Balıkesir, Kütahya ve Yalova'daki termal tesislerde, ilk ve ortaöğretim kurumlarında 2023-2024 eğitim ve öğretim yılı birinci dönem ara tatili başlamasıyla yüzde 100 doluluk oranına ulaşıldı.


Türkiye'nin önemli termal turizm merkezlerinden Balıkesir'in Edremit ilçesine bağlı Güre Mahallesi'nde faaliyet gösteren termal otellerde 10 Kasım cuma günü başlayan ara tatil için talep yoğunluğu yaşanıyor.

 

Edremit Belediye Başkan Yardımcısı Tayfun Canlı, belediyeye ait termal otellerde rezervasyon taleplerinin yoğun olduğunu söyledi.

 

İlçenin kış mevsiminde sağlık, termal ve dağ turizminde Türkiye'nin önde gelen bölgelerinden birisi olduğunu ifade eden Canlı, "Güre bölgemizde özellikle termal turizm bölgelerinde otellerde yoğunluk var. Belediyemizin de termal otel yatırımları mevcut o bölgede." dedi.

 

Güre Mahallesi'ndeki 5 yıldızlı bir otelin işletmesini yapan Yağız Öngen de ara tatile çok ciddi bir rezervasyon talebi olduğuna değinerek, 8 günü tamamen dolu geçireceklerini vurguladı.

 

Özellikle büyük şehirlerden burada tatil yapmak amacıyla gelenlerin olduğuna dikkati çeken Öngen, "Ağırlıklı olarak İstanbul'dan Kuzey Ege ver Kazdağları tarafına ilgi gösteriliyor. İstanbul'dan sonra İzmir, Ankara gibi diğer şehirlerden ilgi görüyoruz." diye konuştu.

 

KÜTAHYA'DAKİ TESİSLER DE İLGİDEN MEMNUN

 

Türkiye’nin önemli termal turizm merkezlerinden ve 2 bin 500 yatak kapasitesiyle hizmet verilen Kütahya’da, kent merkezine yakın Ilıca ve Yoncalı termal merkezlerinin yanı sıra kaplıcalarıyla ünlü Simav, Gediz, Tavşanlı ve Emet ilçelerindeki işletmelerde ara tatil dolayısıyla rezervasyon hareketliliği yaşanıyor.

 

Şifalı sularıyla ünlü Yoncalı’da faaliyet gösteren termal otelin müdürü Ümit Efe, ara tatillerin turizmciler için can suyu olduğunu söyledi.

 

“Rezervasyonlarda yüzde 100 doluluk oranını yakaladık.” Diyen Efe, şunları kaydetti:

 


“Yoncalı’daki kaplıca sularında mineral oranının yüksek olmasından dolayı sağlık için büyük faydaları var. Otelimiz, diğer kaplıca merkezlerine göre hem şifa arayanlar hem de tatil yapmak isteyenler için iyi bir tercih olabiliyor. Büyükşehirler başta olmak üzere birçok şehirden gelecek misafirlerimiz var.”

 

Otel işletmecisi Yakup Küçük de ara tatil nedeniyle ilginin yoğun olduğunu İstanbul, Bursa ve Eskişehir illerinden rezervasyonlar aldıklarını dile getirdi.

 

Kent merkezine 28 kilometre uzaklıkta Ilıca bölgesindeki bir otelin müdürü Güray Akman da “Kütahya termal kaynaklar bakımından çok zengin bir şehir. Kış aylarından dolayı özellikle çocuklu aileler termal otelleri daha çok tercih ediyor. Şu anda otelimiz yüzde 90 doluluk oranına ulaştı. Çevre illerden otelimize yoğun ilgi var.”

 

YALOVA’DA TESİSLER YÜZDE 80 DOLULUĞA ULAŞTI

 

Yalova merkeze 12 kilometre uzaklıkta yer alan Termal ilçesi, ara tatillerini doğayla iç içe geçirmek isteyen öğrenci ve ailelerin yoğun ilgi gösterdiği yerlerden biri oluyor.

 

Sağlık Bakanlığı Yalova Termal Kaplıcaları İşletmesi Müdür Yardımcısı Ümit Gürbüzoğlu, 3 bin 600 dönüm alanda kurulu tesisin Bizans döneminden itibaren sürekli kullanılan gözde merkezlerden biri olduğunu ifade etti.

 

Doğa içinde şifalı kaynak sularından faydalanmak isteyen ailelerin ara tatilin başlamasıyla soluğu tesiste aldığına vurgulayan Gürbüzoğlu, şöyle konuştu:

 

"Aileler hem güzel bir tatil yapıyorlar hem de şifalı sulardan faydalanıyorlar. Çocuklar burada daha çok dinleniyor. Şu anda yüzde 80 doluluk oranına ulaştık. Bir-iki gün içinde yüzde 100 doluluğa ulaşmayı hedefliyoruz. Tesisimiz, Bursa, İstanbul, Kocaeli illerinin tam ortasında 45 dakika uzaklıkta. Suyumuz 65 derece kaynaktan çıkıyor. Açık havuzumuz yaz kış misafirlerimiz için uygun sıcaklıkta hizmet veriyor. Suyumuz şu anda 35-36 derece sıcaklıkta. Ormanlık alanda bol oksijen, tarihi alanlarıyla şifalı sulardan faydalanmak isteyen misafirlerimiz günübirlik ya da konaklamalı olarak tesisimizi ziyaret ediyor."

11 Kasım 2023 Cumartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi