Ticaret Bakanı Ömer Bolat, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sınırda karbon düzenlemesine tabi olacak öncelikli imalat sanayi sektörlerinde düşük karbonlu üretime yönelik yol haritaları hazırladıklarını belirtti.


Bolat, Türkiye'nin Avrupa Yeşil Mutabakatı ve yeşil dönüşüm sürecine uyumu kapsamında atılan atımlara ilişkin değerlendirmede bulundu.

 

Türkiye'nin en büyük ticaret ortağı Avrupa Birliği'nde (AB) Avrupa Yeşil Mutabakatı ile başlayan dönüşüm sürecini en başından beri yakından takip ettiklerini vurgulayan Bolat, bu sürece ilişkin adımların zamanlıca atılması amacıyla Ulusal Yeşil Mutabakat Eylem Planı'nı 2021 yılında yayımladıklarını anımsattı.

 

Bolat, bu konudaki çalışmaları ilgili tüm tarafların katılımıyla kurulan 20 ihtisas çalışma grubu aracılığıyla yürüttüklerini ifade ederek, "Bu kapsamda, AB pazarına girişi etkileyecek mevzuat değişikliklerini yakinen takip ediyor ve gerekli mevzuat uyumu çalışmalarına hız veriyoruz. Gümrük Birliği'nden kaynaklanan malların serbest dolaşımı kapsamındaki haklarımıza halel gelmeyecek şekilde AB nezdinde diplomatik girişimleri sürdürüyoruz. Başta değişen uygulamalardan ilk etapta etkilenecek sektörler olmak üzere enerji yoğun sanayinin düşük karbonlu ekonomiye geçişi ve gerekli teknolojik dönüşüm ihtiyacı, kaynak-etkin bir üretim yapısının tesis edilmesine yönelik döngüsel ekonomiye geçiş çalışmaları, temiz ve güvenli enerji arzının sağlanması, ulaştırma ve tarımda sürdürülebilirliğin sağlanması, yeşil dönüşümün kapsayıcı ve adil dönüşüm ilkeleri çerçevesinde gerçekleştirilmesi gibi çok geniş bir yelpazedeki konu başlıklarında eşgüdüm içinde çalışmalar yürütüyoruz." diye konuştu.

 

Yeşil Mutabakat kapsamında Türkiye ticareti bakımından öne çıkan hususların başında sınırda karbon düzenleme mekanizmasının (SKDM) geldiğine işaret eden Bolat, şöyle konuştu:

 

"SKDM'nin geçiş dönemi uygulaması 1 Ekim 2023 itibarıyla demir-çelik, alüminyum, çimento, gübre, elektrik ve hidrojen sektörleriyle başlayacak. İlgili sektörlerde 2022 yılında AB'ye ihracatımız 13,1 milyar dolar ve AB'nin söz konusu ürünlerin dünyaya ihracatındaki payı yüzde 41'dir. Uygulama, geçiş döneminde emisyon raporlama yükümlülüğüyle başlayacak, karbon vergisi niteliği taşıyacak olan mali yükümlülükler ve verilerin doğrulanması uygulaması ise 2026 yılında devreye alınacak. Bu itibarla kısa vadedeki önceliklerimizden birini AB'nin raporlama metodolojisinin belli olmasının hemen akabinde sektörümüzün uygulamaya hızlı adaptasyonunu sağlayacak faaliyetler teşkil etmektedir. Bu konuda ihracatçılarımızla çalışmaları yakından yürütüyoruz. Mali yükümlülüklerin başlayacağı ana döneme de vakit kaybetmeden hazırlanmak ihracattaki rekabetçiliğimizi korumak adına büyük önem taşımaktadır. Bu doğrultuda, sınırda karbon düzenlemesine tabi olacak öncelikli imalat sanayi sektörlerinde düşük karbonlu üretime yönelik yol haritaları hazırlıyoruz. Halihazırda demir-çelik, alüminyum, çimento ve gübre sektörleri için yol haritası çalışmaları tamamlanma aşamasına geldi."

 

ETKİN ŞEKİLDE TAKİP EDİLİYOR

 

Bolat, yeşil dönüşüm sürecinde ihracatçıların en başta Ar-Ge ve yeni teknolojilerin adaptasyonu ile rekabet avantajı sağlayabileceğini belirterek, “Bu itibarla yine eylem planımız kapsamında ‘Yeşil Büyüme Teknoloji Yol Haritası’ çalışmaları sürdürüyoruz. SKDM’nin AB ile aramızdaki Gümrük Birliği başta olmak üzere ikili ve uluslararası anlaşmalara tam uyumlu olması da bizim için kritik önem taşımaktadır. Bu amaçla AB ile hem siyasi hem teknik düzeyde işbirliği yürütüyor ve konunun çok taraflı platformlarda da etkin bir şekilde takibini yapıyoruz.” İfadelerini kullandı.

 

Bakanlık olarak ayrıca konuya ilişkin bilgilendirme ve eğitim çalışmalarına, özel sektör çatı kuruluşlarıyla işbirliği halinde devam ettiklerini anlatan Bolat, gelecek dönemde raporlama uygulama esaslarının netleşmesiyle düzenli bilgilendirme faaliyetlerini de gerçekleştireceklerini söyledi. Bolat, “Önümüzdeki dönemde, bu süreçte atacağımız her adımın ihracatımızdaki rekabetçiliğimizi ve küresel değer zincirlerindeki konumumuzu geliştireceği bilinciyle Yeşil Mutabakat kapsamındaki çalışmalara tüm paydaşlarımızla yakın işbirliği içinde Bakanlık olarak öncülük etmeye devam edeceğiz.” Değerlendirmesinde bulundu.

 

EMİSYON TİCARET SİSTEMİNİN MEVZUATI HAZIRLANIYOR

 

Emisyon ticaret sistemi uygulamalarına ilişkin de bilgi veren Bolat, "Gerek ülkemiz net-sıfır emisyon hedefi gerekse sınırda karbon mekanizması kapsamında oluşacak karbon maliyetinin ülke içinde tahsil edilerek AB'ye aktarılmasından ziyade, ekonominin yeşil dönüşümünü sağlayacak bir finansman kaynağına dönüştürülmesi amacıyla Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığımızın ulusal düzeyde bir emisyon ticaret sistemi kurulmasına yönelik çalışmaları devam ediyor. Bakanlığımızca söz konusu çalışmalara aktif katılım ve katkı sağlanmaktadır. Bu hususta taslak İklim Kanunu'nun çıkarılmasının ardından emisyon ticaret sistemine yönelik ikincil mevzuatın hızla geliştirilmesini hedefliyoruz." dedi.

 

Bolat, Türkiye'deki ihracatçıların sınırda karbon mekanizmasının raporlamalarını yapmasını kolaylaştıracak altyapının kurulması için özel sektör çatı kuruluşlarıyla birlikte çözüm odaklı mekanizmaların tesisi için çalışmalar yürütülmesini hedeflediklerine dikkati çekerek, şöyle devam etti:

 

"Buna ilaveten ülkemizin sanayiden kaynaklı sera gazı emisyonlarının izlenmesine yönelik sistemin ihtiyaçlara göre geliştirilmesi çalışmalarını sürdürüyor, çevrim içi sistemin iyileştirilerek ülkemiz meri mevzuatına uyumluluğunun sağlanması hedefliyoruz. İlerleyen süreçte ülkemizde kurulması planlanan emisyon ticaret sistemine çevrim içi sistemin sağlıklı veri sunabilmesine yönelik geliştirme çalışmalarının da yapılacağını belirtmek isterim."

 

Avrupa Yeşil Mutabakatı ve sınırda karbon mekanizması uygulamasıyla ihraç edilen ürünlerin karbon ayak izinin azaltılmasının zorunlu kılındığına işaret eden Bolat, "İhracatçılarımızın yeşil dönüşüm maliyetlerinin azaltılması kapsamında gerekli desteklerin sağlanması noktasındaki çalışmalara ilgili kurumlarca başlanılmış bulunmaktadır." diye konuştu.

 

TÜRK EXİMBANK İHRACATÇIYI HAZIRLIYOR

 

Türkiye'de ulusal bir emisyon ticaret sistemi oluşturulması ve elde edilecek gelirlerin yeşil dönüşüme aktarılmasının önem taşıdığını vurgulayan Bolat, şunları kaydetti:

 

"AB Yeşil Mutabakatı kapsamında 2026 yılında uygulanmaya başlanacak sınırda karbon vergisine ihracatçıları hazırlamak amacıyla Türk Eximbank, 10 milyon dolar ve üzeri yatırım kredisi başvurularının değerlendirilmesinde ve uluslar üstü kuruluşlardan veya bu kuruluşların garantisiyle sağlanan kaynakların kullandırılmasında, çevresel ve sosyal riskler ile ilgili kaynakların şartlarına uyumu değerlendirmektedir. Bu yaklaşımla ihracatçılarımıza kullandırılmak üzere son 3 yılda sürdürülebilirlik bağlantılı olarak yurt dışı finansal kuruluşlar ve sendikasyon kredileri ile yaklaşık 2,5 milyar avro tutarında fon sağlanmıştır. Bu kapsamda Türk Eximbank, ISO standartlarına uygun olarak kredilerden kaynaklı karbon ayak izini hesaplayan ilk ve tek banka olarak Türk bankacılık sektörüne öncülük etmiştir. Sınırda karbon vergisinden ihracatçıların en az seviyede etkilenmeleri için hesaplamalar yapıyor ve bu alanda kullandırılmak üzere ürün ve kaynak çeşitlendirme çalışmalarına devam ediyoruz. Ayrıca, Avrupa Yeşil Mutabakatı kapsamında sürdürülebilir ve döngüsel ekonomiye uyum sürecinde Bakanlığımızca mevzuat çalışmaları yakından takip ediliyor. Başta KOBİ'ler olmak üzere tüm firmalarımızın kaynak, süreç ve enerji verimliliği, dijitalleşme gibi konularda ihtiyaç duyabilecekleri farkındalık, ihtiyaç analizi, yol haritasının belirlenmesi, yöntem ve hedeflerin tespit edilmesi konularını içeren çalışmaları paydaşlarımızla beraber yürütüyoruz."

23 Temmuz 2023 Pazar

Sağlık hizmetleri sektörü, Sağlık Uygulama Tebliği’ndeki (SUT) fiyat artışının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesini öneriyor. Sektörün bir diğer beklentisi ise kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi.

 

MESUDE DEMİRHAN

 

İstanbul Ticaret Odası Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Sektörel Değerlendirme ve İstişare Toplantısı, İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan’ın başkanlığında, Meclis ve Komite Üyeleri ile sektör temsilcilerinin katılımıyla gerçekleştirildi. Sektörel ihtiyaçların görüşüldüğü toplantıda, Sağlık Uygulama Tebliği (SUT) fiyatları, kurumlar vergisi ve KDV oranları, yeşil pasaport, reklam ve tanıtım, tıbbi atık ödemeleri ve sağlık turizmi konuları ele alındı.

 

1.5 MİLYON SAĞLIK TURİSTİ

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Salih Sami Atılgan yaptığı konuşmada, sağlık sektörünün sadece ekonomik gerçekler üzerinden anlamlandırılamayacağını belirterek, şu bilgileri verdi: “Bu iş her şeyden önce temel insan hakkı, toplumsal ihtiyaç, dolayısıyla bir kamu politikası. Türkiye’nin sağlık alanındaki kalite ve performans artışı, uluslararası arenada da kendini gösteriyor. Türk sağlık sektörünün, özellikle son dönemlerde yakın coğrafyamızda Avrupa’da önemli bir konuma yükseldiğini ve varlığından bahsettirdiğini gözlemliyoruz. Nitekim sağlık turizmi verilerine göre; sağlık hizmeti almak için gelen turist sayısı 2021’den 2023’e kadar iki kat arttı. Geçen yıl sağlık hizmetlerinden faydalanan turist sayısı ise 1.5 milyonu aştı. Bu sayı giderek artıyor.” 

 


SEKTÖREL SORUNLAR

 

Atılgan, sektörün sorun ve talepleriyle ilgili olarak şunları söyledi: “SUT fiyat artışı oranlarının tüm ürünler için mevcut piyasa koşullarına göre periyodik olarak düzenlenmesi, sağlık kuruluşlarının işbirliği adına kamusal denetimlerin standardize edilmesi, kurumlar vergisi ve KDV oranlarının düşürülmesi gibi beklentiler sıklıkla öne çıkan konular arasında. Bizleri buluşturan bu birliktelik ruhu sorunları aşmak açısından sektöre güç verecek.” 

 

SUT FİYATLARI ARTMAYA BAŞLADI

 

Sağlık Hizmetleri Meslek Komitesi Başkanı Mustafa Cantürk ise SUT fiyatlarının son dönemlerde daha sık arttığını söyledi.Cantürk, “Sağlık turizminde istenilen hedefe ulaşılacaksa bunu birtakım yönetmeliklerle sektörün gerçeğine uygun hale getirmeliyiz. Sağlıkla ilgili tüm Sivil Toplum Kuruluşları’nın bir araya geldiği, sorunlarını tek sesle haykırabildiği ve taleplerini ilgili mercilere iletip, sonuç alabileceği günlerimizin olacağına inanıyorum. Hepimizin hedefi, özel sağlık sektörünün gelişmesi” diye konuştu.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Sigorta acenteleri, haksız rekabete karşı birlikte çözüm arıyor. Sektör temsilcileri, ekran paylaşımının önüne geçmek amacıyla parmak iziyle giriş için de çalışma yürütüyor.


OSMAN KUVVET

 

İstanbul Ticaret Odası Sigortacılık Meslek Komitesi, sektörün önde gelen STK’larıyla sektör sorunları istişare toplantısı gerçekleştirdi. Açılış konuşmasını İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca’nın yaptığı toplantıya, İTO Meclis ve Komite Üyeleri ile sektörel dernekler katıldı. 

 

200 BİN İSTİHDAM

 

İTO Yönetim Kurulu Üyesi Giyasettin Eyyüpkoca, 21 bine yakın acente, uluslararası nitelikte hizmet veren 68 sigorta şirketi, 200 bin istihdam ve 15 milyar dolarlık büyüklüğüyle sigortacılık sektörünün ekonominin önemli bir parçası olduğunu dile getirdi. Eyyüpkoca, sektörlerin sorunlarını ve çözüm önerilerini ilgili mercilere aktarmak üzere çalışmalarını sürdürdüklerini belirterek, şunları söyledi: “Sigortacılık Meslek Komitemiz, en çok ve en etkili çalışan komitelerden biri.

İTO Yönetim Kurulu olarak sektörün gelişimine katkı verecebileceğimiz konularda destek oluyoruz. Bundan sonraki süreçte de yanınızda olduğumuzu bilmenizi isteriz.”

 

İTO Sigortacılık Meslek Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Mehmet Özgür Yılmaz da komite olarak yaptıkları çalışmaları anlattı. Yılmaz, “Bu çalışmalardan biri de ekran paylaşımının önüne geçmek. Acentelerin ekrana parmak iziyle giriş yapma zorunluluğu üzerine çalışmalarımız devam ediyor” dedi.

 

HAKSIZ REKABET

 

TOBB Sigorta Acenteleri İcra Komitesi Başkanı ve İTO Meclis Üyesi Levent Korkut ise önceki yıllarda sigortacılık eğitimi konusundaki çalışmalarını hatırlatarak, “Sektörümüz, iş sorunu olmayan bir sektör. Ancak eğitimli işgücü açığımız var. Eğitimlere katılım az, üyelerimize duyuralım” dedi.

 

Haksız rekabet konusunda çok şikayet olduğuna dikkat çeken Korkut, “Bu konuyla alakalı bize belgelendirip gönderirseniz, gerekli adımları atarız” dedi.

 

Toplantıya katılan STK temsilcileri, sektörün düşük komisyon oranları yanında sağlık sigortasında da poliçe ücretlerinin ve risklerin arttığını belirterek, “Bankaların kredili ürünlerde tüketicilere sigorta satışı sektörümüzü olumsuz etkiliyor” diye konuştu.  

 

 

SEKTÖR DERNEKLERİ BİR ARADA

 

Toplantıya; Sigorta Acenteleri Derneği (SAB), Tekli Sigorta Acenteleri Derneği (TEKSADER), İstanbul Sigorta Acenteleri Derneği (İSAD), Acentem Sigorta Aracıları Derneği (ASİAD), Anadolu Yakası Sigorta Acenteleri Derneği (ANSADER), Sigorta ve Reasürans Brokerleri Derneği (SBD), Sigorta Aracıları ve Acenteleri Derneği (SAAD), Avrasya Sigorta Acenteleri Derneği (AVSAD), Oto Dışı Sigorta Eksperler Derneği (ODSED) yöneticileri katıldı.

 

RAKAMLARLA SİGORTACILIK

 

  • Aktif şirket sayısı: 70
  • Aktif toplam: 781 milyar lira.
  • Prim üretimi 235 milyar lira.
  • BES 400 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 123 artış.
  • Fon büyüklüğü: 148 milyar lira (BES dahil).
  • Ödenen tazminat 88 milyar lira.
  • Yıllık yüzde 87 artış.

20 Mayıs 2024 Pazartesi