Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcısı Çetin Ali Dönmez, Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarından Türkiye'de yapılacak temiz enerji odaklı projelere 400-500 milyon dolar arası kredi paketinin beklendiğini bildirdi.


Dönmez, Ayaş Tarım GES'in açılışı kapsamında yaptığı değerlendirmede, dünya genelinde çevreyi kirleten ve çevrenin önemsenmediği yatırımlara finansman bulunmasının zorlaştığını söyledi.

 

Bakanlık olarak tüm uluslararası kuruluşlarla görüştüklerini ve "proje odaklı kredi" mekanizması kurguladıklarını dile getiren Dönmez, söz konusu projelerle düşük faizli kredilerin kullanılabileceğini aktardı.

 

Dönmez, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının son 2-3 yıldır kullandırdığı ve kullandırılmakta olduğu fonların toplam tutarının 1,5 milyar doların üzerinde olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu:

 

"Proje odaklı kredi mekanizması kurguluyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığı da bunlara destek veriyor. Garanti olmaya çalışıyor. Bu projeler vasıtasıyla uluslararası fonları uzun vadeli, düşük faizli, maliyeti düşük fonları biraz hazine desteği ile sanayicimize, çiftçimize, tarım sektörümüze kullandırmayı planlıyoruz. Sanayi için yeni bir paket anlaşması yapmak üzereyiz. İlan edilecek, daha ilan edilmedi. Kalkınma ajansları üzerinden ayrıca dağıtabileceğimiz kırsal kalkınma odaklı, beklentimiz 400 ile 500 milyon dolar arasında oradan bir fonlama bulmak. Bunlar odaklı finansman olduğu için maliyetleri düşük oluyor. Dünyada yenilenebilir enerji kullanan tesislere ve bu yatırımlara daha fazla finansman ve yatırım imkanı oluştu. Dünya Bankası ve diğer finans kuruluşlarından Türkiye'de yapılacak temiz enerji odaklı projelere 400-500 milyon dolar arası kredi paketi bekliyoruz."

 

Dönmez, dışarıdan borçlanmanın maliyeti arttırdığını uzun vadeli ve borçlanma maliyeti düşük kredilerin daha kıymetli olduğunu aktardı.

 

Sağlanan kredilerin nerede ve hangi projelerde kullanılacağına ilişkin ilgili kuruluşlara bilgi verildiğini dile getiren Dönmez, "Krediler Dünya Bankası ağırlıklı, diğer finansal kuruluşlar da var. En son Japon Kalkınma Bankasından aldık. Avrupa kaynaklı başka krediler de bulabiliyoruz. Bunlar biraz daha Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından kullanılacak 'odaklı' fonlar. Nerelerde kullanacağımızın sorulduğu fonlar. Bu da bizi rahatlatıyor çünkü biz de nerede harcayacağımızı biliyoruz. " diye konuştu.

 

TARIM GES İLE GÜNEŞ ENERJİSİ SEKTÖRÜNÜN UYGULAMA ALANI GENİŞLİYOR

 

Dönmez, Ayaş Tarım GES’te çatıda güneş panelleri ile elektrik üretimi yapılırken, panel altında tarımsal ürünlerin daha verimli üretilebileceğini söyledi.

 

Bugüne kadar Türkiye’deki güneş santrali yapısında panellerin toprağa yakın konumlandırıldığını dile getiren Dönmez, “Alttaki toprak verimsiz hale geliyordu. O yüzden de tarımsal alanlar konusunda epey bir hassasiyet olması çok normaldi. Tarım GES uygulamalarında ise alanlar genişleyecek. Artık bir çok tarım arazisine güneş enerjisi panelleri konulabilecek hale gelecek. Bu aynı zamanda yenilenebilir enerji pazarının da büyümesi anlamına geliyor. Türkiye için yenilenebilir enerji kaynağının artması demek. Diğer taraftan da tarımla uğraşan çiftçilerimiz için daha verimli bir tarımsal uygulama olacak, çiftçinin maliyetleri düşecek. Tarım GES’ten üretilen elektriğin bir kısmı çiftçinin tarım için ihtiyaç duyduğu sulama için kullanılacak. Maliyet düşecek, verimlilik artacak.” Değerlendirmesinde bulundu.

 

Uzun vadede Türkiye’nin büyümesine yardımcı olacak uygulamaların tarım üretimine de katkısı olacağını ifade eden Dönmez, şöyle devam etti:

 

“Bu tarz üretim sayesinde uzun vadede tarımsal ürünlerde enflasyon, fiyat artışını engelleyici ölçüde de desteği olacak. Bu projenin ilki çok kıymetliydi. Bu projeyi ODTÜ-GÜNAM ile yaptık. Bu proje bir araştırma altyapısı. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı tarafından desteklenen bir araştırma altyapısı. Bunun içinde sanayi firmaları, panel üreticilerimiz var. Kalyon PV, CW Enerji var. Ayrıca yazılımcı firma Gumbel Group var. Bunun içinde çiftçilerimiz var. Hocalarımız var. İşbirliği usulü bu gerçekleştirildi. Buradan elde edilen verilerle bundan sonraki uygulamaların daha verimli yapılması sağlanacak.”

 

Dönmez, benzer tarım GES uygulamalarının Kayseri ve Bursa’da yapılacağını ve ODTÜ-GÜNAM ile projelerin yürütüleceğini söyledi.

 

“TARIM GES’TEN ÜRETİLEN ELEKTRİĞİN ŞEBEKEYE SATILMASI İÇİN ÇALIŞIYORUZ”

 

Çiftçilerden gelen önerilerin de dinlendiğini ve farklı uygulamalar üzerinde çalışıldığını belirten Dönmez, şunları kaydetti:

 

"Gerek ajans gerek KOSGEB, kamu bankaları ve Türkiye finansal sistemi üzerinden çiftçilerimize destek vermeyi planlıyoruz. Çiftçilerimizin tek başına tarım GES'i yapması mümkün değil. Muhtarımız önayak oldu. Burada çiftçilerimizle konuştuk. Belki de bu panellerden üretilen enerjinin aynı zamanda şebekeye verilmesi konusunda uygulama esnekliği getirilirse, çiftçi hem enerjisini ucuza getirebilsin hem de fazla enerjiyi belki bir ölçüde şebekeye verip toplam tarımsal üretimin maliyetini düşürebilsin. Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı ile bu konuyu istişare edeceğiz. Buradaki gibi projelerde tarımsal üretimde verim artışını da gözledikten sonra böyle bir uygulamanın hayata geçirilmesi mümkün olur belki de. Üreticinin elektrik üretiminin fazlasını şebekeye verebilecek bir çözüm. Bunu, inşallah, görüşeceğiz. Arkadaşlarımızla da takip edeceğiz."

14 Ekim 2023 Cumartesi

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi