tatil-sepeti

Türkiye'nin "Milli Teknoloji Güçlü Sanayi" vizyonuyla desteklediği sanayi sektörü yeni tip koronavirüs (Kovid-19) salgınının olumsuz etkilerini üzerinden çabuk atarken, sektörün ihracatının ve borsadaki performansının son aylarda çıkışa geçtiği, öncü verilerin de dipten dönüşün yaşandığına işaret ettiği görülüyor.

Kovid-19 salgını nedeniyle tüm dünyada ihracat büyük darbe alırken, fabrikaların büyük ölçüde üretime ara vermesi ile sanayi sektöründe çarklar neredeyse durma noktasına geldi.

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'de de yıla iyi başlayan ve ocak ve şubat aylarında 11,1 milyar dolarlık ihracat gerçekleştiren sanayi sektörü, hastalığın ilk ortaya çıktığı mart ayında 10 milyar dolar seviyelerine geriledi.

Sektörün ihracatı, Kovid-19'un yayılımının engellenmesi amacıyla tedbirlerin sıkılaştırıldığı nisan ayında ise 6,2 milyar dolarla Mayıs 2009'dan bu yana en düşük seviyeye indi.

Bu tarihten itibaren yükselişe geçen sanayi sektörünün ihracatı, mayısta 7,1 milyar dolar, haziranda 10,2 milyar dolar ve temmuzda 11,5 milyar düzeyinde kaydedildi. Böylece sektörün ihracatının son 3 aydır yükseliş trendinde olduğu görüldü.

SANAYİNİN LOKOMOTİFİ OTOMOTİV

Sanayi sektörü yılın 7 ayında 67,3 milyar dolarlık dış satıma imza atarken, buna alt sektörlerden en çok otomotiv endüstrisinin katkı vermesi dikkati çekti.

Otomotiv endüstrisi bu yıl dış satımında her ne kadar ciddi bir kayıp yaşasa da 7 ayda gerçekleştirdiği yaklaşık 13 milyar dolarlık ihracatla sanayinin lokomotifi olma özelliğini kaybetmedi.

Aynı dönemde, sanayi sektörünü hazırgiyim ve konfeksiyon 8 milyar 790,1 milyon dolarlık, çelik de 7 milyar 21 milyon dolarlık ihracatla besledi. Bu sektörleri 5 milyar 698,3 milyon dolarlık ihracatla elektrik-elektronik ve 4 milyar 511,5 milyon dolarlık dış satımla da demir ve demir dışı metaller takip etti.

SEKTÖREL VERİLER DİPTEN DÖNÜŞÜN YAŞANDIĞINA İŞARET EDİYOR

Sanayi sektörüne ışık tutan Sanayi Üretim Endeksi, imalat sanayi kapasite kullanım oranı ve İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verilerine bakıldığında, sektörün dipten dönüşü yaşadığı görülüyor.

Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK) verilerine göre, Sanayi Üretim Endeksi ocak ayına başladığı 108,7 değerinden şubatta 111,5'e, martta 113,9'a yükseldi. Endeks, tedbirlerin artırıldığı nisan ayında ise 78,1 ile Ağustos 2013'ten sonra görülen en düşük seviyeye geriledi. Bu dönemden sonra yükselişe geçen Sanayi Üretim Endeksi ham değeri, mayısta 84'e çıktıktan sonra haziranda 113,7 ile yılın en yüksek seviyesini gördü.

Yıllık bazda endeksin değişimine baktığımızda, arındırılmamış sanayi üretim endeksinin ocak ve şubatta sırasıyla yüzde 7,7 ve yüzde 11,4 yükseldikten sonra, martta yüzde 1 ile sınırlı değer kaybettiği görüldü. Endeks, en büyük düşüşü ise nisanda yüzde 31,2 ile yaşadı. Arındırılmamış sanayi üretim endeksi mayısta da yüzde 30,6 gerilemesinin ardından haziranda yüzde 17,3 yükseldi ve dipten dönüşün işaretini verdi.

Öte yandan sanayi sektöründe üretimin gidişatına dair güçlü ışık tutan imalat sanayi kapasite kullanım oranı verisinin de son 4 aydır yükseliş trendinde olduğu görülüyor.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) verilerine göre, yıla yüzde 75,5 ile başlayan imalat sanayi kapasite kullanım oranı (KKO), şubatta yüzde 76'ya ulaştıktan sonra, martta yüzde 75,3'e geriledi. Söz konusu oran nisanda yüzde 61,6 ile Nisan 2009'dan bu yana görülen en düşük seviyeye gerilemesinin ardından sonraki aylarda toparlanma trendine girdi. Mayısta yüzde 62,6, haziranda yüzde 66'ya ulaşan imalat sanayi kapasite kullanım oranı, temmuzda yeniden yüzde 70'li seviyelerin üzerine çıkarak yüzde 70,7 düzeyinde gerçekleşti. Söz konusu oran, ağustosta da bir önceki aya göre 2,6 puan artarak yüzde 73,3 seviyesine yükseldi.

İstanbul Sanayi Odası (İSO) Türkiye İmalat Satınalma Yöneticileri Endeksi (PMI) verileri de temmuzda 56,9'a yükselerek Şubat 2011'den beri en yüksek seviye olarak kaydedildi. Toparlanmanın hız kazandığına işaret eden endeks, alt sektörlerin çoğunun faaliyet koşullarında güçlü iyileşme yaşandığını, üretim artışı kaydedildiğini ortaya koydu.

SANAYİ TEŞVİKLERİ REKOR KIRDI, İLK YARIDA 583 ÜRETİM TESİSİ FAALİYETE GEÇTİ

Türkiye'de temmuz itibarıyla var olan 84 Teknoloji Geliştirme Bölgesi’nden 70’i faaliyetine devam ederken, 14’ünün altyapı çalışmaları sürüyor. Temmuz itibarıyla bu bölgelerdeki toplam firma sayısı 5 bin 854 ve çalışan sayısı 60 bin 32 olurken, toplamda 10 bin 31 proje üzerinde çalışmalar devam ediyor. Teknoloji Geliştirme Bölgeleri'nden gerçekleştirilen ihracat ise 5,2 milyar dolar düzeyinde gerçekleşti.

Öte yandan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, yılın ilk yarısında sadece organize sanayi bölgelerinde (OSB) 583 üretim tesisinin ruhsat alarak faaliyete geçtiğini bildirirken, sadece haziran ayında kurulan sanayi işletmesi sayısı geçen yıla kıyasla yüzde 91 arttı.

Bu gelişmede verilen teşviklerin de etkili olduğu görülüyor. Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı'nın 4 farklı uygulamadan oluşan teşvik sisteminde, KDV istisnası, Gümrük Vergisi Muafiyeti, Vergi İndirimi, Sigorta Primi İşveren hissesi Desteği, Gelir Vergisi Stopajı Desteği, Sigorta Primi (İşçi Hissesi) Desteği, Yatırım Yeri Tahsisi ve KDV İadesi başlıkları altında destekler sağlanıyor.

Kapsamlı desteklerin etkisiyle, Bakan Varank da haziran ayında 859 belgeyle teşvik tarihinin rekorunun kırıldığını, bu teşviklerle 15,6 milyar liralık yatırım ve 23 binin üzerinde ilave istihdam beklendiğini duyurdu.

BORSADA DA SINAİ ENDEKSİ YÜKSELİŞTE

Borsa İstanbul'da Sınai Endeksi'nin aylık bazda seyrine bakıldığında, sektörün ihracat performansına yakın bir tablonun ortaya çıktığı görülüyor.

Bu yıla iyi başlayan ve 2019'un son iki ayındaki yukarı yönlü seyrini 3'üncü aya taşıyan Sınai Endeksi, ocakta yüzde 4,5 değer kazandı. Kovid-19'un dünya çapında bir risk olduğunun anlaşılmasıyla yatırımcı güven algısında oluşan bozulma, şubat ayında endeksin yüzde 8,2 düşüş kaydetmesine neden oldu. Sınai Endeksi mart ayında da 953,30 puana kadar gerileyerek Nisan 2017'den bu yana görülen en düşük seviyeye indi ve ayı da yüzde 18,9 kayıpla kapattı.

Mart ayından sonra Sınai Endeksi hızlı bir toparlanma trendine girdi ve nisan, mayıs ve haziranda sırasıyla kaydettiği yüzde 20, yüzde 3 ve yüzde 12,5'lik artışlarla yıl başındaki tüm kayıplarını telafi etti.
Temmuzda da 1.631,78 puanla tarihinin en yüksek seviyesini gören Sınai Endeksi, ayı yüzde 3,7 artışla tamamladı.

İLAÇ VE GIDA ŞİRKETLERİ SINAİ ENDEKSİ'Nİ YUKARI TAŞIDI

Borsa İstanbul'da Sınai Endeksi'nde işlem gören 164 şirketin hisselerine bakıldığında, yıl başından 21 Ağustos sonuna kadar geçen sürede yatırımcısına en çok kazandıran şirketin RTA Labaratuvarları Biyolojik Ürünler İlaç ve Makine olduğu görüldü. Söz konusu şirketin hisse değeri, geçen yıl sonunda bulunduğu 2,32'den, bu yıl içinde 62,90'a kadar yükseldi.

