tatil-sepeti

Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, Türkiye'nin ihracatı geçen ay 2020'nin aynı dönemine kıyasla yüzde 30 artarak 20 milyar 783 milyon 227 bin dolara yükseldi.

Türkiye'nin sanayi ihracatı, eylül ayında geçen yılın aynı dönemine göre, yüzde 29,8 artarak 15 milyar 871 milyon 621 bin dolara yükseldi ve tarihin en yüksek aylık ihracat rakamına ulaştı.

Türkiye'nin sanayi ihracatı geçen ay toplam ihracatın yüzde 76,4'ünü oluşturdu.

Eylülde tarım ihracatı yüzde 13,2 artarak 2 milyar 744 milyon 31 bin dolara, madencilik ihracatı da yüzde 39,1 artışla 584 milyon 371 bin dolara çıktı.

SANAYİNİN LOKOMOTİFİ ÇELİK SEKTÖRÜ


Sanayi sektörünün gerçekleştirdiği rekor ihracata en fazla katkıyı çelik sektörü verdi.

Çelik sektörü eylül ayında 2 milyar 613 milyon 49 bin dolar tutarında dış satım gerçekleştirdi.

Çelik sektörü böylece Türkiye'nin ihracatında söz sahibi olan otomotiv endüstrisini de geride bırakarak dikkati çekti.

Aynı dönemde otomotiv endüstrisi 2 milyar 467 milyon 209 bin dolarlık, kimyevi maddeler ve mamulleri 2 milyar 294 milyon 802 bin dolarlık, hazır giyim ve konfeksiyon 1 milyar 948 milyon 69 bin dolarlık, elektrik elektronik 1 milyar 280 milyon 505 bin dolarlık, demir ve demir dışı metaller 1 milyar 148 milyon 847 bin dolarlık, tekstil ve hammaddeleri 944 milyon 677 bin dolarlık, makine ve aksamları 875 milyon 997 bin dolarlık, iklimlendirme sanayii 550 milyon 912 bin dolarlık, mücevher sektörü 501 milyon 331 bin dolarlık, çimento cam seramik ve toprak ürünleri 420 milyon 236 bin dolarlık, halı sektörü 272 milyon 31 bin dolarlık, savunma ve havacılık sanayii 252 milyon 475 bin dolarlık, deri ve deri mamulleri 172 milyon 59 bin dolarlık, gemi ve yat sektörü 117 milyon 630 bin dolarlık, diğer sanayi ürünleri 11 milyon 792 bin dolarlık dış satım gerçekleştirdi.

Sanayi grubu bünyesindeki 16 sektörün 13 tanesi ihracatını artırdı. Bu dönemde sanayi grubunda ihracatını en fazla artına sektör yüzde 141 ile çelik sektörü oldu.

Çelik sektörünü yüzde 58,5 ile mücevher, yüzde 53,7 ile demir ve demir dışı metaller, yüzde 41,9 ile kimyevi maddeler ve mamulleri, yüzde 37,5 ile tekstil ve hammaddeleri, yüzde 32 ile deri ve deri mamulleri, yüzde 27,5 ile makine ve aksamları, yüzde 26,4 ile iklimlendirme sanayii, yüzde 22,2 ile çimento cam seramik ve toprak ürünleri, yüzde 20,7 ile elektrik elektronik, yüzde 12,2 ile diğer sanayi ürünleri, yüzde 9 ile hazır giyim ve konfeksiyon, yüzde 0,9 ile halı sektörleri izledi.

Aynı dönemde, otomotiv ihracatının ihracatı yüzde 5,3, savunma ve havacılık sanayisinin ihracatı yüzde 10,3, gemi ve yat sektörünün ihracatı yüzde 26,4 düşüş kaydetti.

08 Ekim 2021 Cuma

Etiketler : Sektörel

Dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe istihdam, tüm zamanların rekor artışıyla geçen yıl bir önceki seneye göre yüzde 18.2 artarak 16 milyon 200 bin kişiye ulaştı.


 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan "Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2024 Raporu"na göre, istihdam artışının yaklaşık yüzde 46'sı rüzgar ve güneş kurulumlarının en fazla gerçekleştirildiği Çin'den geldi.

 

Çin, 7,4 milyon yenilenebilir enerji istihdamıyla lider olurken, bunu 1,8 milyon ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, 1,56 milyon ile Brezilya izledi.

 

ABD ve Hindistan ise yaklaşık 1'er milyonluk istihdamla bu ülkeleri takip etti.

 

Küresel yenilenebilir enerji istihdamında güneş enerjisi 7,2 milyon ile en fazla istihdam yaratan sektör oldu.

 

Çin ve Güney Asya, güneş enerjisi sektöründe istihdamı artıran bölgeler olarak kayıtlara geçti.

 

Biyoyakıtlar, dünya genelinde 2,8 milyon istihdam yaratarak ikinci sırada yer aldı.

 

Hidroelektrikte ise dünya genelindeki kurulumlar azalmasına rağmen, 2,3 milyonluk istihdam yaratıldı ve bu sektör sıralamada üçüncü oldu.

 

Rüzgar enerjisi sektörünün sağladığı istihdam ise 1,5 milyon oldu. Çin ve Avrupa istihdamda öne çıkan bölgeler olarak kayıtlara geçti.

 

Rapora göre, Afrika kıtası sahip olduğu büyük yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen, küresel yatırımlardan istenilen payı alamadı. Küçük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımları bu bölgede 2023 sonu itibarıyla 324 bin kişilik istihdam yarattı.

 

Böylelikle dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe istihdam, tüm zamanların rekor artışıyla geçen yıl bir önceki seneye göre yüzde 18,2 artarak 16 milyon 200 bin kişiye ulaştı.

 

Raporda görüşlerine yer verilen IRENA Direktörü Francesco La Camera, enerji dönüşümü ve bunun sosyoekonomik kazanımlarının sadece birkaç bölgeyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, "Kolektif bir amaçla enerji dönüşümü için gerekler yerine getirildiğinde 2030'a kadar temiz enerji kapasitesini üç kat artırabiliriz. Böylelikle uluslararası işbirliklerinin artırılması ve finansman olanaklarının mobilize edilmesiyle istihdam yaratılarak topluma fayda sağlanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

01 Ekim 2024 Salı

Etiketler : enerji istihdam yenilenebilir enerji

Küresel sıcaklık artışının 1.5 derece ile sınırlandırılması için dünya genelindeki deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesinin 2030'a kadar 494 gigavat, 2050'ye kadar ise 2 bin 465 gigavat olması gerekiyor.


 

Kalabalık kıyı şeritlerinde elektrik ihtiyacının karşılanmasında deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi santralleri önemli bir seçenek olarak öne çıkarken, metrekare başına ürettiği enerji, gigavat ölçeğinde sağladığı temiz kaynak, kullanılan teknoloji ile bu santrallerin yeşil enerji dönüşümü için anahtar rol oynayacağı düşünülüyor.

 

AA muhabirinin Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope ve Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerinden derlediği bilgilere göre, offshore rüzgar enerjisi kapasitesi geçen yıl önceki yıla göre yüzde 24 yükselerek, tarihin ikinci en yüksek artışıyla 75,2 gigavata ulaşmıştı.

 

Bu yılın ilk yarısı Avrupa'da gerçekleşen 278 gigavatlık kapasite kurulumunun 35 gigavatını deniz üstü rüzgar santralleri oluşturdu.

 

Ancak küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması için küresel deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesinin 2030'a kadar 494 gigavat, 2050'ye kadar ise 2 bin 465 gigavat olması gerekiyor.

 

Rüzgar enerjisi sektöründe bu hedefler mevcut teknolojik gelişimlerle hesaplanırken, verimlilik artışı, kanat büyüklüğü ve türbin kapasitelerinin artmasıyla hedeflere daha kısa sürede ulaşılması bekleniyor.

 

Öte yandan, Kovid-19 salgınının ardından yapılan ekonomik toparlanma planları ve Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan kaynaklanan yüksek enerji fiyatları sebebiyle birçok ülke enerji ihtiyacını karşılamada yerel kaynaklara yöneldi.

 

Dünya genelinde deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmalarının yoğun olduğu bölgeler Avrupa ve Çin olarak öne çıkıyor.

 

TÜRKİYE'DE OFFSHORE ALANLARINA İLİŞKİN TEKNİK İNCELEMELER DEVAM EDİYOR

 

Türkiye'de de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, deniz üstü rüzgar enerjisi için belirlenen aday Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı'na (YEKA) ait sahaların büyüklüklerini geçen yıl belirlemişti, bu bölgelerde teknik çalışmalar devam ediyor.

 

Türkiye'nin 2053 "net sıfır emisyon" hedefleri doğrultusunda deniz üstü rüzgar enerjisinde 2035'e kadar 5 gigavatlık kapasiteye ulaşması planlanıyor.

 

Deniz üstü rüzgar enerjisi, metrekare başına ürettiği enerji, gigavat ölçeğinde sağladığı temiz kaynak ve kapasite büyüklüğü karşılaştırıldığında diğer kaynaklara göre inşa kolaylığı ve teknolojisiyle enerji dönüşümünü sağlamada anahtar rol oynayacak bir kaynak olarak değerlendiriliyor.

 

LİMANLARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

 

Deniz üstü rüzgar enerjisinde kapasite artışı ile bu endüstrinin gelişmesi için limanlara büyük iş düşüyor.

 

WindEurope tarafından yapılan hesaplamaya göre, Avrupa'nın deniz üstü rüzgar enerjisi kapasite hedeflerine ulaşabilmesi için limanlarına 8,5 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor.

 

Deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri, Avrupa'nın elektrik talebinin yüzde 3'ünü karşılıyor. Avrupa'da kurulu toplam deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi mevcut durumda 30,3 gigavatı aştı. Bu kapasite Avrupa'daki 13 ülkede bulunan 126 deniz üstü rüzgar çiftliğinin elektrik üretimine katkı sağladığı anlamına geliyor.

 

Avrupa'daki limanlarda rüzgar enerjisi ekipmanlarının taşınması ve depolanması sağlanıyor. Yeni yatırımlarda liman arazilerinin ve derin denizdeki rıhtımların deniz üstü rüzgar santrali yatırımlarını kolaylaştıracak şekilde geliştirilmesi gerekiyor.

 

Limanların ayrıca kıyı şeritte bulunan endüstri, ulaşım ve ısıtma sektörlerinin karbonsuzlaşmasına da katkı sunması bekleniyor.

 

Rüzgar santrallerinin kanat ve türbin kapasitelerinin artmasıyla limanlara ihtiyaç artarken, bu bölgelere yapılacak yatırımların 5 yıl sonunda yatırımcı ve elektrik tüketicilerine olumlu katkı sunacağı tahmin ediliyor.

01 Ekim 2024 Salı