İran-İsrail geriliminin yol açtığı arz endişeleriyle yılın en yüksek seviyelerini gören petrol fiyatlarının, jeopolitik gerilimlerin piyasa üzerinde etkisini artırmasıyla kısa vadede "keskin dalgalanmalarla" karşı karşıya kalabileceği öngörülüyor.


İran'ın, İsrail'in 1 Nisan'da Şam'daki konsolosluk binasına saldırısına 13 Nisan'da ilk kez bölgesel vekillerine başvurmadan yüzlerce kamikaze insansız hava aracı, balistik ve seyir füzesiyle karşılık vermesi, petrol kaynaklarının çoğuna ev sahipliği yapan Orta Doğu'daki gerilimi artırdı.

 

Bölgedeki tansiyonun daha da yükselme ihtimali, küresel petrol arzının kesintiye uğrayarak petrol fiyatlarının artacağı endişelerini de beraberinde getirdi.

 

Brent petrolün varil fiyatı 12 Nisan'da, İran'ın İsrail'e yönelik misilleme saldırısı gerçekleştireceği beklentisiyle 92 doları aşarak Ekim 2023'ten bu yana en yüksek seviyesini kaydetti. Aynı gün, Batı Teksas türü (WTI) ham petrolün varili ise 87,67 doları gördü.

 

Saldırı sonrası 14 Nisan'da İran'ın askeri operasyonun başarıyla sonuçlandığı ve devamının amaçlanmadığına ilişkin açıklaması ise risk algısının sınırlı da olsa yatışmasını sağladı. Bu durum takip eden ilk işlem gününde petrol fiyatlarındaki yukarı yönlü baskıyı bir miktar hafifletti.

 

Tel Aviv'in Tahran'ın söz konusu misilleme saldırısına nasıl ve ne zaman yanıt vereceğine ilişkin tartışmalar kesintisiz devam ederken, petrol fiyatları da dalgalı bir seyir izledi.

 

Haftanın ilk işlem gününde 91,05 dolara kadar yükselen Brent petrolün varil fiyatı, perşembe günü 86,09 dolara geriledi. WTI ham petrolün varili ise bu hafta boyunca 81,56 ila 86,28 dolar aralığında seyretti.

 

Dün sabah saatlerinde İsrail'in İran topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediğine ilişkin haber akışıyla hızla yukarı yönlü hareketlenen petrol fiyatları, gün içinde bu kazancının büyük bir kısmını geri verdi.

 

JEOPOLİTİK RİSK PRİMİ İSTİKRAR KAZANACAK VE KADEMELİ OLARAK AZALACAK

 

Norveç merkezli bağımsız araştırma kuruluşu Rystad Energy Kıdemli Başkan Yardımcısı Jorge Leon, mevcut jeopolitik gerilimin önemli bir risk faktörü olmaya devam ettiğini söyledi.

 

Leon, piyasalarda gözlerin, İsrail'in karşılık olarak tekrar İran'a düzenlediği saldırının tek seferlik bir olay mı yoksa iki bölgesel güç arasında daha geniş bir çatışmayı ateşleyen bir kıvılcım mı olduğunu görmek için Orta Doğu'ya çevrildiğini dile getirdi.

 

İsrail'in İran topraklarına yönelik bir saldırı düzenlediğine ilişkin haber akışının ardından petrol fiyatlarının hızlı bir tepki verdiğini ancak tekrar gerilediğine dikkati çeken Leon, "Bunun geçici bir duraksama mı yoksa İran ile İsrail arasındaki çatışmada yeni bir tırmanışın başlangıcı mı olduğunu değerlendirmek zor olsa da ilk piyasa tepkisi ilkinin daha olası olduğunu gösteriyor." dedi.

 

Leon, en olası senaryonun gerilimin tırmanmayacağına yönelik senaryo olduğuna inandıklarını ancak bunun taraflar arasındaki düşmanlıkların ve silahlı saldırıların sona ereceği anlamına gelmediğini belirterek, İsrail'in bugünkü saldırısında olduğu gibi, bu senaryoda da taraflar arasında iyi ayarlanmış misilleme saldırılarının söz konusu olacağını ifade etti.

 

Taraflardan herhangi birinin yanlış bir hamlesinin halihazırda istikrarsız olan bölgede hızla yeni bir gerilimi tetikleyebilme ihtimalinin asıl risk olduğunu vurgulayan Leon, şunları söyledi:

 

"Kesin olan bir şey varsa, o da jeopolitiğin önümüzdeki günlerde ve haftalarda petrol piyasasında daha da büyük bir rol oynayacağıdır. Bu nedenle, kısa vadede keskin fiyat dalgalanmaları yaşanabilir."

 

Leon, dünkü saldırının bu dalgalanmalara gösterilebilecek iyi bir örnek olduğunu kaydederek, "Rystad Energy olarak tamamen arz ve talep temellerine dayanarak nisan ayı için Brent petrolün 'adil değerinin' varil başına 83 doların biraz altında olduğunu hesaplıyoruz. Bu da mevcut jeopolitik risk priminin varil başına 5 ila 6 dolar civarında olduğu anlamına geliyor." diye konuştu.

 

Orta Doğu'daki çatışmalarda önemli bir tırmanma olmadığı sürece jeopolitik risk priminin istikrar kazanacağına ve kademeli olarak azalacağına değinen Leon, "Bu iddiamızın iki nedeni var. Bunlardan ilki, OPEC+ grubunun günlük 7 milyon varile yakın, daha önce görülmemiş büyüklükte bir yedek kapasiteye sahip olması. İkincisi ise birkaç hafta sonra, gerçek arz kesintilerinin yokluğunda, jeopolitik yorgunluğun rol oynamaya başlaması." dedi.

 

DAHA YÜKSEK FİYAT ARTIŞLARINDA OPEC+ GRUBU VE YEDEK ÜRETİM KAPASİTELERİ DEVREYE GİREBİLİR

 

Bağımsız Petrol Piyasası Analisti Gaurav Sharma da Orta Doğu'da tansiyon düşene kadar petrol fiyatlarının kısa vadede son 6 ayın en yüksek seviyelerinde kalacağını söyledi.

 

Sharma, İran-İsrail cephesindeki son gelişmelere dikkati çekerek, "Durum hızla gelişiyor ancak İsrail'in eylemi kapsam olarak sınırlı ve saldırıdan çok bir uyarı gibi görünüyor. İran da bu olayı önemsiz gibi gösteriyor. Bir tırmanma olmadığı sürece petrol fiyatları mevcut seviyelerde seyredecektir." dedi.

 

Taraflar arasındaki gerilimin daha da tırmandığı senaryoya ilişkin de değerlendirmede bulunan Sharma, "İsrail, İran'ın topraklarına yönelik balistik füze ve insansız hava aracı saldırılarına aynı şekilde karşılık verirse, muhtemelen Brent petrol vadeli işlemlerinin varil başına 85-95 dolar arasında dalgalandığını göreceğiz." ifadesini kullandı.

 

Sharma, petrol piyasasında risk priminin eskisi gibi olmadığını belirterek, ABD, Brezilya, Kanada ve Norveç'in yanı sıra Guyana gibi yeni ihracatçılardan gelen OPEC+ dışı petrolün de fiyatlardaki hareketlilikte etkili olacağını dile getirdi.

 

Daha yüksek fiyat artışlarında OPEC+ grubunun da devreye girebileceğini ifade eden Sharma, "Orta Doğu'da gerilimin ciddi anlamda tırmanması halinde, OPEC+ grubu petrol fiyatlarını 100 doların üzerinde görmek istemeyeceği için gönüllü üretim kesintilerinden vazgeçecektir. Piyasada oldukça fazla yedek üretim kapasitesi var ve jeopolitik gerilimlerin devam etmesi halinde bunların devreye gireceğine inanıyorum." diye konuştu.

20 Nisan 2024 Cumartesi

Türkiye ile Almanya arasında ekonomideki fırsatlar için platform niteliğindeki Türk-Alman Ekonomi Günü, bu yıl 4 Mayıs'ta Düsseldorf'ta yapılacak.


 

8. Türk-Alman Ekonomi Günü'ne Hazine ve Maliye Bakanı Mehmet Şimşek ile Almanya Maliye Bakanı Christian Lindner'in katılımı bekleniyor.

 

Almanya, Türkiye ve Avrupa'dan iş ve siyaset dünyasından konuşmacıların katılacağı etkinlikte, iki ülke arasında ekonomi alanındaki fırsatlar, yeşil enerjinin geleceği, yapay zeka dünyasındaki gelişmeler, şirketlerde sosyal sorumluluk ve ekonomi konuları ele alınacak.

 

Şimşek ile Lindner'in açılış konuşmalarını yapmalarının beklendiği etkinliğe, iki ülkeden siyasetçiler, kamu kuruluşlarından yetkililer, özel sektör temsilcileri ve uzmanların katılımı da öngörülüyor.

 

Etkinliğe Kuzey Ren Vestfalya Başbakanı Hendrik Wüst, Türkiye'nin Berlin Büyükelçisi Ahmet Başar Şen, Alman Hür Demokrat Partisi Genel Sekreteri Bijan Djir-Sarai, Alman Hristiyan Demokrat Birlik Partisinden eski Federal Sağlık Bakanı Jens Spahn ile Düsseldorf Belediye Başkanı Stephan Keller de katılacak.

 

Etkinlik kapsamında şirketler arasında işbirliği görüşmelerinin yapılması planlanırken, sosyal ekonomi konusunun da ele alınması bekleniyor.

03 Mayıs 2024 Cuma

Avrupa’nın dev otomotiv üreticileri, yılın ilk çeyreğini kâr oranlarındaki düşüşle geride bıraktı. Buna sebep olarak ise talebin düşmesi, artan rekabet ve yüksek faiz oranları gösteriliyor.


NECMİ UYSAL

 

Bu yılın ilk çeyreğinde Avrupalı otomotiv üreticileri, Çin’de düşen yurtiçi talebe ilave olarak artan rekabet ve yüksek faiz oranları nedeniyle zora girdi. 

 

VOLKSWAGEN’İN KÂRI, BEŞTE BİR ORANINDA DÜŞTÜ

 

Çin pazarında etkin olarak yer alan Volkswagen grubunun yılın ilk üç ayındaki kârı, beşte bir oranında düşerek 4.6 milyar Euro’ya geriledi.

 

AVRUPA KAYNAKLI DÜŞÜK TALEP

 

Sektördeki diğer büyük üretici Stellantis Grup ise Avrupa kaynaklı düşük talep nedeniyle ilk çeyrekte satışlarının beklenenden daha yüksek düşüş göstererek 41.7 milyar Euro’ya geriledi. 

 

TESLA VE ÇİN KAYNAKLI REKABET

 

Mercedes Benz ise önemli kısmı Asya kaynaklı olmak üzere geçtiğimiz yıl satışlarının yüzde 8 düştüğünü açıkladı.

 

Sektörün bir diğer sorunu ise tedarik zinciri problemleri nedeniyle yüksek fiyatlara ulaşan elektrikli araçlarda düşen talep nedeniyle ikinci el değerlerinde görülen çöküşe ilave olarak Tesla ve Çin kaynaklı rekabet.

02 Mayıs 2024 Perşembe