Suudi Arabistan ve Rusya'nın mevcut üretim kesintilerine ağustosta da devam etme kararı, petrol fiyatlarında beklenen etkiyi yaratmazken, uzmanlar fiyatlardaki artışın kısıtlı kalmasının yatırımcıların talep bazlı endişelerini yansıttığını savunuyor.


 

Suudi Arabistan pazartesi günü temmuzda gönüllü olarak uygulamaya koyduğu günlük 1 milyon varillik petrol üretim kesintisi kararını ağustos ayını da kapsayacak şekilde uzattığını bildirdi.

 

Suudi Arabistan’ın nisanda duyurduğu ve Aralık 2024’ün sonuna kadar devam edecek günlük 500 bin varil gönüllü üretim kesintisine ilave olacak bu kesintiyle birlikte ülkenin günlük petrol üretiminin de ağustosta son birkaç yılın en düşük seviyesi olan yaklaşık 9 milyon varil seviyesine düşeceği bildirildi.

 

Söz konusu açıklamanın ardından Rusya günlük petrol arzını 500 bin varil, Cezayir de 20 bin varil azaltacağını açıkladı.

 

Petrol İhraç Eden Ülkeler Örgütü (OPEC) ve OPEC dışı bazı üretici ülkelerden oluşan OPEC+ grubu geçen yıl ekimde günlük 2 milyon varillik üretim kesintisi yapacağını duyurmuş, mayıs itibarıyla da günlük yaklaşık 1,6 milyon varil ilave kesinti yapma kararı almıştı.

 

Birbiri ardına yapılan arz kesintisi açıklamaları piyasalarda arz talep makasının daraldığı ve küresel makroekonomik verilerin resesyon tehlikesine işaret ettiği bir dönemde geldi. Hem Suudi Arabistan hem de Rusya, Uluslararası Enerji Ajansı (IEA) ve Amerika Birleşik Devletleri’nin (ABD) üretimin artırılmasına yönelik ısrarlarına rağmen alınan bu kararın piyasa dengesini sağlamak için alındığını savunuyor.

 

ABD dahil pek çok ülkenin sıkı para politikalarına devam edeceğine yönelik açıklamalar, Çin’in salgın sonrası ekonomik toparlanmasının beklenen hızda olmaması ve ülkenin ham petrol talebi konusunda belirsizliklerin devam etmesi ise piyasalardaki olumsuz beklentileri körüklemeye devam ediyor.

 

Suudi Arabistan, Rusya ve Cezayir’in arz kesintilerine yönelik haber akışıyla birlikte petrol fiyatlarında kısa süreli yukarı yönlü hareketlenmeler olsa da, petrol talebinin zayıf seyrettiğine yönelik artan endişeler fiyat artışlarını kısıtlıyor.

 

Uluslararası referans kabul edilen Brent türü petrolün varil fiyatı Suudi Arabistan ve Rusya’nın kesinti kararını açıkladığı pazartesi gününü yüzde 0,33 azalışla 74,65 dolardan tamamladı. Hafta boyunca dalgalı seyir kaydeden Brent petrolün varil fiyatı, haftayı yüzde 4 artışla 78,17 dolardan kapattı.

 

‘YATIRIMCILAR KÜRESEL HAM PETROL TALEBİ KONUSUNDA OPEC KADAR İYİMSER DEĞİL’

 

Energy Point Research Kurucusu Doug Sheridan, AA muhabirine, Rusya ve Arabistan'ın piyasa dengesini sağlamak için arz kesintisi yapma kararının yerinde olduğunu savunarak fiyatların 70 doların altına düşmesinin ancak piyasa istikrarının sağlanmasıyla engellenebileceğini söyledi.

 

Sheridan, piyasaların bu tür adımları genelde yakın vadede fiyat desteği olarak yorumlama eğiliminde olduğunu belirterek, "Uzun vadede ise bu adım OPEC'in yükünü tek başına çeken Suudi Arabistan'ı bıkkınlığa iterek fiyatların düşüşüne neden olacak bir adıma yöneltebilir." dedi.

 

Açıklanan son kesintilerin, Suudi Arabistan'ı restleşmeye zorlayarak, talep fazlası üretimin risklerini göstermek için ülkenin tam kapasite üretim kararı almasına da zemin hazırlayabileceğine işaret eden Sheridan, böyle bir senaryonun fiyatları olumsuz etkileyeceğini ancak piyasa istikrarını sağlayabilmek için fiyatların düşmesine izin vermek gerektiğini vurguladı.

 

Sheridan, şöyle devam etti: "Piyasa oyuncuları, yakın vadede fiyat artışlarını destekleyecek bir neden görmüyor. Büyük tüketici ülkelerin zayıf ekonomik büyüme ve potansiyel küresel resesyon riskiyle mücadele ettiği bir dönemde OPEC, küresel ham petrol talebi konusunda nispeten iyimser ancak yatırımcılar OPEC ile aynı fikirde görünmüyor."

 

ÇİN'İN ZAYIF PETROL TALEBİ, FİYAT DÜŞÜŞLERİNİ ETKİLEYEN UNSUR

 

Londra merkezli ADM Investor Services International Baş Ekonomisti ve Küresel Stratejisti Marc Ostwald da Rusya ve Suudi Arabistan'ın düşük üretim kararının piyasa istikrarını sağlama çabası olarak görülebileceğini belirtti.

 

Suudi Arabistan ve Rusya'nın bütçe harcamalarını karşılamak için daha yüksek fiyatlara ihtiyaç duyduğunun altını çizen Ostwald, "Rusya özelinde bakıldığında, devam eden Ukrayna savaşını finanse edebilmek için yüksek fiyatlara ihtiyacı var." ifadelerini kullandı.

