Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, yurt dışı erken rezervasyonda geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 23 artış görüldüğünü, bunun turizmde parlak bir yıl geçirileceğinin göstergesi olduğunu belirtti.

 Tatilcilerin istedikleri tesiste daha uygun fiyata tatil yapmasını sağlayan erken rezervasyon dönemi devam ediyor. Geçen kasımda başlayan ve nisana kadar sürecek bu dönem, turizmci için "düşük sezon" diye adlandırılan kış aylarında adeta can suyu oluyor.
 
 Geçen yıl, kuzeyindeki Rusya-Ukrayna savaşı ve küresel ekonomik kriz gibi sebeplere rağmen başarılı bir turizm sezonu yaşayan Türkiye, bu yıla yurt dışı erken rezervasyonlarında yaşanan artışın moraliyle başladı.
 
 Türkiye Otelciler Federasyonu Başkan Yardımcısı Mehmet İşler, erken rezervasyonun tatilcilere istedikleri oteli daha ekonomik fiyatlarla kış sezonundan satın alma avantajı sağladığını söyledi.
 
 Sezona göre yüzde 40-50 civarında bir indirimin mümkün olabildiğini aktaran İşler, otelcilerin de düşük sezonda nakit akış sağlaması nedeniyle erken rezervasyon sürecinden kazanç elde ettiğini vurguladı.
 
 İşler, 50 milyon civarında turist ve yaklaşık 46 milyar dolar turizm getirisi ile 2022'nin tüm zamanların en iyi yılı olduğunu dile getirerek, yurt dışı erken rezervasyonlardaki talep artışı nedeniyle 2023 yılının çok daha güzel olacağını değerlendirdiklerini söyledi.
 
 "Bu seneki yurt dışı erken rezervasyonlarımız geçen seneye göre yüzde 23 daha iyi." diyen İşler, şöyle konuştu: "Bu da Türkiye'ye ilginin artarak devam ettiğini gösteriyor. Türkiye'nin yine parlak bir yıl geçireceğini ve rakiplerini geride bırakacağını öngörüyoruz. Biz 2023 yılında da bu rezervasyon akışıyla 60 milyon turiste yaklaşırız. Türk turizmi, pandemi engellemesine rağmen, Rusya-Ukrayna çatışmasına rağmen, hedefinden şaşmadan 60 milyona yaklaşır diye öngörüyoruz. Kişi başı gelirlerimizde 850-900 doların üzerine, yani 1000 dolar ortalamasına geliriz diye öngörüyoruz yabancı turist açısından. 12 olan 2022'deki geceleme ortalamasında 14 veya 15'e yaklaşır hale geleceğiz. Erken rezervasyonla beraber Türk turizmi, 2023 yılında ciddi bir rezervasyon akışı almaya başladı. Bu da 2023 yılının 2022 yılından daha iyi olacağının en büyük göstergesi."
 
AĞIRLIK ALMANYA VE RUSYA'DAN
 

 Mehmet İşler, Türk turizminin, rekabetçi ortamda kendini sürdürülebilir kılmak için sadece deniz, kum, güneş değil sağlık, kruvaziyer, gastronomi, yayla, kongre, tarih, kültür, inanç, kış turizmi gibi birçok alanda çeşitlendiğine dikkati çekti.
 
 Türkiye'nin sağlık turizminin parlayan yıldızlarından olduğunu kaydeden İşler, bunda sağlıktaki altyapının çok iyi olması, Avrupa'dan daha ucuza ve çok daha başarılı işler yapılmasının etkili olduğunu anlattı.
 
 Turizmde ana hedef pazarların Almanya ve Rusya olduğuna değinen İşler, şöyle devam etti: "2023 yılında da bu böyle devam edecek gibi gözüküyor. Birinci ve ikinci sırada devam edecekler, hemen arkasında İngiltere ve Hollanda'yı görüyoruz. İran'dan girişlerimiz arttı. Orta Avrupa'dan özellikle Polonya'dan iyi girişler görüyoruz. Bu sene Fransa pazarında bir nebze olsa hareketlilik görüyoruz. Fransa pazarını kaybetmiştik. Fakat 2022'de bir kıpırdanma oldu. 2023'te de Türkiye'ye ilgileri olduğunu görüyoruz. En önemli şey ise Orta Avrupa'nın da Türkiye'ye doğru bir ilgisini görüyoruz. Bunlar Türkiye için çok iyi şeyler. Eskiden biz Mısır liginden Yunanistan ligine gelmiştik. Şimdi de artık İspanya bizim için tek rakip. İspanya'yla başa baş noktasında Türk turizmi büyük adımlarla gidiyor. Bunun için de İspanya'nın en büyük rakamlarını yapan İngiltere pazarıydı. Türkiye artık İngiltere pazarından pay alıyor. Eskiden bir tek ana pazar üssünden hareket eden Türk turizmi modellemesi şimdi birçok pazara yayılmış durumda."

12 Ocak 2023 Perşembe

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar