tatil-sepeti

Sirkeci-Kazlıçeşme arasında atıl vaziyette duran 8.3 kilometrelik tren hattı modernize edilerek, yaya odaklı tasarımla yeniden açıldı.


Tren hattının yüzde 88’i boyunca yaya yolu ve bisiklet yolu ayrıldı. İstanbul’un tarihi semtlerini geçip sur dışına ulaşan tren hattına iki hastaneye birden hizmet verecek Cerrahpaşa durağı da eklendi. 

 

Tarihi yarımadanın tarihi banliyö hattı yıllar sonra tekrar sefere başladı. Sirkeci Tren Garı’ndan başlayıp, sahil surları boyunca ilerleyen hat, Sirkeci-Kazlıçeşme arasında hizmet verecek şekilde yeniden hayata geçirildi.

 

Halkalı’ya kadar uzanan banliyö treninin 2013 yılında kapanmasının ardından Mart 2019’da Marmaray Tren Hattı hizmete açılmıştı. Ancak yer altından giden Marmaray’ın yanı sıra yüzeyden giden yeni tren hattına olan ihtiyaç sebebiyle hazırlanan proje nihayet tamamlandı. Adeta eski küllerinden doğan yeni hat, Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem ve Yaya Odaklı Yeni Nesil Ulaşım Projesi Açılış Töreni’yle hizmete girdi. 

 

Açılış törenine katılan Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Sirkeci-Kazlıçeşme Raylı Sistem Hattı’nın önümüzdeki 30 yıllık süreçte ekonomiye toplam katkısının 785 milyon Euro olacağını hesaplıyoruz” dedi. 

 

İlk kısmı 153 yıl önce hizmete giren banliyö hattıyla özellikle Bakırköy ve Yeşilköy’ün gelişmesine, büyümesine önemli katkılar sağlandığını hatırlatan Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sirkeci’den başlayıp surları geçerek Kazlıçeşme’de son bulan hattın, kentsel dönüşüm ihtiyacını da gözler önüne serdiğini vurguladı. Törenden sonra Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Murat Kurum ile birlikte trenin sürücü koltuğuna geçen Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Sirkeci’den şu geldiğimiz noktaya kadar (Kazlıçeşme) bütün binalar yıkık, dökük. Surlar yıkık, dökük. Bunları da yine inşallah biz yapacağız” diye konuştu. 

 

8.3 KİLOMETRE 8 DURAK

 

Yeni hatla ilgili bazı bilgileri paylaşan Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu da şunları söyledi: “Atıl kalan 8.3 kilometrelik bu hattı, sil baştan planlayarak bambaşka bir şekilde yaptık. Hem demiryolu hem de yaya odaklı çevreci bir projeyle İstanbul’a kazandırdık.”

 

  • Tren hattının toplam uzunluğu 8.3 kilometre. 
  • Hat boyunca 7.3 kilometre yaya yolu ve 7.3 kilometre bisiklet yolu mevcut. 
  • 122 bin metrekare meydan ve rekreasyon alanı, 74 bin metrekare yeni yeşil alan bulunuyor
  • Proje kapsamında 6 bin metrekare kapalı sosyal kültürel alan mevcut. 
  • Hat boyunca 14 yaya geçidi ve 13 kara yolu geçidi yer alıyor. 

 

HASTANELERE ÖZEL DURAK

 

Bu arada proje kapsamında sahil yolu ile Samatya ve Cerrahpaşa hastanelerini bağlayan kavşak modernize edildi. Cerrahpaşa Tıp Fakültesi Hastanesi ve Samatya Hastanesi’ne erişimi kolaylaştıracak yeni bir istasyon ilave edildi. 

 

Trenin, 26 Şubat’taki açılış gününden itibaren 15 gün boyunca ücretsiz hizmet vereceği açıklandı. Kazlıçeşme’de, Marmaray treniyle aynı platformdaki durakta seferini tamamlayan trende Marmaray’la aynı vagon setleri kullanılıyor. Bu hattı kullanan yayalar, Yenikapı durağında, Marmaray ve Metro istasyonlarına aktarma yapabiliyor.

04 Mart 2024 Pazartesi

Dünyanın en büyük ve en eski kapalı çarşılarından biri olan Kapalıçarşı'da, İstanbul'u farklı açılardan keşfetmek amacıyla düzenlenen, 15 yaş altı çocuklar ile 80 yaş üstü yetişkinlerin kabul edilmediği turlar turizme büyük katkı sunuyor.


 

Tarihi dokusu ve yoğun ticari hayatıyla turistlerin uğrak yeri olan yapıda restorasyon çalışmaları devam ediyor.

 

Yaklaşık 45 bin metrekarelik kapalı alanda, 3 bin 600 dükkan, 22 kapı ve 14 han bulunan, mimarisiyle dev bir labirenti andıran Kapalıçarşı'nın yenilenen çatısında düzenlenen özel turlarla hem yerli hem de yabancı turistlerin İstanbul'u farklı bir açıdan keşfetmeleri sağlanıyor.

 

"Kedi yolu" olarak adlandırılan çatıdaki yollarda eşsiz kent ve Boğaz manzarasını gören, dünyanın dört bir yanından gelen turistler, çektikleri görüntüleri sosyal medya hesaplarından da "Kapalıçarşı", "Süleymaniye", "İstanbul", "Eminönü" gibi etiketlerle paylaşıyor. Böylece Kapalıçarşı'nın bu çatıları tarihi yapının dünyaca tanınmasına katkı sağlıyor.

 

Kapalıçarşı Kat Malikleri Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş, çatı turizmi fikrinin çarşının restorasyon süreciyle beraber oluştuğunu söyledi.

 

Kurtulmuş, restorasyonun tamamen bitmediğini belirterek, "Çatının restorasyonu tamamlandıktan sonra bu güzelliği insanlarımızla ve turistlerimizle paylaşma fikri arkadaşlarımız arasında yoğun şekilde dillendirildi. Bu alanın nizamlı ve güzel bir intibaıyla dış dünyaya ve ülkemize sunulması fikri ağır bastı. Bunun üzerine harekete geçtik. Gerekli kural ve kaidelerini koyduktan sonra devam ettik." dedi.

 

Kapalıçarşı’nın dünya çapında tanınan bir yer olmasına rağmen restorasyon sonrasında çatının daha düzenli ve görünür hale gelmesinin ülkeye büyük bir katkı sağladığını anlatan Kurtulmuş, "1461 yılında inşa edilen, 563 yıllık bu tarihi çarşının çatısının insanlar tarafından görülmesi, bu yapının dünya çapında tanınırlığına ve bilinirliğine çok büyük etkisi oldu. Gelen her turist memnun kaldı. Çünkü İstanbul’u farklı bir bakış açısıyla görme fırsatı buldular. Bize teşekkür ederek ayrıldılar." diye konuştu.

 

Kurtulmuş, çatı yollarında düzenlenen turlara 15 yaş altındaki çocuklar ile 80 yaş üstündeki yetişkinlerin kabul edilmediğini, çıkmadan önce turistlere ferdi sigortalarının yapıldığını söyledi.

 

Acenteler vasıtasıyla organize edilen çatı turlarının onar kişilik gruplar halinde, yirmişer dakika sürdüğünü vurgulayan Kurtulmuş, projeye ilişkin güzel geri dönüşler aldıklarını kaydetti.

 

Kurtulmuş, "Gelen turistler çatıyı görüyorlar, çarşımızda da alışveriş yapıyorlar. Buradan resmi olarak alınan ücretler Kapalıçarşı'mızın ihyası için kullanılıyor." bilgisini verdi.

