tatil-sepeti

The Fear isimli oyun, Google Play platformunda satışa çıktıktan sonraki ikinci haftasında yeni ve en çok indirilen oyunlar arasında 4. sıraya yükseldi. Bu sayede oyunun fragmanı 120 ülkede izlenir oldu. Oyun 1 ay boyunca 4. sıradaki yerini koruyunca Google yöneticilerinin dikkatini çekti. Oyunun pazarlamasını yapan Abdulmecid, Silikon Vadisi’ndeki Google Kampüsü’ne davet edildi.

Dünya, henüz 19 yaşındaki iki gencin başarı hikayesini konuşuyor. Adları Abdulmecid Dündar ve Salih Yörük. İkisi de İstanbul Ticaret Üniversitesi öğrencisi... Yolları 2014’te üniversiteyi kazanınca kesişti. İç Mimarlığı kazanan Salih ile Siyaset Bilimi ve Uluslararası İlişkiler kazanan Abdulmecid, İngilizce Hazırlık Okulu’nda aynı sınıfa düştüler. Kısa sürede arkadaş oldular. Sohbetlerinden birinde Salih, bir kitap yazmaya başladığını ve bunu dijital bir oyuna çevirebileceğini anlattı. Abdulmecit, “Yapalım, ben bunu pazarlarım” dedi. Böylece çok büyük bir başarıya dönüşecek iş ortaklığının temelleri atıldı.

OYUNU 4 KİŞİ TASARLADI

Biri Bilgisayar Mühendisliği, diğeri de yurt dışında Animasyon okuyan iki üniversite öğrencisini daha ekibe dahil ettiler. Salih’in kafasındaki The Fear oyununu hayata geçirmek için çalışmaya başladılar. Oyun 5 ayda hazırlandı. Ve 2014 Aralık ayında The Fear, Android’de yayınlandı. Korku temalı bu oyun bedava ve ücretli olarak iki farklı versiyonla oyun meraklılarına sunuldu. Oyun yayınlanır yayınlanmaz da, indirme çılgınlığı başladı. İkinci haftada en çok satın alınan oyunlar arasında dünya 4’üncülüğüne yükseldi. Bedava versiyonu 27 bin indirilme sayısına ulaştı ve fragmanın Youtube’da izlenme sayısı da 28 bini aştı. Artık oyuna birçok yabancı internet sitesinin yayınlarında övgüler düzülüyordu. The Fear, dünyayı sarsmıştı. Tam bir ay boyunca 4. sıradaki yerini korumayı başardı. Üstelik bu başarı, tek kuruş dahi reklam çalışması yapılmadan geldi.

GOOGLE’NIN DİKKATİNİ ÇEKTİ

Bu gelişmeler yaşanırken Abdulmecit oyunu tanıtmak ve yeni oyunlar için fon bulabilmek ümidiyle dijital dünyanın devi ABD’ye gitti. Silikon Vadisi’nde toplantılara katıldı. Google ve Apple çalışanları ile tanıştı, oyununu ve Türkiye oyun pazarını anlattı. The Fear, Google’ın üst düzey çalışanlarının da dikkatini çekti. ABD’de Silikon Vadisi’nde bulunan Abdulmecit, teknoloji meraklılarının rüyalarını süsleyen Google Silikon Vadisi Kampüsü’ne davet edildi. Gerisini Abdulmecid’ten dinleyelim:

“Beni davet eden Google üst düzey çalışanıyla birlikte tüm kampüsü gezdik. Ofis ortamlarını gösterdi, çalışma imkanlarından bahsetti, Google’nın sunduğu promosyon hizmetlerini anlattı. Buradaki ayrıntı, bir Google çalışanının, ilk defa eşi dışında birini kampüse davet etmesi. Bu, ayrıca gurur verici bir durum. Bana Google İstanbul Bürosu’na gidip iş ya da staj başvurusunda bulunabileceğimi söyledi.”

YENİ PROJELER YOLDA

The Fear’ın sağladığı olağanüstü başarı genç yaşlarında, iki gence büyük motivasyon sağladı. Abdulmecid ve Salih, Yusuf Yörük ve Umut Yazıcı isimli arkadaşlarıyla birlikte yeni projeler üzerinde hemen çalışmaya başladılar. Şimdi Android, iOS ve PC platformlarına uygulama ve oyun geliştiriyorlar. Yeni projelerini Salih anlatıyor:

“Yaptığımız uygulama ve oyunları eğlenceli ve yararlı konular üzerine kurmaya çalışıyoruz. Bizim öncelikli amacımız, insanların vakitlerini boş oyunlarla harcamamaları. Yani oynatırken öğretmek, öğrenirken eğlendirmek. Mesela uzay temalı yeni oyunumuz olan T.R.O.T.A.N’da uzay gemilerinin içinde, uzayda, gezegenlerde ve daha birçok yerde hologramlar olacak. Hologramlarda uzaya dair bilgilere değineceğiz. Belgesellerden kısa ve eğlenceli, öğrenilmesigereken en önemli bilgileri ekleyeceğiz. Uzay temalı oyunumuzdaki bilgileri de doğruluğu kesin olmayan kaynaklardan değil TÜBİTAK’tan elde edeceğiz. Bunun için TÜBİTAK’la görüştük ve onay da aldık.”

SERMAYEYE İHTİYAÇLARI VAR

Yeni oyunları için sermayeye ihtiyaçları olduğunu belirten Abdulmecid, şunları söylüyor: “T.R.O.T.A.N adlı uzay çaplı oyunumuzu çıkarabilmemiz için bir bütçe gerekiyordu ve bunun üzerine Kickstarter sitesinde oyunumuzun tanıtımını yaptık. Bir bütçeye ihtiyacımız olduğunu belirttik. Buradan bir miktar bağış aldık. Markafoni’nin kurucusu Sina Afra’nın tebrik postası ve yaptığı bireysel bağış oldukça motive edici oldu ve bir kez daha başarabileceğimize olan inancımız arttı. Bu sayede oyunumuzun yapımına kaldığımız yerden devam edebildik. T.R.O.T.A.N birçok ünlü Türk ve yabancı internet sitelesinde yer aldı. Bu sayede henüz çıkmadan oyunumuzu bekleyen birçok oyuncu kitlesi oluştu. Çok yakında bu oyunumuzu da Google Play ve Appstore’a çıkartacağız. Neden Türkçe bir isim seçmediniz sorusuna verebileceğimiz cevap şu: Biz dünyaya hitap eden oyunlar ortaya çıkarmak ve dünyaya eğitici bilgiler vermek istiyoruz.

Bir diğer oyunumuz ise Rise of The Kingdoms Online. Bu oyun Ortaçağ’da geçiyor ve birçok imparatorluğun tarihini anlatıyor.”

KARDEŞİYLE İDDİAYA GİRDİ HAYATI DEĞİŞTİ

Salih Yörük’ün hayatını değiştiren, üçüz kardeşiyle girdiği bir iddia. Hikayeyi kendisinden dinleyelim: “İnternette gezinirken 14 yaşındaki bir çocuğun kitabı diye bir reklam gördüm ve onu inceledim. O kitap yazıyorsa ben de yazarım dedim ve kardeşim Yusuf’a kitap yazacağımı söyledim. Bana ’Yazamazsın’ deyince iddiaya girdik. Sonra kararlılığımı gördü ve bana kitabı birlikte yazma tekilfi yaptı. Farklı bir şey yapmamız lazım diye düşündük ve kitaptan vazgeçerek aklımızdaki hikayenin oyununu yapma kararı aldık.”

Aslında dijital oyun geliştirmek ile Salih’in okumak için seçtiği bölüm birbiriyle örtüşmüyor gibi gelebilir. Salih bir çelişki olmadığını şu cümlelerle açıklıyor:

“İç mimarlığı seçtim; çünkü oyunlarımızın 3 boyutlu modellemelerini tamamen kendim yapmak istiyordum. Bu hedef beni ders çalışmaya teşvik etti. Üniversitem hedefime ulaşmak için bana çok şey kazandırdı. Abdulmecid ile İstanbul Ticaret Üniversitesi’nde tanıştık. Ekibimizi kurmaktaki ilk adımımızı atmış olduk.”

Salih’in asıl hedefi, bu alanda çalışmak isteyen veya bu işe girişmekten çekinen gençlere örnek olmak. “Ülkemizi dünya oyun pazarında iyi bir şekilde temsil etmek istiyorum” diyen Salih, sözlerini şöyle sürdürüyor: “Bölümümü kazanmam bu hedefime sıkı sıkı sarılmamı sağladı. Günümüzde oyun pazarı çok geniş bir alana yayılmış ve geleceği de olan bir pazar. İnsanlar işyerlerinde, evlerinde veya okullarında sıkıldıklarında, telefonlarına ve bilgisayarlarına sarılıp oyun oynuyorlar. Oyun oynama isteği her insanın doğasında var.”

3 YAŞINDA WİNDOWS VERSİYONUNU SORDU

Abdulmecid Dündar’ın hayali bilgisayar mühendisliğiydi. Ancak okul başkanlığı fikirlerini değiştirdi. Liderliği ve siyaseti seçti. İstanbul Ticaret Üniversitesi Siyaset Bilimi ve Uluslarası İlişkiler Bölümü’nü tercih etti. Dündar, “Bilgisayarı da gerçekten kalpten istemişim ki, üniversitenin ilk haftasında sınıfta tanıştığım Salih Yörük ile Genetic Studios ekibini kurduk. Bu tanışma Silikon Vadisi’ne kadar uzanan bir hikayeye dönüştü. İstanbul Ticaret Üniversitesi Hazırlık Okulu’nda öğrendiğim İngilizce çok iyi düzeyde. 6 ayda programı bitirdim ve kalan 4 aylık zamanımı Silikon Vadisi’nde hem tatil hem de çalışma fırsatıyla değerlendirdim. Aldığım İngilizce eğitimi sayesinde hiç zorlanmadan güzel bir 4 ay geçirdim” diyor.

Abdulmecit’in bugünlere gelmesi belki de 3 yaşındayken sorduğu bir soruyla ilişkilendirilebilir. 3 yaşındayken bir bilgisayarı gösterip eniştesine, “Bu ne?” diye sorar. Eniştesi, “Bilgisayar” deyince Abdulmecid tepki verir: “Biliyorum, ben Windows kaç onu soruyorum.” Annesi bu anıyı herkese gururla anlatıyor.

Abdulmecid, daha ilkokul 5. sınıftayken başladığı ticaret serüvenini şöyle anlatır: “Babam bir gece, elinde pet şişe dolusu mürekkep ile eve geldi. Artık yazıcının çalıştığını söyledi. O şişeyi görünce bundan nasıl para kazanabileceğimi düşünmeye başladım. Sınıf arkadaşlarımla da görüşüp okul gazetesi basmaya başladık. Gazeteyi parayla satı-yorduk ve iyi de bir cep harçlığı çıkarıyorduk. 7. sınıfta ilk web sitemi kurup Google’dan reklam almaya çalışmıştım. Ancak bana sitemin uygun şartları taşımadığı cevabını vermişlerdi.”

23 Ekim 2015 Cuma

Etiketler : Üniversitemiz

HAMİT KARDAŞ

İstanbul Ticaret Üniversitesi tarafından 19-25 yaş aralığında, farklı sosyoekonomik bölgelerden 1.000 kişiyle görüşülerek hazırlanan ‘Z Kuşağını Tanımak: Değerler, Tercihler, Görüşler’ başlıklı rapor, kamuoyu ile paylaşıldı. Psikoloji Bölüm Başkanı Prof. Dr. Rüstem Aşkın ve akademisyenler Dr. Öğr. Üyesi Ayşen Baylak Güngör, Öğr. Gör. Dr. Ezgi Tan ve Öğr. Gör. Yasemin Kuş tarafından hazırlanan rapor, akademisyenler ve öğrencilerin katılımıyla açıklandı.

Raporun tanıtım programında konuşan Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elçin Aykaç Alp, farklı kuşakların birbirini tanıması ve anlayabilmesi, kuşaklar arası iletişimin artması için bu tarz çalışmaların önemli olduğunu söyledi.

Prof. Dr. Rüstem Aşkın da rapor hakkında bilgi verdi. Prof. Dr. Aşkın, raporun amacını; Z Kuşağı olarak adlandırılan ve Türkiye’nin toplam nüfusunun yüzde 20’sini oluşturan genç nüfusun şartlarını, değerlerini, toplumsal sorunlara yaklaşımını, politik eğilimlerini, kendilik algısı ve kişilik özelliklerini, duygularını, kaygılarını, eğitim ve aile gibi temel alanlardaki düşünce ve beklentilerini anlamak ve değerlendirmek olarak açıkladı.

EĞİTİM DURUMLARI

Çalışmaya dahil olan katılımcılardan 651’i (yüzde 65.1) lise mezunu, 150’si (yüzde 15) lisans mezunu, 141’i (yüzde 14.1) ön lisans mezunu, 32’si (yüzde 3.2) ortaokul mezunu. 24 (yüzde 2.4) katılımcı ise herhangi bir okuldan mezun olmadığını bildirdi.

Katılımcıların yüzde 76.8’i aileleriyle birlikte yaşıyor. Yalnızca 293 (yüzde 29.3) katılımcı, aile aylık gelirlerinin 10 bin TL ve üzerinde, diğerleri ise daha alt düzeyde olduğunu beyan etti. Kişisel bir bilgisayara sahip olduğunu beyan eden katılımcı oranı ise yüzde 71.

MUTSUZ VE SİNİRLİLER

Mutsuzluk duygusunu ne sıklıkla yaşadıkları sorusuna, gençlerden yüzde 65.8’lik bir oranda ‘ortalama veya fazlasıyla’; sinirlilik duygusunu ne sıklıkla yaşadıkları sorusuna ise yüzde 73.5’lik bir oranda ‘ortalama veya fazlasıyla’ cevabı alındı. Anne babalarınca beklentilerinin karşılanıp karşılanmadığı sorusuna verilen cevaplar, önemli bir kesimin (yüzde 65) bu konudaki düşüncesinin olumlu olduğu yönünde.

EŞTE MERHAMET

Katılımcıların en çok önem atfettikleri konular; özgür olmak (yüzde 79.9), adil ve refah içinde bir toplumda yaşamak (yüzde 79.4) ile hayatına yön verebilmek (yüzde 73.8) şeklinde sıralandı. Eşte bulunması beklenen en önemli özellikler merhamet/yardımseverlik (yüzde 73.8), ahlaklı olmak (yüzde 73.1) ve fedakarlık (yüzde 61.1) şeklinde bildirilirken, bu cevaplarda kadın katılımcıların oranı daha yüksek. Evlenme ve çocuk sahibi olmaya erkek katılımcıların daha fazla önem atfettikleri gözlendi.

Raporun tam metnine üniversitenin internet sitesinden ulaşılabiliyor.

İŞSİZLİK EN ÖNEMLİ SORUN

Katılımcılar; kendileri için en önemli üç sorunu sırasıyla yüzde 69.3 oranında işsizlik, yüzde 65.7 oranında yoksulluk, yüzde 64.9 oranında şiddet ve zorbalık olarak açıkladı. Kaygı duydukları konular arasında ise ülkenin ekonomik durumu (yüzde 76.6), geleceklerine ilişkin kaygıları (yüzde 72.4) ile kariyer ve iş imkânlarına ilişkin kaygıları (yüzde 68.5) en üst sırada yer alıyor.

PANDEMİNİN ETKİLERİ

Pandemi nedeniyle gençlerin yüzde 60’ı psikolojik durumlarının, yüzde 55’i eğitim hayatlarının olumsuz etkilendiğini, yarısı ise ekonomik durumlarının bozulduğunu belirtti.

GENÇLERİN YÜZDE 32’Sİ YURT DIŞI KARİYER PLANLIYOR

Daha iyi eğitim, kariyer ve iş amacıyla yurt dışında yaşamak isteyenlerin oranı yüzde 32 iken, yine aynı amaçlarla yurt dışında bulunmak ve daha sonra ülkeye dönmek isteyen gençlerin oranı da yüzde 31.3 oldu. Her iki tercihte de kadınlar daha yüksek oranı oluşturuyor.

24 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Üniversitemiz

2019 yılına kadar İstanbul Ticaret Üniversitesi Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi, bu tarihten itibaren ise OSTİM Teknik Üniversitesi ev sahipliğinde düzenlenen the Smart Economic Planning and Industrial Policy (SEPIP) Conference sona erdi.

Konferansa Türkiye’nin yanı sıra Japonya, ABD, İngiltere, İspanya, Portekiz, Avustralya, İtalya ve Arjantin’den çok sayıda konuşmacı katıldı.

TİCARET’ten Sanayi Politikaları ve Kalkınma Merkezi Müdürü Prof. Dr. Betül Gür, İktisat Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Yusuf Balcı ve Sanayi Politikaları ve Teknoloji Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sabri Öz’ün bilim kurulu üyesi olarak yer aldığı SEPIP 2022’de, TİCARET öğretim üyelerinin ve doktora öğrencilerinin katıldığı bir panel oturumu gerçekleştirildi.

Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Elçin Aykaç Alp’ın moderatörlüğünde yapılan panelin ana teması ‘teknolojik ve dijital dönüşüm’ oldu. Mühendislik Fakültesi Endüstri Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. İsmail Ekmekçi, ‘enerji verimliliğinde dijital dönüşüm’, Sanayi Politikaları ve Teknoloji Yönetimi Anabilim Dalı Başkanı Doç. Dr. Sabri Öz ‘çip krizi ve sektörel, bölgesel yansımaları’, Sanayi Politikaları ve Teknoloji Yönetimi doktora öğrencilerinden Selçuk Bayer ise ‘sağlık sektöründe dijital dönüşüm’ konuşmalarıyla panelde yer aldı.

17 Ekim 2022 Pazartesi

Etiketler : Üniversitemiz