Aynı dönemde RTA Labaratuvarları'nın ardından Sınai Endeksi'nde işlem gören şirketlerden en çok kazandıran Kent Gıda Maddeleri oldu. Bu şirketin hisse değeri de 2019 sonundaki 175,80 seviyesinden yükselişe geçerek yıl içinde 2.675,50 seviyesini gördü. Kent Gıda'yı Taze Kuru Gıda takip ederken, bu şirketin hisseleri de 7,24'ten 97,90'a kadar çıktı.

Burçelik Vana yüzde 509,7'lik, Doğan Burda Dergi Yayıncılık yüzde 332'lik, Burçelik Bursa Çelik Döküm yüzde 322'lik, Kütahya Porselen yüzde 314,8'lik, Dagi Giyim yüzde 279,6'lık ve yüzde 213,1'le Gübre Fabrikaları bu yıl en çok kazandıran Sınai Endeksi hisseleri olarak sıralandı.

27 Ağustos 2020 Perşembe

Etiketler : Sektörel

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, "22 yılda 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 505 kilometreye yükselterek yıllık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken, fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk" dedi.


 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Dünya gazetesinin "Sürdürülebilir İklim Ekonomisi" mottosuyla başlattığı "İklim Ekonomisi Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi'nde yaptığı konuşmada, etkinlik içeriğinin önemine işaret etti.

 

Ulaşım ve iletişim stratejilerini küresel ve bölgesel şartlar ışığında yeniden tanımlamak ve bu stratejileri güncel tutma konusuna verdikleri öneme işaret eden Uraloğlu, dünyadaki hızlı nüfus artışı ve sanayileşme ile birlikte doğal kaynakların plansız kullanımının iklim değişikliği gibi çevresel sorunlara neden olduğunu anlattı.

 

Uraloğlu, her yıl artış gösteren kuraklık, kasırga, orman yangınları ve sel gibi doğal felaketlerin küresel çapta milyarlarca dolarlık ekonomik bilançoya sebep olduğunu belirterek, şunları kaydetti: "Bakanlık olarak, iklim krizinin ülkemiz ve dünyamız açısından verdiği olumsuz etkileri önemsiyoruz ve üzerimize düşen sorumlulukları yerine getirmek için çalışıyoruz. Çevre hassasiyetine, karbon emisyonunun azaltılmasına önem vererek hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik projeler hayata geçiriyoruz. Vizyonumuz, Avrupa Yeşil Mutabakatı, Paris İklim Anlaşması ve Avrupa İklim Yasası gibi Avrupa Birliği'nin temel yaklaşımları ile birçok ortak paydaya sahiptir. Bilindiği üzere Avrupa Yeşil Mutabakatı, 2030'a kadar Avrupa kıtasında ulaşım odaklı karbon salınımını yüzde 50 azaltmayı, 2050 yılına gelindiğinde ise '0' karbon salımı hedefine ulaşmayı amaçlamaktadır.

Türkiye olarak, küresel ekonomideki güç dengelerini etkileyecek bu ve benzeri uygulamaları her zaman yakından takip etmekteyiz. Ayrıca ülkemizin Paris Anlaşması'na taraf olması ile birlikte '2053 Net Sıfır Emisyon Hedefi' ve 'Yeşil Kalkınması Politikası' doğrultusunda kısa, orta ve uzun vadeli stratejik hedef ve eylemlerin belirlenmesi için de çalışmalara başladık. Bunun yanı sıra 2053 yılı için hedeflediğimiz sıfır emisyon doğrultusunda ulaşım odaklı sera gazı emisyonlarını sıfıra indirmeye yönelik somut adımlar da atıyoruz."

 

"KÖMÜRHAN GÜNEŞ ENERJİSİ SANTRALİ'NİN YAPIM ÇALIŞMALARINI TAMAMLADIK"

 

Abdulkadir Uraloğlu, yenilenebilir enerji kaynaklarının öneminin bilinciyle 2017'de Karayolları İzmir 2. Bölge Müdürlüğü'nün enerji ihtiyacının bir kısmının karşılanması amacıyla güneş enerjisi santrali kurduklarını anımsattı.

 

Geçen yıl da Van 11. Karayolları Bölge Müdürlüğü sorumluluğundaki ikinci güneş enerjisi santralini tamamlayarak hizmete aldıklarını bildiren Uraloğlu, şunları söyledi: "Kömürhan Güneş Enerjisi Santrali'nin yapım çalışmalarını tamamladık, oradaki köprü ve tünelin aydınlatılmasında kullanılacak bir santral bu. Kara yollarımız kapsamında Erzurum, Trabzon, Kars, Konya , İstanbul ve Van'a ikinci bir güneş enerjisi santrali yapılmasını da planlarımız arasına aldık. Yine, bu kapsamda İzmir Selçuk’ta TCDD tarafından kendi mülkiyeti üzerindeki alanda kurulan güneş enerjisi santralimiz de 2019 yılında hizmete açılmıştır. Çok yakın bir süre önce TÜRKSAT Gölbaşı yerleşkesinde 2023 yılında yapımına başladığımız 131 dönümlük dev güneş enerji santralini de tamamlayarak yılda 15 milyon kilovat (kwh) elektrik üretimine başladık. Santralimiz, Türksat'ın Ankara'daki tüm yerleşkelerinin enerji ihtiyacını karşılayacak ve yılda 60 milyon lira tasarruf sağlayacak. Özetle, Bakanlığımız kurumlarındaki yenilenebilir enerji kaynaklarını artırıyoruz."

 

"EKOLOJİK KÖPRÜ UYGULAMALARI ÇEVRE DUYARLILIĞI AÇISINDAN BÜYÜK ÖNEM ARZ EDİYOR"

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, "Yabani canlıların karıştığı trafik kazalarını azaltmak amacıyla ekolojik köprü uygulamaları da çevre duyarlılığı açısından büyük önem arz ediyor." dedi.

 

Türkiye'de yaban hayatı geçişi öncelikli olarak düzenlenmiş ilk köprünün, Gülek Boğazı ile Akdeniz’i bağlayan Tarsus-Pozantı Otoyolu'nun 30. kilometresinde inşa edildiğini hatırlatan Uraloğlu, şu bilgileri verdi: "ICA Kuzey Çevre Otoyolu Yatırım İşletmesi de otoyolu projemiz kapsamında Uskumruköy’de bir 'Ekolojik Köprü' inşa etti. Şu anda Karayolları Genel Müdürlüğümüz sorumluluğundaki yol ağında toplam 8 ekolojik köprü hizmet etmekte. Aydın-Denizli Otoyolu'nda da 1 ekolojik köprünün yapımına devam ediyoruz. Konya-Aksaray Devlet Yolu, Kaş-Kalkan Yolu Ve Batman-Hasankeyf Yolu Suçeken Boğazı Mevkii gibi vatanımızın dört bir köşesinde de 15 yeni ekolojik köprü yapılmasını planladık. Demir yolu ağımızda da ilk ekolojik köprü, Ankara Eskişehir Yüksek Hızlı Tren Hattı'nda 2021 yılında hizmet vermeye başlamıştı. Bu hatta bir ekolojik köprü daha planlıyoruz. Dünyada yüksek hızlı tren hattına inşa edilen ilk ekolojik köprü olma özelliğindedir. Diğer yandan Halkalı Kapıkule Hızlı Tren Projesi kapsamında 3 ekolojik köprünün çalışmalarına da devam ediyoruz."

 

Köprü çalışmalarındaki proje inşa alanlarında yatırımlar kapsamında etkilenen her ağacın yerini değiştirdiklerini ya da misliyle dikim gerçekleştirdiklerini bildiren Uraloğlu, bu konuya özel önem verdiklerini söyledi.

 

Uraloğlu, "Çünkü bizim hedefimiz tabiatın gösterdiği yoldan gitmek; yani onu tahrip etmeden, onunla uyum içinde yaşamayı başarabilmektir. Karayolları Genel Müdürlüğümüzce 76,5 milyon, kamu-özel işbirliği projeleri kapsamında da 20,2 milyon olmak üzere toplam 96,7 milyon fidanı daha yeşil bir Türkiye için toprakla buluşturduk, yeni orman alanlarını hayata geçirdik." dedi.

 

"DOĞA, GELECEK NESİLLERE BIRAKACAĞIMIZ EN ÖNEMLİ MİRASIMIZDIR"

 

"Tüm vatandaşlarımızı da çevrenin ve doğal zenginliklerimizin korunması, kaynaklarımızın tükenebilir olduğu gerçeğini göz ardı etmeden bireysel tedbirlerin alınması konusunda duyarlı olmaya çağırıyorum. Unutmamalıyız ki doğa, gelecek nesillere bırakacağımız en önemli mirasımızdır." diyen Uraloğlu, bu konuda yapılan çalışmalar hakkında bilgi verdi.

 

Uraloğlu, şöyle devam etti: "Son 22 yılda 6 bin 101 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğumuzu 29 bin 505 kilometreye yükselterek yıllık yaklaşık 2 milyar 431 milyon litre akaryakıt tasarrufu elde ederken fosil yakıt tüketiminin çevresel etkisini de azaltmış olduk. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyonunu 5,27 milyon ton azaltarak doğanın korunmasına katkı sağladık. Ayrıca artık iklim değişikliği ile mücadele kapsamında yük ve yolcu taşımacılığında fosil yakıt kullanımından temiz enerji kullanımına bir geçiş söz konusu ve zorunludur.

2035'te her iki araçtan birinin elektrikli olacağı öngörülüyor. Bu noktada bizler de ülkemizin ürettiği yerli ve milli aracımız Togg'u fosil yakıtlı motorlar olmadan sadece elektrikli olarak üretiyoruz. Artık elektrikli ve otonom araçlar hayatımızın bir gerçeği. Bu noktada bu tür elektrikli araçların daha da yaygınlaşması ile elektrik enerji ihtiyacı ve erişilebilir şarj istasyonları önemli hale gelmiş durumda. Bundan dolayı elektrikli araçların menzilleri ve mevcut şarj istasyonlarının konumları düşünüldüğünde yolculukların daha verimli hale getirilmesi ve elektrikli araç kullanımını teşvik etmeye yönelik projeler hayata geçirmekteyiz."

 

"DENİZ TAŞIMACILIĞININ ÇEVREYE DAHA DUYARLI OLMASI AMACIYLA ULUSLARARASI GELİŞMELERİ DE YAKINDAN TAKİP EDİYORUZ"

 

Abdulkadir Uraloğlu, deniz taşımacılığının çevreye daha duyarlı olması amacıyla uluslararası gelişmeleri yakından takip ettiklerini belirterek, deniz ticaret filosunun çevre dostu gemilerle büyümesi için de "Hurdaya Ayrılan Türk Bayraklı Gemilerin Yerlerine Yeni Gemi İnşa Edilmesinin Teşvikine Dair" bir yönetmelik hayata geçirdiklerini hatırlattı.

 

Söz konusu yönetmeliğin, gemi sicillerine kayıtlı 50 ila 50 bin groston arası ticari gemilerden 20 yaş ve üzeri olanları kapsadığını bildiren Uraloğlu, "Yeni gemilerin ana sevk sistemleri çevre dostu bir enerji kaynağına dönüşecektir. Bu kapsamda Kapıdağ ve Ayşenaz isimli 2 gemiye 6 milyon dolarlık teşvik sağladık, geçtiğimiz günlerde onun anlaşmasını imzaladık. Sadece gemiler için değil, liman tesislerimiz içinde uzun yıllardır sürdürdüğümüz Yeşil Liman uygulamasını güncelleyerek emisyon salınımını daha da azaltmayı hedefliyoruz." ifadelerini kullandı.

 

"ULAŞIM SİSTEMLERİNİN SÜRDÜRÜLEBİLİRLİĞİNİN SAĞLANMASI İÇİN TÜM PAYDAŞLARIMIZLA İŞBİRLİĞİ İÇİNDE HAREKET EDİYORUZ"

 

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Uraloğlu, limanlarda kullanılan iş makinelerinde fosil yakıt yerine yenilenebilir enerji ile çalışan sistemlere geçiş sürecinde olduklarına dikkati çekerek, konuşmasını şöyle tamamladı: "Oluşturacağımız bir mekanizma ile sektörümüze Avrupa İmar ve Kalkınma Bankasından 20 milyon avro hibe, 50 milyon avro uzun vadeli uygun maliyetli kredi desteği alacağız. Havalimanlarımızda gerçekleşen faaliyetlerin çevresel etkilerini kontrol altına almak için de 2020 yılında 'Karbonsuz Havalimanı Projesi'ni başlattık. Uluslararası Havalimanları Konseyi tarafından yürütülen 'Havalimanı Karbon Akreditasyonu' programı kapsamında hayata geçirdiğimiz bu projemiz; karbon salınımı, doğal kaynak kullanımı, atık ve kimyasalların yönetimini içermektedir. Dünyada 88 Ülkede toplam 587 havalimanının dahil olduğu programda ülkemiz; karbonsuz havalimanı sertifikasına sahip 50 havalimanıyla bu kapsamda 2. ülke konumunda. Özetleyecek olursak, yeni ulaşım ve altyapı projelerimizde, çevre hassasiyetine, daha az karbon emisyonuna, hızlı, güvenli ve ekonomik ulaşıma yönelik planlarımızı projelerimiz bir bir hayata geçiyor. Ulaşım sistemlerinin sürdürülebilirliğinin sağlanması için tüm paydaşlarımızla iş birliği içinde hareket ediyoruz. Kamu, yerel yönetimler, özel sektör, sivil toplum kuruluşları ve milletimizin ortak çabalarıyla çevreye duyarlı, modern ve etkin bir ulaşım ağını hep birlikte oluşturacağız. Hiç şüpheniz olmasın; sürdürülebilir ve sağlıklı bir gelecek için çalışmaya ve ulaşımın çehresini değiştiren yatırımlarımızla, yarınlarımıza yaşanabilir, temiz bir dünya bırakmaya gayret göstereceğiz."

 

"USOM 7 GÜN 24 SAAT HİZMET EDİYOR"

 

Uraloğlu, Sürdürülebilir Ulaştırma ve Akıllı Altyapı Sistemleri Zirvesi'nin ardından basın mensuplarının sorularını yanıtladı ve açıklamalarda bulundu.

 

Gelişen teknolojiyle, gelişen dünyada risklerin neler olduğu ve neler olabileceğiyle ilgili birçok olayın ardı arkasına yaşandığını belirten Uraloğlu, "Biz birçok riski zaten öngörebiliyoruz. Bu risklere göre de bütün ülkemizin kurumları, gerek özel sektör olsun gerek kamu olsun hepsinin işbirliği ile beraber ülkemizin daha güvenilebilir olma noktasında birçok gayretimiz var." diye konuştu.

 

Uraloğlu, Lübnan'da çağrı cihazları ve telsizlerin patlatılmasına yönelik saldırıyı şiddetle kınadıklarını ifade ederek, "Yani muhatabının kim olduğundan bağımsız olarak çoluk çocuğa kadar etkileyen bir saldırıyı çok net bir şekilde kınıyoruz. Ama siber güvenlik noktasında da nerelere geldiğimiz, bu globalleşen dünyada neler yapılabileceğini bir anlamda da bu vesileyle görmüş oluyoruz." açıklamasını yaptı.

 

Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) bünyesinde USOM olarak bilinen Ulusal Siber Olaylara Müdahale Merkezinin olduğunu kaydeden Uraloğlu, "7 gün 24 saat hizmet ediyor. 7 binin üzerinde, 7 bin 300, 7 bin 400, 7 bin 500 civarında bu konuda ülkemizdeki ve dünyadaki uzmanlarla iş birliği yapıyoruz." diye konuştu.


Uraloğlu, 2 bin 400 civarında SOME ile iş birliği yapıldığına işaret ederek, "SOME nedir? Siber Olaylara Müdahale Ekibidir. Kimlerdir bunlar? Gerek kamu kuruluşlarıdır gerekse özel sektördeki şirketlerdir, kurumlardır. Bunların kurmuş oldukları siber olaylara müdahale ekipleriyle 7 gün 24 iş birliği yapıyoruz." dedi.

 

Her gün USOM tarafından 400'ün üzerinde 440 civarında büyük saldırıyı engellediklerini aktaran Uraloğlu, "Yine 17 milyonun üzerindeki IP adresini yerli ve milli yazılımlarımızla her gün sürekli olarak tarıyoruz ve onlara karşı zararlı girişimleri sürekli engelliyoruz. Dünyada ilk 10 ülke arasındayız. Dolayısıyla biz siber güvenlik noktasında dünyadaki en güvenli ülkelerden bir tanesiyiz. Mutlaka daha iyisini yapma noktasında belli çalışmalarımız, belli bir sürecimiz var." ifadelerini kullandı.

 

Uraloğlu, kamuoyunun gündemine gelen Siber Güvenlik Başkanlığı kurulması ile ilgili sürecin devam ettiğini ifade ederek, şöyle konuştu: "Sadece kamuyu değil bütün ülkeyi daha profesyonel, daha etkili ve daha güçlü bir şekilde koruma ve dünyadaki gelişmelere ayak uydurma ve ülkemizi koruma refleksiyle başlatılmış olan bir çalışmadır. Bu çalışma içinde gerekli istişareler yürütülüyor. Yani zannediyorum ki çok uzamadan kısa vadede devreye girecektir. Halihazırda ciddi bir altyapımız var. Bu altyapıyı biz korumaya devam edeceğiz ve geliştirmeye devam edeceğiz. Yani bizim bakanlığımızdaki USOM görevine kendi yetki alanında devam edecek ama bir üst çatı altında muhtemelen böyle bir daha güçlü bir yapıyı kurmuş olacağız."

 

TEKİRDAĞ'A 75 MİLYAR 689 MİLYON LİRA ULAŞIM VE İLETİŞİM YATIRIMI YAPILDI

 

Uraloğlu, Tekirdağ'ın Kapaklı ilçesinde köprülü kavşakta düzenlenen Karayolları Genel Müdürlüğü Projeleri Toplu Açılış Töreni'nde yaptığı konuşmada, Trakya'nın güçlü kara yolu altyapısı, limanları, demir yolu ve hava yolu bağlantıları ile Avrupa'yı Asya'ya bağlayan köprü konumunda olduğunu söyledi.

 

Bakan Uraloğlu, son 22 yılda Tekirdağ'ın ulaşım ve iletişim altyapısına 75 milyar 689 milyon lira yatırım gerçekleştirdiklerini, 2022 yılında 86 kilometre olan bölünmüş yol uzunluğunu 409 kilometreye, 246 kilometre olan sıcak karışım kaplamalı yol uzunluğunu ise 586 kilometreye çıkardıklarını aktardı.

 

Kapaklı Köprülü Kavşağı'nı Çerkezköy-Saray kara yolu üzerinde hayata geçirdiklerini anımsatan Uraloğlu, şunları kaydetti: "Ana gövdesi 1071 metre uzunluğunda olan kavşağımızın 234 metresini ard germeli, köprülü olarak hayata geçirdik. Kavşağımız ile birçok yolun kesişim noktasında bulunan Kapaklı ilçesinin Tekirdağ'a, otoyola ve çevredeki yollara yüksek standartlı bağlantısını sağladık. Ağır taşıt trafiğinin yoğun olduğu ve her gün 34 binden fazla aracın geçiş yaptığı D-567 Saray-Çerkezköy Devlet Yolu üzerindeki trafik yükünü rahatlattık. Kavşağın inşa edilmesiyle zamandan 279 milyon lira, akaryakıttan 3,7 milyon lira olmak üzere 282,7 milyon lira tasarruf edeceğiz. Çevreye zarar veren araçların karbon emisyon salımını 272 ton azaltarak doğanın korunmasını sağlayacağız."

 

YAPILAN YOL TASARRUFA KATKI SAĞLIYOR

 

Uraloğlu, Kapaklı Köprülü Kavşağı, Hayrabolu Çevre Yolu ve Barbaros Limanı bağlantı yolunun şehrin ulaşım, sanayi ve tarımına önemli katkı sağlayacağını dile getirdi.

 

Türkiye'nin en büyük transit limanı olan Asyaport Limanı içinde toplam 6,5 kilometre uzunluğunda bir bağlantı yolu inşa ettiklerini anımsatan Uraloğlu, şöyle devam etti: "Proje kapsamında 877 metre köprü imalatı gerçekleştirdik. Proje ile Tekirdağ-Malkara Devlet Yolu'ndan Asyaport Limanı'na bölünmüş yol konforuyla erişim sağlayarak Limanın her geçen gün artan faaliyetlerinin hızlı ve verimli sürdürmesini sağladık. Ayrıca turistik bölge olan Kumbağ yerleşiminde özellikle yaz aylarında artan trafik yoğunluğunun önüne geçtik. Bu yol ile zamandan 25,5 milyon lira, akaryakıttan 9,7 milyon lira olmak üzere 35,2 milyon lira tasarruf edeceğiz. Bildiğiniz üzere Kınalı-Tekirdağ-Çanakkale-Savaştepe Otoyolu Projesi kapsamında 1915 Çanakkale Köprüsü'nün de dahil olduğu Malkara-Çanakkale Otoyolu kesimini hizmete açtık. Şimdi Kınalı-Malkara kesimi içinde kolları sıvadık. İstiyoruz ki 1915 Çanakkale Köprüsü'nün devamındaki 127 kilometrelik otoyolu da beraberce yapalım. Yakında çalışmalara başlamayı planlıyoruz."

 

HALKALI-KAPIKULE DEMİRYOLU PROJESİ

 

Uraloğlu, Tekirdağ Limanı'na getirilecek yüklerin, demiryolu ile buradan Edirne'ye, Edirne'den de Avrupa'ya taşınmasını sağlayacak 31 kilometre uzunluğundaki Tekirdağ-Muratlı arası 2. hat yapımı ve Tekirdağ-Muratlı Sinyalizasyon ve Elektrifikasyon Projesi'ni tamamladıklarını ifade etti.

 

Halkalı - Kapıkule Demiryolu Projesine de değinen Bakan Uraloğlu, şöyle sürdürdü: "Türkiye'nin demir yollarında uluslararası bir köprü olmasını sağlayacak Halkalı-Kapıkule Demiryolu Projesi'ne de devam ediyoruz. 44 kilometresi Tekirdağ'dan geçen 229 kilometre uzunluğundaki Halkalı-Kapıkule Hızlı Tren Projesi ile Tekirdağ'ı İpek Demiryolu güzergahının önemli merkezlerinden biri haline de getiriyoruz. Projenin tamamlanmasıyla mevcut hat kapasitesini 4 kat arttıracağız. Halkalı-Kapıkule arası yolcu seyahat süresini 4 saatten 1,5 saate, yük taşıma süresini ise 6,5 saatten 2,5 saate düşüreceğiz. Hattın hizmete alınmasıyla gelişmeye başlayacak ticari hareketlilik bölge insanımızın ve ülkemiz ekonomisine, kalkınmasına ve gelişmesine büyük katkı sağlayacak. Kimsenin şüphesi olmasın ki Bakanlık olarak Türkiye Yüzyılı Vizyonu'muzu rehber edinerek, Tekirdağ'ın ihtiyaçlarını en doğru şekilde karşılayacak adımları atacağız. Yatırım, istihdam, üretim ve ihracat odaklı büyüme stratejimize uygun biçimde projelerimizi hayata geçirmeye devam edeceğiz."

