Türkiye Tohumcular Birliği Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, "Son 10 yılda sertifikalı tohum üretimi yüzde 100, fidan üretimi yüzde 300, fide üretimi yüzde 95, süs bitkileri üretimi yüzde 75 arttı." dedi.


 

Türkiye Tohumcular Birliği (TÜRKTOB) Yönetim Kurulu Başkanı Hacı Ömer Güler, Türkiye'de tohumculuk sektörünün her anlamda büyümeye devam ettiğini belirterek "AR-GE faaliyetlerinin özellikle devlet tarafından daha çok desteklenmesiyle sektörümüzün büyümesi daha da hızlanacaktır." dedi.

 

Güler, son dönemde yaşanan Kovid-19 salgını, savaş ve iklim değişikliğinin olumsuz etkilerinin, en çok gıda ve tohumculuk sektörlerini etkilediğini söyledi.

 

Tohumculuğun gıda güvenliğinin sağlanması açısından çok kritik ve stratejik öneme sahip olduğunun altını çizen Güler, Türkiye'de sektörün başarılı bir dönem geçirdiğini ve bunun devam etmesi için çalıştıklarını anlattı.

 

Güler, Türkiye'de tohumculuk sektörünün gelişiminin 20 yıl önce başladığına ve özellikle son 10 yılda ivme kazandığına dikkati çekerek sektöre ilişkin verilerin de bunu desteklediğini belirtti.

 

Tohum, fide, fidan ve süs bitkilerinde her sene üretim miktarı ve kalitenin yükselmeye devam ettiğini vurgulayan Güler, "2022 sonu itibarıyla 1 milyon 361 bin 336 ton sertifikalı tohumluk, 137 milyon adet meyve fidanı, 2 milyon adet asma fidanı, 6 milyar adet sebze fidesi, 91 milyon adet çilek fidesi ve 2 milyar adet süs bitkisi ürettik. Bu verilerin ne anlama geldiğini oransal olarak özetle anlatmaya çalışayım. Son 10 yılda sertifikalı tohum üretiminde yüzde 100, fidan üretiminde yüzde 300, fide üretiminde yüzde 95, süs bitkileri üretiminde son yüzde 75 artıştan söz ediyoruz."

 

Güler, üretimdeki artışın dış ticarete de yansıdığını dile getirerek şunları kaydetti: "Tohum ihracatı, 10 yılda 120 milyon dolardan 232 milyon dolara yükseldi. 67 milyon dolar olan dış ticaret açığını kapatmış üstüne neredeyse bir o kadar daha koyup 2022'de 63 milyon dolar dış ticaret fazlası verdik. Fidan ihracatımız ise son 10 yılda 3 milyon dolardan 35 milyon dolara yükseldi. İthalat ise 6 milyon dolar ortalamasında devam etti. Süs bitkilerinde 10 yıl önce 75 milyon dolar olan ihracat, 120 milyon dolara çıktı. Aynı yıllar içinde 73 milyon dolar olan ithalat ise 46 milyon dolara geriledi. Sektörün tamamını derleyecek olursak 386 milyon dolar ihracat, 223 milyon dolar ithalatımız var. Geçen yıl ihracatın ithalatı karşılama oranı yüzde 173 oldu."

 

TÜRKİYE'NİN TOHUM ÜRETİMİ, İHTİYACI KARŞILAYABİLECEK DÜZEYDE

 

Türkiye'nin tohum üretiminde kendi ihtiyacını karşılayacak durumda olduğuna dikkati çeken Güler, sektörün hedeflerinin milli çeşitlerin artırılması olduğunu vurguladı.

 

Güler, sektörün ilerlemesinin hızlanması için en önemli ihtiyacın AR-GE çalışmaları olduğunun altını çizerek şöyle devam etti: "Tohumculuk sektörünün en önemli ihtiyacı, AR-GE çalışmalarının yeteri kadar ve sürekli yapılabilmesiyle birlikte üretilen bilgi ve teknolojinin sektör tarafından kullanılabilmesidir. Bu kapsamda en önemli konu ise bitki ıslahı çalışmaları, tohum bilimi ve tohum teknolojileri alanında yapılan araştırmalar ve çeşit geliştirme çalışmalarıdır. AR-GE çalışmaları büyük yatırım ve uzun zaman alan faaliyetlerdir. Bu yüzden AR-GE faaliyetlerinin özellikle devlet tarafından daha çok desteklenmesiyle sektörümüzün büyümesi daha da hızlanacaktır. Ayrıca üreticilerimizin de AR-GE konusuna yatırım yapması çok önemli."

 

Öte yandan, sektörün finansal anlamda zaman zaman sıkıntılar yaşadığına işaret eden Güler, özellikle Ziraat Bankası tarafından sektöre sağlanan kredi miktarlarının ve ödeme şekillerinin düzenlenmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

21 Ekim 2023 Cumartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar