tatil-sepeti

Türkiye’nin inovasyon ve araştırma merkezi Teknopark İstanbul, odak teknoloji alanları ve sunduğu imkanlarla büyük bir potansiyel barındırıyor.



İTO Sanayi İhtisas Komitesi, 10 binden fazla Ar-Ge mühendisi ile 3 bin 600’den fazla proje geliştiren ve ‘derin teknoloji üssü’ olarak tanımlanan merkezde imkanları yerinde inceledi.  

 

HABER: OSMAN KUVVET

 

Teknopark İstanbul, odak teknoloji alanları ve sunduğu imkanlarla büyük bir potansiyel barındırıyor. Teknopark İstanbul, yerli ve yabancı girişimcilerin, Türkiye’nin teknoloji geliştirme kapasitesine katkıda bulunabilmesi ve bölgede dinamik bir inovasyon ortamı oluşturulabilmesi amacıyla kurulan bir teknoloji geliştirme bölgesi.

 

GÜÇLÜ ORTAKLAR 

 

Savunma Sanayii Başkanlığı (SSB) ile İstanbul Ticaret Odası’nın (İTO) ana ortaklığında kurulan Teknopark İstanbul, üniversite-sanayi-kamu işbirliği geliştirme, uygulama ve araştırmaları merkezi olarak önemli projelere imza atıyor. İTO Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Mehmet Develioğlu’nun başkanlığını yürüttüğü İTO Sanayi İhtisas Komitesi, Teknopark İstanbul’u ziyaret etti. İTO Meclis Başkan Yardımcısı Mustafa Büyükdede’nin de iştirak ettiği geziye, İTO Meclis Üyesi ve Teknopark İstanbul Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Mehmet Akif Özyurt ve Genel Müdür Muhammet Fatih Özsoy ev sahipliği yaptı. Özsoy, heyete Teknopark İstanbul hakkında bir sunum yaptı.

 

HAVALİMANINA YAKIN

 

Avrupa ve Asya’nın buluştuğu yerde olan Teknopark İstanbul, Sabiha Gökçen Havalimanı’na yürüme mesafesinde. Merkezden Berlin’e uçuş süresi 2 saat 45 dakika, Kuveyt’e ise 3 saat 25 dakika.

 

Genel Müdür Muhammet Fatih Özsoy, bu ulaşım avantajlarını anlattığı sunumda; denizcilik, otomotiv, enerji gibi çok sayıda organize sanayi bölgesinin merkezinde yer aldıklarını belirtti. Özsoy, “Teknopark İstanbul, havalimanına olan yakınlığıyla büyük avantaja sahip. Teknopark İstanbul bünyesinde aktif 549 şirket var. Şimdiye kadar 300’ün üzerinde kuluçka firması mezun oldu, bunlardan 120’si Teknopark İstanbul’da faaliyetine devam ediyor. Teknopark İstanbul’daki firmaların toplam teknoloji ihracatı 597 milyon dolar seviyesinde gerçekleşti” şeklinde konuştu.

 

İLERİ TEKNOLOJİ MERKEZİ

 

Özsoy, savunma sanayinin derin teknoloji üssü konumunda olan merkezde Türk mühendisler, girişimciler ve Türkiye’nin gururu şirketlerin Ar-Ge faaliyetleri yürüttüğünü belirterek, “Teknopark İstanbul olarak firmaları destekleyerek önlerini açıyor ve sinerji doğuran ekosistem ile güçlerine güç katıyoruz” dedi.

 

MÜHENDİS SAYISI 4 KAT ARTTI

 

Teknopark İstanbul’un 2014’te 68 bin 513 metrekare kapalı alanı olduğunu hatırlatan Özsoy, merkez hakkında şu bilgileri verdi: “2018’de bu rakam 197 bin 109 metrekareye yükselmişti. Şu an 350 bin 440 metrekare kapalı alanda çalışmalarımızı yürütüyoruz. Teknoparkımızda faaliyette bulunan Ar-Ge firmamızın sayısı 2014’te 86’dıydı. 2018’de 260 olan Ar-Ge firma sayısı 549’a çıktı. Aynı şekilde bir artış da Ar-Ge mühendisi sayısında yaşadık. 2014’te burada çalışan Ar-Ge mühendisi 1 bin 526 iken, 2018’de 5 bin 920 olmuştu. Günümüzde ise Ar-Ge mühendis sayımız 10 bin 257’ye çıktı.”

 

3 BİN 695 PROJE

 

Proje sayısında da büyük artış gözlemlendiğini söyleyen Özsoy, 2014’te 265 ve 2018’te bin 363 olan proje sayısının, günümüzde 3 bin 695’e yükseldiğini hatırlattı. Özsoy, “Teknoparkımız yüzde 100 doluluk oranı, seçkin firmaları, yenilikçilik ve girişimciliğe getirdiği büyük rüzgarla İTO’nun ve ülkemizin gururu oldu. Ayrıca, fikri sınai mülkiyet haklarında önemli bir artış yaşandı. 2010’da 3 olan rakam, 2018’de 28’e, 2022’de 265’e, günümüzde ise 426’ya yükseldi” dedi. 

 

YÜKSEK TEKNOLOJİ FONU

 

Teknopark İstanbul, erken aşama girişimlere kaynak oluşturmak amacıyla yüksek teknoloji fonu kurdu. 2023 yılında 10 milyon dolar hacimle kurulan fonun ortalama yatırım büyüklüğü 250 bin dolar.

 

ALANINDA İLK KULUÇKA MERKEZİ: CUBE INCUBATİON

 

Teknopark İstanbul’un kuluçka merkezi Cube Incubation; faaliyete geçtiği 2014 yılından beri Türkiye’nin ilk ve tek derin teknoloji odaklı kuluçka merkezi yapısıyla inovatif ve derin teknoloji tabanlı iş fikirleri olan girişimcilerin, yatırımcıların ve diğer paydaşların ortak hedeflerde buluştuğu bir ekosisteme ev sahipliği yapıyor. Açık modern çalışma alanlarından montaj atölyesine, mentorlukten teknik danışmanlığa kadar birçok imkan ve destek sağlıyor. Kuluçka merkezi, şehir içinde açtığı tematik merkezlerle de branşlaşmış alanlarda destek veriyor. Cube Beyoğlu; oyun, AR/VR, simülasyon, dijital sanat, mobil uygulama alanlarında, Cube Ümraniye ise finans teknolojileri alanında başvuruları kabul ediyor.

 

SİBER GÜVENLİK LİSESİ

 

Türkiye’nin ilk ve tek siber güvenlik lisesi olan Teknopark İstanbul MTAL Okul Müdürü Turan Çinkılıç, 15 kişilik sınıflarda eğitim verildiğini söyledi. Çinkılıç, ayrıca dünyanın en genç siber güvenlik uzmanı sertifikasını da kendi öğrencilerinin kazandığını kaydetti. 

 

KULUÇKA MERKEZİ

 

Cube Incubation (Kuluçka Merkezi), bünyesindeki biyoteknoloji laboratuvarıyla girişimcilere açık ve kapalı ofis hizmetinin yanında ortak laboratuvar ve temiz oda hizmeti de veriyor. Merkez ayrıca randevu usulüyle çalışan mekanik ve elektronik atölyelerini girişimcilerin kullanımına sunarak üretim ve test yapma imkanı sağlıyor.

 

PAVOTEK ZİYARETİ

 

Savunma sanayi firmalarına şifreli haberleşme cihazları üreten Pavotek firması ziyareti.

 

ARMELSAN’DA İNCELEME

 

İTO Sanayi İhtisas Komitesi, su altı akustik alanında ileri teknoloji ürünler üreten Armelsan firmasını ziyaret ederek, ürettikleri sonarları inceledi.

 

ODAK ALANLARI

 

* Enerji

* Savunma

* Ulaştırma

* İleri malzeme

* Yaşam bilimleri

* Optronik, mekatronik, sensör

* Anten

* Siber güvenlik

* Yapay zeka

* Biyoteknoloji

 

TEKNOPARK İSTANBUL’UN AVANTAJLARI

 

Kurucu ortakların güçlü desteği. Havalimanı, metro, karayolu ve deniz limanının yanında. Savunma sanayi projelerine ve ileri teknoloji offset yatırımlarına özel destekler.

 

* Ulusal ve uluslararası üniversite ve akademisyenlerin buluşma noktası.

* Katılımcıların sosyal amaçlı kullanabileceği koru (orman alanı).

* Bölgeye bitişik 200 bin metrekarelik özel yatırım alanında katılımcıya bacasız/hafif imalat imkanı.

* Otel, konferans ve kongre merkezi gibi ihtiyaçların bölge içinde karşılanabilmesi. 

* Bölgenin, her nitelikte işgücünün ilgi gösterdiği bir yerleşim yeri olması. 

 

2035 HEDEFLERİ

 

* 43 binden fazla Ar-Ge mühendisi

* 1.000’den fazla yerli ve yabancı firma

* 500’den fazla kuluçka şirketi

* 1.5 milyon metrekare alan

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, otoyol, devlet ve il yollarına inşa edilen fiber ağ uzunluğunun 7 bin 676 kilometreye ulaştığını bildirerek, "Tüm kara yollarımızdaki fiber ağımızı yaklaşık 20 bin kilometreye ulaştıracağız" dedi.

Ulaştırma ve Altyapı Bakanı Abdulkadir Uraloğlu, Akıllı Ulaşım Sistemleri (AUS) kapsamında kara yolu ağında gerçekleştirdikleri fiber optik altyapı çalışmalarına ilişkin yazılı açıklama yaptı.

Karayolları Genel Müdürlüğü (KGM) sorumluluğundaki yollarda, güncel teknolojileri kullanan ve tüm ulaşım modlarıyla entegre yerli ve milli bir akıllı ulaşım ağı sistemini devreye aldıklarına işaret eden Uraloğlu, Türkiye'deki devlet ve il yolu ağının 64 bin 768 kilometreye, otoyol ağının ise 3 bin 726 kilometreye ulaştığını anımsattı.

Uraloğlu, 68 bin 494 kilometrelik ulusal kara yolu ağında güvenli, yenilikçi, çevreci ve sürdürülebilir bir akıllı ulaşım ağı oluşturmak için çalışmaları kararlılıkla yürüttüklerini aktardı.

Bilgi ve iletişim teknolojilerindeki hızlı gelişmelerin etkisiyle kara yollarındaki trafiğin yönetiminde nesnelerin interneti ve karar destek gibi uygulamaların kullanıldığını anlatan Uraloğlu, "Tüm bu sistemlerin ortak bir merkezin çatı yazılımıyla kontrol edileceği entegre bir AUS yapısını hayata geçirmek için çalışmalarımıza hız verdik. Bu projeler, yollarda zaman ve enerji tasarrufu sağlamanın yanı sıra trafik güvenliğini ve sürdürülebilirliği de artıracak." değerlendirmesinde bulundu.

 

AŞAMA AŞAMA TAMAMLANIYOR

Bakan Uraloğlu, AUS kapsamında kurulacak sistemlerin birbirleriyle ve diğer ulaşım modlarıyla haberleşmesini sağlayacak etkin bir haberleşme altyapısı kurduklarına dikkati çekerek, KGM sorumluluğundaki yolları akıllı hale getirmek için otoyol, devlet ve il yollarındaki ağ uzunluğunu 15 bin kilometreye çıkarmayı planladıklarını bildirdi.

Bu fiber kablo ağı içerisinde yer alan 6 bin 973 kilometrelik yolu, trafik değerleri, AUS merkezlerinin tesis edilmesi ve bütçe olanakları doğrultusunda önceliklendirdiklerini belirten Uraloğlu, bunu da 5 aşamada gerçekleştireceklerini ifade etti.

Uraloğlu, birinci aşamada, pilot bölge olan Tekirova-Antalya-Gazipaşa ile Antalya-Sandıklı bölgesindeki 520 kilometrelik kesimde fiber optik haberleşme altyapısı yapımının tamamlandığı bilgisini paylaşarak açıklamasını şöyle sürdürdü: "İkinci aşamada, Ankara-Bursa-Karayolları 1. Bölge Müdürlüğü ve Ankara-İzmir, İzmir-Denizli-Karayolları 13. Bölge Müdürlüğü sınırları güzergahındaki 1452 kilometrelik kara yolu ağına fiber optik kablo haberleşme altyapısı yapımını tamamladık. Üçüncü aşamada ise Ankara-İstanbul-Edirne Kapıkule Sınır Kapısı, İstanbul-Karayolları Bursa 14. Bölge Müdürlüğü sınırı, İstanbul-İpsala güzergahlarında kara yolları ile İstanbul 1. ve Ankara 4. bölge müdürlükleri sorumluluk ağındaki muhtelif kesimlerde fiber optik kablo haberleşme altyapısı çalışmaları devam ediyor."

Dördüncü aşamada, İstanbul, Ankara, Samsun, Trabzon, Bursa ve Kastamonu bölge müdürlüklerinin sorumluluk alanında yer alan yaklaşık 1733 kilometrelik kara yolu kesimine fiber optik kablo haberleşme altyapısı tesis edilmesi için ihale çalışmalarının devam ettiğine dikkati çeken Uraloğlu, 2025 yılı içerisinde bu ihaleleri gerçekleştirmeyi planladıklarını aktardı.

 

3 BİN 47 KİLOMETRELİK HABERLEŞME ALTYAPISININ TESİSİ TAMAMLANDI

Bakan Uraloğlu, ülke genelindeki mevcut 3 bin 726 kilometrelik otoyol ağında 4 bin 629 kilometrelik haberleşme altyapısı bulunduğunu belirterek şunları kaydetti: "Bugüne kadar devlet ve il yollarında 3 bin 47 kilometrelik haberleşme altyapısını tamamladık, otoyollarla birlikte fiber ağ uzunluğu 7 bin 676 kilometreye ulaştı. Diğer ulaşım modlarıyla etkin haberleşme altyapısı kurmak için devlet ve il yollarına 3 bin 47 kilometre fiber kablo inşa ettik. Devlet ve il yollarına 12 bin kilometre daha fiber ağ kurmayı planlıyoruz. Böylece tüm kara yollarımızdaki fiber ağımızı yaklaşık 20 bin kilometreye ulaştıracağız. Gelecek projeksiyonunda bu ağı daha da uzatacağız."

22 Ekim 2024 Salı

SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı’nın açılışında konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Kacır, "Dünyadaki muadillerine göre kabiliyet avantajı sunması açısından ön plana çıkan savunma ürünlerimiz, ülkemizin stratejik hamlelerinde güç çarpanı olmaya devam ediyor" dedi.

Türkiye'nin ve Avrupa'nın en büyük sanayi kümelenmesi SAHA İstanbul tarafından Cumhurbaşkanlığı himayesinde organize edilen, 6 bakanlık ve Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının desteklediği, Anadolu Ajansının global iletişim ortağı olduğu SAHA EXPO Uluslararası Savunma, Havacılık ve Uzay Sanayii Fuarı başladı.

Bakan Kacır, İstanbul Fuar Merkezi'nde (İFM) 26 Ekim'e kadar devam edecek etkinliğin açılışında yaptığı konuşmada, ilki 2018'de gerçekleştirilen organizasyonun kısa sürede dünyanın savunma ekosisteminin tüm paydaşlarının buluşma noktası haline geldiğini söyledi.

Son 1 yılda 40 binden fazla insanın İsrail tarafından öldürüldüğüne dikkati çeken Kacır, "2 milyona yakın insan evinden, yerinden edildi. İsrail şimdi çatışmayı başka ülkelere taşıyor. Bütün bunlara uluslararası kurumların seyirci kaldığı bir sistemin güven telkin etmesi söz konusu olabilir mi?" diye konuştu.

Kacır, bugün dünyanın birçok yerinde ortaya çıkan çatışmaların uluslararası sistem tarafından çözüme kavuşturulamadığına işaret ederek, Birleşmiş Milletler'in mevcut sisteminin insanlık için adaleti tesis etme kabiliyetinin bulunmadığını dile getirdi.

Dünyanın farklı coğrafyalarında terör örgütlerinin farklı aktörler tarafından kullanıldığını ve ülkelerin barış ve istikrarını tehdit etmeyi sürdürdüğünü vurgulayan Kacır, böyle bir tabloda ülkelerin askeri caydırıcılık için daha fazla yatırım yaptığını ifade etti.

 

"MİLLİ VE ÖZGÜN TEKNOLOJİLER GELİŞTİRMEKTEN BAŞKA ALTERNATİF YOK"

Geçen 10 yılda küresel savunma sanayi harcamalarının 1,75 trilyon dolardan yaklaşık 2,5 trilyon dolara çıktığı bilgisini veren Kacır, şöyle devam etti: "Dünyadaki krizlerin ve çatışmaların en yoğun yaşandığı coğrafi hat içindeki ülke olarak bu tabloya kayıtsız kalma lüksüne sahip değiliz. Milli güvenlik stratejilerimize çerçeve çizmeye çalışan, ülkemizi masada ve askeri sahada zayıflatmak isteyen ülkelerin örtülü ve açık ambargolarına uzun yıllar maruz kaldık. Parasını ödediğimiz savunma ürünlerinin tedarik ve bakım süreçlerinde türlü zorluklarla karşılaştık. Tecrübelerimiz, ülkemizin bekası için savunma sanayisinde milli ve özgün teknolojiler geliştirmekten başka bir alternatifin bizler için söz konusu olmadığını gösterdi. Cumhurbaşkanı'mızın liderliğinde son 22 yılda ortaya konulan güçlü siyasi irade ve istikrarlı devlet politikaları, milli ve özgün ürünleri önceleyen uzun dönemli AR-GE, yatırım ve tedarik planlamaları ve nitelikli insan kaynağı yatırımlarıyla savunma sanayimiz büyük bir atılım gerçekleştirdi. Ana yüklenicileri, alt yüklenicileri, KOBİ'leri, araştırma kuruluşları ve üniversiteleriyle Türkiye'nin iftihar kaynağı sektörleri arasında yerini aldı."

 

"İHA VE SİHA'LARIMIZLA TERÖRÜ VATAN TOPRAKLARIMIZDAN KAZIDIK"

Kacır, ürün, sistem ve alt sistem bazlı yerlileşme çalışmaları neticesinde savunma sanayisinde yerlilik oranını 22 yılda yüzde 20'den yüzde 80'lerin üzerine çıkardıklarını anlattı.

Savunma projelerinin niteliği ve niceliğinin büyük bir gelişim gösterdiğini belirten Kacır, şöyle konuştu: "2002'de sadece 62 savunma projesi yürütülürken bu sayı 1000'in üstüne çıktı. Türkiye'nin milli ve özgün savunma sanayisi ürünleri, artık dünyada harp paradigmasını ve jeopolitik dengeleri değiştirici unsurlar olarak tanımlanıyor. Havadan deniz platformlarına, kara araçlarından uzay sistemlerine kadar pek çok kritik alanda, yerli ve milli teknolojileriyle yeni çağın lider ülkeleri arasında yer alma yolunda hızla ilerliyoruz. Küresel ölçekte savaş paradigmalarını değiştiren İHA ve SİHA'larımızla terörü vatan topraklarımızdan kazıdık. Sınırlarımızda ülkemizi tehdit eden terör unsurlarının barınmasına müsaade etmiyoruz. MİLGEM projeleri ve TCG Anadolu ile mavi vatanda ve uluslararası sularda özgürce yol alıyoruz. Değer zincirinde barındırdığı 3 bin 500'ü aşkın firması ve 90 binin üzerinde nitelikli insan kaynağıyla savunma sanayimiz başarılarına her geçen gün yenilerini ekliyor. Ekosistem aktörleri arasındaki güçlü işbirliği, uluslararası kalitede üretim kabiliyetleri ve inovatif AR-GE yaklaşımı, yalnızca Türkiye'nin değil, dost ve kardeş ülkelerin de ihtiyaçlarını adresleyen başarılı güvenlik çözümlerini mümkün kılıyor. Dünyadaki muadillerine göre kabiliyet avantajı sunmasının yanında rekabetçi edinim maliyetleri açısından da ön plana çıkan savunma ürünlerimiz, ülkemizin stratejik hamlelerinde güç çarpanı olmayı sürdürüyor."

 

"BU GÜÇLÜ İVMEYİ ASLA KAYBETMEYECEĞİZ"

Kacır, muharebe sahasında kendilerini kanıtlayan ve güvenlik güçlerinin tecrübeleri doğrultusunda sürekli iyileştirilen savunma ürünleri ihracatının geçen yıl 5,5 milyar dolara ulaştığını bildirdi.

İhracatın bu yılın 9 ayında geçen yılın aynı dönemine göre yüzde 12 arttığını vurgulayan Kacır, "Dünyanın en büyük savunma ve havacılık firmaları listesinde yer alan Türk savunma sanayi firmalarının sayısındaki artış bizleri gururlandırıyor. Milli Teknoloji Hamlemizin işaret fişeğini yakan bu güçlü ivmeyi asla kaybetmeyeceğiz. Yapay zeka, otonomi, siber güvenlik, uzay, hipersonik, kuantum ve biyoteknoloji gibi savunma sanayisini yeniden şekillendiren alanlardaki gelişmeleri yakından izlemeye ve bunlara öncülük etmeye devam edeceğiz." dedi.

Kacır, her geçen gün daha geniş bir uygulama alanı bulan yapay zekanın etik ve strateji bağlamında insanlığı yeni sorunlarla karşı karşıya getirdiğini ifade etti.

 

"TAM BAĞIMSIZ TÜRKİYE YOLUNDA EMİN ADIMLARLA İLERLİYORUZ"

Dünyada kritik altyapıların yazılım odaklı hale gelerek dijitalleşmesinin, siber uzayı savaşların yeni bir sahası haline getirdiğini ve dijital savaş kavramını gündeme taşıdığını belirten Kacır, şunları kaydetti: "Düşman unsurlarını etkisiz hale getirme senaryolarında oyun değiştirici rol üstlenen siber güvenlik çalışmaları, askeri doktrinlerde yerini sağlamlaştırdı. Dünya savunma sanayisini adeta yeniden tanımlayan bu yenilikçi teknolojileri, ülkemizin küresel savunma liginde stratejik bir oyuncu olması için önemli bir fırsat penceresi olarak görüyoruz. Geleceğin potansiyel muharebe trendlerinin yakalanmasına ve yönlendirilmesine imkan tanıyacak kapsamlı bir tedarik politikası ve yetkinlik inşası sürecini başlattık. Testleri devam eden KIZILELMA ve ANKA-3 ile ülkemizi daha ileri noktaya taşıyoruz. Yerli mühimmatlarımızla görev icra edecek yeni nesil İHA'larımızla tam bağımsız Türkiye yolunda emin adımlarla ilerliyoruz."

Bölgesel tehditlere karşı caydırıcı, uzun menzilli hipersonik balistik füze sistemlerinin geliştirilmesine yönelik çalışmaların başarıyla devam ettiğini vurgulayan Kacır, siber güvenlikte değişen dinamikler doğrultusunda kabiliyet havuzunu genişletecek projeleri öncelikli olarak değerlendirdiklerini söyledi.

 

"128 MİLYAR LİRALIK SABİT YATIRIMIN ÖNÜNÜ AÇTIK"

Dünyanın kara, deniz ve hava kuvvetlerinin ardından artık uzay kuvvetlerini konuştuğuna dikkati çeken Kacır, şu değerlendirmede bulundu: "Türkiye, uzay bilimi ve teknolojilerindeki nitelikli insan kaynağı, güçlü tasarım ve mühendislik kabiliyetleriyle uzaydaki hak ve menfaatlerini korumaya her zamankinden daha hazır konumdadır. Fergani firmamızın çalışmalarını yürüttüğü Milli Küresel Konumlama Sistemi ile askeri operasyonlarımızın güvenliği açısından önemli bir riski bertaraf edeceğiz. Bakanlık olarak, askeri ve siyasi bağımsızlığımızı perçinleyecek inisiyatifleri bugüne kadar nasıl desteklediysek 'Türkiye Yüzyılı'nda da en güçlü şekilde destekleyeceğiz. 2002'den bugüne savunma sanayisinde 883 yatırım için teşvik belgesi düzenledik, 128 milyar liralık sabit yatırımın önünü açtık. TÜBİTAK aracılığıyla 1493 savunma sanayi projesine ve 2 bin 233 bilim insanına ve gencimize 38 milyar lira destek sağladık. Dünya savunma sanayisinde geliştirilen en ileri sistemler, çok uluslu işbirlikleriyle ortaya çıkıyor. Türkiye olarak, ortak fayda esasında, savunma sanayisinde sahip olduğumuz imkan ve kabiliyeti dostlarımızla ve müttefiklerimizle paylaşmaya her zaman hazırız."

22 Ekim 2024 Salı