tatil-sepeti

Türkiye Basım Yayın Meslek Birliği (TBYM) tarafından bu yıl 6’ncısı düzenlenen İstanbul Publishing Fellowship (Uluslararası İstanbul Yayımcı Profesyonel Buluşmaları), 60 ülkeden 345 yayımcıyı bir araya getirdi. İstanbul Ticaret Odası Başkanı Şekib Avdagiç, etkinlikte yaptığı konuşmada, kurum olarak 1885 yılından beri kitap ve mecmua yayıncılığı yaptıklarını hatırlatarak, “Neredeyse 1.5 asırdır, bir yandan ekonomi ve ticareti geliştirmek için çalışırken, diğer yandan bunun vazgeçilmez ayağı olan yayın ve kültür için de gayret gösteriyoruz” dedi.

İSTANBULLU TÜCCARIN VAZİFESİ

Uluslararası telif hakları etkinliğinin İstanbul’a yeni bir değer daha kattığını vurgulayan Avdagiç, şunları kaydetti: “İstanbul Ticaret Odası olarak bu etkinliğe destek vermekten büyük onur duyuyoruz. Görev süremiz boyunca da katkı vermeyi sürdüreceğiz. Çünkü hem Şekib Avdagiç hem İTO Başkanı olarak ‘isminde İstanbul, içeriğinde kültür ve kitap olan bir etkinliği’ desteklemenin, İstanbullu tüccarın zorunlu vazifesi olduğuna inanıyorum. Biliyoruz ki, yazarlarımız ve yayıncılarımız desteklendiği sürece, ticaretin yükselen bayrağının rüzgarı kültür olacaktır. Bu yüzden ayrıca, programda İstanbul Ticaret Odası Özel Ödülü vermekten de mutluluk duyuyoruz.”

ODAK ÜLKE AZERBAYCAN

Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın desteklediği, Anadolu Ajansı’nın Global İletişim ortağı olduğu etkinlik, 9-11 Mart tarihleri arasında gerçekleştirildi. Program kapsamında bu yıl ilk kez bir ülkenin yayıncılığının ve edebiyatının merkeze alınarak tematik bir şekilde işlendiği ‘odak ülke’ çalışması yapıldı. Türkçe’nin köklü bir dil olduğunu tanıtmak ve uluslararası ilgi uyandırmak amacıyla 6. İstanbul Publishing Fellowship’in odak ülkesi Azerbaycan seçildi. Azerbaycanlı yayıncıların yanı sıra şair ve yazarların konuk edildiği programda Azerbaycan edebiyatı ve yansımaları ile ilgili birçok seminer ve etkinlik gerçekleştirildi.

İLK KEZ TELİF ÖDÜLLERİ

Türkçe’den yabancı dillere telif alışverişini teşvik ederek sektörün gelişimine, kültürel işbirliğine ve tanıtımına katkıda bulunmak, telif çalışmalarını teşvik etmek ve başarıları ödüllendirmek amacıyla İstanbul Valiliği’nin himayesinde bu yıl ilk kez ‘İstanbul Telif Ödülleri’ de verildi.

3 BİN TELİF ÖN ANLAŞMASI

Açılışa video mesaj gönderen Kültür ve Turizm Bakan Yardımcısı Özgül Özkan Yavuz da yayıncılık sektörünün sağlıklı bir şekilde gelişimi ve daha da büyümesi için sektör temsilcileri ile yakın işbirliği ve koordinasyon içerisinde çalışmalar yürüttüklerini söyledi. Yavuz, “Telif alışverişi, kültürel değişim ve etkileşim, Türk yayıncılarının yeni pazarlara açılması, yabancı yayıncıların ülkemizde iş yapmaları ve en önemlisi de telif hakları alanında karşılıklı görüşmelerin yürütülmesini amaçlayan ‘Uluslararası İstanbul Yayıncılık Profesyonel Buluşmaları’, düzenlendiği ilk günden bugüne kadar 3 binin üzerinde telif ön anlaşmasına ve 6 binin üzerinde ikili iş görüşmesine başarıyla sahne oldu” dedi.


20 BİN DOLARLIK TEŞVİK ÖDÜLÜ

İstanbul Valisi Ali Yerlikaya, gelecek yıl İstanbul Publishing Fellowship’te 100 ülke ve 500 yayıncıyla buluşmayı arzu ettiğini belirterek, “Konu İstanbul olunca, İstanbul’daki bir buluşma olunca, hep zirveyi hedefliyoruz. Yayıncılık mesleği tutku, sevda gerektiren bir meslek. Bu mesleğe gönül vermiş tüm yayıncılarımızı ve Türkiye Basım Yayın Meslek Birliğini gönülden kutluyorum. Üçüncü kez katıldığım bu organizasyona bu yıl 20 bin dolarlık teşvik ödülüyle destek olduk. İnşallah gelecek yıl, bunu 50 bin dolara çıkaracağız” dedi. Yerlikaya, bu yıl yabancı yayınevlerini teşvik ederek, Türkçe kitapları kendi dillerine çevirmelerini istediklerini söyledi.

YAYINLARIMIZI DÜNYAYA AÇABİLİRİZ

TBYM Başkanı Mustafa Doğru, İstanbul Fellowship’in, her yıl hedeflerini büyüterek yayıncılık dünyasının kalbini İstanbul’a taşımaya devam ettiğine dikkati çekti. Doğru, “Bu program sayesinde başta Avrupa, Arap dünyası, Asya ve Afrika olmak üzere tüm dünyada bir network oluşturmak ve yayınlarımızı tüm dünyaya açmak mümkün. 2010 yılında Türk yayıncıları 210 milyon bandrollü kitap üretmişken 2020 yılında 433 milyona ulaştı. Bu da 10 yılda ikiye katlanacak bir hızda büyüdüğümüzün işaretidir” şeklinde konuştu.

15 Mart 2021 Pazartesi

Etiketler : Gündem

Hazine ve Maliye Bakanı Şimşek, yalan haberlerle kasıtlı şekilde gündem oluşturulmaya çalışıldığını ifade ederek, "Dedikodulara itibar etmeyiniz. Cumhurbaşkanımızın tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz. Hedeflere ulaştığımızda vatandaşlarımızın refahı kalıcı olarak artacak" dedi.


 

Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek, "Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor. Vatandaşlarımızdan istirhamım; üretilen dedikodulara itibar etmeyiniz ve politikalarımız ile ilgili bizden duymadığınız hiçbir haber veya söylentiye lütfen inanmayınız." diye konuştu.

 

Sosyal medya hesabı X'ten açıklamalarda bulunan Bakan Şimşek şu ifadeleri kullandı:

 

"PROGRAMIMIZI DAHA DA GÜÇLENDİRECEĞİZ"

 

Bir süredir yalan haberlerle kasıtlı bir şekilde gündem oluşturulmaya çalışılıyor. 

 

Bizim derdimiz memlekete hizmet, gündemimiz yoğun. Bu zor coğrafyada ülkemizin sorunlarını çözmek, potansiyelini ve performansını artırmak için yapacak çok işimiz var.  

 

Enflasyonu düşürmek, cari açığı azaltmak, bütçe disiplini tesis etmek ve yapısal sorunları çözmek konusunda kararlıyız.   

 

Cumhurbaşkanımızın başından beri tam destek verdiği programımızı daha da güçlendireceğiz. 

 

Programımız hedeflerine ulaştığında, vatandaşlarımızın refahı da kalıcı olarak artacaktır.

 

Vatandaşlarımızdan istirhamım; üretilen dedikodulara itibar etmeyiniz ve politikalarımız ile ilgili bizden duymadığınız hiçbir haber veya söylentiye lütfen inanmayınız.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : Hazine Maliye Bakanlığı Mehmet Şimşek

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi