Gayrimenkul sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren "18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi", bu yıl "Şehrini Vicdanla Tamamla" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde devam ediyor.


Sermaye Piyasası Kurulu (SPK) Başkanı İbrahim Ömer Gönül, deprem kuşağında yer alan Türkiye'de mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi, yenilenmesi ve kentsel dönüşümün sağlanması gerektiğini belirterek, "Bunun için gerekli finansman kaynağına ulaşmada sermaye piyasası araçları önem kazanmaktadır. Gayrimenkul sertifikalarının kentsel dönüşüm ve afet yönetimine finansman sağlayacağını, bireysel ve kurumsal yatırımcıların da tasarruflarını değerlendirebileceğini öngörüyoruz." dedi.

 

Gayrimenkul sektörünün tüm paydaşlarını bir araya getiren "18. GYODER Gayrimenkul Zirvesi", bu yıl "Şehrini Vicdanla Tamamla" temasıyla İstanbul Kongre Merkezi'nde devam ediyor.

 

Zirvede konuşan SPK Başkanı İbrahim Ömer Gönül, gayrimenkul sektörünün ekonomilerin can damarlarından biri olduğunu, bu nedenle gayrimenkul sektörünün canlı olmasının hem ekonomiyi hem de etkileşim içinde olduğu diğer sektörleri ayakta tutacağını söyledi.

 

Sektör şirketlerinin yeni projelerinin finansmanında sermaye piyasası araçlarının kullanılması ne kadar önemliyse, tasarruf sahiplerinin bu alandaki yatırım araçlarından getiri elde edebilmelerinin de o derece kıymetli olduğunu belirten Gönül, "Gayrimenkul alanında faaliyet gösteren kurumsal yatırımcılar, sermaye piyasalarımızın çok önemli aktörleridir. Gayrimenkul yatırım ortaklıkları uzun yıllardır faaliyet göstermekle birlikte, gayrimenkul yatırım fonlarının mevzuatımıza eklenmesiyle birlikte önemli bir yatırım ve finansman aracına dönüşmüştür." şeklinde konuştu.

 

GAYRİMENKUL YATIRIM ORTAKLIKLARININ AKTİF DEĞERİ 350 MİLYAR TL'Yİ AŞTI

 

Gönül, Borsada işlem gören gayrimenkul yatırım ortaklıklarının toplam aktif değerinin 350 milyar TL'yi, piyasa değerleri toplamının da 220 milyar TL'yi aştığını, mevcut durumda, gayrimenkul yatırım fonlarında 49 milyar TL'nin üzerinde bir birikimin gayrimenkul yatırımına yönlendirildiğini aktardı.

 

Gayrimenkule dayalı sermaye piyasası araçlarında son yıllarda büyük gelişmeler yaşandığını dile getiren Gönül, şunları söyledi:

 

"Gerek sermaye piyasalarımızın daha da gelişmesi, gerek ülkemizde son dönemde konuta erişimde yaşanan aksaklıkların giderilmesine katkıda bulunulması amacıyla gayrimenkul yatırım fonlarına ilişkin bir düzenleme taslağı hazırlanmıştır. 'Proje Gayrimenkul Yatırım Fonlarının' kuruluşuna izin veren bu düzenleme ile, çoğunluğu konut nitelikli bağımsız bölümlerden oluşacak gayrimenkul projelerini gerçekleştirmek üzere gayrimenkul yatırım fonlarının kurulmasına imkan tanınması planlanmaktadır. Bu fonlar, hem kendi mülkiyetlerindeki hem de sözleşme imzaladıkları farklı kişilere ait arsalar üzerinde projeler gerçekleştirebileceklerdir."

 

Proje Gayrimenkul Yatırım Fonu unvanı ile kurulacak ve bu kapsamda portföylerine proje almaları mümkün bulunmayan mevcut fonlardan ayrılacak bu fonlar; portföylerine yalnızca üzerinde proje geliştirilecek olan arsaları, gayrimenkul projelerini, proje kapsamında geliştirilmiş gayrimenkulleri, nakit yönetimi amacıyla bazı para ve sermaye piyasası araçlarını dahil edebileceklerdir."

 

İbrahim Ömer Gönül, portföyde yer alacak projelerin inşaat faaliyetlerinin belli şartları taşıyan müteahhitlerce gerçekleştirilebileceğini aktararak, "Fon katılma payı sahiplerinin haklarının da korunmasını teminen, muhtelif teminatlar öngörülmektedir. 'Proje Gayrimenkul Yatırım Fonlarının' kurulmasına izin verilmesi ile; ülkemizde konut arzının artırılmasına katkıda bulunulacak, yatırımcıların gayrimenkul projelerine yatırım yapabilmelerine olanak sağlanarak getiri imkanları artırılacak." ifadelerini kullandı.

 

Geçmiş yıllarda uygulanan ancak istenilen bilinirliliğe ulaşılamamış Gayrimenkul Sertifikalarını yeniden sektöre kazandırmak istediklerini bildiren Gönül, kamu kurumları başta olmak üzere özel sektörden de projeye güçlü destek olduğunu gördüklerini kaydetti.

 

Gönül, deprem kuşağında yer alan Türkiye'de mevcut yapı stokunun güçlendirilmesi, yenilenmesi ve kentsel dönüşümün sağlanması gerektiğini vurgulayarak, "Bunun için gerekli finansman kaynağına ulaşmada sermaye piyasası araçları önem kazanmaktadır. Gayrimenkul sertifikalarının kentsel dönüşüm ve afet yönetimine finansman sağlayacağını, bireysel ve kurumsal yatırımcıların da tasarruflarını değerlendirebileceğini öngörüyoruz. Tüm paydaşların destek vermesini bekliyoruz." diye konuştu.

26 Ekim 2023 Perşembe

Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği ve 10 ton propolis üretiminin yapıldığını söyledi.


Türkiye Arı Yetiştiricileri Merkez Birliği (TAB) Başkanı Ziya Şahin, açıklamada, Türkiye'nin 9,2 milyon arılı kovan sayısıyla dünyada 3.,115 bin ton bal üretimiyle de Çin'den sonra 2. sırada yer aldığını söyledi.

 

Türkiye'nin, bal üretimini destekleyecek flora çeşitliliğiyle Avrupa'da 1. sırada olduğunu ifade eden Şahin, ülkede 4 bin 319'u endemik olmak üzere 13 bin 414 bitki türü bulunduğunu dile getirdi.

 

Şahin, dünya genelinde sağlanan başarıyı temellendirmek, sürekliliği sağlamak ve ihracatı arttırmak için tüm arı ürünlerine bir standart getirilmesinin önemli olduğuna işaret ederek, "Bu kapsamda uluslararası standardizasyon örgütü olan ISO'nun arı ürünleri çalışmalarına 34 ülkeyle 2019'dan itibaren katkı ve katılım sağlıyoruz. Bu zaman zarfında çam, geven, kestane, pamuk, ayçiçeği ve narenciye gibi bal çeşitleri üzerinde çalışma başlattık. İlk adım olarak TSE onayıyla çam balında bir standart getirdik. Ardından lavanta ve meşe balı üzerinde çalışılıyor." diye konuştu.

 

Söz konusu bal türleriyle ilgili çalışmaları TAGEM ile yürüttüklerini kaydeden Şahin, bal konusunda dünyayla yarışabilmek için artık bilimsel kimliğin ortaya konulmasının elzem olduğunu belirtti.

 

Ziya Şahin, arı ürünleri ihracatında da önemli bir noktaya gelindiğini vurgulayarak, "Türkiye'de geçen yıl 9 bin 389 ton bal ihraç edildi. Bu ihracattan 32 milyon dolar gelir elde edildi. Yaklaşık 20 ülkeye ihracat yapılırken, başı Almanya, ABD, İspanya, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri ve Japonya çekiyor." ifadesini kullandı.

 

BİR KİLOGRAM BALIN MALİYETİ 216 LİRA

 

Balın kalitesi üzerinden pek çok spekülasyon yapıldığını dile getiren Şahin, baldaki sahtecilik ve uygunsuzluk konusunda başta merdiven altı üretim yapanlar olmak üzere buna dahil olan her kesimle mücadelenin çok önemli olduğunu vurguladı.

 

Şahin, sahteciliğin tespiti için balların da kayıt sistemine dahil edilmesi gerektiğine işaret ederek, kovan ve arıcıların yanında üretilen balı da kayıt altına alarak, kimin ne ürettiğinin bilinebileceğini aktardı.

 

Arıcılığın son yıllardaki fiyat artışlarından da ciddi şekilde etkilendiğini belirten Şahin, şunları kaydetti:

 

"Arıcılık tarla bitkilerindeki gibi sabit yerde yapılan bir üretim faaliyeti değil. Her gezginci arıcımız yılda 5-6 konaklama bölgesi değiştirerek, yılda ortalama 20 bin kilometre yol kat ediyor. Son yıllardaki akaryakıt, besleme, sarf malzeme, makine/ekipman ve işçilik benzeri giderler bir anda yükseldi. Geçen yılki bal maliyetine güncel enflasyon eklendiğinde, bir kilogram bal maliyeti 216 lira olmaktadır. Arıcıların elinden tutulmalı, desteklenmeli."

 

ÇİN VE BREZİLYA'NIN TÜRKİYE'DEN PROPOLİS TALEBİ VAR

 

Şahin, son yıllarda birliklerin kurulmasıyla arıcıların, balın yanında, propolis, bal mumu, arı sütü, polen, arı zehri gibi ürünlerin de üretimini yaptıklarına işaret ederek, "Balın dışında Türkiye'de yaklaşık 7 bin ton bal mumu, 4 ton arı sütü, 400 ton polen, 10 ton arı ekmeği, 10 ton propolis, 600 bin ana arı üretimi yapılıyor. 2020 yılına kadar propolisi yurt dışından ithal ederken şu an için bu ürünlerde ihracatçı konumdayız. Özellikle Çin ve Brezilya'nın Türkiye'den propolis talebi var." diye konuştu.

 

Şahin, bal dışındaki ince işçilik gerektiren arı ürünlerindeki üretimi arttırmak için özellikle kadın çiftçilere ve girişimcilere daha fazla destek verilmesi gerektiğini sözlerine ekledi.

20 Mayıs 2024 Pazartesi

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, açıklayacakları yeni destekleme modelinde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilere kovan başına ilave destekler vereceklerini ifade etti.


Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Dünya Arı Günü dolayısıyla yaptığı yazılı açıklamada, Türkiye'nin, bal üretiminde dünyada 2'nci olduğunu bildirdi.

 

Arıcıların 2003'ten itibaren desteklerden faydalandığına ve sektöre 2023'e kadar 1,6 milyar lira destek sağlandığına işaret eden Yumaklı, "Verilen desteklerin de etkisiyle arılı kovan, bal üretimi ve arıcılık işletme sayısında büyük artışlar kaydedildi. 2002'de 74 bin ton olan bal üretimimiz 2023'te 115 bin tona çıktı. Söz konusu dönemde arılı kovan sayımızı da 4,1 milyondan 9,2 milyona çıkarttık. Amacımız, kovan sayılarını artmasının yanında kovan başına alınan balın veriminin ve kalitesinin de artmasını sağlamak." değerlendirmesinde bulundu.

 

Yumaklı, Bakanlık olarak çalışmalarını 5 ana eksende sürdürdüklerine dikkati çekerek, "Bunlar verimlilik, kalite, sürdürülebilirlik, kayıtlılık ve sektöre yatırım. Arıcılıkta da bu 5 ana eksen etrafında adımlar atacağız. Bu kapsamda yeni destekleme modelimizde gezginci arıcılar ile genç ve kadın üreticilerimize kovan başına ilave destekler verilecek." ifadelerini kullandı.

 

İklim değişikliğinin bal arıları üzerinde etkilerine yönelik ulusal ve uluslararası düzeyde çalışmaların sürdüğünü belirten Yumaklı, şunları kaydetti:

 

"İklim değişikliğinin arılar üzerindeki etkilerinin bertaraf edilmesi amacıyla Arıcılık Eylem Planı'nın hayata geçirilmesi için çalışmalara başladık. Bunu, ilgili kamu kuruluşları, üniversiteler ve özel sektör temsilcileriyle bir araya gelerek yapacağız. Bölgesel ırk ve ekotiplerle yapılan arıcılığın geliştirilmesi, bitki örtüsünün korunması, arıcılık yönetimi, hastalık ve zararlılarla mücadele gibi konuları kapsayacak eylem planıyla, iklim değişikliğinden kaynaklanan olumsuzlukların arılar üzerindeki etkisinin en aza indirilmesini amaçlayacağız."

 

Bu arada, Dünya Arı Günü, Birleşmiş Milletler kararıyla yeryüzündeki yaşamın devamlılığının sağlanmasında önemli rol üstlenen arıların önemine dikkati çekmek amacıyla her yıl 20 Mayıs'ta kutlanıyor.

20 Mayıs 2024 Pazartesi