tatil-sepeti

DPC Kişisel Veri Koruma Danışmanlığıaçıklamasına göre, çalışan sayısı 50'den fazla veya yıllık mali bilanço toplamı 25 milyon TL'den çok olan gerçek ve tüzel kişi veri sorumluları ile yurt dışında yerleşik gerçek ve tüzel kişi veri sorumlularının kayıt işlemleri geçenyıl tamamlanmıştı.

Ana faaliyet konusu özel nitelikli kişisel veri işleme faaliyeti olan eczacılar, doktorlar, diş hekimleri, klinikler, poliklinikler, hastaneler, diyetisyenler, psikologlar, diyaliz merkezleri, rehabilitasyon merkezleri, tıbbi laboratuvarlar ve optik mağazaları gibi sağlık sektöründe faaliyet gösteren tüm veri sorumlusu işletmeler ile belediye ve odalar gibi kamu kurum ve kuruluşlarının kayıt süresi 31 Mart’ta doluyor.

KAYIT İŞLEMLERİ MALİ MÜŞAVİRLERİN İŞİ DEĞİL, PROFESYONEL DESTEK ŞART

Açıklamada görüşlerine yer verilen DPC Kişisel Veri Koruma Danışmanlığı Üst Yöneticisi (CEO)Sefa Karcıoğlu,VERBİS kaydı için büyük ölçekli şirketlerin ardından sıra özel nitelikli veri işleyen grupta olduğunu belirtti.

Söz konusu kayıt işleminin oldukça kapsamlı olduğunu ifade eden Karcıoğlu, şunları kaydetti: "Kayıt işlemi için, avukatına ve bilgi güvenliği uzmanına danışmadan, kayıt işlemini mali müşavirine yaptırmaya çalışanların kayıt işlemini yapamadıklarını, hukuki ve teknik konuda hatalı bildirimler yaparak, resmi bir kuruma gerçek dışı beyanda bulunduklarına şahit olduk. Kayıt işlemleri mali müşavirlerin işi değil. VERBİS’e yapılan bildirimlerde güncel ve gerçek olmak zorunluluğu unutulmamalı. VERBİS kaydı için şifre almak yeterli değil, yüzlerce soruya cevap verebilmek ve doğru kayıt yapabilmek için öncelikle kanunda sayılan idari ve teknik tedbirlerin alınması bir zorunluluk. Bu sebeple profesyonellerden destek almak veri sorumluları açısından çok önemli. İdari tedbirler üç beş evrak, teknik tedbirler de sadece anti virüs ve güvenlik duvarından ibaret değil. İşletmeler, kişiler verilerin güvenliğini sağlamak için gerekli hallerde ek yazılım ve donanım satın alarak teknik tedbirleri almalı, idari tedbiri almak için maktu dokümanlara itibar etmemeli, kendi işleyişine özel olarak kurgu yaptırmalıdır."

ECZACILAR, DOKTORLAR, DİŞ HEKİMLERİ VE LABORATUVARLAR DİKKAT ETMELİ

Karcıoğlu, 31 Mart’ta süresi dolacak düzenlemenin özellikle kişilerin sağlık verilerini işleyen grubu yakından ilgilendirdiğinin altını çizdi.

Söz konusu tarihe kadar kayıt yaptırmayan özel nitelikli kişisel verilerden sağlık verisi işleyen grubun39 bin 337 TL'den1 milyon 966 bin TL'ye kadar idari para cezası ödemek durumunda kalacağını bildiren Karcıoğlu, "Kişisel Verilerin Korunması Kurulu teknik ve idari tedbirlerin alınmadığı gerekçesiyle 2018 yılından itibaren, onlarca eczacı ve hekime yüz binlerce liralık idari para cezası uyguladı. Kurulun cezalarından da anlaşıldığı üzere, teknik ve idari tedbirlerin birlikte alındıktan sonra VERBİS kaydı ve bildirim işlemleri tamamlanmalıdır. Kanunda yer alan diğer idari ve teknik tedbirlerin alınmaması halinde işletmelere ayrıca ceza uygulanacaktır." uyarısında bulundu.​​​

01 Mart 2021 Pazartesi

Etiketler : Sektörel

Türkiye’de motosiklet satışları, 2023’te yıllık 957 bin 292 adet ile tüm zamanların rekorunu kırarken, ardından düşüşe geçse de geçtiğimiz yıl yeniden vites yükselterek 811 bin 144 satış rakamına ulaştı.


TÜİK verilerine göre, ülkedeki motosiklet satışları yaz aylarında en üst seviyeye çıktı.

 

Kayıtların tutulduğu tarihsel veriler incelendiğinde, bu yılın haziran, temmuz ve ağustos dönemini kapsayan yaz aylarında trafiğe kaydı yapılan motosiklet sayısı rekor kırdı.

 

Buna göre, göre, 2015'in yaz aylarında 60 bin 382 motosikletin trafiğe kaydı yapılırken, bu sayı dalgalı seyir izleyerek 2021'de 89 bin 299'a ulaştı.

 

Motosiklet satışları 2022'nin yaz aylarında ivme kazanarak 120 bin 662'ye çıkarken, 2023'te 300 bin 338'e, 2024'te ise 345 bin 235'e ulaştı. Böylece, son 10 yılın yaz aylarında trafiğe kaydı yapılan motosiklet sayısının yaklaşık 6 katına çıktığı görüldü.

 

6 MİLYONA YAKLAŞTI

 

Ülkede artan kurye hizmetleri ile kullanıcısına zaman ve yakıttan sağladığı tasarrufun etkisiyle kullanımı yaygınlaşan motosiklet satışları, bazı aylarda otomobil satışlarının da üzerinde seyretti. Ülkedeki motorlu kara taşıtı sayısı ağustos itibarıyla 30 milyon 469 bin 319'a ulaşırken, bunların 15 milyon 301 bin 404'ünü otomobil, 5 milyon 878 bin 271'ini ise motosikletler oluşturdu.

 

Son 10 yılın verilerine göre, 2015'te 165 bin 127 motosikletin trafiğe kaydı yapıldı. Takip eden yıllarda dalgalı seyir izleyerek yükselen motosiklet satışları 2019'da 154 bin 627'ye çıktı. Kovid-19 salgını ile yükseliş trendine giren motosiklet satışları 2020'de 208 bin 466'ya, 2021'de 255 bin 961'e, 2022'de 415 bin 544'e, 2023'te 957 bin 292'ye ulaştı.

 

Bu yılın 8 ayında ise 811 bin 144 motosikletin trafiğe kaydı yapıldı.

 

2015-2024 yıllarını kapsayan 10 yılda haziran, temmuz ve ağustos ayları ile trafiğe kaydı yapılan yıllık motosiklet sayıları şöyle:

 

Yıl

Haziran-Temmuz- Ağustos

Yıllık toplam

 

 

 

2015

60.382

165.127

2016

46.215

143.678

2017

56.851

157.779

2018

53.617

157.012

2019

50.285

154.627

2020

85.982

208.466

2021

89.299

255.961

2022

120.662

415.544

2023

300.338

957.292

2024

345.235

811.144

 

24 Eylül 2024 Salı

Etiketler : Motosiklet satış vites

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türkiye'nin dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada olduğunu belirterek, "2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin dünya un pazarındaki payı yüzde 23" dedi.


 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Türkiye'nin dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada olduğunu belirterek, "2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin dünya un pazarındaki payı yüzde 23. Bu da dünyadaki her 4 un paketinden birisinde Türkiye'deki üreticilerin emeğinin bulunduğunu gösteriyor." dedi.

 

Uluslararası Un Sanayicileri ve Hububatçılar Birliği (IAOM) Avrasya Bölge Başkanlığı tarafından düzenlenen ve dünya tahıl sektörünün önemli buluşmaları arasında yer alan "3. IAOM Avrasya Konferansı ve Sergisi" Azerbaycan'ın başkenti Bakü'de başladı.

 

Yumaklı, "Değişen İklimde Sürdürülebilir Gıda Güvenliği" mottosuyla düzenlenen etkinliğin açılışında, Azerbaycan'da olmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.

 

Dünyanın farklı yöne doğru evrildiği bir dönemden geçtiklerini ifade eden Yumaklı, küresel ekonomik belirsizliklerin ve jeopolitik gerginliklerin yanı sıra devrim niteliğindeki teknolojik dönüşüm rüzgarlarının yaşandığı bir ortamda olduklarını söyledi.

 

Yumaklı, özellikle küresel ısınma ve iklim değişikliği etkilerinin su ve tarım üzerinde en çok hissedildiği bir süreçten geçtiklerini kaydederek, "Bu süreç içinde de değirmencilik ürünleri başta olmak üzere gıda arz güvenliği tüm ülkeler için stratejik bir alan olarak yer alıyor." diye konuştu.

 

Kovid-19 ve Rusya-Ukrayna Savaşı'nın gıda güvenliğinin kritik önemini bir kez daha hatırlattığını anımsatan Yumaklı, son asırda yaşanan ve gelecekte yaşanması beklenen nüfus artışının gıda ve suya ihtiyacını daha da artıracağını anlattı.

 

Yumaklı, "Önümüzdeki 27 yılda yapılan projeksiyonlara göre dünya nüfusunun 2 milyar daha artarak 10 milyara çıkması bekleniyor. Türkiye nüfusu ise 1960 yılında 27 milyonken son 63 yılda 3 katına çıkarak 85 milyona ulaştı. 2050 yılında da 105 milyonu geçecek. Bu gerçek, Türkiye için olduğu gibi diğer ülkeler için de geçerlidir. Dolayısıyla da gıdaya ve suya olan ihtiyaç her geçen gün daha da artıyor." diye konuştu.

 

"DEĞİRMENCİLİK ÜRÜNLERİNE TALEPTE CİDDİ ARTIŞ BEKLİYORUZ"

 

Bakan Yumaklı, Birleşmiş Milletler Gıda ve Tarım Örgütü (FAO) verilerine göre, nüfus artışına bağlı olarak 2050'de bugünden yüzde 55 daha fazla suya, yüzde 70 daha fazla gıdaya ihtiyaç duyulacağını söyledi.

 

"Bu gerçek, gıda ve tarım politikalarımızı geleceğe hazırlarken, en önemli gerekçemizi oluşturmaktadır." diyen Yumaklı, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyada yaşanan bu süreçler, gıdayı işleyerek yarı mamul ve mamule dönüştüren değirmencilik sektörünün de önemini tüm dünyada artıracaktır. Bu anlamda özellikle tahıl depolama ve taşıma sistemlerine olan ilgi dünya çapında artmıştır. Yine değirmen makinelerine, beklenenin ötesinde bir ilgi oluşmuş ve ciddi bir kapasite artışı yaşanmıştır. Un ve yem gibi sektörlerin, ana üretim kalemlerine olan ihtiyacı da artacağı için özellikle de 2024'ün ikinci yarısından itibaren sektörde ciddi bir talep artışı bekliyoruz."

 

Yumaklı, dünya değirmencilik ürünleri ticaret hacminin son 5 yılda yaklaşık yüzde 40 arttığını belirterek, 2023'te ticaret hacminin 60 milyar dolar seviyelerine ulaştığını aktardı.

 

"DEĞİRMEN SEKTÖRÜNÜN 2024'TE YENİ BİR REKOR KIRMASINI BELİYORUZ"

 

Tarım ve Orman Bakanı Yumaklı, Türk değirmen sektörünün dünya ihracatındaki lider pozisyonunu uzun yıllardır devam ettirdiğini belirterek, Türkiye genelinde yaklaşık 600 un fabrikasının bulunduğunu söyledi.

 

Buradaki değirmencilerin çoğunun üçüncü veya dördüncü kuşak olarak bayrağı devraldığını dile getiren Yumaklı, şunları kaydetti: "Bunu büyük bir avantaj olarak görüyoruz. Sektörün, maliyetlerdeki rekabet gücü, kalitede ve hizmette gösterdiği üstün başarılar sayesinde önümüzdeki yıllarda da dünyadaki liderliğini sürdüreceğini öngörüyoruz. 2022 yılını 2 milyar dolar civarında ihracatla tamamlayan Türk değirmen sektörü, 2023'ü de dünyadaki ekonomik sıkılaşmaya ve savaşlara rağmen 1,9 milyar doların üzerinde bir rakamla kapattı. Sektörün 2024'ün sonunda bunun çok daha üzerinde bir rakamla rekor kıracağına inanıyoruz."

 

Yumaklı, Türkiye'nin yıllık un üretim kapasitesinin yaklaşık 32 milyon ton civarında olduğunu ancak fiilen kullanılan kapasitenin genellikle bunun altında kaldığını ve kapasite kullanımının yüzde 45-50 civarında gerçekleştiğini anlattı.

 

Bu sorunun aşılması gerektiğini vurgulayan Yumaklı, sektörün altyapı sağlamlığının bütün imkanların en üst düzeyde kullanılmasıyla mümkün olacağını söyledi.

 

"HER 4 UN PAKETİNDEN BİRİSİNDE TÜRK ÜRETİCİLERİN İMZASI VAR"

 

Bakan Yumaklı, geçen yıl yurt içi kullanım ve ihracat amacıyla 15 milyon ton civarında un üretildiğini belirterek, şöyle devam etti: "İhracatın büyük bir kısmı Orta Doğu, Afrika ve Asya ülkelerine gerçekleşti. Türkiye şu anda dünyada un ihracatında birinci, makarna ihracatında da ikinci sırada. 2023 yılı itibarıyla Türkiye'nin dünya un pazarındaki payı yüzde 23. Bu da dünyadaki her 4 un paketinden birisinde Türkiye'deki üreticilerin emeğinin bulunduğunu gösteriyor. Türk değirmencilik sektörü, depolama, taşıma ve boşaltma, öğütme, eleme, otomasyon, tartım ve laboratuvar sistemlerine kadar her bir alanda önemli başarılara imza atmayı sürdürmektedir. Dünyadaki en büyük kapasiteli un, yem, nişasta, kahve fabrikaları, Türk değirmen makinecileri tarafından kurulmaktadır."

 

Yumaklı, Şanlıurfa'daki Göbeklitepe'nin dünyada ilk buğdayın ve unun üretildiği yerin Anadolu olduğunu gösterdiğini kaydederek, "Dünyanın en eski sanayi kolu olan değirmenciliğin ortaya çıktığı bu coğrafya, bu kritik önemdeki endüstriye öncülük etmenin gururunu yaşıyor." diye konuştu.

 

Un ve tahıl üretiminde ihtiyaç duyulan enerjinin yeşil enerji kaynaklarından temin edilmesi amacıyla yapılan yatırımlardan bahseden Yumaklı, "Sektörün yeşil enerji kaynaklarına olan ilgisi son derece memnuniyet vericidir." ifadesini kullandı.

24 Eylül 2024 Salı

Etiketler : un makarna ihracat