Suudi Arabistan, Joe Biden'ın başkanlık koltuğuna oturduğu 2021'den bu yana ilişkilerde durgunluk yaşadığı ABD ile tarihi müttefikliğini sona erdirmese de geliştirdiği "ortakları çeşitlendirme" stratejisiyle yönünü Asya'dan yana çevirdi.


Suudi Arabistan Bakanlar Kurulunun, Pekin merkezli Şanghay İşbirliği Örgütü'ne "diyalog ortağı" olarak katılma kararı alması, Çin ile ilişkilerin güçlendirilmesi adına atılan yeni bir adım oldu.

 

Riyad yönetiminin kararını "uzun zamandır beklenen bir karar" ve "her ülkenin kendi hususi ilişkileri olduğu" şeklinde değerlendiren ABD, Suudi Arabistan'ın, Batı'nın siyasi, iktisadi, güvenlik ve kültürel hegemonyasını kırmak için kurulan Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılmasını fazla önemsemedi.

 

Buna rağmen ABD, Çin'in, Körfez bölgesindeki nüfuzunu artırması ve Washington yönetiminin en büyük ortağı (Suudi Arabistan) ile ortaklığını pekiştirmesine de temkinli yaklaştı.

 

PEKİN'LE YAKINLAŞMA, WASHİNGTON'DAN UZAKLAŞMA

 

Suudi Arabistan Bakanlar Kurulunun Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılma kararı alması, orta vadede örgüte tam üye olma yönünde atılmış bir adım olma özelliği taşıyor ve Riyad’ı, Çin-Rusya blokuna yaklaştırırken ABD’den uzaklaştırıyor.

 

ABD’de kaya petrolünün bulunması ve kullanılmasının ardından, Suudi Arabistan ve Körfez ülkeleri, ABD piyasasının enerji ihtiyacını karşılama konusundaki stratejik önemlerini yitirdi.

 

Öte yandan devasa ekonomisine kesintisiz petrol akışını sağlaması gereken Çin, en büyük petrol ithalatçısı olarak Suudi Arabistan ve Körfez petrolüne giderek daha fazla şekilde bağımlı hale geldi. Petrol akışının bölgenin istikrarına bağlı olması da Çin ile Suudi Arabistan’ın çıkarlarının kesişmesini sağladı.

 

Suudi Arabistan ile İran’ın 7 yıl aradan sonra 10 Mart’ta diplomatik ilişkilerin yeniden başlatılması konusunda anlaşmaya varması, Pekin yönetiminin, bölgenin istikrarına gösterdiği ehemmiyetin bir yansıması olarak karşımıza çıktı.

 

Çin Devlet Başkanı Şi Cinping, Riyad’ın Şanghay İşbirliği Örgütü’ne katılma kararı aldığı gün Suudi Arabistan Veliaht Prensi Muhammed bin Selman’la gerçekleştirdiği telefon görüşmesinde, Orta Doğu’da tansiyonun düşürülmesinden duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 

Şi, İran-Suudi Arabistan anlaşmasıyla ilgili olarak ise ülkesinin yürüttüğü diyalog sürecinin bölgesel birlik ve işbirliğini güçlendirmede temel bir rol oynayacağı değerlendirmesinde bulundu.

 

Körfezin en büyük iki aktörü arasındaki gerilimin Çin’in gözetiminde sona ermesi, Pekin’i, bölge güvenliğinin birinci garantörü haline getirdi.

 

EKONOMİK ENTEGRASYON

 

Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılma kararının onaylanmasından iki gün önce Suudi Arabistan'ın ulusal petrol şirketi Saudi Aramco, Çin'de bir yakıt ve petrokimya üretim kompleksini tamamlamak için 12,2 milyar dolarlık bir ortaklık anlaşması imzaladı.

 

Bu anlaşma, iki ülkenin, ekonomik entegrasyonun sağlanması isteğinin en büyük yansımasıydı. En büyük petrol üreticisi ülke Suudi Arabistan ile en büyük ithalatçı ülke Çin arasında bu türden yatırımlar stratejik ortaklığı güçlendiren unsurlar olarak ortaya çıktı.

 

Aynı şekilde Suudi Arabistan'ın Çin pazarına yaptığı milyarlarca dolarlık yatırım da Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üyelik sürecini hızlandıracak, Körfez bölgesinde enerji güvenliğini artıracak ve işbirliği için daha geniş alanlar açacak.

 

Riyad'ın Şanghay İşbirliği Örgütü'ne katılma kararı alması, Çin Devlet Başkanı Şi'nin, Muhammed bin Selman'la telefonda görüşmesi ve öncesinde İran-Suudi Arabistan arasında varılan anlaşma birbiriyle bağlantılı ve Aralık 2022'de Şi'nin Riyad'a gerçekleştirdiği ziyaret sırasında Suudi Arabistan ile Çin arasında imzalanan kapsamlı stratejik ortaklığın devamı olma niteliğini taşıyor.

 

Riyad ile Pekin arasındaki siyasi ve iktisadi yakınlaşma geçen aralık ayında tasarlandı ve adım adım uygulamaya konuldu. Suudi Arabistan ile onun en büyük ticari ortağı olan Çin arasındaki bu çıkar birlikteliği ve güçlü işbirliği, diğer ortakların da katkısıyla ABD'nin hegemonyasından uzakta çok kutuplu bir dünyanın inşasına katkı sağlayabilir.

 

ABD'nin, insan hakları konusunda Suudi Arabistan'a yaptığı baskılar ve daha fazla petrol üretmesini istemesi, Riyad'ı, bu tarz taleplerde bulunmayan Çin ile ilişkilerini güçlendirmeye sevk ediyor.

 

Ancak Çin, Suudi Arabistan'ı, Şanghay borsasında petrolü dolar yerine Çin yuanıyla fiyatlandırmaya ikna etmeye çalışıyor. Riyad ise ihraç ettiği petrolün bir kısmının yuan üzerinden fiyatlandırılmasına karşı çıkmıyor.

 

Öte yandan Suudi Arabistan, silah ithalatının yüzde 78'ini ABD'den karşıladığı, sürekli olarak yedek parçaya ve bakıma ihtiyaç duyduğu ve Çin de kolay kolay bu boşluğu dolduramayacağı için Washington ile yaşadığı anlaşmazlıkta ileri gitmek istemiyor.

08 Nisan 2023 Cumartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma