkili olabileceğini söyledi.

Bu gelişmelerle, dün Almanya'da DAX 40 endeksi yüzde 0,20, Fransa'da CAC 40 endeksi yüzde 0,01 ve İtalya'da FTSE MIB 30 endeksi yüzde 0,64 ve İngiltere'de FTSE 100 endeksi yüzde 0,14 değer kaybetti. Avrupa'da endeks vadeli kontratlar yeni güne ise karışık seyirle başladı.

Asya tarafında yeni işlem gününde Japonya hariç pozitif bir seyir öne çıkıyor.

IMF'in, dünkü raporunda Asya'nın iki önemli ekonomisi olan Çin ve Japonya'nın 2024 yılı için büyüme beklentileri düşürüldü.

Raporda, Çin ekonomisine ilişkin büyüme beklentisinin bu yıl için yüzde 5'ten yüzde 4,8'e düşürüldüğü, gelecek yıl için yüzde 4,5'te sabit bırakıldığı belirtildi.

Japonya ekonomisinin büyüme tahmininin ise bu yıl için yüzde 0,7'den yüzde 0,3'e düşürüldüğüne, gelecek yıl için yüzde 1'den yüzde 1,1'e çıkarıldığına işaret edildi.

Dolar/yen paritesi dün yüzde 0,2 artışla 151,1 seviyesinden kapanırken, yeni işlem gününde de yüzde 0,7 yükselişle 152,1 seviyesinde seyrediyor.

Analistler Japonya'da yapılacak genel seçimlerin ülkedeki pay piyasaların yönü üzerinde etkili olacağını belirterek, seçim öncesinde risk iştahının törpülendiğini söyledi.

Kapanışa yakın Japonya'da Nikkei 225 endeksi yüzde 0,7 düşerken, Güney Kore'de Kospi endeksi yüzde 1,3, Çin'de Şanghay bileşik endeksi yüzde 0,8 ve Hong Kong'da Hang Seng endeksi yüzde 1,7 yükseldi.

Yurt içinde dün alıcılı bir seyir izleyen Borsa İstanbul'da BIST 100 endeksi, günü önceki kapanışa göre yüzde 2,13 değer kazanarak 8.838,60 puandan tamamladı.

Dolar/TL, dün yüzde 0,1 artışla 34,2550'den kapanırken, bugün bankalararası piyasada önceki kapanışa paralel 34,2550'den işlem görüyor.

Analistler, bugün yurt içinde tüketici güven endeksi, yurt dışında ise ABD'de mortgage başvuruları, ikinci el konut satışları ve Fed'in bej kitap raporu, Avro Bölgesi'nde ise tüketici güven endeksi ile ECB Başkanı Christine Lagarde'ın yapacağı açıklamaların takip edileceğini dile getirerek, teknik açıdan BIST 100 endeksinde 8.900 ve 9.000 seviyelerinin direnç, 8.600 ve 8.490 puanın destek konumunda olduğunu kaydetti.

 

Piyasalarda bugün takip edilecek veriler şöyle:

 

10.00 Türkiye, ekim ayı tüketici güven endeksi

 

14.00 ABD haftalık mortgage başvuruları

 

17.00 ABD, eylül ayı ikinci el konut satışları

 

17.00 Avro Bölgesi, ekim ayı tüketici güven endeksi

 

17.00 Avro Bölgesi, ECB Başkanı Lagarde'ın konuşması

 

21.00 ABD, Fed'in Bej Kitap raporu

23 Ekim 2024 Çarşamba

Uluslararası Para Fonu (IMF), Almanya'nın bu yıl için büyüme beklentisini yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşürdü.

Uluslararası Para Fonu (IMF), Dünya Ekonomik Görünüm Raporu'nun ekim sayısını, "Politika Değişikliği, Artan Tehditler" başlığıyla yayımladı.

Fonun, küresel ekonomiye ilişkin büyüme beklentisi 2024 yılı için yüzde 3,2 olarak korunurken gelecek yıl için yüzde 3,3'ten yüzde 3,2'ye düşürüldü. Raporda, Hindistan, Çin ve ABD’nin küresel ekonominin büyümesinde itici güçleri olmaya devam ettiği belirtildi.

Avrupa'nın en büyük ekonomisi Almanya'nın büyüme tahminin bu yıl için yüzde 0,2'den yüzde 0'a düşüren IMF, gelecek yıl için yüzde 1,3'ten yüzde 0,8'e indirdi.

IMF raporunda, Alman sanayisinde uzun süredir devam eden zayıflığa, ve emlak piyasasındaki sorunlara işaret edilerek, diğer tüm büyük sanayi ülkelerinin şu anda Almanya'dan daha iyi durumda olduğu belirtildi.

Bu da Almanya'nın yeniden "Avrupa'nın hasta adamı" olup olmayacağı tartışmasına yeniden kapı araladı.

Öte yandan, IMF’nin Avro Bölgesi ekonomisine ilişkin büyüme tahmininin ise Alman ekonomisinde büyüme sorunu nedeniyle bu yıl için yüzde 0,9'dan yüzde 0,8'e çekildiği ve 2025 yılı için yüzde 1,5'ten yüzde 1,2'ye düşürüldüğü kaydedildi.

 

ALMAN EKONOMİSİ YENİDEN RESESYONA GİRME RİSKİYLE KARŞI KARŞIYA

Öte yandan Alman ekonomisi, artan faiz oranları, konjonktürel rüzgarlar ve yapısal değişiklikler gibi nedenlerle büyümede zorluk yaşıyor. Ekonomi, yılın ikinci çeyreğinde azalan yatırımlar nedeniyle yüzde 0,1 küçüldü.

Almanya Merkez Bankası 3. çeyrekte daha düşük büyüme beklerken, Ekonomi Araştırma Enstitüsü (Ifo) de 3. çeyrekte GSYH'de daha fazla düşüşün mümkün olduğunu değerlendiriyor.

Alman ekonomisi, 3. çeyrekte küçülme olması halinde teknik resesyona girmiş olacak. Teknik resesyon, "üst üste 2 çeyrek GSYH'de küçülme yaşanması" olarak ifade ediliyor.

Almanya, 10 yıllık ekonomik büyümenin ardından salgının ilk yılı olan 2020'de, 2009'dan beri ilk kez resesyon yaşamıştı.

Ifo, 5 Eylül'de, ülkenin 2024 ve gelecek yıla ilişkin büyüme tahminini, zayıf yatırım ve sipariş durumu nedeniyle yüzde 0,4'ten sıfıra düşürmüştü.

Alman ekonomisi geçen yıl da alışılmışın dışında yüksek düzeydeki enflasyonun satın alma gücünü etkilemesi, yüksek enerji fiyatları, düşen yatırımlar, zayıf dış talep ve faiz oranlarının yüksekliği gibi nedenlerle bir önceki yıla göre yüzde 0,3 daralmıştı.

Ülke böylece, G7 ülkeleri içinde küçülen tek ülke olmuştu. Almanya, bu yıl da küçülürse, 2023'te olduğu gibi G7 ekonomileri arasında daralan tek ülke olacak.

22 Ekim 2024 Salı