Tekstil sektöründe döngüsel ekonomi işbirliği oluşturmak, AR-GE alanında işbirliğini güçlendirmek, daha verimli üretim yapmak ve rekabetçi pazarlara erişimi sağlamak amacıyla “Yeşil ve Dijital Tekstil Ekosistemi Kümelenmesi” oluşturuluyor.


 

Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın “Kümelenme Destek Programı” kapsamında hem tekstil sektöründeki firmaların yeşil dönüşümünün sağlanması hem de AB Yeşil Mutabakatı ve sınırda karbon düzenlemesine uyumlarının artırılması için çalışmalar yoğunlaştı.

 

Bu sürecin önemli bir tamamlayıcısı olarak dijital ve yalın dönüşümlerin de desteklenmesiyle sektörün rekabet edebilirliğinin ve verimliliğinin yükseltilerek dünya ihracatından daha fazla pay alması hedefleniyor.

 

Yüksek su, enerji ve kimyasal tüketiminin gerçekleştirildiği tekstil sektöründe atık, sera gazı emisyonları ve kirlilik de yüksek seviyelerde bulunuyor. Sektörü dönüştürmek için de bu maddelerin hepsinin azaltılması gerekiyor.

 

Tekstil sektörünü bekleyen riskler arasında müşteri farkındalığı, beklentisi, taleplerinin sürdürülebilir ürünlere kayması gibi algıların değişmesi, mevzuat gereksinimleri ve artan vergi ve cezalar, ihracat engelleri ve rekabet edebilirlik gibi konular yer alıyor.

 

TÜM TEMSİLCİLERİ BİR ARAYA GETİRECEK YAPI

 

Bunların hepsinin çözümü, verimlilik ve AR-GE'nin artırılması amacıyla sektörde "Yeşil ve Dijital Tekstil Ekosistemi Kümelenmesi" oluşturuluyor. Kümelenmeye ilişkin ilk çalışmalar İstanbul ve Uludağ üniversitelerinin teknoloji transfer ofislerince gerçekleştirildi. Tekstil ihracatçıları da kümelenmeye yönelik hazırlık çalışmalarına destek veriyor. Bu kapsamda, kümelenme yapısı için firmalardan bilgi anketleri yoluyla değerlendirmeleri alındı ve konuya ilişkin çağrıya çıkıldı.

 

Sektör temsilcileri, bu kümelenmeyle tekstil firmaları, onları bir araya getiren sivil toplum kuruluşları (STK) ve çatı kurumları, bu alanda yeşil ve dijital dönüşüm için ürün, hizmet ve teknoloji sağlayabilecek üniversiteler, merkezler, start-up'lar ve danışmanlar gibi paydaşlar ile çeşitli kurum ve kuruluşları buluşturacak "entegratör" yapı oluşturulmasını hedefliyor.

 

Kümelenmeyle endüstrinin ihtiyaç duyduğu eğitim, farkındalık, bilgilendirme gibi hizmet portföyünün paydaşlara sunulması, birlikte gelişim için işbirliği yapacak paydaşların bir araya getirilmesi, firmalarla kamu-akademi-STK arasındaki işbirliği sürecinin hızlandırılması, firmaların verimlilik ve yenilik kapasitesinin güçlendirilmesi, firmaların teknik tekstil alanında değer yaratmalarına katkıda bulunarak ulusal ve uluslararası pazarlarda rekabet güçlerinin artırılması ve AB Yeşil Mutabakatı'na uyumluluğunun artırılması amaçlanıyor.

 

BAKANLIKTAN KÜMELENME DESTEĞİ

 

Kümelenme çalışmaları Sanayi ve Teknoloji Bakanlığının programıyla destekleniyor. Bu yıl uygulamaya alınan Kümelenme Destek Programı kapsamında ortak küme markası, lobi ve tanıtım, yatırım promosyonu, Pazar geliştirme, makine, ekipman ve yazılım alımı, personel, bina, bakım ve onarım, gümrük ve nakliye dahil çeşitli alanlarda destekler veriliyor. Destek oranı bütçenin yüzde 70’ine kadar ulaşıyor. Yerli makine ve ekipman desteği yüzde 85’i buluyor. 5 yıl için sağlanan destek, Bakanlık kararıyla 2 yıl daha uzatılabilecek.

 

NELER HEDEFLENİYOR?

 

Kümelenmeyle sektörde ihtiyaç duyulan üretim faktörlerinin uygun koşullarda temini öngörülüyor.

 

Üniversite-sanayi, sanayi-sanayi işbirliğini destekleyerek AR-GE ve yenilik çalışmalarını güçlendirmek ve yaygınlaştırmak amaçlanıyor.

 

Bölgeyi yatırımcıların ilgi merkezi haline getirmesi beklenen kümelenmenin, bölgesel kalkınma desteği sunması bekleniyor.

 

Kümelenmenin, eğitim ve danışmanlık faaliyetleriyle nitelikli iş gücü ve yüksek kalitede üretim imkanı sunması hedeflenirken yeni iş ve girişim sayısını artırması ve çeşitli teşviklerden yararlanmayı kolaylaştırması öngörülen katkılar arasında sıralanıyor.

 

Kümelenme faaliyetlerinin analizler, yol haritalarının belirlenmesi, etkinliklerin ve eşleştirmelerin gerçekleştirilmesi, danışmanlıklar ve eğitimler alınması, desteklere ve finansal kaynaklara erişim sağlanması şeklinde gerçekleştirilmesi planlanıyor.

 

Yan sanayilerin gelişimine de katkı sağlaması beklenen kümelenmeyle yeni tedarikçi ve hizmet sağlayıcılara erişim sağlanması, ek kaynaklara ve fonlara erişimlerin artırılması ve start-up ve hizmet sağlayıcılar üzerinden yeni teknolojilere erişimlerin sağlanması bekleniyor.

 

Söz konusu kümelenmeyle ayrıca KOBİ'ler, start-up'lar, ürün ve hizmet sağlayıcılar ile kamu kurumları, çatı yapılar ve üniversitelerin de katkı elde etmesi öngörülüyor.

12 Aralık 2023 Salı

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi