tatil-sepeti

Türkiye'nin otomotiv üretimi yılın 9 ayında 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 8 artarak 922 bin adede yaklaştı.

Otomotiv Sanayii Derneği (OSD), ocak-eylül dönemine ait üretim ve ihracat adetleri ile pazar verilerini açıkladı. Buna göre, yılın ilk 9 ayında toplam otomotiv üretimi 2020'nin aynı dönemine göre yüzde 8 artarak 921 bin 619 adet oldu.

Otomobil üretimi yüzde 1 azalarak 571 bin 108 adede gerilerken, traktörle birlikte toplam üretim 962 bin 829 adet olarak gerçekleşti.

Bu dönemde, otomotiv sanayisinin kapasite kullanım oranı yüzde 63 oldu. Araç grubu bazında kapasite kullanım oranları ise hafif araçlarda (otomobil + hafif ticari araç) yüzde 62, ağır ticari araçlarda yüzde 56, traktörde yüzde 73 seviyesinde gerçekleşti.

Ocak-eylül döneminde ticari araç üretimi yüzde 26 artış gösterdi. Üretim, ağır ticari araç grubunda yüzde 38, hafif ticaride ise yüzde 25 arttı. 9 ayda toplam ticari araç üretimi 350 bin 511 adede yükseldi.

Ticari araç pazarı yüzde 23, hafif ticari araç pazarı yüzde 18, ağır ticari araç pazarı ise yüzde 63 arttı. Baz etkisi dikkate alındığında 2015'e göre kamyon pazarı yüzde 28, otobüs-midibüs pazarı yüzde 66 daraldı.

OCAK-EYLÜL DÖNEMİNDE 582 BİN ADET ARAÇ SATILDI

Ocak-eylül döneminde araç satış pazarı yıllık bazda yüzde 15 artarak 582 bin 83 adet düzeyinde gerçekleşti. Bu dönemde, otomobil pazarı da yüzde 12 arttı ve 434 bin 800 adet oldu.

Son 10 yıllık ortalamalar dikkate alındığında ocak-eylül döneminde toplam pazar yüzde 4 ve otomobil pazarı yüzde 7 artarken, ağır ticari araç pazarı yüzde 3, hafif ticari araç pazarı yüzde 5 daraldı. Bu dönemde, otomobil satışlarındaki yerli araç payı yüzde 40 olurken, hafif ticari araç pazarında yerli araç payı yüzde 53 olarak gerçekleşti.

OTOMOTİV İHRACATI ARTARKEN, OTOMOBİL İHRACATI AZALDI

Yılın 9 ayında toplam otomotiv ihracatı 2020'nin aynı dönemine göre adet bazında yüzde 9 artarak 671 bin 674 adet olarak gerçekleşti. Otomobil ihracatı ise yüzde 4 azalarak 401 bin 437 adet oldu. Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) verilerine göre, otomotiv sanayisi, toplam ihracattan aldığı yüzde 13,2 payla ilk sıradaki yerini korudu.

Söz konusu dönemde toplam otomotiv ihracatı dolar bazında yüzde 25, avro bazında yüzde 17 arttı. Bu dönemde, toplam otomotiv ihracatı 21,7 milyar dolar, otomobil ihracatı da yüzde 6 artarak 6,6 milyar dolar seviyesinde gerçekleşti. Avro bazında otomobil ihracatı ise yüzde 1 artarak 5,5 milyar avro oldu. 9 ayda dolar bazında ana sanayi ihracatı yüzde 18 artarken, tedarik sanayi ihracatı yüzde 35 yükseldi.

12 Ekim 2021 Salı

Etiketler : Sektörel

Dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe istihdam, tüm zamanların rekor artışıyla geçen yıl bir önceki seneye göre yüzde 18.2 artarak 16 milyon 200 bin kişiye ulaştı.


 

Uluslararası Yenilenebilir Enerji Ajansı (IRENA) tarafından hazırlanan "Yenilenebilir Enerji ve İstihdam 2024 Raporu"na göre, istihdam artışının yaklaşık yüzde 46'sı rüzgar ve güneş kurulumlarının en fazla gerçekleştirildiği Çin'den geldi.

 

Çin, 7,4 milyon yenilenebilir enerji istihdamıyla lider olurken, bunu 1,8 milyon ile Avrupa Birliği (AB) ülkeleri, 1,56 milyon ile Brezilya izledi.

 

ABD ve Hindistan ise yaklaşık 1'er milyonluk istihdamla bu ülkeleri takip etti.

 

Küresel yenilenebilir enerji istihdamında güneş enerjisi 7,2 milyon ile en fazla istihdam yaratan sektör oldu.

 

Çin ve Güney Asya, güneş enerjisi sektöründe istihdamı artıran bölgeler olarak kayıtlara geçti.

 

Biyoyakıtlar, dünya genelinde 2,8 milyon istihdam yaratarak ikinci sırada yer aldı.

 

Hidroelektrikte ise dünya genelindeki kurulumlar azalmasına rağmen, 2,3 milyonluk istihdam yaratıldı ve bu sektör sıralamada üçüncü oldu.

 

Rüzgar enerjisi sektörünün sağladığı istihdam ise 1,5 milyon oldu. Çin ve Avrupa istihdamda öne çıkan bölgeler olarak kayıtlara geçti.

 

Rapora göre, Afrika kıtası sahip olduğu büyük yenilenebilir enerji potansiyeline rağmen, küresel yatırımlardan istenilen payı alamadı. Küçük ölçekli yenilenebilir enerji yatırımları bu bölgede 2023 sonu itibarıyla 324 bin kişilik istihdam yarattı.

 

Böylelikle dünya genelinde yenilenebilir enerji sektöründe istihdam, tüm zamanların rekor artışıyla geçen yıl bir önceki seneye göre yüzde 18,2 artarak 16 milyon 200 bin kişiye ulaştı.

 

Raporda görüşlerine yer verilen IRENA Direktörü Francesco La Camera, enerji dönüşümü ve bunun sosyoekonomik kazanımlarının sadece birkaç bölgeyle sınırlı kalmaması gerektiğini belirterek, "Kolektif bir amaçla enerji dönüşümü için gerekler yerine getirildiğinde 2030'a kadar temiz enerji kapasitesini üç kat artırabiliriz. Böylelikle uluslararası işbirliklerinin artırılması ve finansman olanaklarının mobilize edilmesiyle istihdam yaratılarak topluma fayda sağlanacaktır." değerlendirmesinde bulundu.

01 Ekim 2024 Salı

Etiketler : enerji istihdam yenilenebilir enerji

Küresel sıcaklık artışının 1.5 derece ile sınırlandırılması için dünya genelindeki deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesinin 2030'a kadar 494 gigavat, 2050'ye kadar ise 2 bin 465 gigavat olması gerekiyor.


 

Kalabalık kıyı şeritlerinde elektrik ihtiyacının karşılanmasında deniz üstü (offshore) rüzgar enerjisi santralleri önemli bir seçenek olarak öne çıkarken, metrekare başına ürettiği enerji, gigavat ölçeğinde sağladığı temiz kaynak, kullanılan teknoloji ile bu santrallerin yeşil enerji dönüşümü için anahtar rol oynayacağı düşünülüyor.

 

AA muhabirinin Avrupa Rüzgar Enerjisi Birliği WindEurope ve Küresel Rüzgar Enerjisi Konseyi (GWEC) verilerinden derlediği bilgilere göre, offshore rüzgar enerjisi kapasitesi geçen yıl önceki yıla göre yüzde 24 yükselerek, tarihin ikinci en yüksek artışıyla 75,2 gigavata ulaşmıştı.

 

Bu yılın ilk yarısı Avrupa'da gerçekleşen 278 gigavatlık kapasite kurulumunun 35 gigavatını deniz üstü rüzgar santralleri oluşturdu.

 

Ancak küresel sıcaklık artışının 1,5 derece ile sınırlandırılması için küresel deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesinin 2030'a kadar 494 gigavat, 2050'ye kadar ise 2 bin 465 gigavat olması gerekiyor.

 

Rüzgar enerjisi sektöründe bu hedefler mevcut teknolojik gelişimlerle hesaplanırken, verimlilik artışı, kanat büyüklüğü ve türbin kapasitelerinin artmasıyla hedeflere daha kısa sürede ulaşılması bekleniyor.

 

Öte yandan, Kovid-19 salgınının ardından yapılan ekonomik toparlanma planları ve Rusya-Ukrayna Savaşı'ndan kaynaklanan yüksek enerji fiyatları sebebiyle birçok ülke enerji ihtiyacını karşılamada yerel kaynaklara yöneldi.

 

Dünya genelinde deniz üstü rüzgar enerjisi çalışmalarının yoğun olduğu bölgeler Avrupa ve Çin olarak öne çıkıyor.

 

TÜRKİYE'DE OFFSHORE ALANLARINA İLİŞKİN TEKNİK İNCELEMELER DEVAM EDİYOR

 

Türkiye'de de Enerji ve Tabii Kaynaklar Bakanlığı, deniz üstü rüzgar enerjisi için belirlenen aday Yenilenebilir Enerji Kaynak Alanı'na (YEKA) ait sahaların büyüklüklerini geçen yıl belirlemişti, bu bölgelerde teknik çalışmalar devam ediyor.

 

Türkiye'nin 2053 "net sıfır emisyon" hedefleri doğrultusunda deniz üstü rüzgar enerjisinde 2035'e kadar 5 gigavatlık kapasiteye ulaşması planlanıyor.

 

Deniz üstü rüzgar enerjisi, metrekare başına ürettiği enerji, gigavat ölçeğinde sağladığı temiz kaynak ve kapasite büyüklüğü karşılaştırıldığında diğer kaynaklara göre inşa kolaylığı ve teknolojisiyle enerji dönüşümünü sağlamada anahtar rol oynayacak bir kaynak olarak değerlendiriliyor.

 

LİMANLARA BÜYÜK İŞ DÜŞÜYOR

 

Deniz üstü rüzgar enerjisinde kapasite artışı ile bu endüstrinin gelişmesi için limanlara büyük iş düşüyor.

 

WindEurope tarafından yapılan hesaplamaya göre, Avrupa'nın deniz üstü rüzgar enerjisi kapasite hedeflerine ulaşabilmesi için limanlarına 8,5 milyar dolarlık yatırım yapması gerekiyor.

 

Deniz üstü rüzgar enerjisi santralleri, Avrupa'nın elektrik talebinin yüzde 3'ünü karşılıyor. Avrupa'da kurulu toplam deniz üstü rüzgar enerjisi kapasitesi mevcut durumda 30,3 gigavatı aştı. Bu kapasite Avrupa'daki 13 ülkede bulunan 126 deniz üstü rüzgar çiftliğinin elektrik üretimine katkı sağladığı anlamına geliyor.

 

Avrupa'daki limanlarda rüzgar enerjisi ekipmanlarının taşınması ve depolanması sağlanıyor. Yeni yatırımlarda liman arazilerinin ve derin denizdeki rıhtımların deniz üstü rüzgar santrali yatırımlarını kolaylaştıracak şekilde geliştirilmesi gerekiyor.

 

Limanların ayrıca kıyı şeritte bulunan endüstri, ulaşım ve ısıtma sektörlerinin karbonsuzlaşmasına da katkı sunması bekleniyor.

 

Rüzgar santrallerinin kanat ve türbin kapasitelerinin artmasıyla limanlara ihtiyaç artarken, bu bölgelere yapılacak yatırımların 5 yıl sonunda yatırımcı ve elektrik tüketicilerine olumlu katkı sunacağı tahmin ediliyor.

01 Ekim 2024 Salı