Takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplam ciro endeksi, şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 85.1 yükseldi.


 

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) şubat ayına ilişkin ciro endeksini açıkladı.

 

Buna göre, mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış toplam ciro endeksi, şubatta aylık bazda yüzde 6,3 artış gösterdi.

 

Takvim etkisinden arındırılmış sanayi, inşaat, ticaret ve hizmet sektörleri toplam ciro endeksi, aynı ayda yıllık bazda yüzde 85,1 artış kaydetti.

 

SANAYİ VE İNŞAAT ENDEKSLERİ

 

Sanayide takvim etkisinden arındırılmış ciro endeksi, şubatta yıllık bazda yüzde 77,3 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış sanayi ciro endeksi söz konusu ayda bir önceki aya oranla yüzde 5,6 yükseldi.

 

İnşaat sektöründe takvim etkisinden arındırılmış ciro endeksi, şubatta yıllık bazda yüzde 104 artış gösterdi. Mevsim ve takvim etkisinden arındırılmış inşaat ciro endeksi de şubatta ocak ayına göre yüzde 8 arttı.

 

TİCARET VE HİZMET ENDEKSLERİ

 

Takvim etkisinden arındırılmış ticaret ciro endeksi, şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 83,7 artış kaydetti. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış ticaret ciro endeksi de bir önceki aya kıyasla yüzde 5,7 yükseldi.

 

Hizmet sektöründe takvim etkisinden arındırılmış ciro endeksi, şubatta geçen yılın aynı ayına göre yüzde 103,8 arttı. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış hizmet ciro endeksi de bir önceki aya oranla yüzde 9,6 artış gösterdi.

16 Nisan 2024 Salı

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası (TKYB) yılın ilk üç ayında aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artırarak 141,6 milyar lira seviyesine taşıdı.


Bankadan yapılan açıklamaya göre, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası, 2024 yılının ilk üç ayına ait finansal sonuçlarını Kamuyu Aydınlatma Platformu'na (KAP) açıkladı.

Banka, 2024 yılının ilk üç ayında aktiflerini bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 38 artırarak 141,6 milyar liraya yükseltti.

Bankanın net karı ise yüzde 56 artışla 1 milyar 34 milyon liraya yükselirken, kredi tutarı bir önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 30,7 artışla 87 milyar liraya ulaştı.

Bankanın 2024 yılı Mart ayı sonunda ortalama öz kaynak karlılığı ise yüzde 44,5 seviyesinde gerçekleşti. Brüt takipteki kredilerin toplam kredilere oranı ise yüzde 0,99 düzeyinde seyretti.

50 MİLYON DOLAR TUTARINDA FİNANSMAN SAĞLADIK

Açıklamada görüşlerine yer verilen Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Öztop, Türkiye'deki sanayi sektörünün karbon emisyonu azaltımı projelerini desteklemek amacıyla Dünya Bankası (IBRD) ile T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı garantisi altında 200 milyon dolar ve 200 milyon avro tutarında kredi anlaşması imzaladıklarını belirtti.

Öztop, Dünya Bankası ile imzaladıkları bu anlaşma ile metal, kimya, çimento başta olmak üzere karbon salınımı yüksek endüstrilerde yapılacak yatırımları uzun vadeli finansman ile destekleyeceklerini aktararak, "İslam Kalkınma Bankasından (IKB) gıda güvenliği ve tarımsal sanayi alanında kullanılmak üzere 100 milyon dolar, OPEC Uluslararası Kalkınma Fonundan (OFID) Hazine ve Maliye Bakanlığı ikrazı ile gıda güvenliği ve tarımsal sanayi alanında kullanılmak üzere 50 milyon dolar tutarında finansman sağladık. IKB grubu içerisinde yer alan Uluslararası İslami Ticaret Finansmanı Kuruluşundan (ITFC) ticaret finansmanı için 100 milyon dolar finansman sağlanmasına ilişkin anlaşma ise imza aşamasında. Türkiye'nin 2053 net sıfır emisyon hedeflerine doğrudan katkı sağlamak için çalışmalarımızı sürdüreceğiz." ifadelerini kullandı.

YATIRIM BANKACILIĞI FAALİYETLERİ KAPSAMINDA YENİLİKÇİ ÇÖZÜMLER BULUYORUZ

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası olarak birleşme ve satın alma danışmanlığı faaliyetleri kapsamında farklı sektörlerde faaliyet gösteren kamu kurumları ile özel sektör şirketlerine katma değer sağlama hedefiyle çalışmalarına devam ettiklerini kaydeden Öztop, şu bilgileri paylaştı:

"Bankamız 2023 yılında münhasır finansal danışman olarak çalışmaya başladığı Traçim Çimento San. ve Tic. AŞ’nin, AC Çimento AŞ tarafından satın alımı işlemini 2024 yılının Mart ayında başarıyla tamamladı. Gerçekleştirdiğimiz bu işlem, Bankamızın 2019 yılından bu zamana yatırım bankacılığı alanında tamamladığı 21. birleşme ve satın alma işlemi olmuştur. Bankamız, T.C. Hazine ve Maliye Bakanlığı Özelleştirme İdaresi Başkanlığına, seçili enerji santrallerinin ve limanların özelleştirilmesine ilişkin projeler kapsamında finansal danışmanlık hizmeti sunmaya devam etmiştir."

Yatırım bankacığı faaliyetleri kapsamında çalıştıkları yenilikçi ürünlerin altını çizen Öztop, “Halka arz faaliyetleri kapsamında, Banka olarak Oba Makarna’nın 3,8 milyar TL büyüklüğe sahip halka arzında lider olarak yer aldık. Bankamız, tarım ekosistemini teknolojiyle buluşturan dijital tarım platformu Tarfin Tarım’ın Türkiye’de bir ilk olan 30 milyon TL tutarındaki buğday fiyatına endeksli sukuk ihracını gerçekleştirdi. Yine Tarfin Tarım’ın 70 milyon TL tutarlı sukuk ihracına, Türkiye’nin gıda güvenliği ve tedarik zincirinin sürdürülebilirliği için de önemli bir adım olan CarrefourSA’nın 200 milyon TL tutarlı sukuk ihracına aracılık ettik. Ayrıca Bankamız, her dönem olduğu gibi bu dönemde de özel ve kamu kuruluşlarına sağlamış olduğu yatırım bankacılığı alanındaki hizmetlerine başarıyla devam etmiştir” ifadelerini kullandı.

TÜRKİYE KALKINMA FONU İLE GİRİŞİM EKOSİSTEMİNDE ÖNEMLİ BİR ROL ÜSTLENMEYE DEVAM EDECEK

Öztop, Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankasının kurucusu olduğu Türkiye Kalkınma Fonu ile Türkiye’deki girişim ekosistemini desteklemeyi ve büyütmeyi hedeflediklerine vurgu yaptı.

Bankanın kurucusu olduğu Türkiye Kalkınma Fonunun, alt fonu TÜBİTAK BİGG Fonu üzerinden TÜBİTAK'tan mükemmellik mührü almış 133 şirkete doğrudan yatırım yapıldığını ifade eden Öztop, şunları kaydetti:

"Türkiye Kalkınma Fonu çatısı altındaki diğer fonumuz Invest 101 aracılığıyla 2024 yılının ilk çeyreğinde siber güvenlik alanında faaliyet gösteren FenixPyre'ye (eski ismi ile Datanchor) ve insan kaynakları teknolojileri alanında faaliyet gösteren İdenfit'e doğrudan yapıldı. TÜBİTAK BİGG Fonu yatırımları haricinde, Türkiye Kalkınma Fonu'nun doğrudan yatırım portföyündeki şirket sayısı 22'ye yükseldi. Tohum öncesi aşamadan olgunluk sürecine kadar olan tüm iş döngülerinde şirketleri destekleyebilen çeşitlendirilmiş alt fonlarıyla Türkiye Kalkınma Fonu, son dönemde yaptığı yatırımlarla girişimcilik ekosisteminin gelişiminde öncü rol üstlenmeye devam edecek."

 

29 Nisan 2024 Pazartesi

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, "Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 29,5 ile gelişmekte olan piyasalar ortalamasının yarısından daha az." dedi.


Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, Türkiye'nin gelişmekte olan çoğu ülkeye göre çok daha iyi bir hikayeye sahip olduğunu belirterek, "Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranı yüzde 29,5 ile gelişmekte olan piyasalar ortalamasının yarısından daha az." dedi.

 

İslam Kalkınma Bankasının (İKB) 50. yıl dönümü dolayısıyla Riyad'da düzenlenen İKB Yıllık Toplantıları kapsamında "Guvernörler Diyaloğu-Türkiye" oturumu düzenlendi.

 

Toplantıda konuşan Şimşek, Türkiye'de enflasyonla mücadeleyi desteklemek için güvenilir bir mali çerçeve oluşturduklarını ve depremin etkilerine rağmen kamu maliyesinin iyiye gittiğini söyledi.

 

Türkiye'nin kamu borç stokunun milli gelire oranının yüzde 29,5 ile gelişmekte olan piyasaların ortalamasının yarısından daha az olduğunu dile getiren Şimşek, mali disiplinin de Türkiye'nin Orta Vadeli Programı'nın temel bileşenlerinden olduğunu vurguladı.

 

Şimşek, Türkiye'nin çok kapsamlı bir yapısal reform gündemi de olduğunu kaydederek, konuşmasını şöyle sürdürdü:

 

"Para politikası ve maliye politikası arzu ettiğiniz sonuçlara ulaşmanıza yardımcı olabilir ancak bunları sürdürülebilir kılmak yapısal uyum gerektirir. Dolayısıyla yapısal reform programımız verimliliği arttırmayı, rekabetçiliği geliştirmeyi ve dolayısıyla potansiyel büyümeyi artırmayı amaçlıyor. Gördüğünüz gibi program oldukça sağlam, kendi içinde tutarlı ve güvenilir. Programı açıkladığımızdan bu yana güçlü bir yatırımcı ilgisi var. Yurt içi ve yurt dışından gelen tepkiler oldukça güçlü oldu. Bu, 2 yıllık bir program. Dolayısıyla tam sonuçlarını görmemiz için zamana ihtiyacımız var. İlk göstergeler programın işe yaradığı ve Türkiye'yi yeniden sürdürülebilir yüksek büyüme patikasına oturtmak için gerekenlere sahip olduğu yönünde."

 

PROGRAMIMIZA YÖNELİK TEPKİLER SON DERECE OLUMLU OLDU

 

Bakan Şimşek, programın henüz ilk aşamada olsa dahi işe yaradığını belirterek, “Önümüzdeki yıl bu zamanlar sonuçlar hakkında konuşabilecek bir konumda olacağımızı düşünüyorum.” Diye konuştu.

 

Cari işlemler açığının neredeyse yarı yarıya azaldığını dile getiren Şimşek, şu değerlendirmelerde bulundu:

 

“ İşsizlik oranı son on yılın en düşük seviyesinde. Makul bir büyüme, düşük işsizlik oranı, iyileşen kamu maliyesi ve dezenflasyon sürecine sahibiz. Programımıza yönelik tepkiler son derece olumlu oldu. Tam bir not artırımı aldık, tüm derecelendirme kuruluşları Türkiye’ye ilişkin görünümlerini negatif ya da durağandan pozitife çevirdi. Büyük olasılıkla kredi notumuzda artışlar olacak. “

 

TÜRKİYE TİCARETTEKİ YENİ EĞİLİMLERDEN FAYDALANIYOR

 

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, küresel ticaretteki bölünmeye işaret ederek, bölünmenin ticaretin önünde büyük bir engel olduğunu ancak Türkiye için bir avantaj oluşturduğunu söyledi.

 

Küresel ticaretteki parçalanmayla dost ve yakın ülkelerden tedariğin arttığını anlatan Şimşek, Yakın ülkelerden tedarik (nearshoring) küresel pandemi sonrası yeni normaldi. Şimdi, stratejik rekabet ve ticari parçalanmayla dost ülkelerden tedarik (friendshoring) yeni normal haline geldi. Her ikisine de baktığımızda, Türkiye bu iki eğilimden en fazla yararlanan ülkelerden biri oldu." şeklinde konuştu.

 

Bakan Şimşek, Türkiye'nin Avrupa Birliği (AB) ile Gümrük Birliği'ne dayalı ticari ilişkisine; Orta Doğu ve Kuzey Afrika ile tarihi, kültürel ve ticari bağlarına ve Orta Asya ülkeleriyle dostluğuna dikkati çekerek, "Türkiye'nin ihracatının yüzde 70'ini oluşturan çevremiz dost ve yakın olarak nitelendirilebilir. Dolayısıyla, ticaretteki parçalanmadan fayda sağlayabiliyoruz." ifadelerini kullandı.

 

YEŞİL DÖNÜŞÜM TÜRKİYE İÇİN GEREKLİLİK

 

Bakan Şimşek, Türkiye'nin yeşil ekonomi ve enerji dönüşümünde attığı adımlara değinerek, yenilenebilir enerjiye yatırımın bir gereklilik olduğunu vurguladı.

 

Türkiye'nin 2022'de petrol ve doğal gaz ithalatına 97 milyar dolar ödediğini anımsatan Şimşek, bu rakamın 2023'te 70 milyar doların üzerinde olduğunu ve bu yıl da 80 milyar dolara yakın olacağını söyledi.

 

Şimşek, Türkiye'nin enerji ithalatına bağımlılığını azaltabildiği ölçüde makro finansal istikrarsızlığın ana kaynağı olan cari açığı da düşürebileceğini belirterek, "Dolayısıyla, bizim için cari açığın sürdürülebilirliği söz konusu olduğunda, yenilenebilir enerji kilit öneme sahip. Tek başına yenilenebilir enerji de değil, ekonominin yeşil dönüşümü konusunda büyük bir potansiyelimiz var." açıklamasında bulundu.

 

Türkiye'nin geçen yıl dünyadaki en büyük 4'üncü turizm destinasyonu olduğuna değinen Şimşek, "Bu yıl 60 milyon turist ve 60 milyar dolar turizm geliri hedefliyoruz. Yılın ilk 3,5 aylık dönemindeki rezervasyonlara ve seyahatlere baktığımızda, hedeflerimizle uyumlu bir ilerleme olduğunu görüyoruz ki bu Ukrayna ve Gazze'deki gelişmelere rağmen." diye konuştu.

 

KÜRESEL FİNANS KOŞULLARININ GEVŞEMESİ GELİŞMEKTE OLAN EKONOMİLER İÇİN İTİCİ RÜZGAR

 

Konuşmasının ardından soruları yanıtlayan Şimşek, küresel merkez bankalarının faiz politikaları ve gelişmekte olan piyasalara ilişkin bir soru üzerine, şu anda iyi bir hikayesi olan çok az gelişmekte olan ülke bulunduğunu söyledi.

 

Türkiye'nin harika bir hikayesinin olduğunu dile getiren Şimşek, sözlerini şöyle sürdürdü:

 

"Hikaye, ülkemizin yapısal olarak dönüşümüdür. Türkiye'nin programı fiyat istikrarını sağlamaya yönelik ancak sadece bununla sınırlı değil. Kapsamlı bir yapısal reform programı da var. İnsan kaynağına yatırım yapmaya, yatırım ortamını iyileştirmeye, kamu maliyesi reformu yapmaya kararlıyız. Yeşil dönüşüm kadar dijital dönüşüm de önemli ve biz bu ikiz dönüşüm konusunda da gerekli adımları atacağız."

 

Şimşek, ABD Merkez Bankası (Fed) veya Avrupa Merkez Bankası gibi bankaların ileriye dönük politikalarını gevşetmesinin finansal koşulları iyileştirme potansiyeli olduğunu vurgulayarak, finansal koşullar gevşediğinde getiri arayışının da güçleneceğini söyledi.

 

Türkiye gibi ülkelerin daha fazla yatırım çekmek istediğini ve risk iştahının arttığını kaydeden Şimşek, sözlerini şöyle tamamladı:

 

"Küresel finansal genişleme aynı zamanda küresel büyüme için potansiyel destekleyici bir ortam anlamına ve güçlü küresel büyüme daha yüksek risk iştahı anlamına geliyor. Dolayısıyla, yüksek risk iştahı, gelişmekte olan piyasalara açıkça fayda sağlıyor ve Türkiye de bunlardan biri. Biz harika bir hikayeye sahibiz ancak aynı zamanda küresel koşulların gevşemesi biz ve diğer gelişmekte olan ekonomiler için itici bir rüzgar olacak."

29 Nisan 2024 Pazartesi