Fed Başkanı Jerome Powell, para politikasında yeterince kısıtlayıcı bir duruşa ulaşıldığı sonucuna güvenle varmak için erken olacağını, gerekmesi halinde politikayı daha da sıkılaştırmaya hazır olduklarını ifade etti.



 

ABD Merkez Bankası (Fed) Başkanı Jerome Powell, Atlanta’daki Spelman College'de yaptığı konuşmada, para politikasına ilişkin değerlendirmelerde bulundu.

 

Kovid-19 salgınının etkileri azaldıkça ve kısıtlayıcı para politikası toplam talep üzerinde baskı oluşturdukça harcama ve üretimdeki büyümenin gelecek yıl yavaşlayacağını tahmin ettiklerini belirten Powell, enflasyonu zaman içinde yüzde 2'ye düşürmeye ve enflasyonun bu hedefe doğru gittiğinden emin olana kadar politikayı sıkı tutmaya güçlü bir şekilde kararlı olduklarını vurguladı.

 

Powell, "Yeterince kısıtlayıcı bir duruşa ulaştığımız sonucuna güvenle varmak veya politikanın ne zaman gevşeyebileceğine dair yorum yapmak için erken olacaktır. Gerekmesi halinde politikayı daha da sıkılaştırmaya hazırız." dedi.

 

ÇEKİRDEK ENFLASYON HALA HEDEFİN ÇOK ÜZERİNDE

 

İş gücü piyasası koşullarının oldukça güçlü olmaya devam ettiğini aktaran Powell, ekonominin işçi talebi ve arzı arasında daha iyi bir dengeye döndüğünü söyledi. Powell, ekonominin yeni istihdam yaratma hızının hala güçlü kalmaya devam ettiğini ve daha sürdürülebilir bir seviyeye doğru yavaşladığını kaydederek, "Bu kademeli yavaşlama kısmen Fed'in enflasyonun düşürülmesine yardımcı olmak amacıyla ekonominin büyümesini yavaşlatma çabalarından kaynaklandı." diye konuştu.

 

Ücret artışının yüksek kalmaya devam ettiğine işaret eden Powell, ancak zaman içinde yüzde 2'lik enflasyon hedefiyle daha tutarlı olacak seviyelere doğru kademeli olarak ilerlediğini ve enflasyon düştükçe reel ücretlerin yeniden arttığını aktardı.

 

Powell, on yılı aşkın süredir yüzde 2'nin altında seyreden enflasyonun 2021'de ABD'de ve dünyanın birçok ülkesinde keskin bir şekilde arttığını anımsatarak, Fed'in 2022'nin başlarından itibaren ekonomiyi yavaşlatmaya ve enflasyonu düşürmeye yardımcı olmak için politika faizini artırarak ve bilançosunun boyutunu küçülterek güçlü bir tepki verdiğini anlattı.

 

Enflasyonun ekimde yıllık bazda yüzde 3'e gerilediğini kaydeden Powell, ancak değişken olma eğilimindeki enerji ve gıda fiyatlarının hariç tutulduğu çekirdek enflasyonun yüzde 2,5 ile bankanın yüzde 2 hedefinin oldukça üzerinde olduğunu ifade etti.

 

"ATTIĞIMIZ GÜÇLÜ ADIMLAR, POLİTİKA FAİZİMİZİ OLDUKÇA KISITLAYICI BİR BÖLGEYE TAŞIDI"

 

Powell, ekim ayında sona eren 6 ay boyunca çekirdek enflasyonun yıllık yüzde 2,5 oranında seyrettiğini belirterek, son birkaç ayda enflasyondaki düşüşün memnuniyetle karşılandığını ancak yüzde 2 hedefine ulaşılması için ilerlemenin devam etmesi gerektiğini vurguladı.

 

Yüksek enflasyonun başlangıçta çok güçlü talep karşısında Kovid-19 salgını nedeniyle kısıtlı arzın olmasından kaynaklandığını belirten Powell, arz ve talep koşullarındaki normalleşmenin, son 2 yılda para politikasında ve genel finansal koşullardaki ciddi sıkılaştırmanın yanı sıra enflasyondaki düşüşte şu ana kadar kritik bir rol oynadığının görüldüğünü dile getirdi.

 

Powell, "Attığımız güçlü adımlar, politika faizimizi oldukça kısıtlayıcı bir bölgeye taşıdı, bu da sıkı para politikasının ekonomik aktivite ve enflasyon üzerinde aşağı yönlü baskı oluşturduğu anlamına geliyor." dedi.

 

Para politikasının ekonomik koşulları gecikmeli olarak etkilediğinin düşünüldüğünü ve sıkılaşmanın tam etkilerinin henüz hissedilmediğini kaydeden Powell, enflasyona verilen tepkinin güçlü olmasının Fed'in zorlukla kazandığı güvenilirliğinin korunmasına da yardımcı olduğunu ve geleceğe yönelik enflasyona ilişkin beklentilerin sağlam bir şekilde sabit kalmasını sağladığını aktardı.

 

Powell, yetersiz ve aşırı sıkılaşma riskleri daha dengeli hale gelirken Federal Açık Piyasa Komitesinin (FOMC) dikkatli bir şekilde ilerlediğini yineleyerek, salgının talep ve arza bağlı etkileri hafiflemeye devam ederken ekonominin görünümüne ilişkin belirsizliğin alışılmadık derecede yüksek olduğunu kaydetti.

01 Aralık 2023 Cuma

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma