İstanbul Köşe Bucak’ın bu haftaki konuğu, şehrin kalbinde yer alan, İstanbul’un onsuz düşünülemeyeceği bir anıt, Yılanlı Sütun. Bir zamanlar Yunanistan’ın antik kenti Delfi’deki Apollon Mabedi’nde yükselen sütun, oradan İstanbul’a taşınır ve Hipodrom’da sıralanan kadim anıtlardan biri olur. Osmanlı döneminde ise At Meydanı’nda varlığını sürdürür. Bir tılsım olarak görülen sütunun şehri yılanlardan koruduğuna inanılır. Günümüzde Sultanahmet Meydanı’nı ziyaret edenler, yılanların başları uzun yıllar önce bilinmeyen bir nedenle ortadan kalktığı için Yılanlı Sütun’un birbirine dolanmış üç yılandan oluşan gövdesini görebilir.

ÜÇ BAŞLI EJDERHA HEYKELİ

Evliya Çelebi, Seyahatnamesi’nin başında ‘Makedon Yunan İmparatorluğu’nun Kadim Şehri ve Beşiği, İslam Topraklarındaki Bütün Hükümdarların Hasreti, İyi Korunan Konstantiniye’nin Kuruluşunun Hikayesi’ni anlatır. Evliya Çelebi’nin bu hayali kuruluş öyküsü oldukça renkli. Çelebi’nin kendine has üslubu, şehirdeki kadim anıtlara ve sütunlara dair anlattıklarında da kendini gösterir. Çelebi, bugün çoğu hâlâ ayakta olan bu sütunların her birine tılsımlı güçler yakıştırır. Anıtların şehri koruyan birer tılsım olduğunu söyler. Yılanlı Sütun, Evliya Çelebi’nin gözünde üç başlı bir ejderha heykelidir; bir bilge tarafından şehri yılan, çıyan ve akrep haşaratından temizlemek için yapılmıştır. Dönemin farklı yazarlarında da sütunun bir tılsım olduğuna ilişkin benzer anlatımlara rastlanır.

PERSLERE KARŞI ZAFER

Hikayenin aslı, milattan önce 479 yılında 31 Yunan şehir devletinin güç birliği yaparak Perslere karşı kazandıkları zafere dayanır. Yılanlı Sütun, Delfi Mabedi’ne, bu zaferin anısına ve Apollon onuruna diktirilir. Birbirine dolanan yılan gövdelerinin üzerine savaşa katılan 31 Yunan şehrinin isimleri kazınır.

Yılanlı Sütun, daha yerinde bir söyleyişle Delfi Tripod’u, yapıldığında birbirlerine sarılmış formda tasvir edilen üç yılanın gövdeleriyle oluşturduğu bir sütun. Bu yılanların üç yana bakan başlarının üzerine konan bir tütsü çanağı ile sütuna tripod denmesine sebep üç ayaklı altın bir adak kazanından müteşekkil.

DELFİ’DEN GELEN YILANLAR

Konstantin, İstanbul’u yeniden imar ederken şehri kadim dünyanın abideleriyle bezemek ister ve Akdeniz coğrafyasının farklı köşelerinden İstanbul’a anıtlar getirtir. Yılanlı Sütun da Yunanistan’dan, Delfi’deki kaidesinden sökülerek İstanbul’a getirilip Hipodrom’a dikilir. İstanbul’a getirildiğinde altın adak kazanı çoktan ortadan kalkmış olan anıtın tütsü çanağı durur. Latin İstilası’nın ardından çanak kaybolur.

AVRUPALI SEYYAHLARIN MİNYATÜRLERİNDE RESMEDİLİR

Hipodrom, Bizans döneminde önemini kaybetmeye başlar. Osmanlı İmparatorluğu ise şehri aldığında uzun zamandır kullanılmayan, bir harabeye dönüşmüş bu alandan meydan olarak istifade eder. Meydan zamanla bir düzene kavuşur ve her şey yerli yerine oturur.
Yılanlı Sütun, Dikilitaş ve Örme Sütun ile birlikte At Meydanı’nın ayrılmaz bir parçası olarak çeşitli anlatımlarda ve minyatürlerde karşımıza çıkar. Minyatürlerde törenlerin, alayların, düğünlerin fonunda Yılanlı Sütun çizimleri üç başlı olarak görülür.
Sütun, Avrupalı seyyahların çizimlerinde de yılanların başlarıyla birlikte resmedilir. Aslında minyatürler sütunun akıbetine ilişkin de ipuçları taşır. At Meydanı’nda atış talimi yapan yeniçerilerin sütunu ve yılanların başlarını hedef aldığını gösteren minyatürlere bakılırsa sütun pek özenle korunmamış olabilir. Yine seyyahların notlarına ve aktardıklarına bakarsak Yılanlı Sütun’un başları net tarih bilinmemekle beraber 18. yüzyılın ilk yarısına kadar yerinde durmuş olmalı.

ARKEOLOJİ MÜZESİ’NDE SERGİLENİYOR

Ayasofya’nın 19. yüzyılda onarımını yapan Fossati kardeşler, bu esnada üç yılan kafasından birinin üst çenesini bulur. Bu parça günümüzde İstanbul Arkeoloji Müzesi’nde Çağlar Boyu İstanbul Salonu’nda sergileniyor. Diğer iki başın akıbeti ise bilinmiyor.
Yolunuz Sultanahmet Meydanı’na düştüğünde Yılanlı Sütun’u inceledikten sonra Arkeoloji Müzesi’ne gidip yılanlardan birinden geriye kalan o nadide parçaya bakmayı ihmal etmeyin. Çünkü İstanbul’u gezmenin, bu şehri keşfetmenin en keyifli tarafı hikayelerini öğrendiğiniz parçaları birleştirmektir.

04 Ekim 2018 Perşembe

Etiketler : Gündem

Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz: Dünyadaki talep koşulları uygun olmadığı halde, bizim temel ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk olduğu halde ihracatçılarımız müthiş bir iş başarıyorlar.



Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, "Dünyadaki talep koşulları uygun olmadığı halde, bizim temel ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk olduğu halde ihracatçılarımız müthiş bir iş başarıyorlar. İhracatımız artmaya devam ediyor. Bu yılın sonunda 264 milyar dolar ihracat bekliyoruz." dedi.

 

Yılmaz, Bilecik Ticaret ve Sanayi Odasında düzenlenen Bilecik İş Dünyası Buluşması'nda yaptığı konuşmada, Orta Vadeli Programı (OVP) geçen günlerde açıkladıklarını anımsattı.

 

Bir yıl önceki Orta Vadeli Programı güncellediklerini belirten Yılmaz, ana çerçeveyi koruduklarını söyledi.

 

Planlamanın önemli olduğunu belirten Yılmaz, "Bazen bir yanlış algı var. Plan yaptığınızda böyle nokta atışı her şey gerçekleşmeli gibi bir beklenti oluşuyor. Dünyanın hiçbir yerinde yüzde 100 nokta atışı gerçekleştirme çok nadir olur. Önemli olan planın size yol göstermesidir. Nereye gideceğinizi, doğrultuyu ortaya koymasıdır." diye konuştu.

 

OVP'nin ciddi anlamda çalıştığını, sonuç ürettiğini ve Türkiye'yi arzu ettikleri doğrultulara doğru taşıdığını düşündüklerini anlatan Yılmaz, "Biz sizinle birlikte bu planı başarılı bir şekilde uygulayacağız. Planlar siyasi ve toplumsal sahiplenme olmazsa raflarda kalmaya mahkumdur. Dünyanın en iyi planını yapın siyasi sahiplenme yoksa, toplumsal sahiplenme yoksa o planlar etkili bir şekilde uygulanamaz. Orta Vadeli Programımızın en büyük şansı Sayın Cumhurbaşkanı'mızın ortaya koyduğu güçlü iradedir. Başından itibaren ve güncellenmiş haliyle de Orta Vadeli Programa desteğinin, güveninin tam olduğunu ortaya koyması planımız açısından en kıymetli destektir." ifadesini kullandı.

 

Yılmaz, herkesin katkı vermesiyle başarının geleceğini dile getirerek, şunları kaydetti:

 

"Kamusuyla, özel sektörüyle, çalışanıyla, bütün kesimler, esnafıyla biz Türkiye olarak karşı karşıya kaldığımız sorunları hep birlikte aşacağız. Bundan da hiçbir şüphemiz yok. Bu süreçte de özel sektörün taleplerine çok hassasiyetle yaklaştığımızı, bu talepleri olabildiğince güncellenmiş programımıza yansıttığımızı, uygulamada da aynı zihniyet içinde hareket edeceğimizi ifade etmek isterim. Tabii ki programımızın ana çerçevesini bozmadan, o ana felsefesini saptırmadan, zayıflatmadan reel sektörümüzle birlikte inşallah bu süreçleri başaracağız."

 

Orta Vadeli Program'da temel amaçlardan birinin enflasyonu düşürmek olduğunun altını çizen Yılmaz, şöyle devam etti:

 

"Enflasyon, ekonomik açıdan da sosyal açıdan da bir sıkıntı. Ekonomik açıdan sorun, çünkü öngörülebilirliği azaltıp yatırım ortamında belirsizlik oluşturuyor. Ekonominin düşmanı belirsizliktir, öngörememektir geleceği. Dolayısıyla biz yapılan genel ve yerel seçimlerle siyasi belirsizlikleri ortadan kaldırdık. Orta Vadeli Programımızla da politika belirsizliklerini ortadan kaldırdık. Dolayısıyla daha öngörülebilir bir çerçeveyi toplumumuzun önüne koymuş olduk. Bu belirsizlikleri azaltmak, kaldırmak çok önemli. Bunun için de enflasyonu aşağı çekmemiz lazım. Kısa vadede bu büyümeyle, istihdamla bazen çok da uyumlu görünmüyor olabilir. Kısa dönemli bu ilişkiyi kurgulamak çok kolay olmayabilir, bunu kabul ediyorum ama orta vade, uzun vade içinde bakarsanız aslında enflasyonla mücadele ve büyüme birbiriyle tamamen örtüşür. Çünkü istikrarlı bir büyümeden yanayız. Sürdürülebilir bir büyümeden yanayız. Enflasyonu düşüreceğiz ki herkes önünü görsün. Daha sürdürülebilir, daha istikrarlı bir büyümeyi yakalayalım. Bu da bize daha fazla istihdam olarak geri dönsün. Bunun arayışı içindeyiz."

 

"60 MİLYON TURİST, 60 MİLYAR DOLAR GELİR"

Yılmaz, sosyal açıdan da enflasyonu çok önemli gördüklerini vurgulayarak, "En adaletsiz vergi enflasyondur. Çünkü dar gelirliler üzerinde, sabit gelirliler üzerinde daha fazla baskı oluşturur. Dolayısıyla enflasyonu düşürdüğünüz bir ortamda aslında sosyal refaha da katkıda bulunmuş olursunuz. Bu açıdan da çok önemli. Diğer türlü şu anda yaptığınız bir artış 3 gün sonra enflasyon tarafından eritiliyor. Doğru düzgün bir satın alma gücüne, kalıcı bir cefa artışına dönüşmüyor. Dolayısıyla ekonomik açıdan da sosyal açıdan da programımızın temel önceliği enflasyonu düşürmektir." değerlendirmesinde bulundu.

 

Bütçe açığını kontrol altında tuttuklarını belirten Yılmaz, "Bütçe disiplini olmadan enflasyonu da düşüremezsiniz, kamuya da doğru düzgün bir çekidüzen veremezsiniz. 'Son 20 yılda AK Parti iktidarlarının en büyük başarılarından biri nedir?' diye sorarsanız 'bütçe disiplini' derim." diye konuştu.

 

Yılmaz, depremin geçici etkilerine rağmen bütçe açığını kontrol ettiklerini anlatarak, "İnşallah 2024'te yüzde 5'in altında 2025'te ise tekrar yüzde 3'ler seviyesine dönmeyi öngörüyoruz. Biraz daha uzun vadede de 2,5'lar seviyesini hedefliyoruz." diye konuştu.

 

Cari açığın ihracatla azaldığını vurgulayan Yılmaz, şöyle konuştu:

 

"Dünyadaki talep koşulları uygun olmadığı halde, bizim temel ihraç pazarımız olan Avrupa'da ciddi anlamda bir durgunluk olduğu halde ihracatçılarımız müthiş bir iş başarıyorlar. İhracatımız artmaya devam ediyor. Bu yılın sonunda 264 milyar dolar ihracat bekliyoruz. İthalatımız ise gerilemeye devam ediyor. Bu da ticaret açığımızı düşürüyor. Bir taraftan da turizmimiz de iyi gidiyor. Bu sene 60 milyar dolar turizm geliri bekliyoruz, yıl sonunda. Bu rakamımızı değiştirmedik. Geçen yıl da böyle tahmin etmiştik. Geldiğimiz noktada da yine aynı tahmini yapıyoruz. 60 milyon turist, 60 milyar dolar gelir. Bir taraftan da turizm hizmet gelirleriyle cari açığı düşürüyoruz."

 

Yılmaz, cari açığın düşmesinin dövize ihtiyacı azalttığını belirterek, "Dövize erişimin kolaylaştığı, dış döviz maliyetlerinin düştüğü, dövize ihtiyacın azaldığı bir döneme girmiş olduk. Dolayısıyla bütçe açığımız düştü, cari açığımız düştü, risklerimiz düştü. Aynı süreçte Merkez Bankamızın rezervlerini geliştirdik. Brüt rezervleri 98,5 milyar dolardan 150 milyar dolarlar seviyesine çıkardık. KKM dediğimiz Kur Korumalı Mevduat geçen yıl 140 milyar dolarlara kadar çıkmıştı. Bugün geldiğimiz noktada 50 milyar doların altına gelmiş. Bunu yaparken de finansal piyasaları sarsmadan, herhangi bir çalkantı oluşturmadan dövizde ani hareketlilikler oluşturmadan başardık." ifadesini kullandı.

 

"BU DÖNEMİ MUTLAKA DEĞERLENDİRMEMİZ LAZIM"

Risk priminin gerilediğini de vurgulayan Yılmaz, "Yine bu süreçte kredi derecelendirme kuruluşları bu risklerimizin düştüğünü, finansal göstergelerimizin iyileştiğini gördükleri için kredi notlarımızı artırmaya başladılar. Bir kısmı 2-3 kademe artırdı, diğerleri devam ediyor. Geçtiğimiz gün yine bir kredi derecelendirme kuruluşu bizim Orta Vadeli Programı açıkladığımız tarihten sonraki yeni bir açıklama oldu biliyorsunuz. Kredi notumuzda bir derece daha bir artış sağlandı. Çok daha iyi yerlerde göreceğiz inşallah, mevcut durumunu da tabii ki yeterli bulmuyoruz." diye konuştu.

 

Yılmaz, istihdam oranlarının da artışına dikkati çekerek, kararlı şekilde yola devam ettiklerinin altını çizdi.

 

Yeni bir yapısal reform gündemi de oluşturduklarını anlatan Yılmaz, şunları kaydetti:

 

"Türkiye'nin seçimsiz döneminde bu reformları gerçekleştirerek Türkiye'yi çok daha yüksek bir lige taşımaya kararlıyız. Seçimlerin olduğu dönemlerde ister istemez kısa vadeli öncelikler ön plana çıkıyor. Bütün partiler için söylüyorum. Gündem ister istemez daha kısa vadeye yoğunlaşıyor. Böyle olunca da yapısal reform yapma gücünüz, iradeniz zayıflığı. Seçimlerin olmadığı dönemlerde ise daha tabii uzun vadeye bakma, daha orta uzun vadeli önceliklere odaklanma imkanınız oluyor. Böylece ülkenizi geleceğe daha güçlü bir şekilde hazırlama imkanına kavuşmuş oluyorsunuz. Uzun yıllardır Türkiye böyle bir fırsata sahip değildi. İlk defa önümüzde oldukça önemli bir seçimsiz dönem var. Bu dönemi mutlaka değerlendirmemiz lazım. Altın kıymetinde yıllar bu yıllar."

 

Yılmaz, Türkiye'nin insan kaynağına daha fazla yatırım yapması gerektiğini de sözlerine ekledi.

 

Bilecik Valisi Şefik Aygöl, AK Parti Eskişehir Milletvekili Fatih Dönmez, AK Parti Bilecik Milletvekili Halil Eldemir ve Bilecik Ticaret ve Sanayi Odası Başkanı Mehmet Ergün'ün de konuşma yaptığı toplantı, daha sonra basına kapalı devam etti.

 

Bu arada Cumhurbaşkanı Yardımcısı Cevdet Yılmaz, toplantı öncesinde Bilecik Valisi Şefik Aygöl'ü ziyaret etti.

08 Eylül 2024 Pazar

OVP kapsamında, kritik ürün ve teknolojilerin yerli imkanlarla geliştirilmesi ve üretilmesi amacıyla Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı'nda yeni çağrılar yapılacak.


2025-2027 yıllarına ilişkin OVP'den yapılan derlemeye göre, büyümenin sürükleyicisi olan sanayi sektöründe teknolojik yenilenme ve sektörel dönüşüm esas alınarak dış pazarlarda rekabet gücü artırılacak.


Bu dönemde sektörel önceliklendirme yaklaşımıyla aktif sanayi politikaları yürütülecek. Lojistik, pazara yakınlık, nitelikli insan kaynağına erişim, tarım alanlarının korunması gibi kriterler dikkate alınarak ülke ölçeğinde sanayi büyüme havzaları belirlenerek altyapısı hazır planlı sanayi alanları genişletilecek.


Teknoloji Odaklı Sanayi Hamlesi Programı kapsamında kritik ürün ve teknolojilerin yerli imkanlarla geliştirilmesi ve üretilmesi için yeni program çağrılarına çıkılacak.


Yatırım Taahhütlü Avans Kredisi Programı üretken sektörlerde ihracatı destekleyici ve yüksek katma değerli ürün gruplarına yönelik mevcut yatırım teşvik sistemiyle bütünleşik bir biçimde seçici ve odaklı olarak daha etkin uygulanacak.


Türkiye'yi bölgesinde yüksek teknoloji üretim merkezi haline getirecek büyük ölçekli yatırımlar, proje bazlı özelleştirilmiş mekanizmalar ve cazip destek paketleri hazırlanarak yarı iletkenler, e-mobilite, yeşil enerji, ileri imalat, sağlıklı yaşam, haberleşme ve uzay teknolojileri ile yenilikçi dijital teknolojiler gibi yeni gelişen öncelikli teknoloji alanlarını kapsayan HIT-30 Programıyla firmalar desteklenecek.


Aşı, ilaç, tıbbi cihaz, tanı kitleri ve yapay zeka uygulamaları başta olmak üzere sağlık bilim ve teknolojileri ile savunma sanayi alanında AR-GE çalışmaları yürütülerek yüksek katma değerli ürünlerin yerli üretimi sağlanacak.


Kamu alımları yoluyla yerli ürünler ve teknoloji transferi desteklenecek. Başta yatırım teşvik sistemi olmak üzere devlet yardımları etki analizlerine dayalı olarak sade ve etkin bir yapıda yürütülecek.


Hazine destekli kefalet sistemiyle, öncelikli alanlarda yatırım ve ihracatı desteklemek üzere kredi garanti kuruluşları aracılığıyla yeni destek paketleri hayata geçirilecek.


Bölge içi ve bölgeler arası gelişmişlik farklarının azaltılmasına ve bölgelerin rekabet edebilirliklerin artırılmasına yönelik teknolojik dönüşüm, ihracat ve istihdam potansiyeli arz eden özel sektör yatırımları desteklenecek.


KULUÇKA MERKEZLERİ YAYGINLAŞTIRILACAK

AR-GE ve yenilik ekosistemi AR-GE temelli yatırımlar ve girişimcilik desteklenecek, yenilik ekosistemi güçlendirilecek. AR-GE ve tasarım merkezleri ile teknoloji geliştirme bölgelerinin sayısı artırılacak, bölge altyapıları desteklenerek girişim ofisleri modeli ile kuluçka merkezleri yaygınlaştırılacak, daha fazla girişimci ekosisteme dahil edilecek.


Fikri mülkiyet varlıklarının yüksek teknolojili ve katma değerli üretime katkısının artırılması amacıyla patent, marka ve tasarımlara ilişkin değerleme, finansmana erişim ve ticarileştirme mekanizmaları güçlendirilecek.


Büyük ölçekli özel sektör AR-GE merkezleri ve teknopark firmalarının yeni teknoloji alanlarına odaklanmalarını ve öncü çıktılar üreterek rekabetçiliklerini güçlendirmelerini sağlayacak uzmanlaşma modeli hayata geçirilecek.


Yüksek teknolojili imalat sanayi sektörleri ile bilişim sektörlerinde büyüme potansiyeline sahip KOBİ'ler ve Turcorn olma potansiyeline sahip girişimler, kapasite gelişimi ve küresel seviyede rekabetçilik hedefiyle daha odaklı ve yoğun desteklenecek. Teknogirişim ekosisteminde istikrarlı büyüme için girişim sermayesi yatırım fonlarının devamlılık arz eden bir fonların fonu mekanizmasıyla desteklenmesi planlanıyor.


Girişimcilere nitelikli danışmanlık hizmeti sağlanması amacıyla sektörel gelişim platformları desteklenecek.

08 Eylül 2024 Pazar

Etiketler : OVP KritikÜrün Teknoloji