 

Kapalıçarşı'nın geçen yıl 44 milyon ziyaretçiyi ağırladığının, hedeflerinin 50 milyon turist olduğunun altını çizen Kurtulmuş, çarşının çatısını ise birçok turistin gezdiğini belirtti.

 

"İLERİDE TEKRAR BU TARZ ÇEKİMLERİN OLACAĞINI DÜŞÜNÜYORUZ"

 

Burada çekim için dizi ve film tekliflerinin de yoğun bir şekilde gelmeye devam ettiğini, ünlü aktör Daniel Craig'in başrolünü oynadığı James Bond serisi filmlerinden "Skyfall"un Kapalı Çarşı'nın çatısında çekildiğini anımsatan Kurtulmuş, "İleride tekrar bu tarz çekimlerin olacağını düşünüyoruz. Tabii ki buranın kuralı ve kaidesi uyarınca çatımıza zarar vermeden, uygun koşullarda olabilirse bu projelerin devamının da burada devam edeceğini düşünüyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Kapalıçarşı Kat Malikleri Yönetim Kurulu Başkanı Fatih Kurtulmuş, yapının restorasyonun birinci etabının tamamlandığını, çatının ise tamamen bittiğini söyledi.

 

Yer altı atık su ve temiz su kanallarının tamamlandığına dikkati çeken Kurtulmuş, "Mahmutpaşa çıkışında birtakım problemler var fakat bunlar da hallolacak inşallah. Valilik, Fatih Belediyesi ve Kapalıçarşı yönetimi olarak güçlü bir protokolle bu işi başlattık." dedi.

 

Kurtulmuş, restorasyonun ardından planlanan projelerle Kapalıçarşı'nın dünya çapında daha fazla tanınmasını hedeflediklerinin altını çizerek, tarihi yapının görünürlüğünü artırma çalışmalarının devam edeceğini sözlerine ekledi.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : Kapalıçarşı çarşı tur turist turizm

İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde düzenlenen Dîvânu Lugâti’t-Türk atölyesi, katılımcılara Türk dilinin tarihi zenginliğini ve kültürel mirasını derinlemesine keşfetme fırsatı sundu. Kâşgarlı Mahmûd’un bu eşsiz eseri üzerinden Türkçenin ve kültürümüzün köklü geçmişine ışık tutuldu.


 

ERTAN ERYILMAZ

 

İstanbul Ticaret Üniversitesi Türkçe Öğretimi Uygulama ve Araştırma Merkezi (TÖMER) tarafından düzenlenen Türk dilinin en eski ve en önemli sözlüklerinden biri olarak kabul edilen Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün atölye çalışması gerçekleştirildi. ‘Yazılışının 950. Yılında Dîvânu Lugâti’t-Türk: Yazma Nüshadan Metin İncelemesi’ isimli atölye çalışmasına; konuşmacı olarak Doç. Dr. Arzu Çiftoğlu Çabuk, Dr. Öğretim Üyesi Zebiniso Kamalova, Öğr. Gör. Eyüp Tugay Bahar, akademisyenler ve araştırmacı Sinem Büyükkahraman katıldı.

 

BAŞVURU KAYNAĞI

 

11. yüzyılda Kâşgarlı Mahmûd tarafından yazılan Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün yalnızca bir sözlük değil, aynı zamanda Türklerin tarihine, kültürüne ve yaşam tarzına dair derinlemesine bilgiler sunan bir başvuru kaynağı olduğu belirtildi. Atölye çalışmasında Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün bu yönlerine odaklanılarak eserin tarihi ve kültürel önemi katılımcılara aktarıldı. Atölye çalışmasının başında, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün yazıldığı dönemin tarihi arka planı ele alındı. Kâşgarlı Mahmûd’un, bu eseri yazarken, Türk dilinin Arapça karşısında zenginliğini ve ifade gücünü göstermek amacıyla yola çıktığı, bu bağlamda, eserin hem dilbilimsel hem de kültürel olarak büyük bir öneme sahip olduğu vurgulandı. Katılımcılara eserin yazıldığı dönemin sosyal ve siyasi yapısı hakkında bilgi verilerek, bu yapıların Dîvânu Lugâti’t-Türk üzerindeki etkileri tartışıldı.

