Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, hububat alımları için yaklaşık 530 nokta hazırladıklarını belirterek, "Aldığımız ürünleri depolamak için her türlü imkanı kullanırız, üreticilerimiz müsterih olsunlar" dedi.


 

Toprak Mahsulleri Ofisi (TMO) Genel Müdürü Ahmet Güldal, bu yıl buğday ve arpa üreticilerinin beklentilerine karşılık veren bir fiyat açıklandığını söyledi.

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın fiyatları açıklamasından bu yana sektör temsilcileri ve üreticilerden olumlu geri dönüşler geldiğine işaret eden Güldal, "Gerçekten üreticilerimizi mutlu edecek bir fiyatlandırma oldu. Verilen fiyatlar dünya fiyatlarının150 dolar üzerine çıkmış oluyor. Buğday ve arpa üreticilerimize pozitif ayrımcılık yapmış olduk." diye konuştu.

 

Güldal, bahar yağışlarının gecikmesiyle hasat döneminin gerilediğine dikkati çekerek, TMO'nun programında bir gecikme olmadığını ve planlanan şekilde çalışmaların devam ettiğini dile getirdi.

 

HUBUBAT ALIM PRİMİNDEN KİMLER FAYDALANABİLECEK?

 

Geçen sene başlatılan hububat prim desteği uygulamasının bu yıl kapsamının genişletilerek devam edeceğini bildiren Güldal, geçen yıl ilk defa hububat üretim desteği uygulandığına işaret etti.

 

Güldal, 2022'de sadece ürünlerini TMO'ya satan üreticilere prim desteğinin verildiğini belirterek, şunları kaydetti: "Bu yıl Çiftçi Kayıt Sistemi'ne (ÇKS) kayıtlı olduğunu belgeleyen her üretici prim desteğinden yararlanabilecek. Bu yıl en büyük fark bu. Bir özel sektör kuruluşu da buğdayı aldığı zaman üreticilerimiz ÇKS'deki miktar kadar primden yararlanacak. Destek uygulaması, Tarım ve Orman Bakanlığımız tarafından yürütülecek. ÇKS kaydının belgelenmesi ve ürünün 2023 mahsulü olması şartıyla üreticilerimiz primden yararlanacak."

 

Uygulanan alım politikasının buğday ekiliş alanlarını artırdığını anlatan Güldal, "Buğday ekim alanı verdiğimiz iyi fiyat ve prim destekleri sayesinde şu anda 7 milyon hektarın üzerine çıkıyor. Buğday bizim en stratejik ürünümüz. Üreticimiz de bunu kabullendi. Türkiye bu konuda kendine yeterliliğini hiç kaybetmedi, kaybetmemesi de lazım." dedi.

 

Güldal, TMO'un tüm teşkilatıyla alımlara hazır olduğunu belirterek, şu değerlendirmede bulundu: "Alımlar için yaklaşık 530 nokta hazırladık. 9,2 milyon ton lisanslı depo kapasitesi, yaklaşık 4 milyon ton da TMO'nun kendi depolama kapasitesi var. Geçen seneden devir stoklarımız olsa bile depolama sıkıntımız yok. Aldığımız ürünleri depolamak için her türlü imkanı kullanırız. Üreticilerimiz müsterih olsunlar. Denge ve istikrar içinde bir sezon geçireceğimizi ümit ediyorum. Hazırlıklarımız bu yönde. Bir bolluk sürecini de yönetmeye hazırlanıyoruz."

 

ÜRETİCİYE 30 GÜN İÇERİSİNDE ÖDEME YAPILACAK

 

Üreticilerin memnun edilmesi için her yıl olduğu gibi bu yıl da aktif bir politika izleyeceklerine işaret eden Güldal, "Bize ürününü teslim eden üreticilerimize bedellerini 30 gün içerisinde ödeyeceğiz. Tabii, burada hatırlatmak isterim ki lisanslı depolar üreticilere birçok konuda çok önemli avantajlar sağlıyor. Sosyal güvenlik primi, yüzde 2 stopaj muafiyeti, nakliye desteği, kredi kullanımı gibi birçok imkan sağlayan lisanslı depolar, üreticilerimizin öncelikli tercihi olacaktır. Yeni yapılan depoların da sezon içerisinde devreye girmesini bekliyoruz." diye konuştu.

 

Güldal, TMO'nun görev alanındaki diğer ürünlerle ilgili de piyasayı yakından takip ettiklerine dikkati çekerek, ihtiyaç olursa piyasa fiyatlarına bakılarak müdahale fiyatlarının açıklanacağını söyledi.

 

Hububat grubunda çavdar, yulaf, tritikale fiyatının ton başına 6 bin lira olarak duyurulduğunu anımsatan Güldal, mercimek hasadının da başladığını ve ihtiyaç olursa fiyat açıklayacaklarını sözlerine ekledi.

10 Haziran 2023 Cumartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar