tatil-sepeti

THY Vietnam ve Panama hatlarını açtıktan sonra geçen iki yılda bu ülkelere ihracat, sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 60 oranında arttı.

THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı, yeni Business Class konfigürasyonunda Aurora adı verilen tasarımla ev konforunda yolculuk sunacaklarını kaydetti.

HBAER: E. SAHRA ÖZTÜRK

Tüm fazları tamamlandığında dünyanın en büyük havalimanı olacak İstanbul Havalimanı’na taşınma sürecini başarıyla gerçekleştiren Türk Hava Yolları (THY), yeniliklerle yeni hedeflere uçuyor. Hali hazırda dünyada en fazla dış hat noktasına ve en fazla ülkeye uçan havayolu unvanını koruyan THY, sadece yolcu değil, Türkiye’nin ihracatını ve ticaretini de uçuruyor. THY Yönetim Kurulu Başkanı İlker Aycı’ya THY’nin yeniliklerini, uçuşların ticarete etkisini ve havacılıktaki yeni trendleri sorduk:

Yeni havalimanımızda THY’nin konumlandırılması nasıl?

29 Ekim 2018’de açılışını gerçekleştirdiğimiz ve 6 Nisan 2019’da taşındığımız İstanbul Havalimanı’nda şu ana kadar altı operasyonel tesisin açılışını gerçekleştirdik. Bu tesisler, Hat Bakım Hangarı, Hızlı Kargo Sevk Üssü, Uçak İçi Ürünler Deposu, ULD Tamir & Bakım, Akü Şarj ve Ekip Terminali’nden oluşuyor.

İstanbul Havalimanı’nın tüm fazları tamamlandığında yaklaşık 700 bin metrekare kapalı alana sahip devasa bir havalimanı kampüsünden operasyonlarımızı gerçekleştireceğiz. THY olarak ana ve uydu binalar ile birlikte 14 tesisimizi 25 yılı kapsayacak şekilde planladık. Terminal içerisinde de oldukça geniş bir alana yayıldık. Ortaklık olarak 7 check-in adası, 252 check-in kontuarı, 32’si hava tarafında olmak üzere 100’den fazla self check-in kontuarı ve 35 hibrit self-bag-drop alanına sahibiz. Bu alanlarda yolcularımızın uçuşlarını daha konforlu ve kolay gerçekleştirebilmesi adına gerekli yatırımları yaptık. Buna ek olarak, İstanbul’dan ilham alarak tasarladığımız akış/flow konsepti ile yeni marka görsel kimliğimizin uygulamasını bu alanlarda gerçekleştirdik.Bu konsepti marka çalışmalarında da kullanacağız. Ayrıca İstanbul Havalimanı’ndaki özel yolcu salonlarımızda, business kontuarlarımızda ve uçaklarımızın iç tasarımlarında göreceğiz.

YOLCU TRAFİĞİ KATLANACAK

Havalimanımızın ülkemiz marka değerine katkısı nedir?

Türkiye’de sivil havacılığın istihdama katkısı büyük oldu. Dolaylı katkıları hariç olmak üzere 2003’te istihdam edilen personel sayısı 65 bin iken, bu sayı 2018’de 3 katına çıkarak 205 bini aştı. Nitekim Boeing’in tahminlerine göre önümüzdeki 20 yılda Türkiye üzerinden hava yolcu trafiğinin 2.2 katına çıkması bekleniyor. Bu trafik artışı beklentisi ve hava trafiğindeki yoğunluğun batıdan doğuya kayışı, Türkiye’yi daha etkin bir konuma getirecek. Bu gelişimin ana destekçilerinden biri de altyapı olanakları. İstanbul Havalimanı, bu gelişimin en büyük öncüsü olacak. Tüm fazlar tamamlandığında 200 milyon yolcu kapasitesi ile 350’den fazla noktaya sefer düzenlenecek olan İstanbul Havalimanı, dünyanın en büyüklerinden biri olacak.

İlk çeyrek performansınızı değerlendirir misiniz?

2018’in ilk çeyreğinden bugüne kadar teslim aldığımız uçaklar ile birlikte filomuzdaki uçak sayımız 2019 mart sonu itibariyle 336’ya yükseldi. Artan uçak sayımızla birlikte yılın ilk çeyreğinde sunduğumuz kapasiteyi (AKK) yüzde 2.2 artırdık. Bu artış ile birlikte 2019 ilk çeyreğinde yüzde 80.1 doluluk oranıyla, geçen yıl tarihimizin en yüksek ilk çeyrek doluluk oranı olan yüzde 80.5’e yakın bir performans sergiledik. Türkiye iç hat pazarındaki yüzde 10.8’lik daralmaya karşın, 16.8 milyon yolcu taşıyarak geçen yıl ile benzer bir tablo çizdik. İç hat pazar payımızı artırırken, dış hat yolcu sayısında yüzde 3.9 oranında artış kaydettik. Dıştan dışa transfer yolcu sayımız ise yüzde 4.3 arttı.

120 MİLYON HEDEFİ

THY’nin 2023 hedefleri neler?

120 milyon yolcu taşıyan, 500’ün üzerinde uçağa sahip ve yıllık 30 milyar dolar kombine gelir üreten bir havayolu olmayı hedefliyoruz. Dünyanın en iyi havayolları arasına girmeyi başardık. Kapasitede dünyada 13’üncü sırada, toplam yolcu sayısında da ilk 10’dayız. Geniş uçuş ağıyla, dünyada en fazla dış hat noktaya ve en fazla ülkeye uçan havayoluyuz. Kapasite payında dünyada ilk 10 arasına girmek istiyoruz. Ayrıca İstanbul Havalimanı’nın sağladığı slot imkanları sayesinde, nokta başına sefer sayımızı artırarak, yolcularımıza daha fazla uçuş alternatifini yüksek bağlantı kalitesi ile sunmak istiyoruz.

AURORA LÜKSÜ

Lüks uçuşu tanımlar mısınız? Bu kapsamda sunduğunuz hizmetler neler?

Müşterilerimize, beklentilerini karşılayan, değer katan, etkili ve prestijli hizmet sunmayı hedefliyoruz. Ürünlerimizin ergonomik yapısı, kalitesi ile kabinde sunulan konfor ve hizmetlerin memnuniyeti bizim için çok değerli. Misafirlerimizin seyahatlerindeki konforuna yönelik prestijli hizmetlerimizi şu şekilde özetleyebilirim: Tanınmış markalara ait ürünleri içeren Amenity Kit ve Relax Kitler ve tam yatar koltuklarımıza özel uyku setleri dağıtarak yolcularımızın daha rahat ve kendilerini evlerinde hissetmelerini sağlıyoruz. Uçak içi eğlence sistemimizdeki içeriği güncel tutuyoruz. Konuklarımızın daha keyifli zaman geçirmesi için yüksek ergonomi ve ses kalitesine sahip kulaklıkları tüm dış hat uçuşlarımızda sunuyoruz.

Yeni evimize geçişle birlikte müşterilerimizle temas ettiğimiz tüm noktalarda sunulacak deneyimi yeniden tasarladık. Bunun yansıması olarak planladığımız yeniliklerde göze çarpan ilk detay, yeni Business Class konfigürasyonumuz. Aurora adını verdiğimiz 1-2-1 dizilim şeklinde ve tasarımlarımızı kullandığımız koltuklarımızla mahremiyet ön planda tutularak her koltuktan koridora kolayca ulaşım sağlanabilecek ve yolcularımızın memnuniyetini artıracak. Filomuza ilk defa katılacak olan A350 ve B787’lerde Aurora tasarımımızı hayata geçireceğiz.

KÜLTÜRÜMÜZÜ TAŞIYORUZ

THY’yi kültür elçimiz olarak da tanımlayabilir miyiz?

124 ülke ve 259 yurtdışı şehirde bayrağımızı dalgalandırıp, ülkemizi gururla temsil ediyoruz. Sadece yolcu değil, kültürümüzü de taşıyoruz.
Bu yönümüzle elbetteki markamız ülkemizin önemli bir kültür elçisi. Yurtdışında, ülkemizin resmi elçiliklerinden daha fazla noktada temsilcilerimiz bulunuyor. Temsilcilerimizin görevi sadece yolcularımızla ilgilenmek değil, aynı zamanda gerek siyasi gerekse ekonomik ikili ilişkileri geliştirmek, ülkemizin kültürünü tanıtıcı, ülke algımıza değer katıcı faaliyetlerde de bulunmak.

Yeni havalimanı sonrası açılacak destinasyonlar hakkında bilgi alabilir miyiz?

15 Nisan’da Marakeş’i açtık. 2019 için mayısta Strazburg’u, haziranda Port Harcourt, temmuzda Bali/Denpasar ve Pointe-Noire, ağustosta Mexico City ve Cancun, eylülde Luksor, aralıkta da Rovaniemi hatlarını açmayı planlıyoruz. Filo müsaitliği ve pazar koşulları uygun olduğu sürece uçuş ağımızı genişletip, frekans derinliğimizi artırmaya devam edeceğiz.

HATLARIN ETKİSİ

Yeni açılan destinasyonların ticarete etkisi nasıl?

Çalışmalar dünyanın en çok ülkesine uçan Türk Hava Yolları’nın uçtuğu her yeni ülke ve/veya destinasyon ile ülkemizin ticaretine destek olduğunu ortaya koyuyor. Yeni açtığımız destinasyonlarda, geniş uçuş ağımızın da katkısıyla o ülkeyi hem ülkemizin hem de dünyanın ticaret ağına dahil ediyoruz.

Örnek vermek gerekirse; 2016’da Vietnam ve Panama hatlarımızı açtık, 2018’de sadece iki senede bu ülkelere ihracatımız sırasıyla yüzde 30 ve yüzde 60 oranlarında arttı.
Diğer yandan 2005-2014 arasında uçuş ağımıza dahil ettiğimiz ülkeler ile 25 milyar dolarlık ihracat yapılmasına katkıda bulunduk.

Bu durum THY’nin ülkemiz ticareti için stratejik rol oynadığının göstergesi. Yeni açacağımız noktaları belirlerken, ticari etkilerini de göz önünde bulunduruyoruz.

Transfer programlarınız ve bunun İstanbul ekonomisine katkısını değerlendirir misiniz?

Dıştan dışa transfer yolcu sayımız her geçen yıl artıyor. 2019’un ilk çeyreğinde dıştan dışa transfer yolcu sayımız bir önceki yılın aynı dönemine kıyasla yüzde 4.3 artarak 5.5 milyon seviyelerine ulaştı. Bu yılın ilk çeyreğinde dıştan dışa transfer yolcu sayımızın toplam yolcu sayısındaki payı yüzde 32.6, dış hat yolcu sayısındaki payı ise yüzde 58.1. Bu çok önemli bir oran. Normalde bu kişilerin seyahat planlarında İstanbul’u ziyaret etmek gibi bir amaçları bulunmuyor. Fakat bunu İstanbul ekonomisi ve ülkemiz turizmi için bir fırsat olarak görüyoruz. Bu nedenle Touristanbul, Stopover İstanbul gibi projelere önem veriyor, THY’nin transfer yolcu sayısını artırmanın yanında küresel aktarma merkezi İstanbul’un güzelliklerinin keşfedilmesine de katkı sağlıyoruz.

THY Stopover (İstanbul’da konaklama) nedir?

Aktarmalı seyahat eden ve İstanbul’da 20 saatten fazla bağlantı süresi bulunan Stopover yolcularına, bilet alımı akabinde düzenlenecek otel çeki ile bilet sınıfına göre 1 veya 2 gece ücretsiz konaklama imkanı sunuyoruz. 2019 itibarıyla 32 binden fazla transfer yolcu, İstanbul’u keşfetme ayrıcalığını yaşadı. Touristanbul ise İstanbul’da 6-24 saat arası uluslararası aktarmalı uçuşunu bekleyecek yolcularımızın deneyimini daha keyifli hale getirmek amacıyla tamamen ücretsiz olarak sunduğumuz hizmet. Uluslararası transfer yolcularımıza İstanbul’un önemli tarihi eserlerinden olan Ayasofya, Dolmabahçe Sarayı, Topkapı Sarayı ve Sultanahmet Camii gibi önemli mekanlarını tanıtıyor, onları havalimanında bekletmek yerine İstanbul’un tarihine yolculuk sunuyoruz.

İSTİHDAMI ARTIRACAĞIZ

THY, Türkiye’nin en geniş istihdam kapasitelerinden birine sahip.
Ülke ekonomimizin en önemli itici güçlerinden biri haline geldik. 5 yılda, THY markası için 14 binin üzerinde yeni istihdam sağladık. İştiraklerimizle birlikte 2018 sonunda 60 binin üzerinde personele sahibiz. Bunun bir kısmı yurtdışı ve şehir dışı ofislerimizde ama çalışanlarımız büyük oranda İstanbul Havalimanı’ndaki terminal ve diğer binalarda görev alıyor. Bu yıl yaklaşık 3 bin 500 uçuş ekibini istihdam etmiş olacağız. Uçuş ekibi ile birlikte iştirakleri de dahil ettiğimizde 2019’da 8 bin kişilik istihdam planladık. 2020 ve sonrasında da büyümemiz doğrultusunda personel istihdamımız sürecek.

BÖLGEYE ÖZEL İLETİŞİME DEVAM

Mecra çeşitliliğinin arttığı günümüzde, izleyiciye ulaşan kanallar büyük değer taşıyor ve yapılan yatırımın karşılığı bariz şekilde görülebiliyor. Bu sebeple ülkemizin bayrak taşıyıcısı sıfatıyla Superbowl’a ilk reklam veren Türk markası olduk ve yararını gördüğümüz için 4 yıldır bu alanda yer alıyoruz. Japon golfçu Tanihara ve Japon futbolcu Nagatomo ile Uzak Doğu iletişim çalışmalarına başladık. Diğer bölgelerde de yeni isimleri göreceğiz.

13 Mayıs 2019 Pazartesi

Etiketler : Röportaj

HABER: TUĞÇE ÖZKUŞ

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden Environics, planlanmamış bakım ihtiyaçlarının önüne geçilmesini ve süreçlerdeki olası problemlerin tespit edilmesini sağlayan kestirimci bakım uygulamaları ile sanayi sektörüne hizmet veriyor. Girişimin Ar-Ge ürünlerinden Forwebb, otonom (insansız) vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak tasarlanan Forwebb’in, iki yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılarla buluşturulması planlanıyor. Girişimin kurucu ortaklarından Tarık Uçar, kuruluş hikayelerini ve Forwebb’i, İstanbul Ticaret’e anlattı.

ARIZALAR İÇİN ALGORİTMA

Kısaca kendinizden bahseder misiniz?

Yaklaşık 15 yıllık çalışma hayatımın tamamını, ticaretle uğraşarak geçirmiş bir mühendisim. Kariyerim, kimya sektöründe faaliyet gösteren aile şirketimizin, satış ve pazarlama departmanında başladı. Çalışma hayatım boyunca akademik camiadan hiç ayrılmadım. Çevre mühendisliği bölümünde yaptığım yüksek lisans ve genetik alanındaki doktora sonrasında, tarımsal biyoteknoloji dalında doktora öğrencisi olarak araştırmalarıma devam ediyorum. Ortaokuldan arkadaşım Dr. Öğr. Üyesi A. Kubilay Ovacıklı ile 2019 yılında Tekirdağ Namık Kemal Üniversitesi Teknopark bünyesinde bir startup kurduk.

Kubilay Ovacıklı, yüksek lisans ve doktora eğitimi için yerleştiği İsveç’te, endüstride kullanılan motor, pompa, fan, redüktör gibi dönerek hareket eden ekipmanlarda oluşabilecek arızaları insan eli değmeden analiz ve teşhis edebilecek otonom bir algoritma geliştirdi. Üzerine dokuz da uluslararası akademik makale yayınladığı bu algoritmasıyla birlikte 2017 yılında, tersine beyin göçü ile memlekete döndü. Yaklaşık iki yıl kadar fizibilitesini çalıştıktan sonra Environics Uygulamalı Bilimler A.Ş. adıyla şirketimizi kurduk ve bu teknolojiyi sanayimizin kullanımına sunduk.

KESTİRİMCİ BAKIM

Environics olarak hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz?

Şirketimizin akademik uzmanlığını sinyal işleme (vibrasyon, ultrason, akustik), faaliyet alanını kestirimci bakım uygulamaları olarak tanımlıyoruz. Sinyal işleme ve kestirimci bakım alanlarında yürüttüğümüz Ar-Ge faaliyetleri ve satışa sunduğumuz Ar-Ge ürünlerimizin yanı sıra, yine kestirimci bakım alanında faaliyet gösteren, dört ülkeden dört global firmayı, Türkiye ve Azerbaycan distribütörleri olarak temsil ediyoruz. Kestirimci bakım, istenmeyen duruşların ekonomik kayıplara sebep olduğu tüm endüstriyel tesisler için kritik önem taşıyor.

MALİYETLİ VE UZUN SÜREÇ

Bu alanda bir girişimi hayata geçirmenizdeki sebepler neler?

Rekabetin her geçen gün kızıştığı üretim sektöründe artık hiçbir işletme, yaşadığı arızalardan kaynaklı beklenmedik bir duruş veya üretim kaybı istemiyor. Bu problemlerin sebep olduğu ekonomik kayıplar çok büyük ve ürün maliyetlerini artırıyor. Kestirimci bakım veya güvenilirlik, artık birçok endüstriyel tesisin aşina olduğu kelimeler. Üretim ekipmanlarında başa gelebilecek arızaları önceden teşhis edebilmeyi, mümkünse arızaları veya bakım duruşlarını öteleyebilmeyi, bakım faaliyetlerini ise en doğru zamanda, en uygun maliyetler ile yapabilmeyi ifade ediyor bu kelimeler. Ancak yalnız Türkiye’de değil, dünyada da kestirimci bakım teknolojileri çoğunlukla insan bilgi ve tecrübesine bağımlı. Endüstriyel tesislerdeki döner ekipmanlarda arıza tespitleri, genellikle vibrasyon analiz cihazları denen makinalar ile yapılan ölçümler ve vibrasyon analistlerinin bu verileri yorumlaması ile ortaya çıkarılıyor. Vibrasyon analizi eğitimlerinin maliyetli ve uzun süreçler olduğu biliniyor. Bu sebeple her işletmede bir vibrasyon analisti bulunamıyor. Böyle işletmeler genellikle kestirimci bakım uygulamalarından mahrum kalıyor. Diğer yandan, bir vibrasyon analistinin yorumladığı raporun, her zaman subjektif olacağını da kabul etmek gerekir. Sıkça rastlanan bir diğer sorun ise vibrasyon analistinin işinden ayrılması ve kullandığı donanımların atıl şekilde kalması.

EKONOMİK ÇÖZÜM

Forwebb ürünü nasıl ortaya çıktı?

İşte, öyle bir çözüm bulmalıyız ki; vibrasyon analizi ve kestirimci bakım dünyanın her yerinde insandan bağımsız olarak standardize edilsin, üstelik bir vibrasyon analisti olmasa da işletmeler ekonomik olarak bu çözümlere erişebilsin diyerek yola çıktık ve Forwebb’i tasarladık. Forwebb, otonom vibrasyon analiz hizmeti sunan bir web hizmeti. Dünyanın neresinde olursanız olun, hangi tür vibrasyon analiz cihazlarını veya araçlarını kullanırsanız kullanın, verilerinizi sisteme yüklüyorsunuz, birkaç basit soruya cevap veriyorsunuz ve saniyeler içerisinde ekipmanlarınızın sağlık durumlarını gösteren bir rapor alabiliyorsunuz.

İKİ YILDA AVRUPA VE ABD’YE AÇILACAĞIZ

Hedefleriniz neler?

Çatı şirketimiz Environics, Türkiye’de kestirimci bakım alanında bilimin ve teknolojinin ulaştığı son noktada yer alan ürün ve hizmetleri sunuyor olması ile tanındı. Aynı algıyı, global operasyonlarımızda da oluşturmak için gayret ediyoruz. BTM ile işbirliği halinde yürüttüğümüz projemiz Forwebb ise doğrudan global hedeflerle doğan bir marka. Dünyanın her yerinde kestirimci bakımı standardize edecek ve insan faktörünü ortadan kaldıracak bir ürün olarak konumlandırılacak. Forwebb için belirlediğimiz hedef, ilk 2 yılda ABD ve Avrupa kıtasındaki kullanıcılar ile buluşabilmek.

MAKİNA ÖĞRENMEYE GEREK YOK

Benzer girişimlerden hangi yönlerinizle ayrılıyorsunuz?

Kestirimci bakımda insan faktörünü azaltmaya yönelik çalışmalar tüm dünyada yürütülüyor. Bulut üzerinde makina öğrenmesi ile çalışan birtakım ürünler de mevcut. Ancak bunlardan faydalanmak istiyorsanız, o firmanın donanımlarını kullanmak mecburiyetindesiniz. Dolayısıyla yine bir bağımlılık söz konusu. Forwebb, bir otonom analiz algoritması. En büyük farkı ise makina öğrenmesine ihtiyaç duymuyor oluşu ve kullanmak için bizden bir donanım satın almak zorunda olmayışınız. Dilediğiniz vibrasyon sensörü veya vibrasyon analiz cihazı ile topladığınız veriyi kullanarak, analiz raporu alabiliyorsunuz.

BTM, BİZİM İÇİN BÜYÜK BİR KÜTÜPHANE

BTM ile yollarınız nasıl kesişti?

Davet edildiğim, ekonomi ve teknolojik gelişmeler hakkındaki bir TV programında, girişimleri BTM’de yer alan bazı konuklarla sohbet etme fırsatım oldu. BTM’yi, girişimlerini nasıl desteklediğini, onlara neler kazandırabildiğini bu sohbet esnasında öğrendim ve aynı gün katılım için başvuruda bulunduk. BTM, bizim için büyük bir kütüphane gibi. Çok geniş bir bilgi ve tecrübeler havuzu. Şirketimiz globalleşme sürecine başlıyor ve bu süreç boyunca hem operasyonel faaliyetler hakkında bilgiye hem de yatırımcı desteğine ihtiyaç duyuyoruz. BTM, her iki konuda da yol gösterici olarak yanımızda yer alıyor.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj

Cet Kompozit, kompozit parça üreten sektörler için Ar-Ge ve Ür-Ge faaliyetlerini hazır altyapısı ile sunan ve böylece teknoloji transferine olanak sağlayan ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Bu konsept ile üretici firmalar; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Üretim maliyeti de önemli oranda azalacak. Fabrika kuran fabrika olarak nitelendirilen tesisin bir hedefi de dışa bağımlılığı azaltmak.

