tatil-sepeti

HABER: E. SAHRA ÖZTÜRK

Ankara Olgunlaştırma Enstitüsü’nde Moda Tasarımı, Gazi Üniversitesi’nde Geleneksel Türk El Sanatları Öğretmenliği ve ardından Gazi Üniversitesi’nde yine aynı alanda yüksek lisans eğimini tamamlayan Gökçen Togay, sanatı hayatının her alanında kullanan bir sanatçı. Bir süre stilist olarak çalıştıktan sonra kendi atölyesini kuran sanatçı, geleneksel Türk el sanatları alanında ürettiği eserlerini İstanbul Ticaret Odası Yeni Cami Hünkar Kasrı’ndaki “Köklerin Sessiz Dili” sergisinde sergiledi. 3-10 Eylül tarihlerindeki sergide deri, keçe, örgü ve ahşap çalışmaları yer aldı.

EN İYİ İLAÇ

Ankara’da moda tasarımı alanında öğretmenlik de yapan sanatçı, sanatın her insanın, her yaşta ilgilenmesi gereken değerli bir faaliyet olduğunu vurguluyor ve gerekçesini de şöyle açıklıyor: “Yaşamak bir sanat ve sanat kendi içinde incelik barındırıyor, detayları düşünmenizi gerektiriyor. Hayatın güzelliklerini fark edebilmesi, insanın estetik kaygılarına sahip olabilmesi, yaşamdan keyif alabilmesi için şart diye düşünüyorum. Bunu da sanat yoluyla gerçekleştirebiliriz. Sanat ayrıca bir terapi. Bu koşuşturmacada en iyi ilaç. Kaç ilmek girdim, hangi rengi seçtim derken kendimizi de rahatlatmış oluyoruz.”

90’DA DA İŞ İŞTEN GEÇMEZ

Sanatın belli bir yaşı da olmadığına dikkat çeken Gökçen, açıklamasına şöyle devam etti: “Bizden geçti, artık çocuklarımıza olsun, şeklinde düşünmüyorum. İnsan ölene kadar hayattaysa kendisi için bir şeyler yapmalı. Sanattan da bu anlamda keyif almalı ve çocuklarına aktarabilmeli. Çünkü insanın kendisinde yoksa geriye miras bırakabileceği bir şey yoktur. O yüzden çocuklardan başlayalım, bizden geçti dememeliyiz! 80 yaşınıza da gelseniz, 90 yaşınıza da gelseniz geçmemiştir. Çünkü hayat devam ediyor. Herkese bir şeyler verebilmek, mutlu olabilmek, hayattan tat alabilmek için sanat şart.”

DOĞADAN İLHAMLA…

Hünkar Kasrı’ndaki sergisinde deri, keçe, örgü, ahşap çalışmalarını sergilediğini hatırlatan Gökçen Togay, çalışmalarını şöyle anlattı: “Çalışmalarımda yosun, dal, tay derisi, keklik tüyleri kullandım. Örneğin, deri dövmede; deriye deseni aktarıyorsunuz, aktardıktan sonra deri kesme aleti ile deriyi kesiyorsunuz, kestiğiniz yerlerden deriyi oyuyorsunuz. Deriyi ıslatarak deri dövme aleti ile tokmakla dövüyorsunuz, dövülürken dövdüğünüz yerler çökerken desen kabarıyor, sonrasında renklendiriyorsunuz. Desene ve işin inceliğine göre çalışma zaman alıyor, 3 gün de 10 gün de sürebilir. Geri dönüşüme çok önem veriyorum. Kullandığım malzemeler arasında boynuz var. Boynuzu neden önemsiyorum; hem canlı hem estetik hem de Anadolu’da nazarlık olarak kullanılıyor. Kapıda kullanılırmış, koçboynuzu dikkati çektiği için ilk bakış ona gelsin diye kullanılırmış”

KÖKLERİN SESSİZ DİLİ

“Anadolu’daki kilimler dokunurken kadınlar oradaki yaşantılarını desenler yoluyla dile getirmişler. Evli bir kadının, bekâr bir genç kızın, eşi ölmüş bir kadının motifleri birbirinden farklı. Eskiden Anadolu’da kadınlarımızın sessizliği desenlerine yansımış. Kilimlerde, yemenilerinde bunlar görülüyor. Sergimizin ismi de buradan geliyor. Geleneksel sanatlarımızın bir dili var. Bu dili iyi okumak ve anlamak lazım.”

20 Eylül 2019 Cuma

Etiketler : Gündem

Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin elma üretiminde dünya sıralamasında 2. sırada, ihracatta ise 7. sırada yer aldığını açıkladı. Karaman'da elma hasadına katılan Bakan Yumaklı, güvenilir gıdaya erişimin en temel insan haklarından biri olduğunu vurguladı ve bu konuda devletin kararlı adımlar atmaya devam edeceğini belirtti.

Bakan Yumaklı, gıda güvenliği konusunda yapılan denetimlerin aralıksız sürdüğünü belirterek, "Vatandaşımızın güvenilir gıdaya ulaşması, en doğal hakkıdır. Bu hakka ulaşmakla ilgili hiçbir engeli tanımıyoruz ve devlet olarak, bakanlık olarak bunların üzerine gitmeye devam edeceğiz." dedi.

Tarımda teknolojinin önemine değinen Yumaklı, Türkiye'nin sadece elma üretiminde değil, bu alanda kullanılan teknolojilerin geliştirilmesi ve ihraç edilmesinde de önemli bir aşama kaydettiğini ifade etti. Ayrıca, tarımsal üretimin pazarlama ayağının önemine vurgu yaparak, üretimin planlanması, sözleşmeli üretim modelleri ve işlenmeyen tarım arazilerinin üretime kazandırılması gibi konularda çalışmaların devam edeceğini söyledi.

Yumaklı, tarımsal üretimde 1 Eylül itibarıyla geçilen planlı üretim modelinin, üretici ve tüketiciye büyük faydalar sağlayacağını belirtti. Bu modelle, ülke kaynaklarının daha verimli kullanılacağını ve hububat, baklagil, yağlı bitkiler ve yem bitkileri üretiminde 2028'e kadar olan hedeflerin belirlendiğini kaydetti.

Kent tarımı uygulamalarına da değinen Yumaklı, büyük şehirlerin tarımsal ihtiyaçlarını karşılamak amacıyla şehir çeperlerinde tarımsal üretimin desteklendiğini ve organize tarım bölgelerinin oluşturulduğunu belirtti. Bu kapsamda, 42 ilde 61 organize tarım bölgesinin belirlendiğini ve bunlardan 6'sında üretimin başladığını ifade etti.

Bakan Yumaklı, Karaman Organize Sanayi Bölgesi'nde bulunan hububat tohumu eleme tesisinin açılışını gerçekleştirerek, Türkiye'nin tohumculukta dünyada öncü bir ülke haline geldiğini ve bu alandaki başarının ülke ekonomisine önemli katkılar sağlayacağını vurguladı. Türkiye'nin kendi topraklarında ürettiği tohumların dünya çapında 117 ülkeye ihraç edildiğini belirten Yumaklı, bu başarıyı daha da ileri taşımak için çalışmalara devam edeceklerini söyledi.

21 Eylül 2024 Cumartesi

Sermaye Piyasası Kurulu (SPK), Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği'nde değişiklik yaptı.







SPK'nın "III-52.4 sayılı Girişim Sermayesi Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde Değişiklik Yapılmasına Dair Tebliğ"i Resmi Gazete'de yayımlandı.


Buna göre, girişim sermayesi yatırımlarının finansmanında önemli bir yatırım aracı olan, Türkiye'nin sermaye piyasalarında da giderek önem kazanan ve hızla büyümeye devam eden girişim sermayesi yatırım fonlarına yapılan yatırımların artırılabilmesi amacıyla ve uygulamada karşılaşılan ihtiyaçlar ile girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni yatırım araçlarının yaygınlaştırılmasına yönelik olarak anılan tebliğin muhtelif maddelerinde değişiklik yapıldı.


Yapılan değişiklikler kapsamında, doğrudan yatırım yerine girişim sermayesi yatırım fonları (GSYF) üzerinden riskin dağıtılarak yatırımın çeşitlendirilebilmesi, daha önce yatırım almış ve yatırım turu kapanmış girişim şirketlerine yatırım yapılabilmesine imkan sağlamak amacıyla fon toplam değerinin en az yüzde 80’i diğer GSYF katılma paylarından oluşacak şekilde GSYF’lerin fon sepeti fonu yapısında ihraç edilebilmesine imkan tanınacak.


Yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla son yıllık veya yatırım yapılan tarihe en yakın tarihli finansal tablolarına göre varlıklarının en az yüzde 51’inin Türkiye’de kurulu bağlı ortaklık veya iştiraklerden oluşan yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yatırım yapılmasına olanak sağlanacak.


Girişim sermayesi ekosisteminin sağlıklı bir şekilde büyümesi ve yeni finansman araçlarının yaygınlaştırılması amacıyla, ilgili mevzuatta yer alan şartlara uyum sağlanmak kaydıyla, ileri vadede ortak olma hakkı veren sözleşmeler girişim sermayesi yatırımı olarak değerlendirilecek.


Bu kapsamda, yurt dışında kurulu girişim şirketlerine yapılan yatırımın sınırının fon toplam değeri yüzde 10’undan, yüzde 15’e çıkarılacak ve Fon’un tedavüldeki katılma paylarının yurt dışındaki gerçek ve tüzel kişilerce sahip olunması halinde bu oran kademeli olarak %100’e kadar artırılabilecek.


Son yıllık finansal tablolarına göre aktif toplamının en az yüzde 40’ı gayrimenkul veya gayrimenkule dayalı varlıklardan oluşan şirketler ile esas faaliyet konusu müteahhitlik olan şirketler girişim şirketi olarak değerlendirilmeyecek.


Diğer GSYF’lere fon toplam değerinin en fazla yüzde 25’i, girişim şirketi niteliğindeki halka açık şirketlerin borsada işlem görmeyen paylarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si ve GSYF katılma payına sahip yatırımcıların yönetim kontrolüne sahip oldukları şirketlere ve ilişkili taraflarına fon toplam değerinin en fazla yüzde 20’si oranında yatırım yapabilecek.


Tebliğ kapsamında, fon katılma paylarının satış başlangıç tarihinden fon toplam değerinin en az yüzde 80’inin girişim sermayesi yatırımlarına yönlendirilmesine kadar geçen sürede ve sonrasında sermaye piyasası araçlarına yapılacak yatırımlarda, yatırımın yapıldığı tarih itibarıyla Kurulun III-52.1 sayılı Yatırım Fonlarına İlişkin Esaslar Tebliği’nde yer alan ihraççı sınırlamalarına uyum sağlanması gerekecek.


Kaynak taahhüdü tutarı, fon katılma paylarının nitelikli yatırımcıya satışına başlandığı tarihi müteakip en geç bir yıl içinde tahsil edilecek.

Tebliğ kapsamında, sektör talepleri dikkate alınarak başvuru süreçlerinin kısaltılabilmesi amacıyla GSYF’ler menkul kıymet yatırım fonları ve gayrimenkul yatırım fonları gibi şemsiye fona bağlı olarak ihraç edilebilecek.


Fon bilgilendirme dokümanlarının içeriklerinin sadeleştirilirken, bu doğrultuda belirli konulara fon ile katılma payı sahipleri arasında imzalanacak fon ihraç sözleşmesinde yer verilecek.


Tebliğ’e eklenen Geçici Madde 2 ile Tebliğ değişikliklerinin yürürlüğe girdiği tarih itibarıyla katılma payı ihraç edilmiş fonlar tarafından yatırımcılar ile fon ihraç sözleşmesi imzalanması gerekliliğinin yerine getirilebilmesi ve fonun ihraç belgesinde yer alması gereken asgari unsurlara uyum sağlanabilmesi için 30 Haziran 2025 tarihine kadar, yeni portföy sınırlamalarına uyum sağlanabilmesi için ise 31 Aralık 2025 tarihine kadar süre verildi.


Söz konusu Tebliğ bugün itibarıyla yürürlüğe girdi.

21 Eylül 2024 Cumartesi