tatil-sepeti

HABER: AHMET CERAN / İktisadi Kalkınma Vakfı Uzmanı

Dünya Ticaret Örgütü (DTÖ) 2018 Dünya Ticaret Raporu’nu yayınladı. Dijital teknolojilerin küresel ticareti nasıl dönüştürdüğünün incelendiği raporda, ticaretin 15 yılda tamamen dijitale kayabileceği öngörülüyor. Rapor, teknoloji kavramını bütüncül şekilde ele almaktansa daha özele inerek belli teknolojik fenomenlerin ticarete etkisini değerlendirmeye çalışıyor. Raporun etraflıca üzerinde durduğu teknolojiler; nesnelerin interneti, 3D yazıcılar, blockchain teknolojisi ve yapay zekâ oluşturuyor. Bunlar ve bunlarla bağlantılı diğer tüm gelişmeleri rapor, ticaretin güncel eğilimleriyle karşılaştırmalı ve iç içe ele alıyor. DTÖ Raporu’nun çıkış noktası ise çok basit ama genel geçer bir değerlendirme: Tekerleğin icadından demir yollarına ve günümüze dek, teknolojik gelişmeler ve ticaret iç içe ilerledi. Bu karşılıklı etkileşim, her dönemde ticaretin hem araçlarını hem ürünlerini hem de prosedürlerini değiştirdi veya destekledi.

MALİYETLER DÜŞECEK

Rapor, bilgi teknolojilerindeki ve bant genişliği (bandwidth) ile altyapılardaki gelişmelerle, bahsi geçen teknolojilerin 15 yıllık bir dönemde genele yayılabileceğini belirtiyor. Bütün bu değerlendirmeler ışığında DTÖ Raporu, en temelde yukarıda adı geçen teknolojilerin, ticaret maliyetlerini önemli oranlarda düşüreceğini ileri sürüyor. Raporda verilen rakamlar, teknolojik ilerlemelerin ışığında, 1996 yılından bu yana ticari işlem maliyetlerinin yüzde 15 oranında azaldığına işaret ediyor. Bu eğilimin artarak devam etmesi bekleniyor. Olası tasarruftan ve büyümeden ise en kârlı çıkacak gruplar olarak gelişmekte olan ülkeler gösteriliyor. Gelişmekte olan ekonomilerin küresel ticaretteki payının 2015’te yüzde 46’dan 2030’da yüzde 57’ye ulaşması öngörülmüş durumda.

ALIŞKANLIKLARDA DEĞİŞİKLİK

Raporda belirtildiği gibi, gelişen teknolojilerin ticarete bir diğer etkisi, tüketici alışkanlıklarının değişmesi olacak. Bunun en gözle görülür örneği ise, e-ticaretin her geçen gün büyük oranda artarak devam eden kullanımı. E-ticaretin 2015 yılında küresel çaptaki toplam hacminin 2015 yılında 25 trilyon dolar olduğu ifade ediliyor ki, 2013 yılıyla karşılaştırıldığında yüzde 56’lık bir artışa işaret ediyor. E-ticaretteki bu artış, ürün çeşitliliği, farklı aktörlerin kolaylıkla piyasaya girebilmesi ve ürünlerin dağıtımının, tanıtımının ve üretiminin daha ucuza gerçekleştirilebilmesi gibi faydalar teşkil ediyor. Dijital platformların gelişmesi ve dikkat çekmesiyle, önümüzdeki dönemde bu platformların, ticaretin merkezi, pazar alanlarına dönüşmesi de öngörüler arasında.

BİLGİSAYARLAR KONUŞURSA

Bahsi geçen dönüşüm, blockchain teknolojisinin sunmayı vaat ettiği bireysel meşruiyet, mutlak güvenlik ve güvenilirlik gibi mefhumlarla birleştiğinde, akıllı kontratların ve benzer kavramların uygulamada artış göstermesi de beklenebilir. Nitekim bütün bunların gerçekleşebilmesi için DTÖ’nün altını çizdiği kritik bir mekanik bulunuyor. Tüm bu ileri seviyeli dönüşüm ancak, bilgisayarların ve diğer dijital unsurların birbirleriyle ve insanlarla ‘konuşabilmesi’ halinde hayata geçecek. Yani, ileri seviye bağlantılılığın sağlanması, nesnelerin interneti gibi uygulamaların daha etkin hale gelmesi, veri transferinin hızlanması şart.

VERİ GÜVENLİĞİ KRİTİK EŞİK

Güncel konjonktürde uzmanların ve akademik çevrelerin tartıştığı gibi, DTÖ Raporu da teknoloji-ticaret ilişkisinin doğurması muhtemel bir takım tehdit, belirsizlik ve sınamaya işaret ediyor. En öncelikli sorun, veri güvenliği meselesi. Bahsi geçen platformlar, işlemler ve çevrimiçi faaliyetler büyük ölçüde veri odaklı aktiviteler. Dolayısıyla kişilere ait verilerin en hassas ve güvenli şekilde korunması, temel hak ve özgürlüklerin ihlal edilmemesi açısından ihtiyaç. Bununla birlikte, akıllı kontratlar ve blockchain sistemleri gibi hukuki açıdan statüsü belirsiz bir takım güncel trendlerin de düzenlenmesi, hukuki boşlukların ortadan kaldırılması gerekecek.

13 Kasım 2018 Salı

Etiketler : Dünya

S&P Global, ABD Merkez Bankasının (Fed) 50 baz puanlık faiz indiriminin, gelecek aylarda gelişmekte olan piyasalarda parasal gevşemeyi teşvik edeceğini bildirdi.


 

S&P Global'den yapılan açıklamada, faiz oranlarının son zamanlardaki en yüksek seviyelerine yakın seyrettiği ve enflasyonun yavaşladığı Kolombiya, Filipinler ve Meksika'da, piyasaların önemli faiz indirimlerini fiyatladığı belirtilerek, buna karşın Brezilya Merkez Bankasının artan enflasyon ve mali belirsizlik nedeniyle 25 baz puanlık faiz artışıyla ters yönde hareket ettiği kaydedildi.

 

Açıklamada, düşen enflasyon ve iyileşen reel gelirler sayesinde daha güçlü iç taleple desteklenen gelişmekte olan piyasalarda ikinci çeyrekte ekonomik büyümenin genel olarak güçlü olduğu vurgulandı.

 

Fed'in 50 baz puanlık faiz indirimine işaret edilen açıklamada, gelişmekte olan piyasalarda da merkez bankalarının faiz indirimlerine devam etmesinin veya başlamasının beklendiği aktarıldı.

 

Açıklamada, bu durumun 2024 sonu ve 2025 başında iç talebi artıracağına işaret edilerek, "Enerji fiyatlarındaki düşüş özellikle Tayland, Filipinler, Macaristan, Türkiye, Şili ve Hindistan gibi net enerji ithalatçıları için merkez bankalarının faiz indirimlerini daha da destekleyebilir. Daha düşük ithalat maliyetleri cari hesapları iyileştirebilir ve para birimlerini güçlendirebilir." değerlendirmesinde bulunuldu.

 

S&P Global'in açıklamasında, ABD ekonomisindeki belirsizlik, devam eden iki çatışmanın jeopolitik riski ve siyasi belirsizliklerin gelecekte piyasa oynaklığına zemin hazırlayabileceği ifade edildi.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : SP Fed faiz

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen, ABD Merkez Bankası'nın (Fed) faiz indirimine başlamasının ülke ekonomisinin bulunduğu yer açısından "olumlu bir işaret" olduğunu bildirdi.


 

ABD Hazine Bakanı Janet Yellen,Başkent Washington'da düzenlenen Atlantic Festivali'nde yaptığı konuşmada, ülke ekonomisindeki mevcut gelişmeleri değerlendirdi.

 

Fed'in faiz indirimi kararının ABD ekonomisinin bulunduğu yer için çok "olumlu bir işaret" olduğunu dile getiren Yellen, "Fed'in enflasyonun düştüğüne ve yüzde 2 hedefine geri dönme yolunda olduğuna, enflasyonla ilgili risklerin gerçekten anlamlı şekilde azaldığına dair güvenini yansıtıyor." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yellen, ülkede aynı zamanda güçlü kalmaya devam eden bir iş gücü piyasası olduğuna işaret ederek, şu anda en önemli endişe veya nedenin iş piyasasının güçlü kalmasını sağlamak olduğunu söyledi.

 

Para politikasının kısıtlayıcı duruşunun devam ettiğini düşündüğünü ifade eden Yellen, "Beklenti, faiz oranlarının daha da düşmesi yönünde. Ancak gelen verileri izlemek elbette gerekli ve her zaman sürprizler olabilir." değerlendirmesinde bulundu.

19 Eylül 2024 Perşembe

Etiketler : Fed Yellen faiz