Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar Genel Müdürlüğü (TAGEM), 49 enstitü ve binlerce personeliyle Türk tarım ve hayvancılığının daha ileri seviyelere ulaşması için projeler üretiyor.


 

Balıkesir'in Bandırma ilçesindeki Koyunculuk Araştırma Enstitüsünü ziyaret eden Tarım ve Orman Bakanlığı’na bağlı Tarımsal Araştırmalar ve Politikalar (TAGEM) Genel Müdürü Dr. Metin Türker, çok büyük bir AR-GE kuruluşu olduklarını söyledi.

 

Türkiye'de tarım sektörüyle ilgili bitki ve hayvan sağlığından su ürünlerine, tarım teknolojilerinden mekanizasyona kadar 11 alanda AR-GE çalışması yürüttüklerini belirten Türker, şöyle devam etti: "TAGEM'in çok muazzam bir kapasitesi var, dünyada da ilk 10 arasındayız. 49 araştırma enstitümüz, 2 bin 300 araştırmacımız var. Enstitülerimiz içinde 10'u ülkesel, 13'ü bölgesel ve 26'sı da konu bazlıdır. TAGEM'de 44 doçentimiz, 615 de doktorasını yapmış araştırmacımız var. 300'ün üzerinde laboratuvarımız var ve çok güçlü bir kadroya sahibiz. 12 araştırma enstitümüzde hayvancılıkla ilgili ıslah ve AR-GE çalışmaları yürütüyoruz. Bunlarda üniversitelerle, sivil toplum kuruluşlarıyla ve AR-GE yetkisi verdiğimiz kurumlarla da çalışıyoruz."

 

HAYVAN IRKLARININ GELİŞTİRİLMESİYLE İLGİLİ PROJELER

 

Türker, hayvan ırklarını koruma altına alarak et ve süt verimi yüksek ırkları geliştirdiklerini vurguladı.

 

Her yıl 80'in üzerinde proje ürettiklerini aktaran Türker, "Hayvancılık Genel Müdürlüğümüzün istekleri doğrultusunda güdümlü projeler yürütüyoruz. Ülkemizin ve sektörümüzün ihtiyacı olan çeşitli ırkların geliştirilmesi konusunda çok sayıda projemiz var. Aynı zamanda uluslararası araştırma kuruluşlarıyla da çalışıyoruz, üniversitelerdeki hocalarımızın hazırladığı projeleri destekliyoruz, dolayısıyla çok yönlü bir çalışma içindeyiz." diye konuştu.

 

Türker, yerli ve milli ırk çalışmalarının sürdüğünü dile getirdi.

 

Tamamen yerli ve milli imkanlarla geliştirdikleri "Anadolu-T" tavuk ırkıyla beyaz et sektörünün geleceğinin garanti altına alınacağını anlatan Türker, şu bilgileri verdi: "Yumurtacı tavuklarla ilgili de yerli ırklarımız var, bunları geliştirme noktasında da çalışmalarımız var. Büyükbaş hayvancılık konusunda da Afyon Kocatepe Üniversitesi ile geliştirdiğimiz yerli ırklarımız var. Büyükbaşla ilgili geçen yıl ilk defa embriyo transferi ve satışını gerçekleştirdik. Bu açıdan da son derece başarılı uygulamalarımız söz konusudur. Hayvan ırklarının ıslah edilmesi noktasında üretilen spermaların tüm Türkiye'deki hayvanların tohumlanmasında kullanılarak sektördeki verimliliği, kaliteyi artıracak AR-GE çalışmalarımız artarak devam ediyor."

 

"36 DERECENİN ÜZERİNDEKİ HER 1 DERECELİK ARTIŞ, HAYVANIN ET VE SÜT VERİMİNİ OLUMSUZ ETKİLİYOR"

 

Metin Türker, iklim değişikliğinin hayvan sağlığını olumsuz etkilediğine dikkati çekti.

 

Bu konuda aşı üretilmesinden gıdaya kadar bütün süreçlerde çalışmalar yaptıklarına değinen Türker, "36 derecenin üzerindeki her 1 derecelik artış, hayvanın et ve süt verimini olumsuz etkiliyor, hayvanları strese sokuyor. Bu açıdan hayvan sağlığıyla ilgili çözümlere yönelik de projeler yürütüyoruz." ifadesini kullandı.

 

TAGEM'i "Tarım ve Orman Bakanlığının TÜBİTAK'ı" olarak nitelendirdiklerini aktaran Türker, TÜBİTAK ile de önemli çalışmalar yaptıklarını belirtti.

 

Tarım sektörünün tüm alanlarıyla ilgili projeler yürüttüklerini, AR-GE destek programları kapsamında üniversitelerden uzmanlarla, yatırımcılarla ticarete konu olacak projelere destek verdiklerini dile getiren Türker, sözlerini şöyle tamamladı: "Özel sektörle de uyumlu çalışıyoruz. Özel sektöre, 'Varsa projeniz gelin laboratuvarlarımızı size açalım, araştırmacılarımızla beraber çalışalım, yeni ürünler geliştirelim.' diyoruz. İlgili genel müdürlüklerin taleplerini yerine getirmek üzere güdümlü projeler üretiyoruz. Uluslararası projelerden en fazla faydalanan kurum da yine TAGEM'in enstitüleridir. Bu açıdan da çok sayıda araştırmacımız hem kendilerini geliştiriyor hem de dünyayı çok daha yakından takip ediyor. Yüksek lisans ve doktora öğrencilerimizi yurt dışına gönderiyoruz. Bu şekilde yurt dışındaki üniversitelerde yüksek lisans ve doktora yaptırmak suretiyle araştırmacı kadrolarımızın kurumsal kabiliyetini de artırıyoruz."

05 Mayıs 2023 Cuma

Bulgaristan’ın en gelişmiş sanayi, üretim ve turizm şehirlerinden Burgaz, biri yapım aşamasında olan, biri de tamamlanarak hayata geçirilen iki yeni yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği yapmak istiyor.


Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı’ndan yapılan açıklamaya göre, küçük ve orta ölçekli yatırımcılar ve girişimciler için de çeşitli teşvikler uygulanıyor.  

 

SÜMEYRA YARIŞ TOPAL

 

Bulgaristan’ın en kalabalık dördüncü kenti konumunda olan Burgaz, iki ayrı yatırım bölgesi için Türk girişimcilerle işbirliği istiyor. Gümrüksüz serbest ticaret bölgesine de ev sahipliği yapan Burgaz; lojistik, altyapı ve Türkçe kullanımının yaygınlığı gibi avantajlarla dikkat çekiyor. Bulgaristan Burgaz bölgesine yönelik iş fırsatları, İstanbul Ticaret Odası’nda düzenlenen webinarda ele alındı. 

 

UYGUN KONUM 

 

‘Burgaz’a Yönelik Ticaret ve Yatırım Fırsatları’ konulu webinarın açılışında konuşan Burgaz Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Todor Demirkov, bölgelerinin yatırım için çok uygun bir konumu olduğunu ifade etti. Demirkov, “Şirketlerimiz Avrupa standartlarında hizmet veriyor. Burgaz bölgesi, gelişmiş altyapı ve ulaşım imkânları ile dikkat çekiyor. Her anlamda çok cazip bir lokasyonda bulunuyoruz” diye konuştu. 

 


BÜYÜME TRENDİ

 

Toplantıda konuşan Burgaz Ticaret Ataşesi Ali Arda Alıcı da Bulgaristan’ın son 5 yıldır büyüme trendi içinde olduğunu söyledi. Alıcı, “Bulgaristan’a yatırım yapacaklar için en büyük fırsatlardan biri, sabit kur sisteminin uygulanıyor olması. Bu şekilde kur dalgalanmalarından etkilenilmiyor. Aynı zamanda Avrupa Birliği (AB) fonlarından faydalanma imkanı var. Burgaz bölgesi de Bulgaristan’ın en gelişmiş bölgelerinden biri. Çok önemli bir turizm kenti. Normalde 380 bin olan nüfus, turizm sezonunda 1 milyona çıkıyor. Potansiyel arz eden ürünler; makina, demirli metal, motor ve hazır giyim malzemeleri olarak ön plana çıkıyor.

 

İŞGÜCÜ AVANTAJI 

 

Toplantıda konuşan Burgaz Belediyesi Temsilcisi Violeta Lazova da bölgelerinin yatırım için çok elverişli olduğunu söyledi. Violeta, “Kentimizde gümrüksüz serbest ticaret bölgemiz var. Buradan KDV uygulaması olmadan üçüncü ülkelere ihracat mümkün. Şehrimizde 95 eğitim kurumumuz var ve işgücümüzün yüzde 98’i en az bir yabancı dil biliyor, iki dil bilenlerin oranı yüzde 73. Ayrıca burada Türk vatandaşları da yaşadığı için Türkçe bilen işgücü de bulunuyor. Burgaz’da 17 bin kayıtlı firma var. Şehrimizde yüzde 29 ticaret, yüzde 25 hizmet, yüzde 15 üretim, yüzde 19 lojistik, yüzde 11 tarım ve yüzde 6.5 inşat alanında faaliyet gösteren firma var” diye konuştu. 

 

KÜÇÜK İŞLETMELER

 

Burgaz Sanayi ve Lojistik Parkı Direktörü Petar Ivanov da yatırım bölgelerinden bahsetti. Biri kuzeyde, biri güneyde iki ayrı yatırım bölgesine sahip olduklarını ve bu bölgelere yatırımcı çekmek istediklerini ifade eden Ivanov, “Sanayi ve lojistik parkımız iki fazdan oluşuyor. Kuzey bölgesi için özellikle küçük ve orta ölçekli yatırımcı çekmek istiyoruz. Bölgemiz havalimanına, tren garına, gümrüksüz bölgeye çok yakın. 

 

Şu an burası tamamlandı ve 37 firma faaliyete başladı. Güney yatırım alanımız ise yapım aşamasında ve buraya da daha büyük çaplı yatırımcıların yatırım yapmasını istiyoruz. Burası da yine lojistik ve altyapı olarak çok güzel imkanlara sahip” dedi.  

 


KARADENİZ’İN EKONOMİK FIRSATI

 

Toplantının açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Münir Üstün gerçekleştirdi. Üstün, “Burgaz bize, coğrafi olarak Türkiye’deki pek çok şehirden daha yakın. Coğrafyası, yeşili, doğası çok güzel. Ayrıca turizm, lojistik ve ticaret imkanlarıyla göze çarpıyor. Karadeniz kıyısındaki ekonomik fırsatların bölgesel hatta küresel ölçekte değerlendirilmesi için çok çok önemli bir zemine sahip. Geçen yıl Bulgaristan’la dış ticaret hacmimiz 6 milyar 600 milyon doların üstüne çıktı. Bu olumlu süreci, bilhassa Bulgaristan’daki şehirlerin yatırım ve ticaret imkanlarını değerlendirerek ileriye taşıyabiliriz” diye konuştu. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar