Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı ve Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, “İlk hesaplarımıza göre toplamda tüm sektör olarak 20 milyar TL’nin üzerinde hasar ödeyeceğimizi tahmin ediyoruz” dedi.


 

Türkiye Sigorta Birliği (TSB) Başkanı ve Türkiye Sigorta Genel Müdürü Atilla Benli, Kahramanmaraş merkezli toplamda 11 ili etkileyen depremlere ilişkin yaptığı açıklamada, depremden etkilenen illerdeki Zorunlu Deprem Sigortası ortalamalarının yüzde 49 olduğunu belirterek, söz konusu sigorta oranının en az Hatay’da en fazla Diyarbakır’da olduğunun görüldüğünü söyledi.

 

Konut sigortalarında yüzde 21, kaskoda ise yüzde 17 oranında sigortalılık oranlarının bulunduğunu ifade eden Benli, “Deprem bölgesinde araçların çoğu pert. Kasko üzerinden 1 milyar TL civarında ödeme yapacağımızı tahmin ediyoruz. İlk hesaplarımıza göre toplamda tüm sektör olarak 20 milyar TL’nin üzerinde hasar ödeyeceğimizi tahmin ediyoruz. Bizler sektör olarak sadece deprem değil, tüm afetler için ödeme yapacak güce sahibiz.” diye konuştu. Benli, söz konusu 20 milyar TL'ye DASK tazminat ödemelerinin dahil olmadığını da dile getirdi.

 

“DEPREM SİGORTALARINA İLGİ 3-4 KAT ARTTI”

 

Benli, salgın, sel, deprem gibi afetlerden sektörün alnının akıyla çıktığını anlatarak, bundan sonra olabilecek başka büyük depremlere de hazır olduklarını, sigorta sektörünün kötü gün dostu olduğunu aktardı.

 

Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından deprem sigortalarına ilginin 3-4 kat arttığını vurgulayan Benli, bu anlamda sigortalılık oranının çok hızlı yükseldiğini, bu etkinin devam etmesi gerektiğini söyledi.

 

Benli, işletmelerin DASK kapsamında olmadığına işaret ederek, işletmelerin hayatına kaldığı yerden devam edebilmesi, aynı zamanda Türk ekonomisine de etkisinin reasürans sistemi içerisinde dünyaya yayılarak afetlerin olumsuz etkilerini en aza indirgenmesi açısından poliçe kapsamının önemini vurguladı.

 

“AZ HASARLI EVLERE SAHİP SİGORTALILARA BEKLEMELERİNİ TAVSİYE EDİYORUM”

 

Az hasarlı raporu verilen evlerin oturulamayacak durumda olduğu iddialarına ilişkin Atilla Benli, “Tespitte ağır hasarlılılar ve diğerleri öncelikli. Az hasarlı evlere sahip sigortalılara beklemelerini tavsiye ediyorum. Çünkü artçılar devam ediyor, sonraki artçı depremlerde de hasar artabilir. Sonradan hasarları büyüdüyse onlar da ödenir ancak şu anda acele etmemeleri lazım.” dedi.

 

Benli, deprem bölgesindeki araçların çoğunluğunun perte yakın veya pert olduğunu belirterek, araçların toplama yerlerine alındığını, plakadan ve şasi numarasından herhangi bir ihbar olmadan dosyayı açtıklarını, poliçe üzerindeki rakam üzerinden ödemeyi gerçekleştirdiklerini dile getirdi.

 

Deprem bölgesinde hayat sigortaları için kayıtların oluşmaya başladığını ve vefat bilgileri için ilgili kamu kurumlarıyla çalışmaların yürütüldüğünü belirterek, ödeme işlemlerine başlandığını, hayat sigortaları için 2 milyar lira civarında ödeme beklediklerini söyledi.

 

"VEFAT EDEN VATANDAŞIN BES’TEKİ BİRİKİMİ VERASETE BAKILARAK ÖDENİYOR"

 

Depremzedelerin Bireysel Emeklilik Sistemi’nden (BES) çıkış yapmak istemesi halinde kolaylık sağlanıp sağlanmayacağına yönelik soru üzerine Atilla Benli, şu yanıtı verdi: “Deprem bölgesinde 25 milyar lira civarında toplam fon büyüklüğü var. Bölgede yaklaşık 1,5 milyon BES’li bulunuyor. Türkiye Hayat Emeklilik’in 7-7,5 milyar liralık BES sözleşmelileri var. Bunlar içerisinde eğer vefat ettiyse varislere veya lehtarlara hızlı şekilde ödenmesi için biz hızlı şekilde ulaşıyoruz, bildiriyoruz. Eğer kendisi özel bir ödeme istiyorsa onları da mevcut süremize bakmadan hızlı şekilde ödüyoruz. Henüz bu anlamda çok büyük talep yok. Çıkmak isteyip süreye takılan kimse olmadı ama bundan sonrası için gelen olursa sektör olarak kararımız mümkün olduğunca sürelere takılmadan ödemek yönünde.”

 

BES’te birikimi olan vatandaşın vefatı durumunda neler yapıldığına yönelik soruya Benli, hem hayat sigortasında hem de BES’te vatandaşların hiç haberi olmasa dahi sigorta şirketlerinin verasete hak kazanan kimler varsa silsile boyunca bakarak ödemesini gerçekleştirdiğini dile getirdi.

 

Deprem bölgesinde yüzbinlerce hayvanın telef olduğuna işaret eden Benli, 4-5 milyon liralık ödemenin yapıldığını, toplamda ise 30 milyona yakın ödeme yapılmasının öngörüldüğünü bildirdi.

 

“BİR HAFTA İÇERİSİNDE 10 BİN KONUT DEPREMZEDELERE TAHSİS EDİLDİ, BİNA VE EŞYA SİGORTALARINI BEDELSİZ OLARAK YAPIYORUZ”

 

Aynı zamanda Türkiye Sigorta’nın Genel Müdürü olan Atilla Benli, Türkiye Sigorta olarak depremin olmasından 15 dakika sonra daha önce alınan aksiyon planlarına göre durum tespiti yaptıklarını belirterek, sigortalıları belirlediklerini, çalışanların ve bölgedeki çalışma paydaşların durumlarını tespit ettiklerini söyledi.

 

Türkiye Sigorta’nın çeşitli yardım organizasyonları için ihtiyaçları belirleyip AFAD ve Kızılay ile koordineli olarak harekete geçtiklerini, yardım tırlarıyla deprem bölgesine acil yardımları gönderdiklerini ifade eden Benli, sigortalıların hak kaybına uğramamaları veya afet nedeniyle bir sıkıntıya düşmemeleri için önlemler aldıklarını dile getirdi.

 

Benli, Kahramanmaraş, Gaziantep, Hatay, Adıyaman ve Malatya’da 5 karavan ile mobil hizmet verdiklerini aktararak, ilk etapta ihbar yapmanın sigortalılar için çok zor olduğunu, ihbar yapamayanları da poliçeleri belirledikleri için kendi ulaşabildikleri kadarıyla hasarlarını tespit edip kendi ihbar dosyalarını açtıklarını, ihtiyacı olan sigortalılara hızlı bir ödeme yapmak için çalıştıklarını anlattı.

 

Sigortacı olarak kendisinin gördüğü hiçbir depremin büyüklüğü ve yıkıcılığının Kahramanmaraş merkezli depremlerle kıyaslanamayacağını ifade eden Benli, “Türkiye Sigorta olarak şu ana kadar 18 bin konut ile ilgili hasar dosyası açtık. Konut, kasko ve yangın poliçelerinde deprem teminatı olan 300 bin poliçemiz var.” diye konuştu.

 

Benli, Türkiye Sigorta olarak Tek Yürek kampanyasına önemli miktarlarda destek olduklarını, ilk anda hem AFAD hem de Kızılay için 5’er milyon liralık ayni ve nakdi yardım yaptıktan sonra Tek Yürek Kampanyasına da 2 milyar TL’lik destek aktardıklarını belirterek, “Bundan sonra da AFAD’ın öncülüğünde ‘Evim Yuvan Olsun’ kampanyası düzenlendi. Biz Türkiye Sigorta olarak bu ülkenin erdemleriyle ve değerleriyle yoğurulmuş bir şirket olarak önemli rol almak bizim görevimiz. Evlerini depremzedelere tahsis edenlere destek etmek amaçlı, ‘Tek Yürek Bina ve Eşya Sigortası’ kapsamında primini biz karşılamak üzere teminat vererek destek oluyoruz. Bir hafta içerisinde 10 bin konut depremzedelere tahsis edildi, bunların bina ve eşya sigortalarını bedelsiz olarak yapıyoruz.” şeklinde konuştu.

 

“BİREY OLARAK SADECE EVLERİMİZDE EŞYALARIMIZIN GÜVENLİĞİNİ SAĞLASAK ÖLÜM ORANLARI YÜZDE 10 DÜŞER”

 

1-7 Mart’ın Deprem Haftası olmasına yönelik değerlendirmede bulunan Atilla Benli, Türkiye’nin deprem kuşağında, fay hatları üzerine kurulu olduğunu ifade ederek, şunları kaydetti: “Deprem, bizlerin hayatının bir parçası. Dolayısıyla deprem açısından kültürümüzü, algımızı daha da büyütecek, günlük hayatımıza girecek şekilde beslememiz gerekiyor. Okullardan başlayıp evimizde çekirdek ailemize kadar bunun girmesi gerekiyor. Son yaşadığımız afet de bunun en önemli göstergesi. Bugün hatırlayıp yarın unutmamız gerekiyor. Bir haftaya da sıkıştırmamamız gerekiyor. Bu hafta böyle bir afetin üstüne önemli bir fırsat. Birbirimize böyle durumlarda neler yapacağımızla ilgili bireyden kamuya kadar yapabileceğimiz çok şey var. Biz birey olarak sadece evlerimizde eşyalarımızın güvenliğini sağlasak ölüm oranları yüzde 10 düşer. Biz biraz deprem olgusunu birey olarak ihmal ettik.”

 

Benli, Türkiye Sigorta Birliği olarak Deprem Haftasına yönelik bazı etkinliklerde bulunacakları, mümkün olduğunca hayatın devam ettiğini ve aynı acıların yeniden yaşanmaması için neler yapılması gerektiğini kamuoyuyla paylaşacaklarını söyledi.

01 Mart 2023 Çarşamba

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar