tatil-sepeti

HABER: SOYHAN ALPASLAN

İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) dört stratejik sektörde başlattığı yerlileştirme seferberliği kapsamında düzenlediği Türkiye Tedarikçi Haftaları devam ediyor. İTO, savunma, havacılık, ulaştırma ve perakende sektörlerinde yerlileştirme seferberliği ile Türkiye’nin bu sektörlerdeki ithalatının en asgari düzeye inmesini hedefliyor.

Havelsan, Aselsan, THY Teknik, Roketsan ve TAI Tusaş Tedarikçi Günleri olarak düzenlenen Savunma Sanayi Tedarikçi Haftası’na yüzlerce yan sanayici katıldı. İTO bünyesindeki Türk Yan Sanayi Borsası’na (TYSB) üye firmaların davet edildiği Tedarikçi Günleri, 27 Şubat Pazartesi günü Havelsan ile başladı. Tedarikçi Haftası’nda İTO’yu Genel Sekreter Yardımcısı Hasan Uluç Hacıhasanoğlu temsil etti.

HAVELSAN İLK KEZ GELDİ

Havelsan, savunma, güvenlik ve bilişim alanlarında ileri teknolojili yazılım yoğun ürün ve çözümler üretiyor. Havelsan Pazarlama Müdürü Hakan Çiftçi, TYSB üyelerine firması ile ilgili bir seminer verdi. Çiftçi, silahlı kuvvetler projeleri, e-devlet projeleri ve global firmalarla işbirlikleri yapan Havelsan’ın savunma, güvenlik ve bilişimde ileri teknolojiye dayalı yazılımlar yaptığını, özgün çözüm ve üretimler gerçekleştirdiğini söyledi.

ANAHTAR TESLİM İHRACAT

Yazılım yoğun sistemlerde özgün ve çözüme dönük üretim yapan Havelsan, simülatör teknolojisinde dünya markası. Havelsan; komuta kontrol ve savaş sistemleri, eğitim ve simülasyon teknolojileri, yönetim bilgi sistemleri, ülke ve siber güvenlik sistemlerinde dünyaya anahtar teslim ihracat yapıyor. Kara, Deniz ve Hava Kuvvetlerinin her türlü gemi, uçak, silah ve araçlarının simülatörlerini üretiyor, bakım ve onarım hizmeti sunuyor.

12 ÜLKEYE TEKNOLOJİ SATTI

Gürcistan, Azerbaycan, Türkmenistan, Güney Kore, Pakistan, Singapur, Umman, Malezya, Birleşik Arap Emirlikleri, Katar, Irak ve Suudi Arabistan’a yaptığı özel projelerle teknoloji ihraç eden Havelsan, Almanya, ABD, Kanada ve Fransa ile de iş ortaklığını sürdürüyor.

BOEING’LER İÇİN SİMÜLATÖR ÜRETTİ

Türk Hava Yolları’na (THY) yaptığı simülatör üretimini Boeing uçakları için de yapan Havelsan, sertifikasyon sürecinin bitmesini bekliyor. Uçaklarda kabin içi eğlence ve internet sistemlerini üreten firmanın ürünlerinin milli uçak ve milli trenlerde de kullanılması gündemde.

‘GÜVENLİK’ ÜRETİYOR

Savaş yönetim sistemleri, hava platformları, simülasyon ve eğitim teknolojileri, meskun mahallerde terörizm ile mücadele eğitim ve simülasyon teknolojileri, yüz tanıma sistemleri, araç tanıma sistemleri, e-devlet sistemleri, ülke ve siber güvenlik çözümleri, kritik tesisler ve sınır güvenliği, boru hatlarının güvenliği, sahil gözetleme radar sistemi, kara kuvvetleri muharebe sahası yönetim sistemleri, kara kuvvetleri lojistik karar destek sistemi, hastane yönetim sistemi, sağlık bilişimi Havelsan’ın üretim yelpazesi arasında başı çeken ürünler.

İŞ ORTAĞINIZ OLALIM!

İş ortakları ve Tedarik Yönetimi Müdürü Yavuz Ekinci, Havelsan ile iş ortaklığı kurmak isteyen TYSB üyelerine ‘Havelsan İş Eko Sistemi’ başlıklı bir sunum yaparak, firmalardan istedikleri 13 kriter hakkında bilgi verdi. Ekinci, alt yükleniciden ürünün son kullanıcıya teslimine kadar birlikte hareket edecekleri firmaları nasıl seçtiklerini anlattı.
82 yan sanayici KOBİ ile 24 milyon dolarlık işbirliği yaptıkları bilgisini verdi.

Dünyanın en büyük 100’ü arasında

Savunmada dünyanın ilk 100 şirketi arasında 58. sırada bulunan ve onlarca ülkeye yüksek teknolojili özgün savunma sistemleri ihraç eden Aselsan, İTO TYSB üyesi yan sanayicilere ürün numunelerini ve yan sanayi faaliyetlerini tanıttı.

Savunma Sanayi Tedarikçi Haftası’nın ikinci gün konuğu, savunmada dünyanın ilk 100 büyük firması arasında bulunan Aselsan oldu. Aselsan, yüksek teknolojili özgün ve milli ürünler üreten ve sistemler tasarlayan Türkiye’nin en büyük savunma elektronikçisi. Aselsan Tedarikçi Günleri’nde İTO TYSB üyesi firmalara seminer verdi.

KOBİ’LERE ÇOK ÖNEM VERİYORUZ

Aselsan Merkezi Tedarik Direktörlüğü yetkilisi Merve Seçen, savunma elektroniğinin her alanında faaliyet gösteren Aselsan’ın KOBİ’lerle çalışmaya çok önem verdiğine dikkat çekti. Geçen yıl yurt içinde verilen siparişlerin büyük çoğunluğunu KOBİ niteliğindeki tedarikçilerden karşıladıklarını dile getiren Seçen, Aselsan’ın tedarik faaliyetlerinin her geçen yıl yüksek miktarda artış gösterdiğini söyledi.

172 ÜNİVERSİTE İLE SANAYİ İŞBİRLİĞİ

Üniversite-sanayi işbirliğine büyük önem veren Aselsan, halen 172 farklı üniversiteyle yoğun işbirliğini sürdürüyor. Büyük çoğunluğu mühendislerden oluşan 5 binin üzerinde çalışanı bulunan Aselsan, bünyesindeki 6 Ar-Ge Merkezi ile Türkiye’nin en büyük teknoloji merkezi durumunda.

TEDARİKÇİYE KREDİ TEMİNİ

Aselsan, tedarikçilerini geliştirme konusunda birçok imkân sağlıyor.
İşte bu imkânlardan en dikkat çekenleri satır başları ile şöyle:

Eğitim ihtiyacı tespit ettiği tedarikçi firmalarına mesleki eğitimler ve işbaşı eğitimleriyle destek oluyor.

Çalışan, ancak atıl durumda bulunan makine, tezgah, cihaz vb. ekipmanları yan sanayilerine aktarıyor.

Tedarikçi firmaların yatırımlarına yön verme konusunda teknik danışmanlık sağlıyor.

Tedarikçi firmaların ‘Aselsan sipariş emriyle’ uygun koşullarda kredi kullanabilmesi için bankalarla sözleşmeler imzalıyor.

Tedarikçilerle farklı gündemlerle bir araya geliyor.

ÇOK GENİŞ ÜRÜN YELPAZESİ

Aselsan, haberleşme ve bilgi teknolojileri, radar ve elektronik harp, elektro-optik, aviyonik, insansız sistemler, kara, deniz ve silah sistemleri, hava savunma ve füze sistemleri, komuta kontrol sistemleri, ulaştırma, güvenlik, trafik, otomasyon, enerji ve sağlık teknolojilerine yönelik çok geniş bir faaliyet alanına sahip.

THY Teknik, Roketsan ve TAI Tusaş Tedarikçi Günleri haberlerini 13 Şubat tarihli İstanbul Ticaret’te okuyabilirsiniz.

08 Mart 2017 Çarşamba

Etiketler : Gündem

Bu yıl üç büyük uluslararası kredi derecelendirme kuruluşundan not artırımı alan tek ülke olan Türkiye'nin, S&P Global Ratings'ten kasımdaki değerlendirmede yeni bir not artışı daha alması bekleniyor.


 

Türkiye'nin makroekonomi politikalarındaki değişimin ardından, Fitch Ratings, Moody's ve S&P Global Ratings, ülkenin uzun vadeli yabancı para cinsinden kredi notunu yükseltti. Fitch Türkiye'nin notu son değerlendirmesinde "BB-"ye, Moody's iki basamak artışla "B3"ten "B1"e ve S&P Global Ratings de "B"den "B+"ya yükseltti.

 

Söz konusu kuruluşlardan S&P Global Ratings'in, 1 Kasım'da Türkiye'ye ilişkin bu yılki ikinci değerlendirmesini açıklaması bekleniyor.

 

S&P Global Ratings Kıdemli Direktörü Frank Gill, Türkiye ekonomisindeki gelişmeler ve 1 Kasım'daki değerlendirmeye ilişkin AA muhabirine yaptığı açıklamada, Türkiye ekonomisinde politika değişikliğinin ardından başta dış göstergeler olmak üzere bazı kredi derecelendirme ölçütlerinin iyileştiğini ve bunlar arasında en önemlilerinden birinin net döviz rezervlerindeki artış olduğunu dile getirdi.

 

Cari açığın da çok hızlı şekilde daraldığını ve bu yıl için cari açığın gayrisafi yurtiçi hasılanın (GSYH) yüzde 1'inin biraz üzerinde seyretmesini beklediklerini ifade eden Gill, Brent petrol fiyatlarının düşmeye devam etmesinin, cari açıktaki daralmaya katkı sunduğunu aktardı.

 

Gill, Türkiye'nin net altın ithalatındaki düşüşün de cari açığın azalmasına olumlu yansıdığını ve bunun çok önemli bir gelişme olduğunu belirterek, net altın ithalatının azalmasının yanı sıra Türk lirası mevduat faizlerinin yüzde 60'lara yaklaştığı göz önünde bulundurulduğunda, altın gibi riskten korunma ürünlerinin hane halkı ve firmalar için daha az cazip hale geldiğini anlattı.

 

Kredi notu kararlarında net rezerv seviyeleri ve cari açıktaki pozitif eğilim başta olmak üzere birçok göstergeyi dikkate aldıklarını vurgulayan Gill, konuşmasını şöyle sürdürdü: "Bizim için önemli sorulardan biri Türkiye'de kamu maliyesinin yönünün ne olacağı. Enflasyonu tek haneli rakamlara indirmek için yetkililerin tüketici talebini azaltması gerekiyor, bu da daha düşük büyüme anlamına gelir ve daha düşük büyüme genellikle daha zayıf mali sonuçlara yol açabilir. Bahsettiğim gibi not kararı için gözden geçirilecek birçok gösterge var. Türkiye'deki ekonomi politikası değişiminin bir yıllık bir düzeltme değil, ekonomiyi enflasyondan arındırmak için çok yıllık bir süreç olduğu göz önüne alındığında, kendimize Türk hükümetinin önümüzdeki birkaç yıl boyunca politikaya bağlı kalıp kalmayacağını sormak zorundayız. Bizim temel tahminimiz, bağlı kalacakları yönünde. Bunu bir yıldan fazladır sürdürüyorlar ve ancak ana senaryomuza ilişkin 'tasarruf yorgunluğu' riskleri de mevcut. Pozitif bir görünüme sahip olduğunda, (Türkiye için kasımda) not artışı mümkün. Net rezervlerdeki iyileşme ve cari açığın hızlı şekilde daralması çok önemli. Not artışı kararı büyük ölçüde bu iki faktöre bağlı diyebiliriz. Ayrıca, Türkiye'nin enerji ve altın ithalatındaki gerileme de çok önemli gelişme. Bu arada, not kararı için Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankasının (TCMB) faiz politikasına da bakacağız."

 

YIL SONU ENFLASYON BEKLENTİSİ YÜZDE 43, 2025 İÇİN YÜZDE 23

 

Frank Gill, Türkiye'ye ilişkin enflasyon beklentilerini de paylaşarak, Türkiye'de yıllık manşet enflasyonun yüzde 52 ile hala oldukça yüksek seviyede bulunduğunu ve enflasyonu düşürmenin zaman aldığını vurguladı.

 

Çok yüksek kalmaya devam eden hizmet enflasyonuna karşın gıda enflasyonunun hafiflediğini aktaran Gill, "Enflasyonu düşürmek muhtemelen birkaç yıl alacak. Bu nedenle Türkiye'de enflasyonun 2027'ye kadar tek haneli rakamlara düşeceğini öngörmüyoruz. Kademeli bir dezenflasyon süreci bekliyoruz. Bu yıl sonu için enflasyon öngörümüz yüzde 43, 2025 sonu için yüzde 23 ve 2026 sonu için yüzde 10 seviyesinde. 2027 sonunda enflasyonun yüzde 10'un altına gerileyeceğini öngörüyoruz." ifadesini kullandı.

 

Gill, yavaş gerçekleşmesi beklenen dezenflasyon sürecinin önemli bir ayağının Türk lirasının dolar ve avro karşısında "çok az değer kaybetmesinin sürdürülmesi" olduğunu belirterek, "Gelecek yıl Türk lirasının enflasyonun altında değer kaybedeceğini düşünüyoruz." dedi.

 

TCMB, KASIMDA "TEMKİNLİ GEVŞEME" BAŞLATABİLİR

 

TCMB'nin para politikası kararlarını yakından izlediklerini söyleyen Gill, manşet enflasyonun yüzde 50'nin üzerinde olduğu düşünüldüğünde, Bankanın para politikasını çok erken gevşetmesinin bir risk olduğunu dile getirdi.

 

Gill, "Bizim temel senaryomuz Merkez Bankasının yılın son çeyreğinde çok temkinli şekilde faiz indirimine başlayabileceği yönünde. Bu muhtemelen kasımda olabilir ancak buradaki 'temkinli yaklaşımı' vurgulamak gerek." değerlendirmesinde bulundu.

 

TCMB'nin politika faizinin bu yıl sonunda manşet enflasyonun üzerinde olacağını öngördüklerini ifade eden Gill, "Enflasyonun yıl sonunda yüzde 42-43 seviyesinde olacağını düşünüyoruz. Bu nedenle politika faizinin kesinlikle yüzde 45'in altına inmesini beklemiyoruz." diye konuştu.

 

Gill, özellikle 2025'in mali konsolidasyon açısından önemli olduğunu ve Orta Vadeli Program'da iddialı mali sıkılaşma tedbirlerinin bulunduğunu vurgulayarak, "Mali sıkılaşmanın büyük bir kısmı 2025'te devreye girecek. Bu nedenle ilk olarak iddialı mali hedefler ve ayrıca talepteki yavaşlama nedeniyle 2025 biraz zor olabilir. Bu yüzden, önümüzdeki yıl politika yapıcıların yeniden dengeleme programına bağlı kalıp kalmayacaklarının gerçekten test edilebileceğini düşünüyoruz." görüşünü paylaştı.

 

"RESESYON ÖNGÖRMÜYORUZ"

 

Gill, Türkiye'de tüketici talebinin yavaşlamaya başladığını belirterek, "Bu yıl yüzde 3,6 ekonomik büyüme bekliyoruz, büyümenin gelecek yıl yüzde 2 seviyesine gerileyeceğini tahmin ediyoruz. Ancak biz Türkiye'de bir resesyon beklemiyoruz. 2025'teki yavaşlamanın ardından, 2026'da yüzde 3'e ulaşan bir toparlanma öngörüyoruz. Türkiye ekonomisinde 2019'daki gibi keskin bir yavaşlama olabilir ancak herhangi bir takvim yılı için negatif bir büyüme beklemiyoruz." öngörüsünü dile getirdi.

 

Türkiye'nin oldukça güçlü, çeşitli ve açık bir ekonomisi olduğunu kaydeden Gill, özel sektörün dirençli olduğunu belirtti.

 

Gill, Türkiye'nin Avrupa Birliği ile Gümrük Birliği anlaşmasının birçok avantaj sağladığına işaret ederek, "Türkiye, özellikle ekonomik açıklık açısından diğer gelişmekte olan ülkeler olan Arjantin ve hatta Brezilya'nın sahip olmadığı avantajlara sahip, özellikle ekonomik açıklık noktasında. Bu da iç talep zayıfsa şirketlerin ihracata odaklanabileceği anlamına geliyor." dedi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : NotArtışı derecelendirme kredi

Nüfus ve Vatandaşlık İşleri Genel Müdürlüğü, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğunu bildirdi.


 

Genel Müdürlükten yapılan açıklamada, 1 Ocak 2016'dan önce düzenlenen ehliyetlerin yenilenmesi için son tarihin 31 Aralık 2024 olduğu, bu tarihten sonra eski sürücü belgelerinin geçersiz olacağı ve değiştirilmesinin normal harç tarifesi üzerinden yapılacağı belirtildi.

 

Tüm nüfus müdürlüklerinden gerçekleştirilebilecek sürücü belgesi başvurusu için sağlık raporu, bir adet biyometrik fotoğraf ve 15 lira yenileme ücreti istendiği ifade edildi.

23 Eylül 2024 Pazartesi

Etiketler : ehliyet nüfus