tatil-sepeti

Trafiğe bu yılın ocak ayında 128 bin 648 aracın kaydı yapıldı, 7 bin 371 aracın ise kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam araç sayısı söz konusu ayda 121 bin 277 adet arttı.
Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), 2017 Ocak ayına ilişkin Motorlu Kara Taşıtlarıİstatistiklerini açıkladı.

Buna göre, ocak sonu itibarıyla trafiğe kayıtlı toplam taşıt sayısı, geçen yılın aynı ayına göre yüzde 5,5 artışla20 milyon 98 bin 994'ten21 milyon 211 bin 701'e yükseldi. Bu araçların yüzde53,8’ini otomobil, yüzde 16,4’ünü kamyonet, yüzde 14,2'sini motosiklet, yüzde 8,3’ünü traktör, yüzde 3,9’unu kamyon, yüzde 2,2’sini minibüs, yüzde 1’ini otobüs, yüzde 0,2’sini ise özel amaçlı taşıtlar oluşturdu.

Ocakta trafiğe kaydı yapılan toplamtaşıt sayısı 128bin 648 oldu. Söz konusu taşıtlar içinde otomobil yüzde 65,8 ile ilk sırada yer aldı. Otomobili, yüzde 22,3 ile kamyonet, yüzde 4,2 ile motosiklet, yüzde 3,3 ile traktör izledi. Bunların yüzde 4,4’ü minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtlardan oluştu.

Bu yılın ocak ayında trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısı, 2016 Aralık ayına göre yüzde26,9 arttı. Bu artış otomobilde yüzde 29, minibüste yüzde 20,7, otobüste yüzde 41,1, kamyonette yüzde 85,6, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 75,3 oldu. Kamyon yüzde 12,5, motosiklet yüzde 27,1, traktör ise yüzde 45,6 azaldı.

Ocakta, geçen yılın aynı ayına göre trafiğe kaydı yapılan taşıt sayısında yüzde 15,9 artış gerçekleşti. Bu artış otomobilde yüzde 23,6, kamyonette yüzde 14,3, motosiklette yüzde 5,6, özel amaçlı taşıtlarda yüzde 63,3, traktörde yüzde 8,2 olarak gerçekleşti. Minibüste yüzde 26,2, otobüste yüzde 10, kamyonda ise yüzde 49,1 azalış kayıtlara yansıdı.
Söz konusu ayda 128 bin 648 taşıtın trafiğe kaydı yapılırken, 7 bin 371 taşıtın kaydı silindi. Böylece trafikteki toplam taşıt sayısı 121 bin 277arttı.

DEVRİ YAPILAN ARAÇLAR

Ocakta devri yapılan toplam509 bin 165 taşıt içinde otomobil yüzde 70,7 ile ilk sırayı aldı. Bunu sırasıyla yüzde 17,2 ile kamyonet, yüzde 3,4 ile traktör, yüzde 3 ile motosiklet takip etti. Minibüs, otobüs, kamyon ve özel amaçlı taşıtların toplam devir oranı yüzde 5,7 oldu.
2017 Ocak sonu itibarıyla 11 milyon 401 bin 452 otomobilin yüzde 39,1’i LPG, yüzde 33,8’i dizel, yüzde 26,7’si benzinyakıtlı,yüzde 0,4'ü ise yakıt türü bilinmeyen otomobiller olarak kayıtlara geçti.

Söz konusu ayda trafiğe kaydı yapılan84 bin 626otomobilin yüzde 18,5’nin Renault, yüzde 12,2'sinin Volkswagen, yüzde 8,6’sının Fiat, yüzde 7,9'unun Opel, yüzde 6,9'unun Hyundai, yüzde 6,1'inin Dacia, yüzde 6,1'inin Toyota, yüzde 5,6'sının Ford, yüzde 4,8'inin Nissan, yüzde 3,9'unun Honda olduğu, yüzde 19,2'sinin ise diğer markalardan oluştuğu görüldü.
Ocak ayında trafiğe kaydı yapılan otomobillerin yüzde40,9'u 1501-1600, yüzde 28,5'i 1401-1500, yüzde 13,7'si 1301-1400, yüzde 13,1'i 1300 ve altı, yüzde 2,9'u 1601-2000, yüzde 0,9'u 2001 ve üstü motor silindir hacmine sahiparaçlar olarak dikkat çekti.Otomobillerin yüzde 61,9'u beyaz, yüzde 15,4'ü gri, yüzde 7,1'i siyah ve yüzde 5,2'si kırmızıyken yüzde 10,4'ü diğer renklerden oluştu.

10 Mart 2017 Cuma

Etiketler : Gündem

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğunu bildirdi.


 

Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğu, bu tarihten sonra eski sürücü belgelerinin geçersiz olacağı ve değiştirilmesinin normal harç tarifesi üzerinden yapılacağı belirtildi.

 

Tüm nüfus müdürlüklerinden gerçekleştirilebilecek sürücü belgesi başvurusu için sağlık raporu, bir adet biyometrik fotoğraf ve 15 lira yenileme ücreti istendiği ifade edildi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : ehliyet nüfus