DSÖ, "tsunami" adı verilen deniz altı depremleri veya volkanik patlamalar sonrasında meydana gelen dev dalgaların, düşük rakımlı kıyı bölgelerinde ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri'nde 700 milyondan fazla kişi için tehdit oluşturduğunu belirtti.


 

Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu, Aralık 2015'te, 5 Kasım'ı "Dünya Tsunami Farkındalık Günü" olarak belirledi.

 

Dünya Tsunami Farkındalık Günü, yıllar boyunca yaşanan acı deneyimler sonucunda tsunaminin etkilerini azaltma konusunda edindiği uzmanlıkla Japonya'nın öncülüğünde ortaya çıktı.

 

UNDRR, farkındalık gününün bu yılki temasını "dirençli gelecek için eşitsizlikle mücadele" olarak belirledi.

 

UNDRR'nin bu gün kapsamında düzenleyeceği çeşitli öğretici etkinliklerde, tsunamiler ve eşitsizlik arasındaki karşılıklı ilişkinin üzerinde durulacak.

 

Eşitsizliğin, tsunamileri belirli toplumlar için nasıl daha tehlikeli hale getirdiğine ve savunmasız kişilerin afet sonrasında nasıl daha da yoksullaşabileceğine odaklanılacak.

 

DİKKATLİ VE EŞGÜDÜMLÜ PLANLAMA

 

DSÖ'nün yayımladığı verilere göre, düşük rakımlı kıyı bölgelerinde ve Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri'nde yaşayan 700 milyondan fazla kişi, tsunami gibi tehlikelerle karşı karşıya bulunuyor.

 

UNDRR'nin raporunda, son 100 yılda meydana gelen tsunamilerden 58'inin 260 binden fazla kişinin hayatını kaybetmesine neden olduğu belirtilerek bu istatistiğin her afette ortalama 4 bin 600 kişinin ölümüne işaret ettiği kaydedildi.

 

Tsunamilerin insan hayatına etkisinin refah seviyesi, cinsiyet, engellilik ve yaş gibi etkenlere bağlı olarak farklılık gösterdiğinin altı çizilen raporda, eşitsizliğin önüne geçmek için insanların afet öncesinde, anında ve sonrasında hayata tutunmasını sağlayacak bilgilere ve hizmetlere erişmesi gerektiği vurgulandı.

 

Raporda, BM Genel Sekreteri Antonio Guterres'in Kasım 2022'de açıkladığı "Herkes için Erken Uyarı" girişiminin hızlandırılmasına ihtiyaç duyulduğuna dikkat çekilerek erken uyarı sisteminin ancak tsunami farkındalığı sağlanırsa etkili olabileceği belirtildi.

 

Dikkatli ve eşgüdümlü planlamayla tsunaminin yıkıcı etkisinin hafifletilebileceği üzerinde durulan raporda, ülkelere risk azaltma tedbirlerini güçlendirme çağrısı yapıldı.

 

"TSUNAMİLER BİR ANDA TÜM ŞEHİRLERİ YOK EDEBİLİR"

 

UNDRR Genel Sekreteri Mizutori, Dünya Tsunami Farkındalık Günü kapsamında hazırlanan bir bilgilendirme videosunda, “Tsunamiler bir anda tüm şehirleri yok edebilir ve onlarca yıllık kalkınmayı ortadan kaldırabilir.” Dedi.

 

Mizutori, afetlerde eşitsizlikle mücadelenin amacının “herkesin eşit şekilde etkilenmesi değil, hiç kimsenin etkilenmemesini sağlamak” olduğunu vurguladı.

 

SON 10 YILDA YAŞANAN BÜYÜK TSUNAMİLER

AA muhabiri, son 10 yılda meydana gelen 5 büyük tsunamiyi, ABD Ulusal Okyanus ve Atmosfer İdaresinin (NOAA) verilerine dayanarak derledi.

 

Yeni Zelanda’nın kuzeyinde yer alan Tonga’nın Hunga Ha’apai Adası’ndaki yanardağın, 15 Haziran 2022’de patlamasından sonra tsunami oluştu. 22 metreye kadar yükselen dalgalar nedeniyle 6 kişi öldü, 20 kişi yaralandı.

 

ABD’nin Alaska eyaletinin güneyinde 29 Temmuz 2021’de meydana gelen 8,2 büyüklüğündeki depremin oluşturduğu tsunamide, dalga boyu yaklaşık yarım metreye ulaştı.