 

TÜRK HALKININ YAŞAM BİÇİMİ

 

Atölye çalışmasının ikinci bölümünde, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün içeriği detaylı bir şekilde analiz edildi. Eserin yalnızca kelime ve deyimlerden oluşan bir sözlük değil, aynı zamanda Türk halkının yaşam biçimlerini, inançlarını, geleneklerini ve gündelik yaşamlarını da yansıtan bir ansiklopedi niteliğinde olduğu kaydedildi. Atölye katılımcıları, eserde yer alan kelime ve deyimlerin günümüzdeki karşılıklarını araştırarak, dilin nasıl bir evrim geçirdiğini anlamaya çalıştı. Kâşgarlı Mahmûd’un derlediği kelimelerden bazıları günümüzde de kullanılıyor, bazıları ise zamanla unutuldu ya da anlam değişikliklerine uğradı. Bu durum, Türkçenin zengin bir dil olduğunu ve tarih boyunca sürekli bir gelişim ve dönüşüm süreci geçirdiğini gösteriyor.

 

ARAPLARA TÜRKÇEYİ ÖĞRETMEYİ AMAÇLADI

 

Katılımcılar, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün içeriğini incelerken, eserde yer alan kelime ve deyimlerin yalnızca bir dil aracı olarak değil, aynı zamanda kültürel bir miras olarak da değerlendirilmesi gerektiğini öğrendi. Kâşgarlı Mahmûd’un bu eseri hazırlarken Türk boyları arasında dil birliği sağlama çabası içinde olduğu ve Araplara Türkçeyi öğretmeyi amaçladığı üzerinde duruldu. Bu bağlamda, eserin iki dilli bir yapı arz ettiği ve dönemin dil öğrenme yöntemlerine dair de önemli ipuçları sunduğu belirtildi.

 

DÖNEMİN DİL YAPILARI 

 

Atölye çalışmasının devamında, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün dilbilimsel yönleri ele alındı. Eserde kullanılan dil yapıları, kelime türetme yöntemleri ve deyimlerin kullanımı, katılımcılar tarafından derinlemesine incelendi. Bu bölümde, eserin yalnızca bir dilbilimci gözüyle değil, aynı zamanda bir tarihçi ve sosyolog gözüyle de incelenmesi gerektiği vurgulandı. Katılımcılar, eserde yer alan kelimelerin kökenleri, anlamları ve kullanımları üzerinde detaylı çalışmalar yaptı. Bu süreçte, Türkçenin köklü bir dil olduğunu ve tarih boyunca birçok kültürle etkileşim içinde bulunarak zenginleştiğini gördüler. Son bölümde, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ün Türk dili ve kültürü üzerindeki uzun vadeli etkileri üzerinde duruldu. Eserin sadece dönemin dil yapısını yansıtmakla kalmayıp aynı zamanda Türk kültürünün, yaşam tarzının ve değerlerinin bir yansıması olduğu üzerinde duruldu. Atölyenin sonunda, benzer çalışmalara devam edilmesine karar verildi.

 

DİL VE TARİH BİLİNCİ GÜÇLENİYOR

 

Atölye katılımcılara, Dîvânu Lugâti’t-Türk’ü derinlemesine inceleme ve anlama fırsatı sunarak, dil ve tarih bilincini güçlendirmeyi amaçladı. Ayrıca, eserin yalnızca Türkoloji alanında değil, genel kültür tarihi açısından da değerli bir kaynak olduğu ve bu tür eserlerin günümüzde de incelenmesinin Türkçenin ve kültürümüzün korunması açısından büyük önem taşıdığı vurgulandı.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : İstanbul Ticaret Üniversitesi eğitim mezun üniversite