HABER: SOYHAN ALPASLAN

Türkiye’deki ilk ve tek yerli epoksi reçine sentezini yapan Cet Kompozit ve Epoksi Teknolojileri A.Ş., kompozit parça üreten sektörler için ‘proof of concept’ bir fabrika kuruyor. Yeni fabrikaların kurulmasını sağlayacak bu fabrika, kompozit sektörünün ihtiyacı olan Ar-Ge ve Ür-Ge çalışmalarını gerçekleştirecek. Yılsonunda faaliyete geçecek fabrika ile üretici; makina, teçhizat ve hammadde yatırımı yapmak zorunda kalmayacak. Bu sayede üretim maliyetleri de büyük ölçüde düşecek.

Mısır, Almanya, İngiltere ve Rusya’nın da aralarında bulunduğu 15 ülkeye ihracat yapan Cet Kompozit’in hedefi, Türkiye’nin epoksi reçine ithalatından kaynaklanan cari açığının en az dörtte birini kapatmak. İstanbul Ticaret’in sorularını Cet Kompozit’in kurucusu, yüksek endüstri mühendisi Ömer Güven cevapladı.

İLK EPOKSİ REÇİNE SENTEZİ

CET Kompozit ne üretiyor?

Türkiye’nin ilk ve tek yerli performans epoksi sistemlerini üretiyoruz. Ülkemizde bugüne dek üretilmemiş bu kimyasalların sentez, modifikasyon ve formülasyonunu yapıp seri üretimini yerli teknolojilerle gerçekleştiriyoruz. İlk epoksi reçine sentezi ile ISIF 2022 Ödülü’nü aldık. Türkiye’yi uzay programında yerli epoksi kullanabilecek seviyeye getirdik.

ÜSTÜN ÖZELLİKLER

Epoksi nedir?

Farklı yüzeylerle farklı ürünleri birleştiren, malzemelerin karakterini bozmadan birçok üstün özellik kazandıran sentetik veyabiobazlı yapıştırıcılardır.

HAFİF VE GÜÇLÜ

Nerede kullanılır?

Savunma, denizcilik, havacılık, otomotiv, enerji, uzay, elektronik, inşaat, boya gibi pek çok alanda kullanılıyor. Mesela uçak, gemi ve otomobillerin hafif ve sağlam olmaları epoksi bazlı kompozit malzemelerle sağlanıyor. Korozyona karşı kullanılıyorlar. Neme, ısıya, kimyasallara ve aşınmaya karşı mükemmel direnç gösteriyorlar.

MÜŞTERİYE ÖZEL ÜRETİM

Özel üretiminiz var mı?

Polimer sistemlerdeki teknik bilgimiz sayesinde müşteriye özel üretimler yapabiliyoruz. Müşterimizin endüstriyel ihtiyaçlarını belirleyip, sorunları için katma değerli çözümler üretiyoruz. Parkur kurup, istediği ürünü birlikte üretiyoruz. Fizibilite analizini birlikte yapıyor, seri üretimi birlikte kurguluyoruz.Müşterilerimizin endüstriyel ihtiyaçlarını çözüp, rekabet gücünü artırdığımız için Teknopark İstanbul’un en hızlı büyüyen şirketiyiz.

110 YERLİ ÜRÜN

Yerli kaç sistem geliştirdiniz?

Öncelikle havacılık ve uzay sanayinde kullanılan bazı epoksileri yerlileştirdik. Rakip şirketlerin dayattığı son kullanıcı ve proje bilgilerinin hammadde üreticisine verilme zorunluluğunu da ortadan kaldırdık. Katma değer sağlayan 110 yerli ürün geliştirdik.

400 ürün formülünü yerlileştirdik. Türkiye’de üretilmeyen 2 adet baz reçineyi sentezledik. Böylece müşterilerimiz benzersiz, kopyalanamaz üretimler yapabilmeye başladı. Hedefimiz, 160 milyon dolara yaklaşan epoksi ithalatını yerli teknolojiyle azaltıp, kendi geliştirdiğimiz teknolojilerin ihracatını artırmak.

PANDEMİDE ARTAN İHRACAT

Pandemi döneminde ihracat yapmayı nasıl başardınız?

Covid-19 pandemisinde dünya devleri epoksi tedarikinde sorunlar yaşadı, müşterilerine malzeme veremedi. Onların yerine, Cet Kompozit olarak dünyaya epoksi malzeme ihraç ettik. İç piyasanın da ihtiyacını karşıladık ve böylece Türkiye’de epoksi kullanan birçok sektör üretim kısıtlamasına gitmeden ihracatına devam etti. İşlerimizi hızla büyüttük. Bazı hammaddelerde de yerli kaynaklarımızı kullanarak, operasyonel kalabildik.

SAHA’DAN DESTEK

Destek aldınız mı?

2021 yılında yabancı bir yatırım fonundan yatırım aldık. Ayrıca SAHA İstanbul’un savunma, havacılık ve uzay teknolojilerinde yerli ve milli projelerin geliştirilmesi için başlattığı ‘SAHA Girişim’ programına seçildik. Yatırımcı görüşmelerine hazırlanma, hukuki ve teknik danışmanlık gibi konularda destek alacağız.

BAĞIMLILIĞI BİTİRDİK

Ağırlık azaltma istenen insansız kara, deniz ve hava platformlarında metalden, kompozite geçişlerde stratejik ambargolar yaşanırken, biz kompozit üreticilerinin yurt dışına bağımlılığını bitirdik. Yüksek performanslı epoksi reçinelerle kendi tasarımcılarımız çok yüksek irtifalara çıkabilen, çok derin sulara inebilen sistemler tasarlıyor.

BALİSTİK ZIRH PERFORMANSI

“Balistik zırhlar için tedarik ettiğimiz ürünlerin sahadaki yüksek performansı, tekrar sipariş verilmesini sağladı. Tedarik süreçlerini hızlandırmamız, müşterilerimizin yeni üretim yatırımları yapmasına imkan verdi.”

ÇOK REKABETÇİYİZ

“İngiltere’de kurduğumuz ofisle Türkiye’de ulaştığımız başarıyı yurt dışında tekrarlamayı planlıyoruz. Ana üstünlüğümüz fiyat performans bareminde. Ayrıca kalite ve esnek üretimde de dünyada çok rekabetçiyiz. Prosese özel ürünler geliştirip, esnek üretimler yapıyoruz. Sanayicilerin problemlerini, beklentilerini biliyor ve çözüm odaklı üretimler gerçekleştiriyoruz.”

EPOKSİ ATIKLARA GERİ DÖNÜŞÜM

“Müşterilerimizin epoksi atıklarını alıp, tekrar kendi ürünlerimizde kullanabiliyoruz. Döngüsel ekonomide kullanarak çevreye zararını azaltmayı hedefliyoruz.”

KENEVİRDEN YERLİ EPOKSİ

“Yerli bir üreticimizden tedarik ettiğimiz kenevirden yerli organik bazlı epoksi ürettik. Biyobazlı epoksiler, 2030 yılında gelecek yasal düzenlemelerle özellikle denizcilik ve otomotiv sektöründe zorunlu olarak kullanılmaya başlayacak.”

PROOF OF CONCEPT’İN FAYDALARI

  • Kompozit parça üretimi yapan sektörlere hizmet edecek.
  • Firmaların Ür-Ge ve Ar-Ge ihtiyaçlarını karşılayacak.
  • Üreticiler yatırım yapmadan ürün geliştirme imkânına kavuşacak.
  • Üretim maliyetleri çok büyük ölçüde aşağı çekilecek.
  • Ürünün erken prototipinin üretimi mümkün olacak.
  • Araştırma, geliştirme, ürünleştirme süreçleri test edilebilecek.
  • Fabrikada geliştirilen teknoloji, üreticiye transfer edilecek.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Röportaj