 

Piyasadaki yatırımcıların talep tarafına odaklanmaya devam ettiğini belirten Ostwald, "Özellikle Çin'in yılın ilk yarısında yüksek miktarda ham petrol ithal etmesi ancak bunun çoğunu petrol ürünleri olarak yeniden ihraç etmesi talep bazlı endişeleri artırıyor." dedi.

08 Temmuz 2023 Cumartesi

Çin’in, Birleşik Arap Emirlikleri’ne (BAE) yatırımı 2023’te yüzde 16 artarak 1.3 milyar dolara ulaştı. Bu rakam, Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptığı yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

NECMİ UYSAL

 

Çin ile Birleşik Arap Emirlikleri (BAE) arasında artan ekonomik ilişkilere paralel olarak Çin’in BAE’deki yatırımları 2023 yılında yüzde 16 artış ile 1.3 milyar dolara yükseldi. 

 

TOPLAM YATIRIMIN YÜZDE 60’I

 

Bu rakam tüm Asya ülkelerinin Arap ülkelerinde yaptıkları toplam yatırımın yüzde 60’ına karşılık geliyor.

 

BAE’NİN ÇİN’DEKİ YATIRIMLARI YÜZDE 120 ARTTI

 

Diğer taraftan Birleşik Arap Emirlikleri’nin Çin’deki yatırımları ise geçtiğimiz yıl yüzde 120 artış gösterirken, Arap ülkelerinin Çin’de yaptıkları yatırımların yüzde 90’ına karşılı geliyor. 

 

PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULMA ÇABASI

 

Birleşik Arap Emirlikleri de Suudi Arabistan’ın yaptığı gibi ekonomisini petrole bağımlılıktan kurtarıp çeşitlendirmeye çalışıyor. 

 

Bu kapsamda Çin ile BAE arasındaki karşılıklı ekonomik ilişkiler artış gösterme eğiliminde. 

 

EN BÜYÜK İHRACAT PAZARI

 

Nitekim BAE, Çin’in Arap ülkeleri arasındaki en büyük ikinci ticaret ortağı olurken, aynı zamanda en büyük ihracat pazarı konumunda. 

 

Diğer taraftan BAE, 2023 yılında doğrudan yabancı yatırım pazarında aktif proje bakımından 1.277 proje ve 23 milyar dolarlık yatırım ile dünyada üçüncü sırada bulunuyor.

 

Geçtiğimiz yıl körfez yatırım fonu ise Çin’de 2.3 milyar dolarlık yatırım gerçekleştirdi.

17 Mayıs 2024 Cuma

Merkezi Fransa'nın Strazburg kentinde bulunan Avrupa Konseyi, yapay zekayla ilgili ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti.


Kuruluşunun 75. yılını kutlayan Avrupa Konseyine 46 üye devletin dışişleri bakanları, yıllık toplantıları kapsamında Strazburg'da bir araya geldi.

 

Avrupa Konseyinden yapılan açıklamaya göre, üye ülkelerin dışişleri bakanları, Konsey'in çevre, göç, insan kaçakçılığı ve gazetecilerin korunması dahil farklı alanlarda gelecekte izleyeceği yolu belirledi.

 

Bakanlar, yapay zekaya ilişkin ilk uluslararası sözleşmeyi kabul etti. Sözleşmenin imza faslı eylülde Litvanya'nın başkenti Vilnius'ta başlayacak.

 

Hukuki bağlayıcılığı olan sözleşme, yapay zekaya başvurulurken uluslararası insan hakları, demokrasi ve hukuk devletine yönelik hukuki düzenlemelere uyulduğunu garanti altına almayı amaçlıyor.

 

Sözleşmeye üye devletlerin, yapay zeka sistemlerinin kullanımı sırasında insan hakları düzenlemeleriyle aykırı riskleri belirlemeye, ölçmeye ve önlemeye yönelik önlemler alması gerekecek.

 

Üye devletlerden ayrıca, yapay zeka sistemlerinin eşitlik ilkesine, ayrımcılık yasağına uymasını ve özel hayatı korumasını sağlaması isteniyor.

 

Bu arada, Ukrayna'nın desteklerini ifade eden bakanlar, toplantıda bu ülke için "Hasar Kaydı" mekanizmasının önemini de kaydetti.

 

Söz konusu mekanizma kapsamında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna topraklarında oluşan hasarların tazminat taleplerine ilişkin kanıt ve bilgiler toplanıyor.

 

Bakanlar, Ukraynalı çocukların korunması ve "kaçırılan Ukraynalı" çocukların geri getirilmesi için atılan adımları memnuniyetle karşıladıklarını belirtti.

 

Toplantıda, 2025'te gençlik bakanlarını bir araya getiren bir konferans düzenlenmesi kararlaştırıldı.

 

BAKANLAR KOMİTESİ BAŞKANLIĞINI LİTVANYA DEVRALDI

 

Toplantı kapsamında Liechtenstein, Avrupa Konseyi Bakanlar Komitesi Başkanlığı görevini Litvanya'ya devretti.

 

Litvanya Başbakanı İngrida Simonyte, ülkesinin Bakanlar Komitesi Başkanlığı dönemindeki öncelikleri hakkında bilgi verdi.

 

Buna göre, Litvanya'nın öncelikli görevleri arasında Rusya-Ukrayna Savaşı bağlamında Ukrayna'yı desteklemek, Reykjavik Zirvesi'nde alınan kararları uygulamak, otoriterliğe karşı Konsey'in değerlerini korumak, demokrasiyi, insan haklarını ve üye devletlerde hukuk devletini savunmak yer alacak.

17 Mayıs 2024 Cuma