TSE Başkanı Şahin, "Tüketicilerimizin standartlara uygun ve kaliteli ürün satın alma konusunda gösterecekleri hassasiyet, üretici firmaların bu doğrultuda hareket etmesini sağlayacak bir unsur olacak." dedi.


Türk Standardları Enstitüsü (TSE) Başkanı Mahmut Sami Şahin, 2023-2024 eğitim-öğretim yılının başlamasına kısa bir süre kala velilerin okul alışverişi yaparken dikkatli olmaları gerektiğini belirterek, ambalajlı ve standartlara uygun ürünlerin tercih edilmesi uyarısında bulundu.

 

Şahin, üreticisi bilinmeyen ürünlerin tercih edilmemesi gerektiğini dile getirerek, satın alınacak ürünlerin üzerinde etiket olması ve üretici firmanın adıyla iletişim bilgilerinin bulunması gerektiğini söyledi.

 

Şahin, üretici firmaların bilinen ve güvenilir olmalarına özen gösterilmesi, özellikle de üreticisi bilinmeyen hiçbir ürünün satın alınmaması gerektiğini vurguladı.

 

Okul alışverişlerinde dikkat edilmesi gereken bir diğer noktanın ürünlerdeki "CE" işareti olduğunu belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Bu işaret, ürünün Avrupa Birliği (AB) standartlarına uygun olarak üretim yapıldığını gösteren ve AB ülkelerinde serbest dolaşımını sağlayabilmek adına ürünlerde bulunması zorunlu olan işarettir. Bu işaret, üzerine iliştirildiği ürünün insan, hayvan ve çevre sağlığı açısından sağlıklı ve güvenilir olduğunu gösterir. CE işaretiyle ürünlerin öngörülen güvenlik şartlarına, performans ve kalite kriterlerine uygunluğunu da belgeleyen TSE markasına dikkat edilmelidir."

 

ÜRÜNÜN GEÇTİĞİ TESTLER VE SAHİP OLDUĞU BELGELER ALICI İÇİN KRİTER OLMALI

 

Şahin, bir ürünün sağlığa zararlı maddeler içerip içermediğinin ancak yetkin laboratuvar ortamlarında yapılan testlerle anlaşılabileceğine işaret ederek, testler sonucunda ürünün standartlara uygunluğunun üzerinde taşıdığı işaret ve markalarla tescillendiğini dile getirdi.

 

Ürünün geçtiği testler ve sahip bulunduğu belgelerin alıcı için kriter olması gerektiğini belirten Şahin, şu değerlendirmede bulundu:

 

"Ambalajlı ve standartlara uygun ürünler tercih edilmeli. Ürünler bazında dikkat edilmesi gereken analizler incelendiğinde kurşun kalem ve boya kalemlerinde kurşun, kadmiyum, arsenik, krom gibi toksik ağır metallerin analizlerinin yapılmış olması gerekliliği öne çıkmaktadır. Aksi takdirde ağır metallerin çocuklarda uzun vadede birikimi nörolojik hastalıklara yol açabilmektedir."

 

Şahin, okul çantası gibi tekstil ürünü olarak değerlendirilen ürünlerde kanserojen olan azo boyar madde analizlerinin mutlaka yapılmış olması gerektiğini vurguladı.

 

Ayrıca çantanın plastik kısımlarında fitalat, metal kısımlarında ise nikel analizinin yapılmasının önemine işaret eden Şahin, "Silgi gibi yumuşatılmış PVC (polivinilklorür) kullanılan ürünlerde fitalat analizi yapılmalı. Suluk gibi plastiklerde ise 'BPA Free' ibaresi olan ürünler tercih edilmeli." dedi.

 

TÜKETİCİ HASSASİYETİ ÖNEMLİ

 

Şahin, TSE markasının yalnızca tüketiciler için değil üreticiler için de önemli olduğunu dile getirerek, şu ifadeleri kullandı:

 

"TSE markası, üreticilerimizin rekabet gücünü artıran, halka güvenli ürün sunma imkanı vermektedir. Eğitim ve öğretim malzemeleriyle ilgili standartlar gönüllülük esasına dayalı olduğundan özellikle kalite belgeli firmaların ürünleri tercih edilmelidir. Tüketicilerimizin standartlara uygun ve kaliteli ürün satın alma konusunda gösterecekleri hassasiyet, üretici firmaların bu doğrultuda hareket etmesini sağlayacak bir unsur olacaktır."

03 Eylül 2023 Pazar

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar