Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "Savunma sanayisinde çığır açan, sektöre yön veren, ileri teknolojiye sahip yeni ürünlerle tüm dünyanın huzuruna çıkacağız" dedi.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF'23) Kapanış Töreni'ndeki konuşmasında, açılış törenine video mesaj ile katıldığını fuarın kapanışında özellikle bulunmayı arzu ettiğini anlattı.

 

Fuarın hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, Milli Savunma Bakanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerini Güçlendirme Vakfı ve Savunma Sanayii Başkanlığını yoğun bir hazırlık sürecinden sonra fuarı başarıyla düzenledikleri için tebrik etti.

 

Erdoğan, fuara katılan firmalarla fuardaki etkinliklere destek veren tüm kurum ve kuruluşlara teşekkür ederek, kamu özel sektör arasındaki yakın işbirliğinin önemini burada bir kez daha gördüklerini aktardı.

 

Salı günü başlayan ve 4 gün süren fuara bu sene ilginin oldukça yüksek olduğunu dile getiren Erdoğan, "Dünyanın 81 farklı ülkesiyle birlikte NATO, Afrika Birliği ve Amerikan İş Konseyi'nden katılım oldu. Aynı şekilde fuara 189 heyeti temsilen 741 heyet üyesi iştirak etti. Fuarımızda 689'u yerli 762'si yabancı olmak üzere bin 461 firma yer aldı. Yüzde 15'i yabancı olmak üzere 100 binden fazla ziyaretçiyi ağırlayan IDEF'23, sektöre damgasını vurmayı yine başardı." diye konuştu.

 

IDEF'İN BAŞARI ÇITASINI DAHA DA YÜKSELTMESİNDEN MEMNUNİYET DUYUYORUZ

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, fuarın tarihi açısından çok da uzun olmayan 30 yıllık zaman zarfında sektörün kalbinin attığı küresel bir markaya dönüştüğünü belirterek, şunları kaydetti:

 

"Türkiye için önemli bir kazanım olan bu gerçeği, katılımcı ve firma sayısının yanı sıra ürünlerimizin genişleyen yelpazesi de teyit etti. Türk savunma sanayinin adeta görücüye çıktığı fuar sürecince farklı kategorilerde 200'e yakın sistem ve alt sistemin tanıtımı yapıldı. IDEF'23 iş bağlantıları açısından da hamdolsun oldukça verimli geçti. Şimdiye kadar katılımcı şirketler, yabancı heyetler ve Türk tedarik markaları arasında 5 bin iş görüşmesi gerçekleştirildi. Ayrıca dört gün boyunca 120 tanıtım işbirliği protokolü ve sözleşme imza töreni düzenlendi. Bunların haricinde daha pek çok temasa, görüşmeye, iş bağlantısına irtibat tesisine fuarımız vesile oldu. IDEF'in başarı çıtasını daha da yükseltmesinden memnuniyet duyuyoruz."

 

Fuarın ülkeye ve sektöre yakışır bir şekilde icrasına destek veren firmalara ve kurumlara şükranlarını sunduğunu ifade eden Erdoğan, "IDEF'23'teki başarımızı aldık, Türkiye'nin gurur hanesine yazdık. Aynı zamanda bugünden itibaren daha büyük hedeflere yelken açtık. Önümüzde çok iyi değerlendirmemiz gereken 2 senemiz bulunuyor. İnşallah bu süreyi kamusu ve özel sektörüyle en etkin en verimli şekilde kullanacağız." dedi.

 

"Savunma sanayisi alanında katettiğimiz mesafe, bizim hem referansımız hem ilham kaynağımız hem de neleri yapabileceğimizin müjdecisidir"

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF'23) Kapanış Töreni'ndeki konuşmasında, savunma sanayisinde ürün yelpazesiyle birlikte rekabet güçlerini de artıracaklarını belirterek, mockup olarak sergilenen ürünleri kullanıma ve satışa hazır hale getireceklerini söyledi.

 

Sadece bunlarla kalmayacaklarını, kendi alanında çığır açan, sektöre yön veren, ileri teknolojiye sahip yeni ürünlerle tüm dünyanın huzuruna çıkacaklarını vurgulayan Erdoğan, 17. IDEF'in bu hedeflerini gerçeğe dönüştürecekleri bir platform olması için çalışmalarına şimdiden başlayacaklarını ifade etti.

 

Erdoğan, fuardaki tüm firmaların adeta bir akıncı ruhuyla işine ve projesine dört elle sarılmasını beklediğini anlatarak, "Yalan tüccarlarına ve şeamet tellallarına asla kulak asmayacağız. Hedeflerimize odaklanarak bir sonraki IDEF'i her bakımdan sektörümüz açısından yeni bir sıçrama tahtası haline getireceğiz. Bunları söylerken kesinlikle hamaset yapmıyoruz. Son 21 yılda başardıklarımıza bakarak böyle iddialı konuşuyoruz. Savunma sanayisi alanında katettiğimiz mesafe, bizim hem referansımız hem ilham kaynağımız hem de neleri yapabileceğimizin müjdecisidir." diye konuştu.

 

Türkiye'yi takip edenlerin, son 21 yılda ülkenin özellikle savunma sanayisi alanında yazdığı başarı hikayesinin en yakın şahidi olduğunu dile getiren Erdoğan, şunları kaydetti:

 

"Kurumlarımız, firmalarımız ve vatandaşlarımız ise bu hikayenin aktörleri olarak sürece tanıklık ettiler. Gerçekten son 21 yılda dünyada belki de hiçbir ülkenin karşılaşmadığı engellerle karşılaştık. Gizli açık ambargolara maruz bırakıldık. Haksız ve hukuksuz kısıtlamalarının muhatabı olduk. Çifte standardın, adaletsizliğin, ahde vefasızlığın daniskasını yaşadık ama bunlar karşısında yılmadık, pes etmedik, yolumuzdan asla dönmedik. Kendi göbeğimizi kendimiz kesmek zorunda olduğumuzu hiçbir zaman aklımızdan çıkarmadık. Her zaman şu inançta olduk, korkaklar zafer anıtı dikemez. İnanmış yüreklere kimse set çekemez. Azmin ve gayretin önünde hiçbir güç duramaz. İman varsa, irade varsa Allah'ın izniyle imkan da vardır. İşte bu anlayışla hareket ederek hamdolsun 21 sene önce hayali dahi kurulamayan nice başarıya, nice zafere, fuarda bugün gururla tanıtılan nice savunma ürününe imza attık."

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, savunma sanayisindeki başarılara yönelik bazı rakamları da açıklayarak, göreve başlarken savunma sanayisinde yüzde 80 dışa bağımlı bir ülke devraldıklarını anlattı.

 

Askerinin, polisinin kullandığı temel silahları bile o dönemde yurt dışından ithal eden, ithal etmek mecburiyetinde olan bir Türkiye'nin bulunduğunu belirten Erdoğan, bu bağımlılık ilişkisinden dolayı terörle mücadele operasyonları yürütürken dahi ciddi sıkıntılarla karşılaştıklarını söyledi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, gün oldu terörle mücadele için istedikleri bir İHA'nın bile kendilerine verilmediğine işaret ederek, "Gün oldu 'Bizim silahlarımızı teröristlere karşı kullanamazsınız.' dediler. Tabanca ya tabanca... Tabancayı bize vermediler. Ama şimdi bize tabanca vermeyenlere biz şimdi kendi Canik tabancalarımızı veriyoruz. Canik'e reklamını yap demiyorum. Biliyorum Sarsılmaz rahatsız oldu. Gün oldu parasını ödediğimiz malzemelerin bile tedarikini yapmadılar. Daha burada sayamayacağımız sayısız bahanelerle bize sürekli zorluk çıkardılar, yolumuza sürekli takoz koydular. Savunma sanayisinde attığımız kararlı ve cesur adımlarla bize ve ülkemize yakışmayan bu tabloyu tamamen tersine çevirdik. Dışa bağımlılığımızı yüzde 20’lere kadar düşürdük." ifadelerini kullandı.

 

SİLAHLI İNSANSIZ DENİZ, HAVA VE KARA ARAÇLARINDA KAPASİTEMİZİ SÜREKLİ GÜÇLENDİRİYORUZ

 

Bugün kara, hava ve deniz araçlarında Türkiye'nin ihtiyaçlarının yerli ve milli imkanlarla karşılanabildiğini aktaran Erdoğan, şöyle konuştu:

 

"İHA ve SİHA teknolojisinde geldiğimiz konum zaten biliniyor. TB-2 ve ANKA ile başladığımız yolculuğumuzu AKINCI ve AKSUNGUR ile bir üst lige taşıdık. İnsansız savaş uçağımız Kızılelma ile inşallah bu alanda çığır açacağız. Kendi savaş gemisini yapan dünyadaki 10 ülkeden birisiyiz. Gemilerimizi sadece kendimiz tasarlamak ve üretmekle kalmıyoruz. Gemilerde kullanılan silah sistemlerinden radarlara, bilgi sistemlerinden elektronik harbe kadar birçok teknoloji de yine biz geliştiriyoruz. Silahlı insansız deniz, hava ve kara araçlarında yeni ürünlerle kapasitemizi sürekli güçlendiriyoruz. Tasarımdan geliştirmeye, inovasyondan seri üretime kadar her konuda farklı bir ivme yakalamış durumdayız."

 

BU YILIN İLK YARISINDA SAVUNMA İHRACATI 2 MİLYAR 400 MİLYON DOLAR OLDU

 

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, sağladıkları destek ve teşviklerle savunma sektörünün önünü her boyutuyla sonuna kadar açtıklarını vurguladı.

 

Milli teknoloji hamlesiyle savunma sanayisine yatırım yapmayı, ürün geliştirmeyi yenilikçi fikirleri hayata geçirmeyi cazip hale getirdiklerini anlatan Erdoğan, bu teşvik sisteminin müspet neticelerini her alanda gördüklerini ifade etti.

 

Erdoğan, 2002 yılında savunma sektöründe sadece 57 firma faaliyet gösteriyorken bugün sayının 2 bin 500 olduğunu belirterek, “Nereden nereye… Savunma sanayimiz 80 binden fazla çalışanıyla ülkemiz ekonomisinin lokomotifini üstlendi. 1 milyar dolar olan ciro rakamımız 12 milyar doları aştı. Araştırma geliştirme harcamamız 49 milyon dolardan 2 milyar dolara yükseldi. 248 milyon dolar civarında olan ihracatımız geçen sene 4,5 milyar dolar ile rekor kırdı. Yetmez, daha da artacak. Bundan hiç şüphemiz yok.” Diye konuştu.

 

Bu yılın ilk yarısında savunma ihracatının 2 milyar 400 milyon dolar olduğunu dile getiren Erdoğan, sözlerine şöyle devam etti:

 

“Sene sonunda inşallah 6 milyar dolarlık ihracat hedefliyoruz. Üstelik bu başarıları, küresel ekonomideki krizlerin yanında 6 Şubat’ta 11 ilimizi ve 14 milyon insanımızı etkileyen, 50 bini aşkın vatandaşımızın hayatını kaybettiği deprem felaketine rağmen elde ettik. Yine bu dönemde 14 Mayıs ve 28 Mayıs tarihlerinde 2 kritik seçim yaşadığımız halde hedeflerimizden bir an olsun kopmadık. Bir taraftan devlet millet el ele vererek yaralarımızı sardık. Diğer taraftan seçimlerimizi demokrasimize yakışır bir olgunlukla yüzde 90’ları bulan rekor katılım oranlarıyla gerçekleştirdik. Eş zamanlı olarak da üretmeye, ihracat yapmaya, ürünlerimize yeni pazarlar ve müşteriler bulmaya devam ettik. Sadece sene başından bu yana yeni Altay tankımızı, donanmamızın amiral gemisi TCG Anadolu’yu, 5. Nesil milli muharip uçağımız KAAN, HÜRJET ve ATAK’ı, Yeni Nesil Fırtına Obüslerimizi, hasılı hava, kara ve denizde tarihi nitelikte birçok projemizi ya devreye aldık ya da teslimatını, testlerini veya uçuşunu başarıyla gerçekleştirdik. 3 ay önce hangardan çıkardığımız KAAN’ı inşallah yıl sonunda havada da göreceğiz.”

 

AZERBAYCAN’LA İMZALANAN PROJE ORTAKLIĞI

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, İstanbul TÜYAP Fuar ve Kongre Merkezi'nde düzenlenen 16. Uluslararası Savunma Sanayii Fuarı (IDEF'23) Kapanış Töreni'ndeki konuşmasında, TCG Anadolu'nun artık bir üst segmentini yapacaklarını söyledi.

 

Daha bir üst segmenti yapmadan siparişler almaya başladıklarını bildiren Erdoğan, Milli Muharip Uçak KAAN ile ilgili kardeş Azerbaycan'la imzalanan proje ortaklığı anlaşmasına, iki ülke arasındaki dayanışmanın yeni bir nişanesi olarak baktıklarını ifade etti.

 

Erdoğan, geçen aylarda ilk uçuşunu yapan HÜRJET'in de 2025 yılında envantere girmesini planladıklarını, savunma sanayinde tam bağımsız Türkiye hedefine ulaşıncaya kadar durmadan, dinlenmeden çalışmayı sürdüreceklerini kaydetti.

 

DÜNYANIN DÖRT BİR YANINDA KARŞILIKLI SAYGI TEMELİNDE İLİŞKİLER KURDUK

 

Türkiye'nin savunma gibi stratejik ve zor bir alanda yazdığı başarı hikayesinin dünyanın diğer devletlerine de ilham kaynağı olduğunu dile getiren Erdoğan, "Bu durum aynı zamanda sektörde uzun yıllardır devam eden tahakkümün kırılmasını beraberinde getiriyor. Silah teknolojilerini ellerinde tutan kimi güçlerin ülkemize yönelik bazı hazımsızlıklarının arka planında işte bu hakikat var. Aynı şekilde bu güçlerin kendi güdümünde hareket eden muhalefet partilerinin savunma sanayi hamlelerimize çamur atmasının sebebi de budur." diye konuştu.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye'nin tıpkı insani yardımlar gibi savunma sanayi işbirliklerinde de "Türkiye Modelini" geliştirdiğini belirterek, "Bizim amacımız sadece muhataplarımıza ürün satmak değildir. Biz orta ve uzun vadeli ortaklıklar kurmanın derdindeyiz. Sadece bir tarafın ürettiği diğer tarafın ise hep müşteri konumunda olduğu bir ticareti doğru bulmuyoruz. Kazan kazan anlayışıyla ortak çıkarlar ve anlayış temelinde işbirliğimizi güçlendirelim istiyoruz." değerlendirmesinde bulundu.

 

Bunun dış ticaret ve yatırımlarda başarıldığına işaret eden Erdoğan, Afrika'dan Asya'ya, Orta Doğu'dan Latin Amerika'ya kadar dünyanın dört bir yanında karşılıklı saygı temelinde ilişkiler kurduklarını söyledi.

 

KENDİ İHTİYAÇLARIMIZI KARŞILARKEN İNŞALLAH TÜM DOSTLARIMIZIN YANINDA OLACAĞIZ

 

Erdoğan, aynı başarıyı savunma sanayi alanında da yakalayacaklarını kaydederek, şöyle konuştu:

 

"Güvenlik gibi hayati bir meselenin ülkeler arasında bir tehdit veya baskı unsuru olarak kullanılması doğru değildir. Meşru ve hukuk zemininde kalındığı sürece herkes güvenliğe dair ihtiyacı kolaylıkla giderebilmelidir. Bu anlayışla savunma sanayi alanındaki yetenek ve kabiliyetlerimizi dost ve kardeş ülkelerle paylaşmayı sürdüreceğiz. Türkiye olarak uçağı, helikopteri, SİHA'sı, gemisi, zırhlı aracı, radarı, tankı, hava savunma sistemi, füze ve mühimmatıyla kendi ihtiyaçlarımızı karşılarken inşallah tüm dostlarımızın yanında olacağız. Önümüzdeki dönem hedefimizi ihracatın artırılmasıyla birlikte savunma sanayi ekosistemimizin güçlendirilmesi olarak belirledik. Bu amaç doğrultusunda, yerli imkanlardan ve milli teknolojilerden azami ölçüde faydalanılmasını sağlayacağız."

 

Sistem bazında belli bir olgunluğa ulaşan sektörün teknolojik derinliğinin de artmasına ağırlık vereceklerini vurgulayan Erdoğan, ülkenin farklı yerlerindeki birbirini tamamlayan teknolojileri ve kabiliyetleri bütünleştirerek sanayi altyapısını daha ileri taşıyacaklarını dile getirdi.

 

Erdoğan, hedeflenen sistem ve alt sistemlerde tabana yayılmış bir tedarik zinciri yönetimi tesis edeceklerini belirterek, "Özellikle yurt dışında ortak üretim, ortak geliştirme, teknoloji ve tecrübe transferini içeren birlikte geliştirme, birlikte büyüme ve birlikte başarma yaklaşımını hayata geçireceğiz." dedi.

 

TEKNOFEST GENÇLİĞİNİN YETİŞMESİNE ÖNCÜLÜK EDECEĞİZ

 

Çocukları çok erken yaşlardan itibaren savunma sanayi sektörüyle tanıştırarak Teknofest gençliğinin yetişmesine öncülük edeceklerini vurgulayan Erdoğan, meslek liselerinden başlattıkları ihtisaslaşmayı, yüksek öğrenim seviyesinde daha da geliştireceklerini söyledi.

 

Cumhurbaşkanı Erdoğan, kara, deniz, havacılık ve uzay lojistik destek ile güvenlik alanlarında geliştirdikleri son ürünleri fuarda sergileyen tüm firmaları tebrik etti.

 

Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunması ile başlayan törende, savunma sanayi ile fuar tanıtımına ilişkin film gösterildi.

 

Programa TBMM Başkanı Numan Kurtulmuş, İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mehmet Fatih Kacır, MİT Başkanı İbrahim Kalın, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanı Haluk Görgün ile İstanbul Valisi Davut Gül de katıldı.

28 Temmuz 2023 Cuma

Lojistik sektörü için çözüm üreten BTM girişimlerinden ‘KamyondaPOS’, bireysel kamyon sahiplerinin vade beklemeden kredi kartı ile tahsilat yapmalarını sağlıyor. Yapılan tahsilatlardan komisyon alan girişim, gelir modeliyle de sermaye bulma güçlüğü yaşayan diğer girişimlerden ayrılıyor.


TUĞÇE ÖZKUŞ

 

Bilgiyi Ticarileştirme Merkezi (BTM) girişimlerinden biri olan ‘KamyondaPOS’, bireysel kamyon sahiplerine, nakliye organizatörü firmalara ve nakliye komisyoncularına önemli bir kolaylık sunuyor. KamyondaPOS, Türkiye’de lojistik taşımaların yüzde 80 gibi büyük bir bölümünü gerçekleştiren ve sayısı 1 milyonu bulan bireysel kamyon sahiplerinin vade beklemeden kredi kartı ile tahsilat yapmalarını sağlıyor. Kişilerin uygulama üzerinden üretilen link sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde olan müşterisinden tahsilat yapabilmesine olanak tanıyan KamyondaPOS, böylelikle operasyon ve sermaye gereksinimini minimumda tutuyor.

 

KamyondaPOS, kamyon sahiplerinin erken ödeme talebini karşılarken, ödemeyi yapan tarafa ise kredi kartının hesap kesim gününe bağlı olarak 40 güne kadar vade imkanı sağlıyor. KamyondaPOS’un kurucusu Burak Şerbetçi, iş modellerini ve sektör için çözümlerini, İstanbul Ticaret Gazetesi okurları için anlattı.

 


Ödeme ve vade imkanı dışında da çözümleri olduğunu belirten Şerbetçi, “KamyondaPOS’u; sistem üzerinden uygun fiyatlı sigorta teklifi alabilecekleri, lastik satın alabilecekleri, akaryakıtta indirim alabilecekleri, sektörün önemli ihtiyaçlarına cevap veren ‘lojistik superapp’ diye tanımlayabiliriz. Uygulamamız üzerinden üretilen link sayesinde dünyanın herhangi bir yerinde olan müşteriden tahsilat yapabilmesini sağlıyoruz” dedi.

 

GELİR MODELİ

 

Gelir modellerinin yapılan tahsilatlardan komisyon alma üzerine kurulu olduğundan bahseden Şerbetçi, sektörel anlamda finansman sorununu çözmeye çalışan girişimler olduğuna, ancak bunların çok ciddi sermaye gerektiren ve operasyon yükü olan işletmeler olduğuna değindi. Şerbetçi, “Bizi onlardan ayıran en önemli özelliğimiz, kredi kartı ile ödeme olanağıyla operasyon ve sermaye gereksinimini minimumda tutmamız” diye konuştu.

 

SEKTÖR TECRÜBESİ

 

KamyondaPOS’u hayata geçirirken ve ekibi oluştururken yaşadıklarına dair bazı bilgileri paylaşan Burak Şerbetçi, şunları söyledi: “Herkesin temel problemi olan kalifiye birilerini bulmak çok zor ama biz bu konuda şanslı bir girişimiz.

 

İlk günden ne istediğimizi bilen, ne istediğini bilen bir yönetim ekibini ciddi emekle oluşturduk. Bu da sektör içerisinden geliyor olmanın avantajı olsa gerek. Sektörün ve ticaretin içerisinden geliyor olmak, bu anlamda bizi daha avantajlı konuma getiriyor. Ailemizin ticarette üçüncü, lojistik sektöründe ise ikinci kuşak temsilcisiyiz. Dolayısıyla zorlukların içinde büyümüş, tecrübeli bir ekip olunca zorluklarla başa çıkmak elbette daha kolay oluyor.”

 

TÜRKİYE MERKEZ

 

Ekip kurmanın zorluklarına rağmen sektördeki tecrübeyle birlikte şimdi 8 kişi olduklarını belirten Şerbetçi, “Bu toprak-lardan çıkıp adını dünyaya duyuran çok değerli girişimlerin yanında yerini almak isteyen bir ekip olduk. Bunu başaracağız; çünkü ülkemiz gerçekten çok önemli bir lojistik merkezi ve bu konumunu her geçen gün artırıyor. Bizler de bu yolculukta ülke-mizin ve sektörümüzün finansman sorununa çözüm üreterek destek olacağız” dedi. 

 

AÇIĞI KAPATIYOR

 

Türkiye’de gelişmekte olan bir girişimcilik ekosistemi olduğunu söyleyen Şerbetçi, etkinliklerde bir araya geldikleri muazzam vizyoner girişimciler ve harika hızlandırma programlarının olduğunu, ancak girişimcilikte alınacak çok yol olduğunu ifade etti. Lojistik sektörünün bu ekosisteme dahil olduğunu söylemenin pek mümkün olmadığını belirten Şerbetçi, KamyondaPOS olarak bu açığı kapatıp, ekosisteme katkı sağlayacaklarını dile getirdi.

 

BTM’NİN BİZDEKİ YERİ ÇOK FARKLI

 

BTM deneyiminin girişimcilik ekosistemine bakış açılarını değiştirdiğini anlatan Burak Şerbetçi, BTM ile bir Sahne XL etkinliğinde yollarının kesiştiğini belirterek, şunları söyledi: “Burada olmalıyız dedik. Kabul edildiğimiz ilk hızlandırma merkezi olması sebebiyle BTM’nin bizde yeri çok farklı. BTM, çok ciddi bilgi birikiminin olduğu bir okul gibi. Her eğitimde, her sohbette girişimcilerden ve BTM ekibinden çok şey öğreniyoruz. Sahne XL etkinliğinde sahneye çıkacak girişimlerden biriyiz. Bunun için çok mutluyuz. Daha önce çok kez sunum yaptım ama bana göre Sahne XL çok farklı bir konuma sahip. Böyle büyük bir organizasyonda sahneye çıkmak için sabırsızlanıyorum.”

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği verilerine göre İstanbul, geçen yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı.


İstanbul Ticaret Odası ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un dünya kongre şehirleri içinde yükselerek son 8 yılın en iyi performansını gösterdiğini söyledi ve “Nihai hedefimiz, ilk 10 şehir arasına girmek” dedi.

 

İstanbul, Uluslararası Kongre ve Toplantılar Birliği (ICCA) verilerine göre, geçtiğimiz yıl dünya kongre şehirleri sıralamasında Avrupa’da 4 sıra, dünyada ise 2 sıra atladı. İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu’ndan (ICVB) yapılan açıklamaya göre İstanbul, 2023 yılında katılımcı sayıları 300 ile 25 bin arasında değişen 72 kongreye ev sahipliği yaptı. Megakent, bu kongre istatistiği ile Avrupa’da 16’ncı, dünyada ise 21’inci sırada yer aldı. 2023’te Paris, dünyada 156 kongreye ev sahipliği yaparak birinciliği elde ederken, onu 152 kongre ile Singapur, 151 kongre ile Lizbon izledi. İstanbul’da kongre sayısı, 2023’te bir önceki yıla göre 14 adet arttı.

 

5 YILLIK YATIRIMLAR

 

İstanbul Ticaret Odası (İTO) ve İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB) Başkanı Şekib Avdagiç, İstanbul’un, küresel turizm ve kongre sektörleri içerisindeki yükselişini son hızla sürdürdüğüne dikkat çekerek, “İTO ve ICVB olarak, İstanbul kongre turizmi odaklı olmak üzere son 5 yıldır sektörümüzle birlikte yaptığımız yatırımlar ve projeler başarılı sonuç vermeye devam ediyor” dedi.

HEDEF İLK 10

 

Avdagiç, İstanbul’un kongre turizmi özelinde uluslararası sıralamalarda ve istatistiklerdeki yerini aşamalı olarak yükselttiğini vurgulayarak, “İstanbul, dünya kongre şehirleri içinde adım adım yükselerek 2023’te son 8 yılın en iyi performansını gösterdi. Buna ICVB olarak katkı vermek gurur verici. Nihai hedefimiz, 2011 ila 2015 arasında başardığımız gibi dünyada en çok kongre düzenlenen ilk 10 şehir içine girmek” dedi.

 

13 KONGRE İÇİN ADAYIZ

 

Dünyadaki tüm destinasyonlarda gerçekleşen kongrelerin istatistiğini tutan ICCA sisteminde yer alan verileri paylaşan Avdagiç, 2024’te İstanbul’da katılımcı sayıları 250 ila 7 bin arasında olan 19 uluslararası kongre düzenleneceğini belirtti. Avdagiç, ICVB’nin de toplam 12 bin 800 kişinin katılacağı 6 uluslararası kongreye doğrudan destek verdiğini kaydetti. Şekib Avdagiç, gelecek yıla ilişkin ise, “ICVB’nin 2025 yılı ve sonrasında da İstanbul’a alınması için adaylık çalışması yaptığı 13 uluslararası kongre bulunuyor” bilgisini verdi.

 

2024 KONGRE TAKVİMİ

 

Mayıs: Otomatik Yüz ve Hareket Tanıma Uluslararası Konferansı (FG 20), 47. Avrupa Lenfoloji Derneği Kongresi

Haziran: Uluslararası Plastinasyon Konferansı, Dünya Biyolojik Psikiyatri Kongresi (WFSBP), FDI Yıllık Dünya Diş Hekimliği Kongresi, Uluslararası Peyzaj Mimarları Federasyonu Dünya Kongresi (IFLA), İyi Pamuk Konferansı

Temmuz: Havalimanları Konseyi Uluslararası Avrupa Genel Kurul, Kongre ve Sergisi

Eylül: Uluslararası Sağlık Hizmetlerinde Kalite Derneği Konferansı (ISQUA), Uluslararası Ulaştırma Uçağı Ticareti Derneği EMEA Konferansı (ISTAT), Uluslararası Transplantasyon Derneği Kongresi (TTS), IPPE Yıllık Politik Ekonomi Konferansı

Ekim: Uluslararası Kauçuk Konferansı (IRC)

Kasım: Uluslararası Antimikrobiyal Kemoterapi Derneği Kongresi (ISC)

IMEX FRANFURT’TA İSTANBUL’U TANITTILAR

 

Dünyanın en büyük uluslararası kongre turizmi fuarlarından biri olan IMEX Frankfurt 2024’te, İstanbul standı yoğun ilgi gördü. Her yıl 7 binden fazla sektör profesyonelini ağırlayan fuar, Almanya’nın Frankurt kentinde 14-16 Mayıs tarihlerinde gerçekleştirildi. Fuara İstanbul standı ile katılan İstanbul Kongre ve Ziyaretçi Bürosu (ICVB), uluslararası kongre ve toplantıların kente kazandırılması amacıyla ziyaretçilere İstanbul’u tanıttı. İstanbul standına, Güney Amerika da dahil olmak üzere birçok pazardan yoğun ilgi gösterildi. 

20 Mayıs 2024 Pazartesi