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : akaryakıt tasarruf fosil yakıt

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, şeker pancarı alım fiyatının gelecek hafta içinde açıklanacağını duyurdu.


 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Ali Ulvi Kurucu Gençik Merkezi'nde düzenlenen Türkiye Buluşmaları Konya programında, AK Parti'nin 22 yılda Türkiye'nin çehresini değiştirdiğini ve ülkeyi ileri devletler seviyesine getirdiğini söyledi.

 

Türkiye Yüzyılı'nda çok önemli ve büyük hedeflerin olduğuna işaret eden Yumaklı, "Hedeflerimiz çok büyük ama inancımız hedeflerimizden çok daha büyük. Bu vizyonu çizen liderimiz Sayın Cumhurbaşkanı'mıza, Genel Başkan'ımıza bakarak Türkiye Yüzyılı'nı inşa etme yolunda 'aşk ile koşan yorulmaz' düsturuyla hep birlikte hareket edeceğiz. Bu düstur bize elbette uzun yolda hiç bitmeyen bir enerji kaynağı olacak inşallah. Türkiye Yüzyılı'nın üretimin ve üreticinin yüzyılı yapma yolunda çalışmalarımızı 7 gün 24 saat devam ettiriyoruz." dedi.

 

"2024 YILI TARIMSAL İHRACATI 35 MİLYAR DOLARA DOĞRU GİDİYOR"

 

Yumaklı, ülkenin gıda arz güvenliği başta olmak üzere, üretimi daha iyi seviyelere getirmek için tarımda sessiz devrimler gerçekleştirildiğini belirterek şöyle konuştu: "Türkiye'mizin bundan sonraki on yıllarına etki edecek, bundan sonraki nesillerin çok daha iyi üretim yapmasına sebep olacak; verimli, kaliteli, sürdürülebilir tarımsal üretimler için gece gündüz çabalamaya devam ediyoruz. 40 yıldır konuşulan tarımda üretim planlamasını 2024'ün 1 Eylül'ü itibarıyla hayata geçirmiş olduk. 2024 yılı tarımsal ihracat rakamının 35 milyar dolara doğru gittiğini de buradan belirtmek istiyorum. Tarımsal üretim desteklemeleri artık 3 yıllığına ve üretim sezonu başlamadan önce açıklanmış oldu. Bu da yine ilk olarak yapılanlardan biri. Desteklerin nakdi olarak verilmesi uygulamasını da tekrar yürürlüğe soktuk. En önemlisi de gençlerimizin ve kadınların üretimin içinde olmasını sağlamak adına birçok pozitif ayrımcılık yaptık."

 

ŞEKER PANCARI ALIM FİYATLARI AÇIKLANIYOR

 

Konyalı çiftçilerin şeker pancarı alım fiyatına ilişkin beklentisine de dikkati çeken Yumaklı, "İnşallah önümüzdeki hafta içinde şeker pancarı fiyatlarıyla alakalı bundan önce olduğu gibi bütün hesaplarımızı kılı kırk yararak belirleyip açıklamış olacağız." ifadesini kullandı.

 

SU STRESİ ALTINDA OLAN BİR ÜLKEYİZ

 

Yumaklı, suyun hayati öneme sahip olduğuna dikkati çekerek şunları kaydetti: "Elimizdeki suyu kullanmakla alakalı eğer yapılması gerekenleri yapmazsak çok değil, sadece 5-6 sene sonra bugünkünden çok daha farklı ve istemeyeceğimiz sonuçları görebiliriz. Sulama konusundaki davranış biçimlerimizden bahsediyorum. Bir tarafta vahşi sulama, bir tarafta damla sulama. Devlet damla sulama yatırımlarının yarısını üreticilerimize veriyor. Sulama kanallarını, kapalı sulama sistemlerine çevirmek için bütçesinin büyük bir kısmını harcamaya devam ediyor. Belediyelerimizin kayıp kaçak konusunda ulusal su kurulu başta olmak üzere çok yoğun çalışmalar var. Sanayimizin kullandığı gri su dediğimiz suyu arıtarak tekrar üretim proseslerinde bir daha bir daha kullanılması da yine suyun yönetiminin en önemli unsurlarından bir tanesi. 1313 metreküplük kişi başına düşen suyla su stresi altında olan bir ülkeyiz. Eğer suyumuzu yönetmezsek 1000 metreküpün altına düştüğünde kategori olarak su fakiri olan ülkeler arasına girmemiz işten bile değil. Yani su konusu çok önemli."

 

Programın ardından Bakan Yumaklı, AK Parti'ye katılanlara rozetlerini taktı.

20 Eylül 2024 Cuma

Etiketler : Şeker Pancarı tarım çiftçi üretici fiyat