 

Endonezya’nın Sulawesi Adası’nda, 28 Eylül 2018’de yaşanan 7,5 büyüklüğünde depremin ardından dalga boyu yaklaşık 10 metre yükselen tsunami oluştu. Afetler nedeniyle 4 bin 340 kişi yaşamını yitirdi.

 

Şili’ni başkenti Santiago yakınlarında 16 Eylül 2015’te meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremin oluşturduğu tsunamide, dalga boyu yaklaşık 13 metre olarak ölçüldü. Afetler nedeniyle 15 kişi hayatını kaybetti, 14 kişi yaralandı.

 

Avustralya’nın kuzeydoğusunda bulunan Solomon Adaları’nda, 6 Şubat 2013’te yaşanan 7,9 büyüklüğündeki depremin ardından yaklaşık 3 metre yüksekliğinde dalgalar oluştu. Tsunami, bölgedeki adalarda 10 kişinin ölümüne, 14 kişinin yaralanmasına, 700’den fazla evin yıkılmasına sebep oldu.

 

EN ÇOK ÖLÜME SEBEP OLAN TSUNAMİLER

 

NOAA'nın verilerine göre, dünya tarihinde en çok can kaybına yol açtığı düşünülen tsunami, 26 Aralık 2004'te Endonezya'da yaşandı.

 

Ülkenin Kuzey Sumatra kıyılarında meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki deprem ve onun oluşturduğu tsunami sebebiyle 227 bin 899 kişinin yaşamını yitirdiği tahmin ediliyor. Tsunamide dalgaların yaklaşık 50 metreye yükseldiği belirtiliyor.

 

Portekiz’in başkenti Lizbon'da, 1 Kasım 1755'te meydana gelen 8,5 büyüklüğündeki depremin ardından dalga boyunun 18 metreye ulaştığı düşünülen tsunami oluştu. Yaşanan afetler sebebiyle tahminen 50 bin kişi hayatını kaybetti.

 

Endonezya'da Krakatau Yanardağı'nın 27 Ağustos 1883'te patlaması sonucu oluşan tsunamide, dalga boyu yaklaşık 41 metreye ulaştı. Tsunami, Anjer ve Merak kasabalarında 34 bin civarında kişinin ölümüne yol açtı.

 

Japonya'nın Sanriku bölgesinde, 15 Haziran 1896'da meydana gelen 8,3 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan tsunamide dalgalar yaklaşık 38 metre yükseldi. Afetler neticesinde 27 bin civarında kişi yaşamını yitirdi.

 

Depremin olduğu tarihte Peru'ya, bugün ise Şili'ye bağlı olan Arica şehrinde, 13 Ağustos 1868'de yaşanan 8,5 büyüklüğündeki deprem, dalga boyu yaklaşık 18 metreye olan tsunamiye yol açtı. Yaşanan felaketlerde 25 bin kişinin öldüğü tahmin ediliyor.

 

Japonya'da Kuzey Pasifik kıyısında 11 Mart 2011'de meydana gelen 9,1 büyüklüğündeki deprem ve onun oluşturduğu 39 metreye kadar yükselen tsunami sonucunda 18 binin üzerinde kişi hayatını kaybetti, 6 bin civarında kişi yaralandı.

 

Nagazaki'nin doğusunda yer alan Japonya'daki Unzen Yanardağı'nın 21 Mayıs 1792'de patlaması yaklaşık 55 metre yüksekliğinde tsunaminin oluşmasına sebep oldu. Felaketler sonucunda yaklaşık 15 bin kişinin yaşamını yitirdiği belirtiliyor.

 

Japonya'nın güneyinde yer alan Ryukyu Adaları civarında 24 Nisan 1771'de meydana gelen 7,4 büyüklüğündeki deprem, 85 metreye kadar yükselen tsunamiye yol açtı. Afetler sebebiyle 13 binin üzerinde kişinin öldüğü düşünülüyor.

 

Rusya'nın kuzeydoğusundaki Kamçatka'da 4 Kasım 1952'de meydana gelen 9 büyüklüğündeki deprem, yaklaşık 23 metre yüksekliğinde tsunamiye neden oldu. Afetler neticesinde yaklaşık 10 bin kişi yaşamını yitirdi.

 

Filipinler'deki Moro Körfezi'nde 16 Ağustos 1976'da meydana gelen 8 büyüklüğündeki depremin ardından oluşan tsunamide dalgalar 9 metreye kadar ulaştı. Bölgede 8 bin kişinin öldüğü, 10 bin kişinin yaralandığı tahmin ediliyor.

04 Kasım 2023 Cumartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma