OVP’de yer alan öncelikli reform alanlarından tarımla ilgili olarak Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik yürürlüğe girdi. Bu kapsamda oluşturulan kurul, her alanda gerekli planlama ile gıda arzı güvenliğini ve ticari dengeleri sağlayacak yönlendirmeleri yapacak.

 

Orta Vadeli Program’da (OVP) büyüme ve ticareti geliştirmeye yönelik öncelikli reform alanlarından biri olan planlı tarımsal üretimle ilgili yeni bir yönetmelik yürürlüğe girdi. Tarım ve Orman Bakanlığınca hazırlanan ‘Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik’, 14 Eylül’de Resmi Gazete’de yayımlandı. Buna göre, tarımsal üretimin öngörülebilir ve yönetilebilir olmasını temin etmek için Tarımsal Üretimin Planlanması Kurulu tesis edilecek. 

 

En az yılda iki kez toplanacak olan kurul, üretimden sorumlu Bakanlık birimlerinin teklifi üzerine üretim planlamasına konu ürün veya ürün gruplarını değerlendirecek. Kurul, tarımsal üretim planlanmasına esas olmak üzere üretim dönemleri itibarıyla ürün veya ürün gruplarıyla asgari ve azami üretim miktarlarını belirleyecek.

 

Kurul bütüncül yaklaşımla tarım, tarımsal sanayi ve kırsal kalkınmada entegrasyonu sağlayacak yönlendirmeleri yapacak.


Kurul, arz güvencesinin temin edilmesi, verimliliğin artırılması ve tarımsal üretimin geliştirilmesi için iklim değişikliğini de dikkate alacak. Kurul, bunun için uygun ekolojilerde arz ve talep miktarıyla yeterlilik oranına göre tarımsal üretim planlaması yapacak. Kurul ayrıca, üretim planlamasını tarımsal faaliyet alanlarına göre havza veya işletme bazında belirleyecek.

 

ÜRETİM İZİNLERİ

 

Aynı yönetmelikle bitkisel, hayvansal ve su ürünlerinde üretimin planlanması, bu alanlarda gerekli izinlerin verilmesi ve üretim planlamasına başvurulara ilişkin detaylar da belirlendi.

 

Buna göre, bitkisel üretim planlaması yapılırken, sözleşmeli üretim, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapılan alanlar, hayvancılık işletmelerinin kendi ihtiyaçlarına yönelik yem üretimleri, tarla içi modern sulama sistemleri kullanılarak yapılan üretimler, özel mevzuatı çerçevesinde ekim nöbeti zorunluluğu olan ürünler ve çiftçi örgütlerince ortak üretim alanlarında yapılan üretimlere öncelikli olarak izin verilecek.

 

Hayvansal üretim planlamasında ise sözleşmeli üretim, organik tarım ve iyi tarım uygulamaları yapılan işletmeler, ana sözleşmesinde hayvancılık faaliyeti olan çiftçi örgütleri tarafından ortak yapılan üretimler ve Bakanlık ıslah programlarına kayıtlı veya soy kütüğüne üye damızlıkçı ve/veya ari işletmeler öncelikli izin alabilecek.

 

Su üretim planlaması yapılırken ise avcılık ve yetiştiricilikte arz-talep durumu, balıkçı gemi sayısı ve üretim miktarları gibi kıstaslar göz önünde bulundurulacak.

 

Daha önce tesis edilmiş dikili alanlardaki çok yıllık bitkiler ile kurulu olan işletmeler, yönetmelik hükümleri kapsamında olmayacak.

 

GIDA ARZ GÜVENLİĞİ KÜRESEL GÜNDEM

 

Tarım ve Orman Bakanı İbrahim Yumaklı, Tarımsal Üretimin Planlanması Hakkında Yönetmelik hakkındaki değerlendirmesinde, “40-50 yıllık bir hikayesi var. Her konuşulduğunda ‘ya aslında bizim tarımsal potansiyelimiz çok ama biz şu tarımda planlamayı bir türlü hayata geçiremedik’ serzenişleri vardı. İnşallah, biz bunun en önemli kısımlarını geçtik. Artık bundan sonrası, el ele vererek üreticilerimizle, ilgili şehirlerdeki dinamiklerle bunun uygulanmasını sağlamak” dedi.

 

“Güçlü Türkiye’nin yolunun güçlü tarımdan geçtiğini bilerek hareket ediyoruz” diyen Bakan Yumaklı, şunları söyledi: “Hindistan’daki G20 Liderler Zirvesi’nde de bu konu gündemi meşgul etti. Dünya Gıda Örgütü ile 9 ülkenin tarım bakanlarının iştirak ettiği toplantı da küresel gıda kriziyle alakalıydı. Ayrıca Asya ülkelerinin kendi içlerinde buna benzer toplantıları oldu. Bu toplantıların ana konusu gıda arz güvenliği. Bu nedenle işte bu ‘yeni normal’ dediğimiz iklim değişikliğinden tutun da jeopolitik risklere, doğal afetlere kadar bütün hususların, sadece bizim ülkemizi değil, dünyadaki bütün ülkeleri benzer şekilde etkilediğini görmemiz ve düşünmemiz mümkün.” 

 

Yumaklı, son dönemdeki gıda milliyetçiliği konusuna değinerek, “Ülkelerin korumacı, gıdayı kendilerine birincil konu olarak elde edip gerekli gıda miktarını kendi ülkelerinde tutmakla ilgili çok ciddi bir gayretleri var” şeklinde konuştu. 

 

Bakan Yumaklı, şöyle devam etti: “Orta Vadeli Program’ın (OVP) en önemli konularından biri de kırsal kalkınma ve gıda arz güvencemiz için alınacak olan tedbirlerdi. OVP’de yer alan 14 başlığı sektör paydaşlarımızla el ele vererek tamamlıyoruz.”

 

 

ÜRETİM ALANLARI KARARI 2024’TE

 

Orta Vadeli Program’da afet yönetimi kapsamında, “Tarımsal kuraklıkla mücadele için eğitim, kapasite geliştirme, Ar-Ge projeleri ve erken uyarı sistemi çalışmaları sürdürülecek” denildi. Ayrıca OVP’de dijital dönüşüm için yapılacak işlerden biri de “Tarımsal faaliyetlerde dijital uygulamalarla ürün doğrulama, rekolte tahmini, yapay zeka, coğrafi bilgi sistemleri oluşturulacak” şeklinde belirtildi. OVP’de planlı tarımsal üretimle ilgili reform adımları şu şekilde kaydedildi: 

 

  • Ürün ve tarım parseli bazında asgari ve azami üretim alanları belirlenecek; çiftçi başvurularının, üretim izinlerinin ve ekim kontrolünün çerçevesi ortaya konulacak. Bu konuda karar, 2024’ün ikinci çeyreğinde çıkacak. 
  • Gıda fiyatlarında istikrarı ve arz güvenliğini sağlamayı teminen stratejik tarım ürünlerinde hedef yeterlilik oranları belirlenecek ve üretim planlaması yapılacak. Bu konudaki idari düzenleme de 2024’ün ikinci çeyreğinde duyurulacak. 
  • Yaş meyve sebze ürünlerinde mevsimselliği en aza indirmek amacıyla Sera Organize Tarım Bölgesi (OTB) kurulmasına yönelik yatırımlar hızlandırılacak, yeni sera kurulumu ile sera yenileme yatırımları desteklenecek. Bunun için gerekli idari düzenleme, 2024’ün üçüncü çeyreğinde çıkacak.

18 Eylül 2023 Pazartesi

Züccaciyeciler Derneği (ZÜCDER) Başkanı Mesut Öksüz, bu yıl 6 milyar dolarlık ihracat hedeflediklerini belirterek, "İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz." dedi.


Antalya'da düzenlenen 13. Uluslararası Ev ve Mutfak Eşyaları Üretici ve Marka Zirvesi'ne katılan Öksüz, dünyadaki küresel durgunluktan sektörün de etkilendiğini söyledi.

 

Yılın ilk çeyreğinde yüzde 3'lük daralma yaşadıklarını dile getiren Öksüz, sektör olarak ilk çeyrek itibarıyla 750 milyon dolar dış ticaret fazlası verdiklerini belirtti.

 

Öksüz, yıl ortası itibarıyla toparlanma beklediklerini, 2024'ü 6 milyar dolarlık ihracatla kapatmayı hedeflediklerini kaydetti.

 

İHRACAT, AVRUPA, AFRİKA VE ORTA DOĞU AĞIRLIKLI

 

Sektör olarak dünyanın her yerine ürün gönderdiklerini anlatan Öksüz, şöyle devam etti:

 

"Dünyanın neresine giderseniz gidin, hiç beklemediğimiz bir yerde, kafede, tabakta, porselende, seramikte, çelikte, bir ahşap üründe bizim markalarımızı bulma ihtimaliniz çok yüksek. İhracatta 8'inci sıradayız, ilk 5 yıl içerisinde hedefimiz 5'inci sıraya çıkmak. Bunun için çalışıyoruz. Çin, dünyanın devi, tek başına yüzde 50'den fazlasını gerçekleştiriyor, diğer ülkeler ise 300, 500 milyon dolarlık farklarla sıralanıyor."

 

Öksüz, sektörün dünyadaki ticaret hacminin 300 milyar dolar olduğunu ve bu ticaretin yaklaşık 152 milyar dolarını tek başına Çin'in gerçekleştirdiğini belirterek, Türkiye'nin ise dünya pazarından şu anda yüzde 2 pay aldığını kaydetti.

 

Çin'den sonra yaklaşık 15 milyar dolar ihracatla Almanya'nın, yaklaşık 14 milyar dolarla ABD'nin ilk üç sırada yer aldığını dile getiren Mesut Öksüz, ABD'yi de 8 milyar 860 milyon dolarlık ihracatla İtalya’nın, 8 milyar 813 milyon dolarla Meksika'nın, 7 milyar dolarla Hollanda'nın ve 6 milyar 400 bin dolarla Hong Kong'un takip ettiğini bildirdi.

 

Öksüz, Türkiye'nin de 6 milyar dolarla 8. sırada bulunduğunu ifade etti.

 

Sektör olarak ihracatı artırmak amacıyla farklı ülkelere yöneldiklerini belirten Öksüz, şunları söyledi:

 

"İhracatımızın yüzde 58'ini Avrupa Birliği ülkeleri oluşturuyor. Geri kalanı diğer ülkelere yayılmış durumda. Avrupa'daki ekonomik durgunluğun bizlerde sıkıntısı oldu. Son dönemlerde bir toparlanma var. Ukrayna, Rusya bizim için önemli pazar bölgesi. Buralarda da sıkıntılar yaşadık ama biraz toparlanma var. Satış bölgemiz Avrupa, Afrika ve Orta Doğu ağırlıklı."

 

ANNELER GÜNÜ CAN SUYU OLDU

 

ZÜCDER Başkanı Öksüz, iç pazarda ise ilk 3 ayda adet bazında daralma ancak ciro bazında artış yaşadıklarını söyledi.

 

Anneler Günü satışlarının sektöre can suyu olduğuna işaret eden Öksüz, "Geçtiğimiz hafta Anneler Günü vardı. Satışlar beklediğimize yakın seviyede geçti. Anneler Günü, düğün sezonu, bayramlara yönelik satışlar, cirolara katkı sağlıyor." diye konuştu.

 

Öksüz, özellikle yaz döneminde hareketlenen düğün sezonunun da sektöre katkı sağlamasını beklediklerini sözlerine ekledi.

19 Mayıs 2024 Pazar

Tarım ve Orman Bakanlığına bağlı Orman Genel Müdürlüğünce (OGM) kurulan ve geçen yıl sonu itibarıyla sayısı 794'e ulaşan bal ormanlarıyla arıcılık faaliyetleri desteklenirken, bu alanda ülke ekonomisine de katkı sağlanıyor.


Bal ormanları, ekolojik olarak sunduğu katkının yanında kurulduğu bölgedeki bitki örtüsünü zenginleştirerek toprakları erozyona karşı korurken, arıcılık faaliyetlerinin artmasında da önem arz ediyor.

 

Bu kapsamda, OGM tarafından 2013-2017 ile 2018-2023 yıllarını kapsayan iki “Bal Ormanı Eylem Planı” hazırlanarak uygulamaya alındı. Bu ormanlar aracılığıyla bal üretim miktarı ve kalitesi bakımından dünyada üst seviyelere çıkılması planlanırken, bal ormanlarının sayısının artışına bağlı olarak verimsiz orman alanlarının verimli hale getirilmesi, ormanlık alanların ekonomik, ekolojik ve sosyal fonksiyonlarının artırılması, biyolojik çeşitliliğin korunması, gıda güvenliğinin sağlanması ve orman köylüsüne istihdam ve ek gelir imkanı yaratılması da hedefleniyor.

 

BU YIL BAL ORMANLARI SAYISININ 850’YE ÇIKARILMASI PLANLANIYOR

 

Bal ormanı eylem planları kapsamında, her yıl bölge müdürlüklerince ikişer adet bal ormanı kuruluşu planlanarak, yılda 56 bal ormanı oluşturulması hedeflendi. Bal ormanı sayısı, 2023 sonu itibarıyla 794'e ulaşırken, bu yıl sayının 850'ye çıkarılması amaçlanıyor.

 

Ülkenin dört bir yanında bal ormanları kurulurken, İstanbul, Ankara, İzmir, Adana, Antalya, Bursa, Hatay ve Trabzon bal ormanları bulunan illerin başında geliyor.

 

Arıcılığın desteklenmesi amacıyla ağaçlandırma, erozyon kontrolü, rehabilitasyon alanları ve diğer ormanlık alanlarda ekolojiye uygun ballı bitkilerin ekimi veya dikimi yoluyla oluşturulan bal ormanları, ayrıca hiçbir müdahale yapılmadan doğal yayılış alanları içerisinde belirlenen ve arıcıların konaklamasına imkan sağlayan ormanlık alanlardan da oluşturuluyor.

 

BAL ÜRETİMİNDE DÜNYADA İKİNCİ SIRADA

 

Geçen yıl sonu itibarıyla 95 bin 459 hektar ormanlık alanda kurulan 794 bal ormanıyla yaklaşık 1 milyon kovana ev sahipliği yapılabilecek imkan oluşturularak ülke ekonomisine de dolaylı katkı sağlanıyor.

 

2010'da 81 bin ton olan bal üretimi, geçen yıl itibarıyla 114 bin 886 tona ulaşırken, arıcılığa verilen destekler ve bal ormanlarının kurulmasıyla Türkiye bal üretiminde dünyada Çin'in ardından ikinci sırada yer almayı sürdürdü.

19 Mayıs 2024 Pazar