HABER: ŞEREF KILIÇLI

İstanbul Ticaret Odası, ‘Sektörel Risk Envanterleri ve Risk Endeksi Oluşturulması’ projesi ile belirlenen 11 sektörde çalıştaylarını tamamladı. Proje kapsamında, 4 Mayıs’ta otomotiv, restoran ve yiyecek içecek hizmetleri, turizm otelcilik sektörleri ile de online çalıştaylar gerçekleştirildi. İstanbul Üniversitesi Risk ve Denetim Araştırma Merkezi Direktörü ve GRC Management Kurucusu Prof. Dr. Davut Pehlivanlı tarafından modere edilen çalıştaylarda, risk konularının ve bunlardan etkilenme derecelerinin yer aldığı bir anket de katılımcılara iletildi.

TEORİ VE UYGULAMA

İşletmelerin riske dönüşmesi ihtimali olan durumları görmezden gelebildiğini belirten Prof. Dr. Davut Pehlivanlı, “Risk yönetiminde tersten bakılmadığında başarı şansı yok. Risk yönetimi denilince daha önce sadece finansal riskler anlaşılıyordu. Ancak 1990’larda bu algı değişti. Risk yönetimi salt raporlama ve salt üst yönetimin çalışması değildir. Kurumun tümünü kapsayan bir risk yönetimi olmalı. Geçmişte risk yönetimi denildiğinde organizasyonun içinde nerede yer aldığı konusu boşluktaydı. Ancak şimdi, teori ve uygulama yerine oturmuş durumda” dedi.

ÇİP KRİZİ ÖRNEĞİ

Pandeminin risk yönetiminde doğru bilinenlerin uygulanmadığını da gösterdiğini vurgulayan Pehlivanlı,“Küresel olarak Çin ağırlıklı bir tedarik sisteminin tercih edildiğini de gösterdi. Çin’deki işgücü maliyeti ve üretim birim maliyetinin düşük olması bunu sağladı. Otomotiv sektöründeki çip krizinden örnek verelim. Üretici firmalar kripto paralardan kaynaklı yüksek bir talep oluştuğu için çip yerine anakart ve ekran kartı üretimine ağırlık verdi. Mevcut tedarik sisteminde çip krizi çözülse bile yarın başka taraflardan başka kriz çıkabilir” diye konuştu.

OTOMOTİVDE DÖNÜŞÜM VE RİSKLER

Prof. Dr. Pehlivanlı’nın otomotiv sektörü çalıştayında üzerinde anket yapıldığını belirttiği risklerden bazıları şöyle:

  • Jeopolitik ve siyasi etkenler kaynaklı yurtdışı talebinin daralması riski.
  • İthal girdi yapısı kaynaklı fiyat oynaklıkları ve bunun getirdiği riskler.
  • Pandemi kaynaklı üretim hacminde kayıp riski.
  • Dijital satış kanallarının yeteri kadar kullanılmaması riski.
  • Yüksek vergi maliyetleriyle talebin daralması riski.
  • Emisyon düzenlemeleri kaynaklı riskler.
  • Pandemi kaynaklı tedarik zincirinim kırılması riski.
  • Yedek parça üretiminin aksaması riski.
  • Üretimde sürekliliğin sağlanamaması riski.
  • Elektrikli ve hibrit araçlarla ilgili yetersiz altyapı riski.
  • Otonom araçlardaki sürüş güvenliği ve siber saldırı riskleri.
  • İnovasyonda geri kalma riski.

POPÜLER LOKASYONLARDA TURİSTİN ALGISI DEĞİŞEBİLİR

Turizm otelcilik sektörü çalıştayında gündeme getirilen risklerden bazıları şunlar oldu:

  • Ulaşım kaynaklı riskler.
  • Pandemi kaynaklı hacim kaybı riski.
  • Pandemi sürecinde hijyen kaynaklı riskler.
  • Turizm bölgelerinde tahribat kaynaklı riskler.
  • Jeopolitik ve siyasi gerekçelerle ülkeler arası turizmin kısıtlanması.
  • Popüler lokasyonlarda turistin algısının değişmesi ve bunun getirdiği riskler.
  • Tesis içi hizmet çeşitliliği problemleri.
  • Terör ve göç gibi nedenlerle talebin daralması riski.
  • Global ekonomideki dalgalanmalara bağlı talepte daralma riski.
  • Ülkeler arasındaki inovasyon yarışında geride kalma riski.
  • Turizmde paylaşım ekonomisine dayalı yeni modellerin yaygınlaşmasına bağlı hacim ve ciro kaybı riski.

DİJİTAL İMKANLARDAKİ FARKLILIK DEZAVANTAJ

Restoran ve yiyecek içecek hizmetleri sektörü çalıştayında gündeme getirilen risklerden bazıları şunlar oldu:

  • Hizmet kanallarının çeşitlendirilmemesi ve dijitalleşme eksikliğinin getirdiği riskler.
  • Online sipariş sitelerinin komisyon ücretlerinden kaynaklı riskler.
  • Pandeminin getirdiği hacim ve ciro riskleri.
  • Pandemi sebebiyle belirsizlik ve sürdürülebilirlik riskleri.
  • Zincir gruplarla, orta ve küçük ölçekli işletmelerinin dijital imkanlarının farklı olması, bu alandaki dezavantaj riski.
  • İnovasyonların ürün haline getirilememesi riski.

10 Mayıs 2021 Pazartesi

Etiketler : Sektörel

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği Başkanı Harun Çallı, "Sanayicinin ihracat pazarlarında elde edeceği başarılar sayesinde çiftçinin ürettiği çiğ süt ve et fiyatları da ülke içerisinde istikrara kavuşacaktır." şeklinde konuştu.


Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Sanayicileri Derneği (ASÜD) Başkanı Harun Çallı, sektördeki sanayicinin ihracat pazarlarında elde edeceği başarıların çiğ süt ve et fiyatları istikrara kavuşturacağını belirterek, "Bu sayede sanayicimiz dünya standartlarında üretmiş olduğu ürünleri tüketicilerimize, daha avantajlı fiyatlarla arz etmeye devam edebilecektir. İnovatif ürünlerle pazarı büyütmeyi hedefliyoruz." dedi.

 

Çallı, 1 Haziran Dünya Süt Günü dolayısıyla sektördeki gelişmeleri değerlendirdi.

 

Sütün her yaştan birey için öneminin tartışılmaz olduğuna dikkati çeken Çallı, Kovid-19 salgını sürecinden sonra tüketicilerin sağlıklı ve hijyenik ürünlere olan bakış açılarının değiştiğini, ambalajlı gıdanın öneminin daha iyi kavrandığını söyledi.

 

Çallı, üretim, nakliye ve depolama aşamalarında ambalajlı süt ürünlerine ihtiyaçta belirgin bir artış yaşandığına işaret ederek, bağışıklığın ön plana çıkmasıyla kişiselleştirilmiş ürünlerin değer kazandığını ifade etti.

 

SÜT SANAYİMİZİN ÜRETİM KAPASİTESİ VE TEKNOLOJİK DONANIMI ARTIYOR

 

Çallı, Türkiye'de Avrupa Birliği'nce (AB) onaylanan tesis sayısının 40'a ulaştığına dikkati çekerek, "Süt sanayimizin üretim kapasitesi ve teknolojik donanımı her geçen gün artmaktadır. Tesislerimiz dünyanın her köşesindeki tüketiciler için ürünler üretebilecek yüksek standarda sahiptir." diye konuştu.

 

Sanayicinin ihracat pazarlarında elde edeceği başarılar sayesinde çiftçinin ürettiği çiğ süt ve et fiyatlarının da ülke içerisinde istikrara kavuşacağını anlatan Çallı, "Bu sayede sanayicimiz dünya standartlarında üretmiş olduğu ürünleri tüketicilerimize, daha avantajlı fiyatlarla arz etmeye devam edebilecektir. İnovatif ürünlerle pazarı büyütmeyi hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

 

Çallı, üreticilerin küresel piyasalarda varlığını sürdürebilmeleri için hem süt üreticilerini hem de sanayicileri geliştirecek destek modeline ihtiyaç olduğunun altını çizdi.

01 Haziran 2024 Cumartesi

Türkiye'de "bilgi ve iletişim" sektöründe ücretli çalışan sayısı mart itibarıyla yaklaşık 290 bin 911'e ulaşarak tüm zamanların en yüksek seviyesine ulaştı.


Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, ülkede sanayi, inşaat ve ticaret-hizmet sektörlerindeki ücretli çalışan sayısı mart ayında 15 milyon 225 bin 128 ile tüm zamanların rekorunu kırdı. Söz konusu istihdam geçen yılın aynı döneminde 14 milyon 839 bin 534 seviyesindeydi.

 

Ülkede ücretli çalışanların alt dağılıma bakıldığında, "bilgi ve iletişim" sektöründe ücretli çalışan sayısının son aylarda düzenli olarak arttığı gözlemlendi.

 

Geçen yılı 289 bin 599 kişilik istihdamla kapatan sektör, bu yılın ilk ayında 290 bin 165 kişilik istihdama ulaştı.

 

Sektör istihdamı şubatta 290 bin 270 olurken, martta ise tüm zamanların en yüksek seviyesi olan 290 bin 991'e yükseldi.

 

SEKTÖRDEKİ İSTİHDAM ARTIŞI ÜLKE EKONOMİSİ İÇİN ÖNEMLİ

 

Pariterium Danışmanlık Kurucusu İsmet Demirkol, teknoloji ve dijitalleşmenin tüm dünyada olduğu gibi Türkiye'nin de gündeminde olmasının önemine dikkati çekti.

 

Teknolojik gelişmelere verilen önemin, ekonomi başta olmak üzere, birçok alanda verimlilik artışını sağladığını ifade eden Demirkol, "Bilgi ve iletişim sektöründeki istihdam artışı ülke ekonomisi için önemli. Gelecek dönemde de, artan ihtiyaçlar doğrultusunda, sektördeki istihdamın artmasını bekliyorum." dedi.

 

Demirkol, Türkiye'nin gelişmiş ülkeler sınıfına çıkmasını kolaylaştıracak dijital dönüşüm ve teknolojinin ihtiyaç duyduğu yetkinliğe sahip iş gücü için sektörün daha çok desteklenmesi gerektiğini bildirdi.

 

Bu kapsamda mevut fon ve ekosistem desteğinin daha da artırılması gerektiğini dile getiren Demirkol, yazılım ve kodlama gibi derslerin de eğitim müfredatında olması gerektiğini ifade etti.

01 Haziran 2024 Cumartesi