Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE), şubatta bir önceki aya göre 0,7 puan yükselerek 102,4'e çıktı.

Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası (TCMB) tarafından şubat ayına ilişkin İktisadi Yönelim İstatistikleri ve Reel Kesim Güven Endeksi açıklandı. İktisadi Yönelim Anketi sonuçları, imalat sanayinde faaliyet gösteren 1678 iş yerinin yanıtlarının ağırlıklandırılıp toplulaştırılmasıyla elde edilerek değerlendirildi.

Anket yanıtları 1 Şubat’tan itibaren derlenirken, depremden etkilenen 11 ilde bulunan firmaların ağırlıklı yanıtlanma oranı bir önceki ay yüzde 87,0 iken şubatta yüzde 61,1’e geriledi.

Buna göre, RKGE şubatta bir önceki aya kıyasla 0,7 puan yükselerek 102,4 seviyesinde gerçekleşti. Aynı dönemde mevsimsellikten arındırılmış Reel Kesim Güven Endeksi (RKGE-MA) de 1,0 puan azalarak 102,4 oldu.

Endeksi oluşturan anket sorularına ait yayılma endeksleri incelendiğinde, son üç aydaki toplam sipariş miktarı, mevcut toplam sipariş miktarı, mevcut mamul mal stoku, gelecek üç aydaki toplam istihdam ve sabit sermaye yatırım harcamasına ilişkin değerlendirmeler endeksi artış yönünde, gelecek üç aydaki ihracat sipariş miktarı, gelecek üç aydaki üretim hacmi ve genel gidişata ilişkin değerlendirmeler endeksi azalış yönünde etkiledi.

Son üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacminde ve iç piyasa sipariş miktarında artış bildirenler lehine olan seyir azalış bildirenler lehine döndü. İhracat sipariş miktarında azalış bildirenler lehine olan seyrin ise bir önceki aya göre zayıfladı.

Mevcut toplam siparişlerin mevsim normallerinin altında olduğu yönündeki değerlendirmeler ile mevcut mamul mal stoklarının seviyesinin mevsim normallerinin üzerinde olduğu yönündeki değerlendirmeler bir önceki aya göre geriledi.

Gelecek üç aya yönelik değerlendirmelerde, üretim hacmi ve iç piyasa sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyir bir önceki aya göre güçlendi. İhracat sipariş miktarında artış bekleyenler lehine olan seyir zayıfladı. Gelecek on iki aydaki sabit sermaye yatırım harcaması ile gelecek üç aydaki istihdama ilişkin artış yönlü beklentiler bir önceki aya göre güçlendi.

ÜFE BEKLENTİSİ YÜZDE 74,8'E GERİLEDİ

Ortalama birim maliyetlerde, gelecek üç ayda artış olacağını bekleyenler ile son üç ayda artış olduğunu bildirenler lehine olan seyir zayıfladı.

Gelecek on iki aylık dönem sonu itibarıyla yıllık ÜFE beklentisi bir önceki aya göre 2,4 puan azalarak yüzde 74,8 seviyesinde gerçekleşti.

İçinde bulunduğu sanayi dalındaki genel gidişat konusunda, bir önceki aya kıyasla daha iyimser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 5,9’a gelirken, aynı kaldığını belirtenlerin oranı yüzde 75,5‘e, daha kötümser olduğunu belirtenlerin oranı yüzde 18,6'ya yükseldi.

GÜVEN ENDEKSİ, HİZMET, PERAKENDE TİCARET VE İNŞAAT SEKTÖRLERİNDE DÜŞTÜ

Türkiye İstatistik Kurumu, şubat ayına ilişkin hizmet, perakende ticaret ve inşaat güven endekslerini açıkladı. Uygulama dönemi her ayın ilk iki haftası olan iş yeri eğilim anketlerinin şubat ayında yüzde 42'si deprem öncesi cevaplandı.

Buna göre, mevsim etkilerinden arındırılmış güven endeksi şubatta aylık bazda hizmet sektöründe yüzde 2,2, perakende ticaret sektöründe yüzde 2,4 ve inşaat sektöründe yüzde 3,6 azaldı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış hizmet sektörü güven endeksi ocakta 118,1 iken şubatta 115,5 değerini aldı.

Hizmet sektöründe geçen aya göre, son 3 aylık dönemde iş durumu yüzde 2, son 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep yüzde 0,9, gelecek 3 aylık dönemde hizmetlere olan talep beklentisi yüzde 3,7 düştü.

Mevsim etkilerinden arındırılmış perakende ticaret sektörü güven endeksi ocakta 126,2 iken bu ay 123,1'e geriledi.

Perakende ticaret sektöründe geçen aya göre, mevcut mal stok seviyesi yüzde 1,2 artarken, son 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar yüzde 0,4, gelecek 3 aylık dönemde iş hacmi-satışlar beklentisi yüzde 7,4 azaldı.

Mevsim etkilerinden arındırılmış inşaat sektörü güven endeksi geçen ay 93,2 iken bu ay 89,8 oldu.

İnşaat sektöründe geçen aya göre, alınan kayıtlı siparişlerin mevcut düzeyi yüzde 1,9 ve gelecek 3 aylık dönemde toplam çalışan sayısı beklentisinde yüzde 5,1'lik düşüş kaydedildi.

22 Şubat 2023 Çarşamba

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi