tatil-sepeti

Dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) lideri Suudi Arabistan, lityumda da atağa geçti. Dünyanın ikinci büyük lityum rezervlerine sahip Şili’de yatırım seçenekleri araştırılıyor.



 

Haber: Şeref KILIÇLI

 

TEMİZ enerji dönüşümüyle kritik minerallerin de önemi artıyor. Lityum, kobalt, nikel ve bakır gibi pek çok kritik mineral rüzgar türbinleri, güneş panelleri ve bataryalar başta olmak üzere birçok temiz teknoloji ürününde kullanılıyor. Bu teknolojilerin yaygınlaşması ise giderek daha fazla kritik minerale ihtiyaç duyulacağı anlamına geliyor. Bataryaların performansı, ömrü ve enerji yoğunluğu açısından kritik önemdeki minerallerden biri olan lityumda, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA), 2040 itibarıyla talebin 2020’ye göre 

40 kat artabileceği öngörüsünde bulunuyor. Lityum talebinin yüzde 30’unu temiz enerji teknolojileri oluşturuyor. Bu oranın 2040’a kadar yüzde 75’e yükseleceği öngörülüyor.

 


REZERV SIRALAMASI

 

Dünyada lityum rezervi açısından 39 milyon tonla Bolivya ilk sırada gelirken, Şili 19.9 milyon tonla ikinci sırada, Arjantin 12 milyon tonla üçüncü sırada yer alıyordu. Mart 2023’te 8.5 milyon ton lityum rezervi keşfettiğini açıklayan İran’ın dördüncü sıraya yükseldiği kaydedilmişti. Bu yılın ocak ayında ise Tayland, 14.8 milyon tonluk lityum rezervi keşfettiğini duyurdu. Lityum rezervlerinde önde gelen diğer ülkeler arasında; 7.7 milyon tonla Avustralya, 

6.7 milyon tonla Çin ve 5.9 milyon tonla Hindistan da bulunuyor. ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun araştırma raporunda, İran’ın keşfinden önce bütün dünyada lityum rezervinin yaklaşık 89 milyon ton olduğu açıklanmıştı. 


 

MADEN ÜRETİMİ

 

Stratejik madenler arasında yer alan lityum, elektrikli araçlardan ev aletlerine ve akıllı telefonlara kadar geniş bir ürün yelpazesinin üretiminde kullanılıyor. Lityumun maden olarak üretiminin yüzde 52’sinin Avustralya, yüzde 22’sinin Şili ve yüzde 13’ünün Çin olmak üzere coğrafi olarak dünyanın kısıtlı bölgelerinde gerçekleşmesi tedarik risklerini de beraberinde getiriyor. Lityum madeninin batarya veya benzeri ürünlerde kullanılabilmesi için lityum kimyasalına ve lityum hidroksite dönüşmesi, bunun için de işlenmesi ve rafine edilmesi gerekiyor. Küresel lityum işleme kapasitesinin yüzde 60’ına tek başına Çin sahip. Bu nedenle, Çin’de lityum tedarikini kesintiye uğratabilecek herhangi bir aksaklık 

fiyatlara artış olarak yansıyor.

 


VİZYON 2030 STRATEJİSİ


Ekonomisi çok büyük oranda petrol ihracatına dayalı Suudi Arabistan, Vizyon 2030 stratejisi kapsamında temiz enerji yatırımlarına da yöneldi. Suudi Arabistan yönetimi, batarya ve elektrikli taşıt üretiminde merkez ülke durumuna gelmeyi hedefliyor. Bu amaçla lityum ile diğer minerallere erişimi güvence altına almak için girişimlerde de bulunuyor. Suudi Arabistan Madencilik Bakanı Bandar Alkhorayaf, temmuz sonunda Güney Amerika ülkesi Şili’ye yaptığı ziyarette, Suudi Arabistan’ın Manara Minerals madencilik yatırımları firmasının Şili’de lityum cevheri üretimine yatırım yapma fırsatları aradığını açıkladı. Bakan Alkhorayaf, açıklamasında Suudi Arabistan devletine ait madencilik firması Ma’aden ile Suudi Arabistan Kamu Yatırımları Fonu’nun (PIF) ortak madencilik yatırımı firması olan Manara’nın Şili’de lityum madenciliği sektörüne yatırım 

yapma konusunda farklı seçenekleri analiz ettiğini de dile getirdi.

 

ARAMCO DA DEVREDE


Dünyanın en büyük ham petrol ihracatçısı ve Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’nün (OPEC) lideri Suudi Arabistan, petrole bağımlılığını azaltmayı ve alternatif gelir kaynakları geliştirmeyi amaçlayan çeşitlendirme stratejisini uygularken önde gelen şirketleri de sahada aktif çalışma yürütüyor. Suudi Arabistan’ın ulusal petrol ve doğalgaz şirketi Aramco, geçtiğimiz aylarda artık petrol dışında kendi ülkesinde lityum yataklarını da araştırmaya başladığını duyurdu. Deniz suyundan lityum ve Suudi Krallığı’nın petrol yataklarından çıkan atık sularda lityum arayan şirket, aynı zamanda yurt dışındaki başka işbirliklerini de değerlendirdiğini açıkladı. 

 

YERLİ ELEKTRİKLİ OTOMOBİL

 

Suudi Arabistan, ülkede yerli ilk ticari elektrikli otomobil markası Ceer’i ise 

2022 yılında duyurmuştu. Veliaht Prens Bin Selman, Ceer adını verdikleri otomobil markasının bir elektrikli otomobilden öte Suudi Arabistan’da ulusal sanayi sistemini geliştirme stratejisini destekleyen bir adım olacağını söylemişti. Suudi Arabistan 

Kamu Yatırım Fonu ile Foxconn firmasının ortaklığında kurulan Ceer şirketinin 

2034 yılına kadar gayri safi yurtiçi hasılaya doğrudan 30 milyar riyal (yaklaşık 8 milyar dolar) katkı sunması ve yılda yaklaşık 328 bin adet elektrikli araç üretmesi hedefleniyor. Suudi Arabistan Yatırım Bakanı Khalid 

Al-Falih, ülkesinin Ortadoğu’da otomobil üretimi için bir bağlantı noktası oluşturma planlarının bir sonraki adımının elektrikli araç bataryalarının üretimine yatırım yapmak ve hidrojenle çalışan araçlar üretmek olduğunu kaydetmişti. Vizyon 2030 reform planı kapsamında 2030 yılına kadar Riyad’daki tüm araçların yüzde 30’unun elektrikli hale getirilmesi de planlanıyor.

 


LATİN AMERİKA REZERVLERİ AB’NİN DE MERCEĞİNDE

 

Lityum rezervlerinin yüzde 60’ına sahip olan Latin Amerika, Avrupa Birliği’nin (AB) de öncelikli gündemleri arasında. AB ile Şili, lityum tedarik zincirlerini güçlendirmek amacıyla stratejik ortaklık geliştirmek üzere geçtiğimiz yıl anlaşmaya varmıştı. Taraflar, elektrikli araç bataryalarının üretiminde kullanılan önemli bir girdi olan lityum projeleri için mutabakat zaptı imzalayacaklarını da duyurmuştu. Devam eden süreçte AB, Arjantin ile odağında lityumun olduğu sürdürülebilir hammaddeler konusunda işbirliğini artırmak amacıyla mutabakat zaptı imzaladı. Anlaşmanın ayrıca ülke yönetimlerinin tedarikini güvence altına almak istedikleri ultra hafif elektrikli araç bataryası metali olan lityum da dahil hammaddeler üzerindeki yeni araştırmaları genişletmek amacıyla oluşturulduğu kaydedildi.

 

 

AB-SIRBİSTAN LİTYUM ANLAŞMASI

 

ABD Jeoloji Araştırmaları Kurumu’nun 1.2 milyon ton lityum rezervine sahip olduğunu tahmin ettiği Sırbistan da bu alanda AB’nin özel önem verdiği ülkeler arasında. Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic ile Sırbistan Cumhurbaşkanı Aleksandar Vucic, geçtiğimiz ay elektrikli araç endüstrisinde kullanılan lityum hammaddesi kaynaklarına erişmek için stratejik ortaklık anlaşması imzaladı. Belgrad’da gerçekleştirilen ve Almanya Başbakanı Olaf Scholz’un da katıldığı zirvede imzalanan anlaşma, batarya ve elektrikli araç tedarik zincirleri oluşturmaya yönelik hazırlandı. Anlaşmanın, AB ile Sırp sanayi paydaşları arasında yakın işbirliğini kolaylaştırması bekleniyor. Anlaşmanın yeşil dönüşümü ilerletmek için ortak bir kararlılığın kanıtı olduğunu belirten Avrupa Komisyonu Başkan Yardımcısı Maros Sefcovic, “Bu kilit sektörlerdeki stratejik işbirliği sayesinde, sürdürülebilir büyüme ve inovasyon için yüksek bir potansiyel ortaya çıkarırken, aynı zamanda Sırbistan’ın AB ile ekonomik, sosyal ve çevresel yakınlaşmasını daha da artırıyoruz” dedi. 


 

LİTYUM OPEC’İ KURMA HEDEFİ


‘Geleceğin enerji kaynağı’, ‘geleceğin petrolü’ ve ‘beyaz altın’ olarak da tabir edilen lityumda zengin kaynaklara sahip ülkeler arasında birlik oluşturma projeleri de dile getiriliyor. 2022 yılının mayıs ayında Meksika Devlet Başkanı Andres Manuel Lopez Obrador, Arjantin, Bolivya ve Şili’yle birlikte Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü’ne (OPEC) benzer bir organizasyon teşkil etmeye çalıştıklarını dünya kamuoyuna duyurmuştu. Obrador, geçtiğimiz yıl ülkesindeki tüm lityum rezervlerinin imtiyazını Meksika Enerji Bakanlığı’na devreden bir kararnameyi de imzalamıştı.

 

19 Ağustos 2024 Pazartesi

Jandarma Genel Komutanlığı’na 300 lojistik, 10 bando alt branşlarında olmak üzere 310 uzman erbaş alınacak. Kimler başvurabilir? Başvuru şartları neler? Başvuru için son gün ne zaman? İşte detaylar…

Resmi Gazete'de Jandarma ve Sahil Güvenlik Akademisi Başkanlığı’ndan yayımlanan ilana göre, başvurular 23 Ekim ile 6 Kasım tarihleri arasında internet üzerinden yapılacak.

 

KİMLER BAŞVURABİLİR?

Başvuru yapabilecek 1 Ocak 2024 itibarıyla 20 yaşından gün almış ve 27 yaşını bitirmemiş adaylardan, 2023-2024 KPSS'den 50 ve üzeri puana sahip olma şartı aranacak.

 

BAŞVURU İÇİN SON GÜN NE ZAMAN?

Başvuruların başlama ve bitiş saatleri, temini yapılacak uzman erbaş alt branşları, temin şartları ve diğer detaylar https://vatandas.jandarma.gov.tr, www.jsga.edu.tr ve https://kamuilan.sbb.gov.tr internet sitelerinde yayımlanacak.

23 Ekim 2024 Çarşamba

Birleşmiş Milletler Ticaret ve Kalkınma Konferansı (UNCTAD), jeopolitik çatışmalar ve iklim değişikliğinden kaynaklanan aksamaların kritik deniz geçiş noktalarını tehdit ettiği ve küresel ekonomi, gıda güvenliği ve enerji arzının artan risk altında olduğu uyarısında bulundu.





UNCTAD, "Deniz Taşımacılığı 2024 Değerlendirmesi: Deniz Geçiş Noktalarının Seyri" başlıklı raporunu, basın toplantısında açıkladı.

Rapora göre, küresel deniz ticareti 2022'deki daralmanın ardından toparlanma eğilimine girdi ve 2023'te yüzde 2,4 büyüyerek yaklaşık 12,3 milyon tona ulaştı.

Bu yıl ise deniz ticaretinin demir cevheri, kömür ve tahıl gibi dökme yük emtialarının yanı sıra konteynerle taşınan mal talebinin artmasıyla yüzde 2'lik mütevazı bir büyüme göstermesi bekleniyor.

Geçen yıl yüzde 0,3 büyüyen konteyner ticaretinin bu yıl yüzde 3,5 artış göstereceği tahmin edilirken, UNCTAD'a göre bu rakamlar daha derin zorlukları maskeliyor. Bu nedenle, küresel deniz ticaretinde uzun vadeli büyüme, sektörün Ukrayna'daki savaş ve Orta Doğu'da artan jeopolitik gerginlikler gibi devam eden zorluklara nasıl uyum sağlayacağına bağlı olacak.

ROTALARIN UZAMASI YÜKSEK MALİYET VE EMİSYONLARA YOL AÇIYOR

Dünyadaki kritik deniz geçiş noktaları aksamalarla karşı karşıya kalarak gecikmelere, rota değişikliklerine ve daha yüksek maliyetlere neden oldu.

Küresel ticaretin kritik arterlerini oluşturan Panama ve Süveyş kanallarındaki trafik, 2024 ortasında, önceki yılın aynı dönemine göre yüzde 50'nin üzerinde düşüş gösterdi.

Bu gerileme, Panama Kanalı'nda iklim değişikliği kaynaklı düşük su seviyeleri ve Süveyş Kanalı'nı etkileyen Kızıldeniz bölgesindeki çatışmaların patlak vermesinden kaynaklandı.

Aden Körfezi ve Süveyş Kanalı'ndan geçen gemilerin tonajı da sırasıyla yüzde 76 ve yüzde 70 azaldı.

Gemilerin rotalarını Kızıldeniz'den Ümit Burnu'na çevirmesiyle, bölgedeki gemi varışları yüzde 89 arttı. Bu durum mal akışının sürdürülmesine yardımcı olurken, maliyet artışları, gecikmeler ve karbon emisyonlarının yükselmesine yol açtı.

UNCTAD, Uzak Doğu-Avrupa rotasında 20-24 bin TEU konteyner gemisinin, Süveyş Kanalı yerine Afrika'yı dolaşarak seyahat ettiğinde, Avrupa Birliği'nin (AB) Emisyon Ticaret Sistemi kapsamında sefer başına 400 bin dolar ek emisyon maliyetine maruz kaldığını hesapladı.

Daha uzun süren rotalar, liman tıkanıklığının artmasına, daha yüksek yakıt tüketimi ve mürettebat ücretleri, sigorta primleri ve korsanlık riskine maruz kalma ihtimalinin artmasına da neden oldu.

Geçen yıl küresel ton-mil dengesi yüzde 4,2 artarak maliyet ve emisyonların yükselmesine yol açarken, rotaların uzaması küresel lojistik ve tedarik zincirleri üzerinde baskı oluşturdu.

 EN KÖTÜ ETKİLERİ AZ GELİŞMİŞ ÜLKELER YAŞIYOR

Yaşanan aksaklıklar ve artan maliyetlerden tüm ülkeler eşit şekilde etkilenmiyor. Gelişmekte Olan Küçük Ada Devletleri (SIDS) ve En Az Gelişmiş Ülkeler (LDC), en kötü etkileri yaşıyor.

Hesaplamalara göre, Kızıldeniz ve Panama Kanalı'ndaki krizin devam etmesi durumunda küresel tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. SIDS için potansiyel etkinin daha şiddetli olma riski bulunuyor.

Denizcilik sektörünün iklim değişikliğinin artan etkileri ve diğer aksamalara karşı dayanıklılık ihtiyacının aciliyetini de vurgulayan UNCTAD'a göre, sektördeki bir diğer acil sorun da güvenliği,  kirlilik kontrolünü ve denizci refahını zayıflatan sahte gemi tescilleri ve bundaki artış.

UNCTAD, denizcilik sektörünün artan zorluklarla karşı karşıya kaldığı bu dönemde, kritik geçişlerdeki kesintilerin ele alınması, düşük karbonlu ve yeşil denizciliğe yatırım yapılması, liman verimliliği ve adaptasyonunun artırılması, iç bölge bağlantılarının geliştirilmesi ve sahte gemi tescillerine karşı mücadele edilmesi çağrısında bulundu.

"TÜKETİCİ KEMER SIKIYOR, YATIRIMCI BEKLE-GÖR MODUNDA"

UNCTAD Teknoloji ve Lojistik Direktörü Shamika Sirimanne, basın toplantısında, küresel deniz ticaretinin bu yıl yüzde 2 büyümesini beklediklerini belirterek, 2025-2029 döneminde yıllık bazda yüzde 2,4 artış öngördüklerini dile getirdi.

Orta vadedeki bu büyümenin teknolojik gelişmeler, yeşil dönüşüm ve deniz ticareti altyapısına yönelik yatırımlara ilginin yeniden canlanmasıyla destekleneceğini söyleyen Sirimanne, "Ancak küresel deniz ticaretinin büyümesi üzerinde aşağı yönlü riskler oldukça baskın. Jeopolitik gerginlikler, süregelen çatışmalar ve savaşlar, uluslararası ticareti oldukça olumsuz etkiliyor. Birçok düşük gelirli ülke borç yüküyle karşı karşıya kalıyor, yüksek borçlanma maliyetleriyle boğuşuyor ve dış şokları yönetmekte zorlanıyor. Gelecek belirsiz olduğunda, biz tüketiciler olarak kemer sıkıyoruz. Yatırımcılar ise bekle-gör moduna geçiyor ve ekonomi ve beraberinde uluslararası ticaret de zarar görüyor." diye konuştu.

UNCTAD Ticaret Lojistiği Birimi Başkanı Jan Hoffmann da kritik deniz geçiş noktalarını etkileyen sorunlar nedeniyle navlun fiyatlarının arttığını ve bu artışın tüketici fiyatlarına yansıyacağını belirterek, "Eğer bu geçiş noktalarındaki kriz devam eder ve navlun fiyatları yüksek kalmayı sürdürürse, tüketici fiyatları 2025 sonuna kadar yüzde 0,6 artabilir. Bu oran SIDS ülkelerinde yüzde 0,9. Yani küresel ortalamanın neredeyse yüzde 50 daha fazlası." uyarısında bulundu.

22 Ekim 2024 Salı